Pentagon’un elemanı Rubin’in umudu: İstanbul’daki ‘Kürtler’
Öcalan’ın çağrısının ardından Suriye’de de SDG/PKK Şam’la anlaştı. Suriye’nin kuzeyinde de umutlarını yitiren Rubin, PKK’nın yayın organı Özgür Politika üzerinden ‘Kürtler’e mesaj verdi.

PKK’nın yayın organı Yeni Özgür Politika, Pentagon’un psikolojik harp elemanı Micheal Rubin’le yaptığı röportajda Abdullah Öcalan’ın çağrısı ve Şam ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG/PKK) arasındaki görüşmelere odaklandı. ABD askerinin Suriye’den çekileceğini söyleyen Rubin, “İsrail, Kürtlere dair eylem olmadan yapılan söylemlerin bir ihanet olduğunu anlamalı. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin kontrol ettiği bir havaalanı yok. İsrail ve Dürziler Kürtlerle bir ittifak kurarsa, o zaman yardım Suriye üzerinden akabilir.” dedi.
‘ABD KÜRTLERİ UMURSAMIYOR’
“ABD’nin Kürt müttefiklerine bağlılığı zayıfladı mı?” sorusunu yanıtlayan Rubin şöyle konuştu: “ABD, Kürtleri pek umursamıyor. Trump, ABD’nin Suriye’de Kürtlerle ortaklığını ‘bitmeyen savaş’ın bir sembolü olarak görüyor. Geri çekilecek ve Kürtleri yüzüstü bırakacak. Irak’a gelince, Washington için bu ülkenin politikası artık tamamen geçmişte kaldı. Zaman zaman Mesrur Barzani veya Bafil Talabani gibi Kürt şahsiyetleri Washington’u ziyaret ediyor, ancak elde ettikleri şey bir ortaklık değil, yalnızca bir fotoğraf fırsatı.”
‘İSRAİL, DÜRZİ, KÜRT İTTİFAKI’
Rubin, bölgedeki jeopolitik değişimlerin Kürtlerin siyasi ve askeri stratejilerini nasıl etkilediğinin sorulması üzerine de şunları söyledi: “Suriye’de yaşayan Kürtler, kazanımlarını korumak için savaşmak zorunda kalacak, ancak Suriye Dürzileri ve İsrail ile bir ittifakta yeni fırsatlar bulabilirler. Körfez Arap devletlerinin çoğu, Ahmet Şara’nın haddini aşmasını bekliyor; ardından devreye girip Türk etkisini ortadan kaldırabilirler. Öngörüm şu ki, Ahmet el-Şaraa bir yıl içinde ne iktidarda olacak ne de hayatta kalacak. İran’a gelince, burada her şey Hamaney’in ölümünden sonra ne olacağına bağlı olacak.”
‘LOJİSTİK SORUNU İSRAİL İTTİFAKIYLA ÇÖZÜLÜR’
Yeni Özgür Politika Rubin’e, “Türkiye’nin düşmanca tutumu ve ABD’nin değişen öncelikleri göz önüne alındığında, Suriye Kürtleri nasıl bir yol izler?” sorusunu da yöneltti. Yanıtı şöyle: “İsrail, Kürtlere dair eylem olmadan yapılan söylemlerin bir ihanet olduğunu anlamalı. Ancak Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin Ortadoğu’da asıl ihtiyacı, Birleşik Arap Emirlikleri veya Suudi Arabistan’dan doğrudan destek alması—belki de Hindistan’ın dahil olmasıdır. Sorun ise lojistiktir. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin kontrol ettiği bir havaalanı yok, Kamışlı’yı tam olarak ele geçirmediği sürece de olmayacak. Eğer İsrail ve Dürziler Kürtlerle bir ittifak kurarsa, o zaman yardım Suriye üzerinden akabilir. Aksi takdirde, Suudi Arabistan ve Emirliklerden Kuzeydoğu Suriye’ye silah sevkiyatının sağlanması için Ürdün’ün işbirliği şart olacaktır.”
Rojava’daki mevcut durumu nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Rubin, daha önce yaptığı gibi Türkiye’yi tehdit etti: “ABD, Rojava'yı korumayacaktır. Kürtler hayatta kalmak için savaşmak zorunda kalacaklar. Kürtlerin kazanacağından hiç şüphem yok çünkü gidecek başka yerleri yok. Benim için asıl soru şu: Türkler Rojava'yı işgal ederse, Kürtler sadece Suriye'de mi savaşacak yoksa İstanbul'da da savaşacak mı? Erdoğan ancak Türk ekonomisi turizm gelirini kaybetmesi nedeniyle çöktüğünde politikalarını yeniden gözden geçirecektir.”
‘İHA’LAR İSTANBUL’DA İŞE YARAMAZ’
Rubin, 21 Aralık’ta Orta Doğu Forum adlı düşünce kuruluşunun internet sitesinde yayınlanan yazısında da Türkiye’yi İstanbul’daki Kürtlerle tehdit etmişti:
“Ilımlı tahminler, İstanbul'un 15 milyonluk nüfusunun yüzde 20'sinin Kürt olduğunu öne sürüyor. Kürtler terörizmden vazgeçerken, iki gerçeklik ortaya çıkıyor: Hapisteki Öcalan, Suriye Kürtlerini veya Türkiye'deki sempatizanlarını kontrol etmiyor. İkincisi, Kürtlerin Erdoğan'ın soykırımdan başka bir şey istemediği sonucuna varmasıyla birlikte, bireysel düzeyde pek çok kişi mücadeleyi kendi eline alacaktır. İHA'lar, Türk Ordusu için mızrağın ucudur. Ama İstanbul'da işe yaramazlar. Kürtler, Türkiye'nin en büyük kentinin yoğun sokaklarında ve kalabalık mahallelerinde faaliyet göstermeyi seçerse Türk Ordusu’nun, Türkiye'nin Gazze Şeridi'nde kınadığı türden bir hasara yol açmadan yapabileceği fazla bir şey olmaz. Birçok Kürt Türkiye'ye sadık olsa da, bazıları şiddete başvuranları olaydan sonra gizleyip destekleyebilir. Bir bomba patladıktan sonra, güvenli ev sıkıntısı yaşanmayacaktır. Dünyanın en büyük Kürt nüfusuna sahip olan kent, muhtemelen yangının merkez üssü haline gelecektir.”