Pembe senaryo Deyrezor'da bitti

Suriye ordusunun Deyrezor cephesinde kazandığı başarılar ABD politika yapıcıları arasında endişeye neden oldu. İsrail lobisine yakınlığı ile bilinen Washington Enstitüsü yayımladığı son makalede ABD destekli güçlerin kaybettiğini itiraf etti.

“Gözler ABD destekli güçler ile Suriye arasında çekişmeli bir yarışa neden olan Deyrezor iline çevrildi. Kürtler de bu yarışta kenarda kaldılar” ifadelerini kullanan Washington Enstitüsü Suriye ordusunun Deyrezor'u almasıyla birlikte Fırat'ın aşağısını PYD'ye kapatacağını belirtti.

SURİYE PETROLÜNÜN YARISI BURADA

Suriye ordusunun bölgede hakimiyeti tesis etmesinin ardından ülkedeki petrolün yarısını barındıran el Ömer sahasına odaklanacağını vurgulayan ABD merkezli kuruluş yaşanması muhtemel gelişmeleri şöyle aktardı:

“Son aylarda Suriye ordusu Tedmur ve Güney Rakka'da ilerleme kaydetti ve dikkatini İŞİD tarafından işgal edilmiş Deyrezor iline çevirdi. Suriye ordusu Deyrezor'u almayı başarırsa sonra el-Omar petrol sahasına odaklanacak. Fırat'ın kuzeyinde Mayadin ve Ebu Kemal arasında olan bu bölge Suriye'nin petrol üretiminin %50'sini sağlamaktadır. Hem yerel hem ulusal seviyede bu bölgeyi ele geçirmek Esad için hayati derecede önemlidir. Mantık olarak Suriye ordusu ardından Irak sınırına ilerleyecek ve Sinjar dağları yakınlarında militanlarla güçlerinin birleştirecek. Suriye Demokratik Güçleri (PKK öncülüğündeki grup) ve ABD destekli Arap örgütler Fırat vadisinin aşağı kısımlarına ulaşmaktan men edilecek.”

'BAŞARISIZLIĞIN DÖRT NEDENİ'

ABD'nin sahadaki gelişmeleri tersine çevirmek için Irak ve Suriye arasına tampon bir güç istediğini savunan Washington Enstitüsü, bu senaryoda Arap ağırlıklı örgütlere ve PKK'ya görev verildiğini kaydetti. Pentagon'un ABD destekli grupları Fırat'ın kuzeyinden Mayadin'e taşıyarak Suriye ordusunu Deyrezor'da kuşatmayı hedeflediğini anımasatan kurum “Burada tartışılmayan jeopolitik hususlar haricinde bile, bu pembe durumun gerçekleşmesi pek muhtemel değil” diye yazdı. ABD merkezli düşünce kuruluşu bu kapsamda şunları kaydetti:

“Öncelikle, ABD destekli Arap gruplar - adlandırmak gerekirse Doğu'nun Aslanları, Asi Komando ordusu ve yeni Deyrezzor Kurtuluş Tugayı'nın sayıları en iyi ihtimallere göre sadece 2,000. Böyle bir güç binlerce İŞİD militanını yenemez. İkincisi bir yıl önce 2016 yılının 29 Haziran'ında düzenlenen Ebu Kemal'i hava saldırısıyla alma girişimi, İŞİD'den korkan yerel kabilelerin çatışmaya devam etmemeleriyle başarısızlığa uğramıştı. Üçüncüsü 2017 baharında, asiler el-Tenef'ten kara yolundan Ebu Kemal'e ilerleme girişimlerinde Tedmur tarafından gelen Şii militanlar tarafından durduruldular. ABD'li komutanlar Arap asilerini, SDF'ye entegre edebilmek için el-Shadadi'ye transfer etme isteklerini belirttiler. Böylece Deyrezor'a kuzeyden saldırı düzenlenebilirdi ancak bunu kabul etmediler. Dördüncüsü, çok da önemsiz değil, SDF komutası bu Arap militanları desteklemek istememektedir”

PKK DESTEK İÇİN SAVAŞ UZATIYOR

Arap ağırlıklı örgütlerin PKK desteği olmadan başarısız olacağını iddia eden Washington Enstitüsü örgütün terk edilme korkusuyla Rakka operasyonunu uzattığını ifade etti. Fabrice Balanche imzasıyla yayımlanan makalenin devamında şu ifadeler kullanıldı:

“ PYD Kuzeydoğu Suriye'de ABD'nin tek müttefiği kalmak istemektedir. PYD ABD'nin Rojova'yı herhangi bir Türk saldırısına karşı koruduğunu biliyor fakat Rakka kurtarıldı mı Suriye Kürtleri ABD için vazgeçilebilir bir müttefik halini alacaktır. Bu da sonra ne olacak sorusunu doğurur. Böyle bir belirsizlik ortamında, PYD Rakka savaşını uzatma konusuna ilgi duyuyor. Haval Gabar'a göre Rakka'daki YPG'nin başı, çatışma 4 ay daha sürebilir. Yine de yakın zamanda planlanan bir saldırı planı yok, bu da Suriye ordusunun sessizce Deyrezor'a doğru ilerlemesine izin veriyor”

AŞİRETLER İSTANBUL'DAN ŞAM'A DÖNÜYOR

Suriye ordusunun sahada kazandığı başarılar ardından ülkedeki aşiretlerin de Şam yönetimine dönüş yaptığını duyuran Washington Enstitüsü bu kapsamda şu ifadeleri kullandı:

“Eskiden Esad rejimi suya erişim, arazi dağıtımı ve ordu işlerini kontrol ediyordu. Gelecekte ise petrol kaynakları büyük ihtimal paylaşılacak ve bazı aşiretler boru hattını koruma karşılığında ödeme talep edeceklerdir. Eylül 2015'teki Rus müdahalesinin ardından, belli aşiret liderleri dengelerin değiştiğini hissedip rejimin tarafına geri döndüler. Örneğin, Nawaf el-Bashir Baggara aşiretinin yöneticileri beş yıl süren İstanbul macarasından sonra böyle bir hareket yaptı”

DEYR EZ ZOR'DA SON DURUM NE?

Suriye ordusu IŞİD'in elinde bulunan Deyrezor'a ilerleyişini sürdürüyor. Sunha kasabasını IŞİD'den kurtaran ordu, aynı zamanda kuzeyden Fırat kıyısında ilerlerken güneyden de Ebu Kemal kasabasında bulunan sınır kapısına doğru yaptığı harekatı devam ettiriyor. IŞİD'in kontrolü sağladığı kapının Irak tarafında bulunan El Kaim'e doğru Irak ordusu da harekat düzenliyor. ABD'nin desteklediği PKK/YPG'nin de hedefinde bulunan Deyrezor zengin petrol ve doğalgaz yataklarıyla dikkat çekiyor. Kuzeyden Fırat kıyısında ilerleyen ordu güneyden de Irak sınırından IŞİD bölgelerini temizliyor. Ordunun taktiği ise kuzey ve güneydeki harekatları birleştirerek IŞİD'i çembere almak ve etkisiz hale getirmek. Geçen günlerde Deyrezor yolunun üzerinde bulunmasından dolayı kritik öneme sahip Sunha kasabasını işgalden kurtaran ordu, yolun üzerinde ilerlemeye başladı. Ordusu ayrıca stratejik Sunha kasabasının 15 kilometre kuzeyindeki Saruk bölgesini de ele geçirdi. Böylece Sunha kasabası IŞİD’in füze atışlarına karşı bir güvenlik kuşağıyla çevrelenmiş oldu.

IŞİD'in sınırın iki tarafını tuttuğu ve örgütün gelir kaynakları açısında önemli Deyrezor'un güneyinde bulunan El Kaim'deki sınır kapısına ise hem Suriye hem de Irak orduları tarafından kuşatıldı. Kapının ele geçirilmesi IŞİD'in transit ticaretine önemli darbe vuracak. Öte yandan Suriye Savunma Bakanlığı öneki gün yaptığı açıklamada Humus’un kuzeydoğu bölgesinde yer alan çok sayıda gaz sahası ve işleme tesisinin IŞİD’den kurtarıldığını açıkladı.