Perinçek: Sıkılan el PKK'nın elidir

Ulusal Kanal'da yayınlanan Çıkış Yolu programında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni M. İlker Yücel ve Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Beyhan Korkman'ın sorularını yanıtladı.

Perinçek, TBMM'nin yasama yılı açılışında MHP lideri Devlet Bahçeli'nin DEM Parti sıralarına gidip burada parti yöneticilerinin elini sıkmasını yorumladı.

"Hangi ortamda bu el gidiliyor sıkılıyor?" diye soran Perinçek "Meclis koridorunda karşılaşılır, bir resepsiyonda karşılaşılır el sıkılır, biz de sıkarız. Zaten sıkmak doğrudur. Ama bir Meclis toplantısında kendi masasından kalkıp bütün kamuoyunun önünde gidip yanında da MHP'nin liderleriyle birlikte DEM Partisi'nin elini sıkmak bir program, bir projenin parçasıdır. Zaten kendisi de bu şekilde açıkladı; Cumhurbaşkanı ile görüşerek planlı bir şekilde bu eli sıktım dedi" ifadelerini kullandı.

Perinçek "Bu el bir insani el sıkışma değil. Burada bir plan, proje gereğince kararlaştırılmış bir tavrın, bir mesajın olduğunu görüyoruz. Bu nedir? Sonuç itibarıyla Türkiye himayesinde Kürdistan planının yeniden ısıtılıp masaya getirilmesidir. Sıkılan el PKK'nın elidir. Gidiyor Sayın Bahçeli, PKK'nın elini sıkıyor. Abdullah Öcalan'ın elini sıkmakla, Cemil Bayık'ın elini sıkmaktan farklı değildir" değerlendirmesinde bulundu.

ABD-İSRAİL PLANI

Perinçek şöyle devam etti: "Bu plan ne olabilir? Amerika'nın ta 1963'te, daha sonra 1988'de Türkiye'nin devamlı önüne koyduğu bir plan var; Kürdistan'ı sizin himayenize verelim... Suriye'nin kuzeyinde zaten bir Amerika-İsrail koridoru açtılar. Irak'ın kuzeyinde hem 1991 hem 2003 Körfez savaşlarında bir Kürdistan devletçiği, bir kukla devlet yani İsrail çekirdeği Barzanistan yarattılar. O Barzanistan'ın Akdeniz'e açılan koridorunu 2011'de Suriye'deki istikrarsızlık ve iç savaşla buluşturdular. Bunun üçüncü ayağı da Diyarbakır merkezli Kürtlerin büyük çoğunlukla yaşadığı Türkiye topraklarının Suriye ve Irak'ın kuzeyine katılarak Kürdistan'ın oluşturulmasıydı. Şimdi bu projenin yeniden gündeme getirildiğini ve Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli'nin de buna ikna edildiğini görüyoruz. Bu çok önemli."

VATAN PARTİSİ'NİN PLANI: SİLAHLI İŞBİRLİĞİ

Perinçek "Gündemde olan ne? Suriye'nin kuzeyinde Türkiye ve Suriye'nin silahlı işbirliği yaparak hem PKK/PYD'yi hem islam bayrağı açıp İslam'a düşman olan ABD'nin güdümündeki DEAŞ gibi terör örgütlerini temizleyelim. Bu Vatan Partisi'nin planıdır. Burada iki plan çarpışıyor. Biri Türkiye'nin ve bölge ülkelerinin milli planı... Yani bölge ülkelerindeki Kürt terörist ayrılıkçılarını temizlemek ve yine ABD güdümündeki ayrılıkçı DEAŞ türündeki örgütlerini temizlemek... Onun karşısındaki plan da ABD-İsrail planı... O plan da PKK'yı ve Barzanistan'ı, Kürt örgütlerini meşrulaştırmak ve bunları toplayarak bir devletçiğe dönüştürmektir..." ifadelerini kullandı.

Perinçek, "Siz Türkiye'yi razı etmeden bunu yapamazsınız. Bu planın karşısındaki en önemli güç Türkiye. İran'dan daha önemli bir güç... Kürtlerin ağırlıklı yaşadığı coğrafya Türkiye'dir Aynı zamanda çağdaş Kürtler, ileri Kürtler, devlet kurma ve yönetmeye uygun Kürtler Türkiye topraklarında yaşıyor. Kemalist Devrimi görmüş Kürtler diyebiliriz" dedi.

"İkinci İsrail projesinin hem coğrafya olarak en geniş toprakları Türkiye'de, bunun daha da ötesi çağdaş, ileri, devlet yönetme kabiliyeti olan, teknolojide ileri ve nispeten burjuva sınıfının daha gelişmiş olduğu Kürtler Türkiye'de yaşıyor" açıklamasını yapan Perinçek "Yani bir Kürdistan kurulursa bunun ana gücü, önder gücü tartışmasız olarak Türkiye'deki Kürtler olacaktır ve onun merkezi de Diyarbakır olacaktır. Türkiye Kürtleri olmadan ve Türkiye coğrafyasındaki Kürtlerimizin yaşadığı bölgeler olmadan bir Kürdistan planı yaşayamaz. Kürdistan planı için şunlar hep gerekli görülmüştür; hem petrolü olacak, hem denizde bir limanı olacak..." dedi.

Perinçek bugün geldiğimiz noktayı da şöyle aktardı: "Türkiye'yi silahla bölmek istediler, TSK'nın kararlı mücadelesiyle PKK büyük ölçüde etkisiz hale getirildi. Erdoğan'ı devirerek bu planı uygulamak istediler, o da olmadı. Şimdi geldiğimiz noktada oyları yüzde 20'ye düşen AK Parti'ye mağlubieti göstererek hizaya getirmeye çalışıyorlar."