22 Aralık 2024 Pazar
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Perinçek Dünya Politik Ekonomi Forumu’nda konuştu: Vatan Partisi'nin programı gündemde

Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, 18 Aralık’ta çevrim içi düzenlenen 15. Dünya Politik Ekonomi Forumu’nda konuşma yaptı. Türkiye’nin önünde büyük bir çözümün olduğunu belirten Perinçek, üretim ekonomisi ve yükselen Asya vurgularını öne çıkarttı.

Perinçek Dünya Politik Ekonomi Forumu’nda konuştu: Vatan Partisi'nin programı gündemde
A+ A-

Şanghay merkezli çevrim içi düzenlenen 15. Dünya Politik Ekonomi Forumu’na Çin, Küba, Rusya, Brezilya, Güney Afrika, Hindistan, ABD, Kanada, Fransa, Almanya, Japonya, Yunanistan ve Türkiye dahil olmak üzere 40 ülkeden 300 konuşmacı çevrimiçi veya canlı olarak katıldı. Vatan Partisi’nin üretim devrimi programının da konuşulduğu forumda Perinçek, Türkiye’nin önündeki süreçlere dair önemli açıklamalarda bulundu.

ÜRETİM DEVRİMİ KAÇINILMAZ

Perinçek, Türkiye’de 1980 yılından bu yana “Dünya Ekonomisiyle Bütünleşme” adı altında Neoliberal ekonominin uygulandığını belirtti. Özelleştirmelerin, çiftçiye desteğin ve para giriş çıkışının denetiminin kaldırılmasıyla devletin küçültülme programının uygulandığını vurgulayan Perinçek, yeni dönemde üretim devriminin kaçınılmaz olduğunu belirtti.

Perinçek, Neoliberal programla, Türkiye’nin Kemalist Devrimle kurulan üretim yapısını yıkıma uğratma amacının sonucunda 450 milyar dolar borca batan bir Türkiye’nin oluştuğunu söyleyerek, “Bugün ‘Dünya Ekonomisiyle Bütünleşme’ sistemi sürdürülemez hale gelmiştir. Türkiye, Asya Uygarlığının yükseliş ikliminde Tasarruf-Yatırım-İstihdam-Üretim odaklı ekonomiyi inşanın eşiğindedir. Sistem değişiyor, Vatan Partisi’nin programı gündemdedir.” ifadelerini kullandı

Türkiye’nin Atlantik Sisteminin denetiminden çıkmak durumunda olduğunu belirten Perinçek, Bu sürecin güvenlik alanıyla başladığını vurgulayarak, “Türkiye ekonomisinin, Avrasya ile bütünleşme sürecine girmişti. Artık birinci, ikinci ve üçüncü ticaret ortaklarımız, Rusya, Çin ve Almanya’dır.” dedi.

TASARRUF YATIRIM İSTİHDAM VE ÜRETİM ODAKLI EKONOMİ

Zorlukları paylaştıran ekonomik çözümlerin, zorlukları paylaştıran bir hükümetin uygulayabileceğini söyleyen Perinçek, “Üretim Devriminin Hükümeti, Üreticilerin Millî Hükümetidir.” dedi. Perinçek, “Devlet, bu zorlu dönemi aşmak için güçlü olacak. Gücünü Türk milletinden alacak. Halka dayanacak. Böylece toplumun güvenini kazanacak ve toplum üzerinde otorite kurabilecektir.” dedi.

Devlet ile halk arasındaki birlik, özgür ve örgütlü toplumla ve disiplinle sağlanacağını belirten Perinçek, Özgürlüklerin sınırı, Türkiye’nin bağımsızlık ve bütünlüğüdür, laik ve devrimci Cumhuriyettir, toplumun Batı kaynaklı kültürel çürümeye karşı korunmasıdır. Disiplinin amacı ise, millî ekonominin halk seferberliğiyle hızla geliştirilmesi, ülke güvenliğinin pekiştirilmesi ve millî devrimci kültürün ve geleneklerin güçlendirilmesidir.” ifadelerini kullandı

EKONOMİDE ÖNCELİK: HALKIN REFAHI

“Üretime odaklanmak, önümüzdeki dönemin çözümüdür.” diyen Perinçek, “Üretme işi, üreticiyle yapılır. En büyük üretici güç insandır. O nedenle günümüzün temel sloganı bellidir: Üretici baştacı!” ifadelerini kullandı. Ekonomik kriz nedeniyle fabrikalarımız kapanmaması, insanların evine ekmek götürmesini vurguladı.

Yaşanan ağır krizde, toplumun emekçi kesiminin sırtına yıkılamayacağını belirten Perinçek, zorlukların toplumun bütün kesimleri arasında paylaştırılacağını söyledi

İŞSİZLİĞE SON, EMEK SEFERBERLİĞİ

Türkiye’nin genç ve dinamik bir nüfusu olduğunu söyleyen Perinçek, Türkiye’nin olanca emek gücünü üretim için seferber etmek, Üretim Devriminin anahtar görevidir. İşsizliğe son vermek için, sermaye-yoğun modeller yanında emek-yoğun çözümlerin de devreye sokulması şarttır.” dedi.

Devlet kaynaklarının, kamu mülkiyetine dayanan Kamu İktisadî Teşekküllerine (KİT) ayrılarak, kapsamlı ve verimli bir yatırım seferberliği yürütüleceğini vurgulayan Perinçek, “Üreticinin özel mülkiyeti üretimi geliştirmek amacıyla desteklenecek ve özendirilecektir.” dedi.

Perinçek, iflas eden üretim kurumlarının korunması ve üretime devam edebilmesi için kamunun, çalışanların ve işletme sahibinin özel mülkiyetini birleştiren karma mülkiyet biçimlerinin devreye sokulacağını belirterek, özellikle tarımda çiftçinin özel mülkiyetini korumak ve geliştirmenin altını çizerek kooperatiflerin özendirileceğini ve geliştirileceğini söyledi.

Perinçek ayrıca, “Tasarrufun ve yatırımın artırılması, işsizliğe son verilmesi, kaynakların halkın ihtiyaçlarına göre verimli kullanılması, kamu hizmetinin kaliteli olarak görülmesi için, Kalkınma Planları yapılacaktır.” dedi.

KOMŞULARLA İŞ BİRLİĞİ

Türkiye’nin enerji güvenliğinin, komşu olan Irak, İran, Azerbaycan, Rusya ve Katar dostluğunda olduğunu söyleyen Perinçek, “Suriye, Lübnan, Mısır ve Libya ile iş birliği, Doğu Akdeniz ve Ege’deki kaynaklarımız ve vatan güvenliğimiz açısından yaşamsal önem taşımaktadır. Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkeleri de ABD’den bağımsızlaşma ve Asya ülkeleriyle iş birliği eğilimine girmiş bulunuyorlar.” ifadelerini kullandı. İnsanlık, Asya Çağına girdiğini, dünya ekonomisinin ve siyasetinin ağırlığının Asya’ya kaydığını belirten Perinçek, “İstanbul, İzmir, İskenderun ve Trabzon limanlarımız, İpek Yolu’nu karadan, denizden ve havadan dünyaya açan kapılardır. Çin Halk Cumhuriyeti, Türkiye’yi Kuşak Yol Girişiminin doğal ortağı saymaktadır. Türkiye’nin Kuşak Yol Girişimindeki yeri ekonomik açıdan da ulaşım açısından da, güvenlik açısından da eşsizdir. Çin ile iş birliği, Türkiyemizi bir üretim üssü haline getirme olanağı sunmaktadır. Yüzlerce milyar dolar çapına ulaşabilecek ortak yatırımlar sayesinde milyonlarca insanımıza iş sağlayabilir, üretimi artırabilir ve dış ticaret açığımızı kapatabiliriz.” dedi.

Ekonomik kalkınmamız yanında güvenlik ve barış için, Orta Asya Cumhuriyetleri ve bütün Avrasya ülkeleriyle iş birliği ve dayanışma güçlendirilecektir. Türkiye’nin güvenliği, Rusya’dan ve Çin’den başlar. Çin’in ve Rusya’nın güvenliği ise Türkiye’den başlar. Türkiye, Şanghay İşbirliği Örgütü içindeki bağımsız yerini alacaktır. Böylece ülkemizin ABD ve AB ile ilişkilerini normalleştireceği ve karşılıklı yarar esasına oturtacağı koşullar da yaratılmış olacaktır.

Perinçek Dünya Politik Ekonomi Forumu’nda konuştu: Vatan Partisi'nin programı gündemde - Resim: 1

ÜRETİM DEVRİMİNİN KALKANI: MİLLÎ DİRENME EKONOMİSİ

Etkinlikte Millî Direnme Ekonomisini anlatan Perinçek, bunun bir tür savaş ekonomisi olduğunu belirtti Millî Direnme Ekonomisi, Beş Temel Güvenliği öngördüğünü madde madde açıkladı:

Güvenliğin güvenliği: Ekonomi ile güvenliğin iç içe geçtiği koşullarda, Ordumuzun ve Polis Örgütümüzün güvenliğini sağlamak yaşamsal önemdedir. Özellikle Doğu Akdeniz’de savaş tehditlerinin geçerli olduğu ve Üretim Devrimini baltalayan dış ve iç tehditlerin gündeme geleceği bir süreçte, Güçlü Devlet, Güçlü Ordu, Güçlü Güvenlik, Disiplinli Toplum şarttır.

Enerjinin güvenliği: Dünya ciddî bir enerji bunalımına girmiş bulunuyor. Enerji fiyatlarında patlamalar bekleniyor. Enerji, toplum hayatını sürdürmek ve Üretim Devrimini başarmak için belirleyici önemdedir. Ekonomideki ve sağlık alanındaki zorluklar, enerji yatırımlarından vazgeçerek değil, enerji güvenliğini sağlama alarak aşılabilir. Enerji üretiminin dağıtım, ithalat ve ihracatının devlet eliyle yapılması zorunludur.

Sağlığın güvenliği: Millî Direnme Ekonomisi sürecinde devlet, vatandaşlarımızın her tür sağlık hizmetini görmeyi üstlenir.

Eğitimin güvenliği: Üretim Devrimi, yeni kamucu ekonominin kuruluşuna hizmet eden bir eğitim sistemini gerekli kılar. Devlet, hem genel eğitim hizmetini yürütmek hem de Üretim Devriminin insan kaynaklarını eğitmekle yükümlüdür.

TÜRK MİLLETİNİN KAMUCULUK BİRİKİMİ

Türkiye’nin, 1930’lu yıllarda iki beş yıllık plan uygulayarak kamuculuk sayesinde, Sovyetler Birliği ile birlikte dünyanın en hızlı gelişen iki ülkesinden biri olduğunu hatıraltan Perniçek, “Kemalist Devrimin devletçiliği, milleti ve vatanı bütünleştirmede, ekonomide, sağlıkta, eğitimde, toplumsal ahlâkta bize eşsiz bir miras bırakmıştır.” dedi.

Bütün özel hastanelerin ve özel sağlık kuruluşlarının kamulaştırılması kaçınılmaz olduğunu belirten Perinçek, sağlıkta kamulaştırmanın başladığını belirtti.

Kamulaştırmanın altını çizen Perinçek, Vatan Partisi’nin Üretim Devrimi Programının 10. Maddesinde düzenlediği “İflas Eden İşletmelerin İstihdamı Korumak ve Üretimi Sürdürmek Amacıyla Kamulaştırılması” artık biricik çözüm olduğunu söyledi.

Perinçek, eğitimde fırsat eşitliği için tüm özel okul, üniversite ve yurtların, kamulaştırılması gerektiğini de söyledi.

GÜÇLÜ MERKEZ BANKASI VE BANKALARIN MİLLİLEŞTİRİLMESİ

Ekonominin çarkının çevrilmesi, reel sektörün büyümesi, istihdamın korunması ve geliştirilmesi, kaynakların verimli kullanılması, için üretim ve istihdama odaklı kamu bankacılığının olması gerektiğini savunan Perinçek, bankaların millileştirilmesi gerektiğini söyledi.

Perinçek konuyla ilgili sözlerine şöyle devam etti: Türkiye, Malî sistemini yeniden düzenlemek, en başta Devletin yönetimi altında Merkez Bankasını güçlendirmek durumundadır. Devletin ekonomiyi toplum yararına yönlendirmesi, millî planın uygulanması, tefeciliğe son verilmesi, gelir dağılımında adaletin sağlanması, dışarıya kâr aktarımının denetim altına alınması için, bankacılık ve kredi sistemi etkin bir biçimde kullanılacak ve yeniden düzenlenecektir. Yatırım ve üretime yönelik sektör bankaları geliştirilecektir. Bankacılık sisteminin üreticiler üzerinde terör uygulamasına son verilecek, bankalar üreticinin çözüm ortağı olacaktır.

BÜYÜK ÇÖZÜM ÖNÜMÜZDE

Türkiye’nin, ancak devrimci uygulamalarla çözeceği büyük sorunlarla karşı karşıya olduğunun altını çizen Perinçek, “Çözüm, millidir, halkçıdır, devletçidir, aydınlanmacıdır ve devrimcidir.” dedi. “Türkiye, Üretim Devrimini başarmak, Mavi Vatanını korumak ve güvenliğini sağlamak için, Avrasya iklimindeki öncüler konumundaki yerini alma yolunda büyük atılımın eşiğindedir. Avrasya, kurulmakta olan Yeni Dünyanın, yeniden yükselen insancılığın, kamuculuğun, üretim devriminin ve paylaşmanın iklimidir. İçine girdiğimiz koşullar çetindir, zorludur.” ifadelerini kullanan Perinçek,

Türkiye’nin, bu krizden Kemalist Devrimi tamamlama yönünde devrimci bir atılımla çıkacağını belirtti Perinçek son olarak, “Zorlukları yenmek için zorlukları paylaştıracak olan Üreticilerin Millî Hükümetinin kurulması anahtar değerindedir.” dedi.

Vatan Partisi Doğu Perinçek Merkez Bankası Türk Lirası perinçek dünya politik ekonomi formu Üretim devrimi kamuculuk svap anlaşmaları swap anlaşmaları