Türkiye köklü devrimci çözümlerin eşiğindeyiz
28 Mayıs seçimlerinde ABD’nin hedefindeki Tayyip Erdoğan için kamuoyuna oy verme çağrısında bulunan Perinçek, ABD planlarının baş rolündeki Kılıçdaroğlu’nu desteklemediklerini kaydetti. Twitter sohbet odasına katılan Perinçek, seçimlerde tarafsız kalmanın emperyalizmin çıkarına olduğunu da belirtti.
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, önceki akşam İş Dünyası Konfederasyonu (BİRKONFED) Genel Başkanı Osman Ünsal’ın yönettiği Twitter sohbet odasında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Kamu Mühendisleri Platformu, KİT taşeronları, Uzman Çavuşlar, Yardımcı Hizmetler Sınıfı Platformu, İnfaz Koruma Memurları Platformu, EYT mağdurları, Yapı Kayıt Mağdurları Platformu’nun da katıldığı yayında Doğu Perinçek, Türkiye’nin önündeki sorunlara ilişkin çözümleri anlattı.
Türkiye’nin köklü devrimci çözümlerin eşiğinde olduğunu belirten Perinçek, Vatan Partisi’nin programı, kadroları, geçmiş tecrübeleri ve birikimiyle bu çözümleri uygulayabilecek tek parti olduğunu ifade etti.
28 Mayıs’ta ABD’nin hedefindeki Recep Tayyip Erdoğan’a oy çağrısında bulunma gerekçelerini de aktaran Perinçek, ABD planlarının baş rolündeki Kılıçdaroğlu’nu desteklemediklerini kaydetti. Türkiye’nin ekonomide zorlu süreçten geçtiğini vurgulayan Perinçek, ekonomik krizin 28 Mayıs’tan sonra da devam edeceğini, bu alandaki çözümler için de Vatan Partisi’nin Üretim Devrimi programının uygulanması gerektiğine dikkat çekti.
‘NEOLİBERAL EKONOMİ İFLAS ETTİ’
Perinçek’in konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle:
“1980’de dünya ekonomisiyle bütünleşme adı altında uygulanan program bitti. O programın devam etmesi mümkün değil. Programın sahipleri sıcak para peşinde koşarak Türkiye ekonomisinin sorunlarının çözülemeyeceğini itiraf ediyor. AK Parti de bunu söylüyor. Hatta neoliberal ekonominin iflas ettiğini de kabul ediyorlar. Türkiye ekonomide çok köklü çözümlerin eşiğinde. Üretim devrimi ile sorulacak çözülecek sorunlarla karşı karşıyayız.
“Güvenliğe baktığımız zaman Türk Silahlı Kuvvetleri, polisimiz PKK'ya karşı çok önemli başarılar kazandı. Sınır ötesinde de önemli başarılar var. Bu arada FETÖ darbesi ezildi. Bu da tarihi bir olaydı. Bütün bunlarla birlikte Türkiye'nin güvenlikle ilgili sorunları devam ediyor. Suriye'nin kuzeyinde, Ege kıyılarında Amerika Birleşik Devletleri'nin namluları Türkiye'ye bakıyor.
“Doğu Akdeniz'de Amerika, İsrail, Yunanistan donanmaları Türkiye'ye karşı tatbikatlar yapıyor. Kuzeyimizde de NATO doğuya doğru genişlemek istiyor ve Ukrayna'da bir büyük bir savaş hala devam ediyor. O da Türkiye için bir tehdit. Bu sorunların çözümü ancak devrimci uygulamalarla mümkün. Sistem içinde çözüm kalmadı.
‘BARAJ SİSTEMİ KORUYOR’
“Türkiye'deki seçim sisteminin çok önemli bir kusuru var. O da yüzde 7 barajının olması. Seçmen gönlündeki partiye değil barajı geçeceği söylenen partilere yönlendiriliyor. Dolayısıyla mevcut sistem, sistem dışı partileri daha başından kenarlara itiyor.
“Sistemin dayatmaları seçmeni yönlendiriyor. Dolayısıyla sistem içi de tıkanmalar, çözümsüzlükler başlıyor. Tabii Türkiye bunu aşacak. Yüzde yedi barajı sistemi koruyan ve devrimci çözümlerin önünü kesen en önemli etkendir
ERDOĞAN’I OY ÇAĞRISI KARARI
“Birinci turda Cumhur İttifakı'na katılmak istedik. Yani Amerika Birleşik Devletleri cephesinde yer almayan ittifak, AK Parti'nin, Milliyetçi Hareket Partisi'nin bulunduğu ittifaktı ve Vatan Partisi'nin o ittifaka çok önemli katkıları olurdu. Programıyla, birikimiyle, uluslararası alandaki itibarıyla, prestijiyle, kadrolarıyla, Türkiye'nin bu zorlu sürecinde yedi ateşten geçmiş Vatan Partisi kadroları önümüzdeki dönemde belirleyici değerdeydi. Fakat onlar bizim talebimizi kabul etmedi. Kabul etmeme sebepleri de Amerika'dan korkmalarıdır. Türkiye'nin sorularını Amerika'dan korkarak çözme şansı yok. Tam tersine Amerika'ya karşı başı dik durarak, cesaretle, kararlılıkla çözebiliriz.
“Amerika Birleşik Devletleri parmağıyla gösteriyor. Diyor ki ‘Tayyip Erdoğan'ı yıkacaksınız.’ 2014’ten beri bu talimat var. ABD Tayyip Erdoğan'ı silahla yıkmaya kalktı. 15-16 Temmuz 2016 darbe girişiminde Türk ordusu ve polis içindeki güçlerini kullanarak yıkmaya kalktı. Silahla beceremedi. Biden ‘Seçim yoluyla başaracağız’ dedi. Cumhuriyet Halk Partisi, İYİ Parti, diğer o muhafazakar adını taşıyan güçleri bir araya getirdi. Sivil toplumda kuruluşlarını da katacağız dedi. Amerika'nın ‘yıkın’ dediği Tayyip Erdoğan var. Öbür tarafta da ABD’nin Tayyip Erdoğan'ı yıkma planında baş rolde olan Kılıçdaroğlu var
‘28 MAYIS’TAKİ İKİ SEÇENEK’
“Önümüzde üçüncü bir seçenek yok. Vatan Partisi bugün cumhurbaşkanlığı seçiminde olsaydı en doğru seçim Vatan Partisi'ne oy vermek olacaktı. Çünkü köklü çözüm Vatan Partisi'nde. Zorlukları aşma kararlılığı ve gücü Vatan Partisi'nde.
“28 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanı ikinci tur seçiminde iki tane seçenek var. Biri Amerika'nın devirmek istediği seçenek, biri de Amerika'nın koltuğa oturtmak istediği seçenek. Aslında üçüncü bir seçenek de var. O da seçime katılmamak, boş oy vermek. Biz tarafsız kalma seçeneğini hiçbir şekilde benimsemedik. Çünkü burada tarafsızlık yok. Amerika'yla Türkiye arasında bir cepheleşmede tarafsız kalırsanız karşı güçlere hizmet etmiş olursunuz. Tarafsız kalan bertaraf olur. “Vatan Partisi de Amerika Birleşik Devletleri'nin desteklediği Kılıçdaroğlu'na değil, Amerika Birleşik Devletleri'nin yıkmak istediği Tayyip Erdoğan'a oy verilmesi çağrısını yaptı.
‘SORUNLARIMIZI VATAN PARTİSİ ÇÖZER’
Yayında Kamu Mühendisleri Platformu, KİT taşeronları, Uzman Çavuşlar, Yardımcı Hizmetler Sınıfı Platformu, İnfaz Koruma Memurları Platformu, EYT mağdurları, Yapı Kayıt Mağdurları Platformu’nun temsilcileri de konuştu. Yaşadıkları sorunları aktaran temsilciler Vatan Partisi ve Doğu Perinçek’ten sorunlarını çözmelerini talep etti. Vatan Partisi’ne güvendiklerini de belirten platform temsilcileri Doğu Perinçek’e kendilerini dinledikleri için de teşekkür ettiler.
‘28 MAYIS ÇÖZÜM DEĞİL DURAK’
“Türkiye'nin köklü çözümünü düşünüyorsak Amerika'nın planını bozmamız lazım ki Türkiye bağımsızlık yönünde ilerlesin. Amerika'nın engellerinin üzerinden aşarak Vatan Partisi'nin üretim devrimi programı yolunda mesafe kat edebiliriz. Dolayısıyla 28 Mayıs bir çözüm değil, duraktır.
“Bu durak nedir? Biz Kaf Dağı'na tırmanıyoruz. 28 Mayıs'ta Kaf Dağı'nın zirvesine çıkmak yok. O tırmanışta yolumuzu haydutlar kesmiş. O haydutlara karşı yolumuzu açacağız ki dağa tırmanmaya devam edelim. Dolayısıyla 28 Mayıs’ı köklü çözüm günü olarak değil stratejik hedefimize ilerlemedeki bir engelin bertaraf edileceği gün olarak görmemiz lazım.
SIĞINMACILAR NASIL GÖNDERİLECEK?
“Vatan Partisi yıllar önce çözümü ortaya koydu. Suriye'nin kuzeyindeki terör örgütlerine Türkiye, Suriye, İran ve Rusya devletleri birleşsin ve Suriye'nin kuzeyindeki hem bölücü PKK, YPG, YPG gibi terör örgütlerini hem de DEAŞ gibi İslam bayrağı altında İslam'a hücum eden terör örgütlerini birlikte temizlesin. Böylece Suriye'nin toprak bütünlüğünü ve huzurunu sağlayalım. Suriyeli sığınmacıların tekrar ülkelerine dönmesinin koşullarını yaratalım. Suriye de onların geçmişte bazı suçları varsa onları affetsin ki sık sık af kanunları çıkartarak bunu yapıyor.
“Bu sığınmacı sorununu Amerika ve İsrail kullanmaya kalkıştılar. Türkiye'de Suriyelilere ve Afganlara karşı misafirlerimize karşı birtakım kışkırtmalar, tertipler, Zafer Partisi ve Ümit Özdağ üzerinden kışkırtmalar yaptılar. Amaçları Amerika ve İsrail'in Türkiye'yi karıştırmasına hizmet etmekte. Zafer Partisi bunun başındaydı. İYİ Parti de bunlara biraz iştirak etti.
“Bunlar çözümü getiren değil kangrenleştiren ve bu Suriyeli sığınmacılardan de yararlanarak Türkiye'de iç çatışmalar çıkartmaya çalışan Amerika ve İsrail'in güdümündeki güçlerdir.
“Vatan Partisi'nin büyük mücadeleleri sonucunda bununla mücadele ettik. Bu konuda bir kamuoyu yarattık. Türkiye Devleti ‘Katil Esed’ falan derken, bakın Esed lafları kalktı. AK Parti yöneticilerinin konuşmalarına dikkat edin. Artık Esed değil, Esad diyorlar. Vatan Partisi, Esed diyenlere Suriye Cumhurbaşkanının adının Esad olduğunu öğretti.
SEÇİMDEN SONRA EKONOMİK KRİZ
“Türkiye'nin toplam 500 milyar dolar dış borcu var. Dış ödemeler açığı rekor düzeye geldi. Bu ortamda Türkiye'nin sorunları seçimden sonra nasıl düzelecekmiş? Düzelmesi için köklü, devrimci üretim devrimine yönelik adımların atılması lazım.
“Türkiye üreticisi kambur ilan edildi. Türkiye'nin sırtında sorumlu olarak üreticiyi tuttular. Kamu iktisadi teşekküllerini suçladılar. Özelleştirelim dediler. Türkiye, canlı hayvan ihraç ederken ithal eder hale geldi. Kendi kömürünü üreten Türkiye, Ukrayna'dan, Rusya'dan, Güney Afrika'dan kömür ithal eden ülke haline geldi. Siz kömürü dışarıdan alırsanız, pamuğu dışarıdan alırsanız, buğdayı dışarıdan alırsanız, hayvanı dışarıdan alırsanız, sonuç itibariyle ara mallarını sanayinin kullandığı arı mallarını dışarıdan alırsanız ne olur? Türkiye ekonomisi batar.
“Tayyip Erdoğan hükümeti de ‘Neoliberalizmle atacağımız adım kalmamıştır’ diyor. Ancak AK Parti hükümeti, Vatan Partisi'nin önü Türkiye'nin önüne koyduğu programı cesaretle, kararlı, tutarlı olarak hızla uygulayacak güçte değil. AK Parti'nin ayağına çelme takanlar var kendi partisinin içinde. Dolayısıyla burada Vatan Partisi dışında Türkiye'nin bir çözümü yok. Üretim devrimi programını uygulayacağız. Onun da baş sloganı: Üretici baş tacı.
“28 Mayıs'tan sonra da ekonomik krizin devam edeceği gözüküyor. Ama bu nereye kadar böyle gidecek? Bu konuda çözümsüzlükler yaşandıkça halk devrimci, köklü üretim devrimi programına Vatan Partisi'nin yönelecek. Onun için karamsar değiliz. Türkiye'nin çok büyük bir birikimi var. Çok büyük üretici güç mirası var. O üretici güçler yaşıyor. İnsan emeği, teknolojisi, girişimcisi yani üretim yapan bütün faktörler, doğası, coğrafyası, güneşi, suyu bunlar mevcut.
‘PLANI BOZALIM ÜRETİM DEVRİMİNDE BİRLEŞELİM’
“Bir siyasi program, siyasi karar eşiğine Türkiye hızla ilerlemektedir. Ve bizi dinleyenleri de bu konuda cesur olmaya davet ediyorum. Ha tamam yirmi sekiz Mayıs'ta Tayyip Erdoğan'ı cumhurbaşkanı yapalım. Amerika'nın planını bozalım. Ama ondan sonra hızla Vatan Partisi'nin üretim devrimi programı etrafında birleşelim. Yoksa dizimizi dövmeye devam ederiz.
‘ÜRETTİKÇE TASARRUF YAPACAĞIZ’
“Üretim Devrimiyle birlikte Türkiye ekonomisi de ürettiklerinin bir kısmını tasarruf edecek. O tasarrufla yatırım yapacak. Yatırım nereye yapacak? Sanayiye, tarıma, ticarete yapacak. Ürettiğimiz zaman ithal etmeyiz. Hatta ihraç ederiz. Kömürü dışarıdan almayız.”