23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Pal Sokağı Çocukları'nın izini sürdük

Kadim Ülker/ Viyana

Pal Sokağı Çocukları'nın izini sürdük
A+ A-

Budapeşte’ye baba kız kaçtık. Çoktandır kızımın okumasını istediğim Pal Sokağı Çocukları’nın küçük büstlerini görmek istiyoruz, bir de Gül Baba Türbesi’ni. Şehre vardığımız ilk gün bütün aramalarımıza rağmen Pal Sokağı Çocukları’ndan Nemeçek ve rakibi Kızıl Gömlekliler’in büstünü bulamadık.

BUDAPEŞTE’DE NEMEÇEK’TEN GÜL BABA’YA

Bir kitapçıda bir harita buluruz diye içeri daldık. Macarca yayınlanmış binlerce kitap karşıladı bizi. Ferenc Molnar’ın kitabının Almanca veya İngilizcesi’nin olup olmadığı sorumuza “hayır” cevabı aldıktan sonra kızım Elif ile müzik ve film reyonuna yöneldik. Müzik reyonunda dikkatimiz çeken bir çalışmayı satın alıp, arabanın müzik çalarına koyduğumuzda Macarca, Türkçe ve Arapça üç dilden şarkı ve türküler bizi selamladı. Çalışmada Macar “Sürüsünü arayan çoban”ın hikayesi ve Aşık Veysel’den türküler paralel olarak sunuluyor. Türk ve Macar halk türkülerinde ortaklıklar Budapeşte’nin sokaklarında dikkatmizi çekti. Çalışmada çeşitli güzel türkülerimizin yanında “Uzun ince bir yoldayım” türküsü Macarca ve Türkçe, bağlama eşliğinde çalıp söyleniyor: “Megszülettem, s elindultam, Vandorutra vitt a labam = Dünya’ya geldiğim anda, yürüdüm aynı zamanda...” “Gökkuşağı Köprüsü = Szivarvanyhid” isimli eserde Macar kadın sanatçı Maria Majda Guessous’in ses ve sazı eşliğinde Nemeçek’i arıyoruz.

Pal Sokağı Çocukları'nın izini sürdük - Resim : 1

YUNUS EMRE VE AŞIK VEYSEL’İN ESERLERİ MACARCA’DA

Macar ve Türk sanatçıların bu tür ortak çalışmalarının olduğunu bilmekteydim. Macar Kobzos Kıss Tamas ve Dr. Erdal Şalikoğlu Türk ozanları Aşık Veysel ve Yunus Emre’nin eserlerinden seçmiş oldukları türküleri iki CD’de toplamışlar, bağlama eşliğinde Macarca ve Türkçe okuyorlardı.

Macar sanatçı Guessous’in çalışmasından sonra Viyana ile Budapeşte arasındaki sürekli yapılan kıyaslamayı hatırladım. Üç günlük ziyarette sağlıklı bir kıyas yapmanın mümkün olmayacağı kanaatindeyim. Her iki kentin çok önemli ortaklıklarının olduğu bilinir; bunlar Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Tuna Nehri ve Osmanlı İmparatorluğu’dur. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve Tuna Nehri, kentlerin mimari yapısında ve mutfak kültüründe fazlaca benzerlikler bilinir. Viyana, tarihlerinde Osmanlılar ile ilişkisini oldukça olumsuz değerlendirmiştir, buna karşılık Budapeşte ise onu kültürel zenginliğe dönüştürmeyi başarmış.

Pal Sokağı Çocukları'nın izini sürdük - Resim : 2

“TÖRÖK BORPATİKA” YA DA TÜRK ŞARAP DÜKKANI

Bu güzelliklerden birisi kentin Buda yakasının en güzel tepelerinden birinde bulunan Gül Baba Türbesi’dir. 15. Yüzyılda Budapeşte’ye gönderilmiş Türk Bektaşisi Gül Baba’nın türbesini ulaşmak oldukça güç. Türbe yakınlarında bulunan ana caddelerde bir kaç defa döndükten sonra, park yeri bulduğum ilk yere girdim. Kapısında “Török Borpatika” (Türk Şarap Dükkanı) yazan dükkanın önünde duran adama sorduğumda, üzerinde durduğumuz caddenin “Török Ucta”, yani Türk Sokağı olduğunu da öğrendim. Tarife göre Török Ucta boyunca geriye gidildiğinde , soldan yukarıya çıkan cadde Gül Baba Ucta’dan yürüyerek türbeye ulaşılması daha kolay olduğuydu.

Caddenin sonundan sola dönüldüğünde Bektaşi Gül Baba’nın türbesine ulaşılmakta. Adeta “eğri odunun bile girmediği” Bektaşi tekkesine ulaşmanın ve oraya ait olmanın zorluklarını hatırlatırcasına, Gül Baba Türbesi’ne giden yol taşlarla döşenmiş. Kentin güzel yerlerinden birisi olan Gül Tepesi (Rozsadomb) üzerinde bakımlı ve temiz haliyle ziyaretçilerini bekleyen Gül Baba Türbesi’nin ortasında Gül Baba’nın kabri bulunmakta. Kabrin çevresine yeşil renk hakim. Yeşil renği duvaraları süsleyen geleneksel Türk çinisi ve iki adet Türk bayrağının renkleri değiştirmekte.

Osmanlı askerlerinin ayaklar altında çiğnenmesini gösteren heykellerin bulunduğu Viyana ile Budapeşte arasında yapılacak karşılaştırmalardan birisi de türbede bulunmaktadır. Macar sanatçıların Türk şarkı ve türklülerini hem de kendi dillerinde hem de Türkçe sözleyen Budapeştelilerin varlığını belirttikten sonra, Viyanalının 50 yıldır kapı komşuları olan Türklerin türkü veya şarkılarını Almanca veya Türkçe söylemek şöyle dursun, dinlemek bile istememektedir.

NEMEÇEK VE ARKADAŞLARIYLA KUCAKLAŞMANIN MUTLULUĞU

Gül Baba Türbesi’ni ziyaret ettiktensonra yönümüzü Pal Sokağı Çocukları’nın büstlerine çeviriyoruz. Roman kahramanlarımızın Budapeşte’nin 8. Mahallesinde (1082 Budapest Posta kodlu mahalle) olduğuna iyice kanat getirdik. Zira kentte aynı adlı üç adet sokak var. Nemeçek ve arkadaşlarının heykelini Pal Sokağı’nda aradık. Kitabın Macaristan’da okullarda ders kitabı olarak okutulan Pal Sokağı kahramanlarının bulunduğu yeri kendilerine sorduğumuz Budapeşteliler bilemediler. Genç yaşlı sorduğumuz hanım ve beyler Pal Sokağı Çocukları’nı hiç duymamışlar gibi davrandılar.

Bir sahafın tarifi de pek faydalı olmadı. Son olarak sorumuzu yönelttiğimiz genç hanımın gözleri çakmak çakmak, pırıl pırıl dişlerinin hepsini göstermek istercesine bize anlattı. Kısa süre sonra Nemeçek ve arkadaşlarının Prater Ucta ile Kisfaludy Ucta’nın (sokaklarının) köşesinde, bir okul önünde bizi beklediklerini görmüştük. Mutluluğumu gören kızım habire deklanşöre basıyordu. Nemeçek ve arkadaşlarıyla ayrı ayrı kucaklaşdıktan sonra kendileriyle vedalaşıyoruz. Arabamıza geri dönerken bize Nemeçek’in yerini tarif eden genç hanımla tesadüfen tekrar karşılaşıyoruz. Elif’im koşuyor yanına ve tekrar teşekkür ediyor. “Babam çok mutlu oldu, lütfen beraber bir fotoğrafınızı çekebilir miyim” diyor ona. Her ikimizin de mutluluktan ağızları kulaklarında kameraya gülüyoruz.

Pal Sokağı Çocukları'nın izini sürdük - Resim : 3

Son Dakika Haberleri