15 Ocak 2025 Çarşamba
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Pençe-Kaplan’ operasyonu ve Barzani bölgesi

1 Temmuz 2020’de video konferans yöntemiyle yapılan Üçlü Zirve Suriye’nin kuzeyindeki PKK/PYD güçlerini endişelendirdi. Türkiye, Rusya, İran’ın yeni bir “konsept” konusunda fikir birliğine vardığını duyuran bölücü haber siteleri paniği haberleriyle yansıttı

‘Pençe-Kaplan’ operasyonu ve Barzani bölgesi
A+ A-
MURAT İNCE

Erbil merkezli Bölgesel Yönetim Irak’ın askeri, siyasi ve ekonomik zayıflıklarından yararlanarak tamamen başına buyruk hareket etmeye çalışıyor. Irak milli hükümetini zorunluluklar dışında dinlemeyen IKBY, ABD/İsrail desteğiyle federal yapısını fiili durum yaratarak genişletmeyi hedefliyor.

BARZANİ BÖLGESİNİN TUTUMU

TSK’nin başarıyla sürdürdüğü ve PKK’ya ağır kayıplar verdirdiği Irak’ın kuzeyindeki harekâtların başarısı IKBY’yi telaşlandırdı. Süleymaniye merkezli Talabanistan’ın (KYB) hâkimiyetinde bulunan ve İran sınırına 37 km uzaklıktaki Zine Werte’ye bile gözünü kırpmadan giren TSK’nın bu hamlesi, PKK’yı olduğu kadar diğer bölücüleri de korkuttu.

4 Temmuz 2020 tarihinde Kurdistan24 sitesi Erbil’den bir haber geçti. Habere göre kukla yönetim, TSK’nın PKK’ya karşı sürdürdüğü operasyon bölgelerine yönelik “rapor” hazırlamaya başlamış. Sözde Kürdistan Parlamentosu Başkan Yardımcısı Hemin Hewrami, Parlamento heyetinin bombalanan bölgeleri ziyaret edip rapor hazırlayacağını söyledi ve şunları ekledi: “PKK’nin bazı dağlık alanlardaki varlığı nedeniyle sınır bölgelerinin Türkiye tarafından bombardımana tabi tutulması bir kriz yarattı. Bir önceki Parlamento oturumunda Peşmerge Komisyonu, İçişleri Komisyonu ve İlişkiler Komisyonu toplantı düzenleyerek, ortak komisyon oluşturdu. Bu komisyon bugün Duhok, Erbil ve Süleymaniye’nin sınır bölgelerinde ve bombalanan yerlere dair bir rapor hazırlayacak” dedi.

ÖZEL OTURUM

Raporun hazırlanmasının ardından Kürdistan Parlamentosu’nda özel bir oturum düzenleneceğini kaydeden Hewrami, “Raporun hazırlanmasının ardından Peşmerge ve İçişleri bakanları başta olmak üzere ilgili bakanlar bilgilendirilecek ve raporla ilgili Kürdistan Parlamentosu’nda özel oturum düzenlenecek. Sonra sorunun çözümüne odaklanılacak” ifadelerini kullandı.

Komisyonda yer alan isimlerden Blind İsmail ise konu üzerine yaptığı açıklamada, “parlamento olarak bombardımana tabi tutulan bölgeleri gezdiklerini ve rapor hazırlamaya başladıklarını ve raporun ardından Kürdistan bölgesi hükümeti ve Irak hükümetinden sorunun çözümünü isteyeceklerini” söyledi. Ardı ardına açıklamalarda bulunan IKYB’liler hedefe Türkiye ve İran’ı yerleştirdiler.

Türkiye’nin “Pençe-Kaplan” operasyonlarına dikkati çeken IKYB’li elemanlar, “sivil ölümlerine” dikkat çektiklerini ve Türkiye’nin ivedilikle uyarılması gerektiğini belirttiler.

ASTANA SÜRECİNİN ETKİSİ

1 Temmuz 2020’de video konferans yöntemiyle yapılan Üçlü Zirve Suriye’nin kuzeyindeki PKK/PYD güçlerini endişelendirdi. Türkiye-Rusya-İran’ın yeni bir “konsept” konusunda fikir birliğine vardığını haber yapan BasNews haber sitesi bazı ayrıntılar da verdi.

PYD/YPG’nin egemen olduğu ve yönettiği HSD’ye (DSG- Demokratik Suriye Güçleri) yakın kaynaklar, Üçlü Zirve’nin sonuçlarının ağır olacağı ve “Rojova’da” radikal değişikliklere ortam hazırlayacağını söyleyerek tedbirler alınması üzerinde çalıştıklarını açıkladılar.

‘REJİME TESLİM EDECEKLER’

HSD’ye yakın kaynağa göre: “HSD güçlerinin Suriye’nin kuzeyinden ve Rojava’nın belli bölgelerinden çekilmeye zorlamak ve bu bölgeleri rejime teslim edilmesi amacıyla Türkiye’nin askeri operasyonlarına yeşil ışık yakılması noktasında taraflar anlaşmaya vardı.” Astana buluşmalarının hem ABD’yi ve hem de kara güçlerini kara kara düşünmeye itiyor. Çünkü Üçlünün ortak hamleleri Irak ile Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumanın yanı sıra hükümetlerin elini de güçlendiriyor.

Türkiye önünde sonunda yeniden Suriye’nin kuzeyine (hakikaten ne oldu ‘Rojova devrimine’ tek kelime eden yok?) müdahalede bulunacak. PKK/YPG hâlâ Ayn El Arap (Kobani) gibi yerleşimlerde şu veya bu şekilde bazı güçlerini koruyor. Bu olgunun değiştirilmesi süreç işi! HSD ya da DSG’nin isminin açıklanmasını istemeyen sözcülerinden birisi bunu şöyle ifade etmektedir:

"Demokratik Suriye Güçleri’nin (HSD) kontrolündeki Kobanê, Ayn Îsa, Minbic hatta Rakka’dan çekilmeye ve Suriye rejimine teslim etmeye zorlamak amacıyla Türkiye’nin askeri operasyonlar düzenlemesini içeren tehlikeli bir konsepte İran ve Rusya yeşil ışık yaktı. Tıpkı Afrin ve Serekaniye’de uygulanan planın bir benzeri Kobani’de de devreye girecek, konsepte göre; HSD’nin bu bölgeden çekilmesi için Türkiye’nin bu bölgeye askeri bir operasyon yapacak ve Türkiye, Kobani’nin sınır hattında kalıcı olacak. Türk ordusunun aynı şekilde HSD’nin konrolündeki Ayn Îsa ve Minbic’e de bir askeri operasyon gerçekleştireceğini ve daha sonra HSD’nin geri çekilmesinin sağlanması ile bu bölgelerin rejim güçlerine teslim edilmeye zorlanacağının planlandığını” açıklayan DSG’li buna ABD’nin evet demeyeceğini ve kendilerine sınırsız destek sağlayacağını da ekliyor.

ABD’NİN ÖNCELİĞİ 

Suriye’de ABD’nin kuyruğu sıkıştı. Her ne kadar ona bel bağlayan PKK/YPG hâlâ umudunu yitirmese de ibrenin kendilerinden yana dönmediğini de biliyorlar. Şu sözler onlara ait: “ABD için petrol bölgeleri daha öncelikli, ancak ABD yeşil ışık yakana kadar bu konseptin uygulanması imkânsız gibi. ABD henüz bu plana yeşil ışık yakmış değil! ABD için konseptte adı geçen yerlerden ziyade, petrolün olduğu Hesekê ve Deyr ez Zor bölgeleri daha önemli”

ULUS/DEVLETLERİN DİRENCİ

Emperyalizmin orduları işgalcidir, barbardır, yıkıcıdır, saldırgandır ve savaş taraftarıdır. Ezilen dünyanın milli devletlerinin orduları ise ülkelerini savunmak, bölücülüğe direnmek ve emperyalizmin boyunduruğundan kurtulmak için oluşmuşlardır. Emperyalistlerin orduları ile ezilen dünya ülkelerinin ordularını aynı kefeye koyarak değerlendirmek en hafif deyimle aymazlıktır ve son derece yanlıştır. Emperyalizmin baskıları arttıkça milli orduların direnci artar. O nedenle “Milli ordu direnir” tespiti yerindedir, gerçeğe uygundur.

TSK BELİRLEYİCİ

İran’ın ordusu, Suriye’nin ordusu, Irak’ın ordusu (zaaf ve zayıflıklarına rağmen) ve Türkiye’nin ordusu milli ordulardır ve emperyalizme karşı direnişin kaleleridir. O nedenle ABD/İsrail şer cephesi ilk önce milli orduları hedef alıyor. PKK dört ülkede bozgun yaşıyor. Bu bozgunda Türk Silahlı Kuvvetleri belirleyici olandır. PKK’ya karşı giriştiği her hamle bölge devletlerini rahatlatmakta, ABD/İsrail cephesini zayıflatmaktadır. Bu süreci dikkatle izliyoruz. Artık uzun süredir rüzgâr bizim yönden esiyor.

Son Dakika Haberleri