Perinçek’ten hükümete ve milletvekillerine çağrı: NATO'ya evet, Filistin'e ihanettir
Perinçek, 'Vatan Partisi olarak hükümetimizi ve Meclisimizi İsveç’in NATO üyeliğini veto etmeye çağırıyoruz. Milletvekillerimizi NATO’nun vekili değil, Türk milletinin vekili ve Filistin’in kardeşi olmaya çağırıyoruz.' dedi.
Vatan Partisi Genel Başkanı Genel Başkanı Doğu Perinçek, İsveç’in NATO’ya alınmasına ilişkin TBMM’ye gönderilen protokol ve Filistin davası hakkında bir basın açıklaması yaptı. Perinçek'e, Genel Başkan Yardımcısı Ethem Sancak ve Merkez Propaganda Bürosu Başkanı Çağdaş Cengiz eşlik etti.
'NATO’NUN FİLİSTİN’E SALDIRDIĞI KOŞULLAR'
Perinçek'in açıklamasından öne çıkanlar şöyle:
"Bu protokol hangi koşullarda Meclisimize sunulmaktadır?
• İsrail, Filistin’e zalimce saldırılarda bulunuyor ve Gazze’ye kara savaşına hazırlanıyor.
• NATO’nun patronu olan ABD, uçak gemilerini Doğu Akdeniz'e getirmekte ve askerî yığınak yapmaktadır.
• Daha dün Suriye'de SİHA'mız ABD tarafından düşürüldü.
• Daha dün NATO’nun oyuncağı olan PKK, İçişleri Bakanlığımız önünde canlı bombalar patlattı.
• Başta ABD ve NATO üyesi diğer emperyalistler, NATO güdümündeki Ukrayna, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi gibi ülkeler yanında PKK ve FETÖ İsrail'in saldırganlığını destekliyorlar.
• İslam ve Arap ülkeleriyle birlikte, Çin'den, Rusya'ya, Güney Afrika'dan, Venezuela'ya kadar Gelişen ve Mazlum Dünya devletleri ve halkları Filistin direnişiyle dayanışma halindedir.
• Özetle: NATO İsrail'in arkasındadır, NATO'nun hedef aldığı ülkeler ise Filistin direnişiyle dayanışma içindedir.
'TÜRKİYE NATO'NUN HEDEF TAHTASINDA'
• ABD üsleri Ege kıyılarında namlularını Türkiyemize çevirmiş bulunuyor.
• ABD, İsrail ve Yunanistan, Doğu Akdeniz’de ülkemize ve Mavi Vatanımıza karşı Noble Dina ve Nemesis adlı intikam tatbikatları yapıyorlar.
• İsrail’in stratejik hedefi, “Kürdistan” adı altında İkinci İsrail devletçiğini kurmaktır. Bu nedenle İsrail ve MOSSAD’ın güvenlik belgelerinde Türkiye, birinci tehdit olarak tanımlanmaktadır.
• ABD’nin Biden tarafından imzalanmış güvenlik belgelerinde 2019 yılından bu yana Türkiye’nin “olağandışı ve olağanüstü tehdit oluşturduğu” açıkça ifade edilmektedir.
"Bu koşullarda NATO’nun Doğuya ve Kuzeye doğru genişlemesi, Türkiye üzerindeki tehdidin ağırlaşması anlamına geliyor. Türkiye, kendi düşmanını kendi eliyle büyütemez."
'NATO'YA EVET, FİLİSTİN'E İHANETTİR'
"NATO demek, 12 Mart, 12 Eylül, 15 Temmuz darbeleri demektir. NATO, PKK ve FETÖ’nün ağababasıdır. Hükümetimiz, ABD’nin değil, Türkiye’nin güvenliğini sağlamak ve İsrail zulmüne karşı Filistin halkının yanında konumlanmak sorumluluğunu taşıyor.
"Filistin’e yollanan sargı bezleri, NATO yandaşlığının üzerini örtemez. İsveç'in NATO'ya katılmasına evet demek, Türkiye düşmanlarına güç vermek, Filistin'e ihanettir. NATO’ya evet diyen yönetim, bütün dünyada güven kaybeder, dostlarını yitirir.
"Türk milleti, NATO’ya selam duran, ABD’ye boyun eğen Hükümet istemiyor. Türk milleti, NATO’ya genişleme oyu veren Meclis istemiyor.
"Vatan Partisi olarak hükümetimizi ve Meclisimizi İsveç’in NATO üyeliğini veto etmeye çağırıyoruz. Milletvekillerimizi NATO’nun vekili değil, Türk milletinin vekili ve Filistin’in kardeşi olmaya çağırıyoruz."
Perinçek daha sonra soruları yanıtladı.
‘HÜKÜMETİMİZ DİLENME SİYASETİNE YÖNELDİ’
İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarının ardından en çok gündeme gelen konulardan biri de Türkiye’nin NATO’daki varlığı oldu. Türkiye’deki NATO üsleri tartışmaya açıldı, TSK denetimine geçmesi konusunda Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, neden tam Filistin meselesinin ortasında bunu meclise getirdi? Batı ile çeşitli pazarlıklar mı var?
Ne yazık ki üzülerek söylüyorum, hükümetimiz son seçim öncesinden başlayarak Londra ve New York bankalarının kapılarında dilenme siyasetine yöneldi. Üzülerek acı duyarak bunu söylüyorum. ABD’nin şart olarak İsveç’in NATO’ya kabul edilmesini öne sürdüğünü biliyoruz. Ama Türkiye’nin parayla satılacak bir şerefi yok. Türkiye’nin boyun eğmesi düşünülemez.
Türkiye iki yüz yıldır emperyalizm ile savaşıyor. Filistin de bu yolda bizim yoldaşımız, kardeşimizdir. İnancımız, tarihimiz beraberdir. Kanlarımız birbirine karışmıştır. Bu koşullarda para karşılığı taviz vermek, Sayın Cumhurbaşkanımıza da Türkiye tarihine de yakışmaz.
Batı’dan kredi karşılığında NATO’ya evet sözleri verilmektedir. Bu politika iflasa mahkumdur ve zaten iflas etmiştir. Türkiye 500 milyar dolar borçla iflas noktasına getirilmiştir. Burada mahcubiyetler var, boyun eğmeler var. Başka bir şey yok.
'DÜŞMANIMIZ ORTAK, BİZİM DE SAVAŞIMIZ'
Filistin’de bir savaş var. Bu Arap-İsrail savaşı değil midir? Filistin meselesi Türkiye’yi neden doğrudan ilgilendiriyor? Bölgeye gelen ABD gemilerinin asıl hedefi nedir?
Bu savaş Filistin devletinin ve Filistin halkının emperyalizme ve Siyonizme karşı savaşıdır. Fakat yalnız Filistin ve Arapların savaşı değildir bu savaş tüm insanlığın savaşıdır. Bu savaş Türk milletinin de savaşıdır. Düşmanlarımız ortak, kahramanlıklarımız ortak. Şerefimiz, tarihimiz ortak. Bu süreç balkondan seyredilmez. Saray balkonlarından seyretmiyoruz. En ön cephede çocuklarını toprağını gömerek savaşa devam eden Filistinlilerle yürek yüreğe savaşıyoruz. Bu savaş Rusya’nın da Çin’in de İran’ın da hatta Amerikan halkının da savaşıdır. Bakın ABD’den de sesler yükselmeye başladı. Hatta kongrelerde de sesler çıkmaya başladı. ABD ve Avrupa halkları da emperyalizme teslim olmayacak. Zafer Filistin’in olacaktır, bütün insanlığın olacaktır. Bağımsız, birleşik, merkezi Doğu Kudüs olan Filistin kesinlikle kurulacaktır.
Şundan da utanıyoruz. İsim anmak istemiyorum hükümete çok yakın bir şahsın gidip de o gemilerde fotoğraf çekilmesi utançtır. O fotoğraflar ileride silinecektir. Çocuklara miras olmaz o fotoğraf.
‘GAZZE’YE GİDEN SARGI BEZLERİ REZALETİ ÖRTEMEZ'
ABD kısa süre önce Türkiye’nin Suriye sahasındaki operasyonları için “Türkiye bir güvenlik tehditidir, olağan üstü ve olağan dışı” ifadelerini kullanmıştı. Ayrıca İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları devam ederken bir yandan Suriye’ye yönelik saldırıları da devam etmektedir. Türkiye Suriye cephesi de bu anlamda kritik gözüküyor. Yakın zamanda da Türkiye Dış İlişkiler Komisyonu toplantısında Türkiye - Suriye ilişkilerinin askıda olduğu belirtildi. Tüm bu gelişmelere rağmen hükümet neden Suriye ile görüşmeyi hızlandırmıyor?
Şunu ifade edeyim Türkiye’den Filistin’e gönderilen sargı bezleri ‘NATO’ya evet’ rezaletinin üstünü örtemez. Sargı bezleri ihanet gizlemez. NATO’ya evet, bir ihanettir. Hiç kimse Filistin’e sargı bezi yollayarak ‘NATO’ya evet’ deme rezaletinin üstünü kapatamaz.
İSRAİL’E SURİYE’DE CEPHE AÇALIM
Türkiye’nin yapacağı iş şudur: Suriye’nin kuzeyinde Suriye ile hatta katılıyorlarsa İran’la, Rusya ile, İsrail güdümündeki PKK’ya ve İslam bayrağı altında İslam’a karşı savaşan örgütlere karşı askeri işbirliği yapmalıdır. TSK İncirlik Üssü’ne ve Kürecik Üssü’ne el koymalıdır. İsveç’e kesinlikle olur denmemelidir.
Türkiye’nin yapacağı, Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyinde İsrail’e karşı bir cephe açmaktır. Eylem zamanıdır ve bütün dünya Türkiye’den bunu beklemektedir.
İSVEÇ’E HAYIR DERSEK...
Türkiye İsveç aleyhinde karar verirse, ekonomik olarak sorun olmaz mı?
Hayır, hatta Türkiye’nin önünü açar. Türkiye üretim ekonomisine yönelir. Bu şerefli tavır bizi Asya ile bütünleştirir. Enerjimizi nereden sağlıyoruz? İran, Azerbaycan, Cezayir. Bu ülkeler bizim enerji güvenliğimizi tayin ediyor. Kararlı tavır gösterirsek bu ülkelerle kardeşlik yolumuz güçlenir. Türkiye’nin geleceği Asya’dadır. Yükselen Asya uygarlığıdır, batan da Amerikan emperyalizmidir.
FİLİSTİN’İN SİLAHLI MÜCADELE DIŞINDA YOLU YOK
Rus siyaset bilimci Aksandr Dugin, Filistin meselesine dair “Arabuluculuk peşinde olanlar İslam’a ve insanlığa ihanet içerisindedir. Batı hegemonyasını nihai olarak yok edelim” ifadelerini kullandı. Filistin, dünyadaki cepheleşmenin diplomatik anlamda da belirginleşmesine yol açar mı?
Ateşkese karar vermek, Filistin halkının, Filistin devletinin, Filistin direnişine bugün önderlik eden HAMAS’ın yetkisindedir. Onların vereceği bir karardır. Buna saygı duyuyoruz. Ateşkes mola vermektir. Filistin devletinin silahlı mücadele dışında bir çözümü yoktur.
Filistin devleti kurulacaksa, bağımsız olacaksa, bölgeye barış huzur gelecekse, İsrail halkına da barış huzur gelecekse bunun tek bir çaresi vardır. Silahlı direniş dışında bir çözüm yok. Bunu görmeliyiz. Sözde barışçı çağrılar gerçekçi değildir. Bu bakımdan Sayın Dugin’in açıklaması kuşkusuz değer taşıyor.
GAZZE'DE ONLARI MEZAR BEKLİYOR
ABD üsleri hem Irak hem de Suriye’de ateş altında. Bu bölgesel bir hareketliliği de gösteriyor. Sizce, bölgesel bir mücadeleye dönüşür mü bu savaş?
ABD emperyalizminin ve İsrail’in kara savaşına hazırlandığı görülmekte. Ama Gazze’de onları ölüm bekliyor. Onların Gazze’de mezardan başka bir yeri yoktur. Mezarlara gömüleceklerdir. Bunu çok iyi biliyoruz. Filistin halkının kahramanca mücadelesi ile olacak. Silahlı mücadeleyi tercih eden Filistin direnişi değil. Bunu dayatan bir ABD var. Filistin halkına ve insanlığa dayatan bir İsrail saldırganlığı var. Yoksa hiç kimse silahlı mücadeleyi tercih etmiyor. Şu an biricik çözüm silahlı mücadele.
Venezuela’dan Çin’e, Brezilya, Asya, Afrika ülkeleri bütün bu ülkeler önümüzdeki süreçte kendilerine düşen sorumlulukları yerine getirmeye başlayacak.
ABD ve İsrail bu zalimce saldırıları ile kendi mağlubiyetlerini hazırlamıştır. Halkların da milletlerin de adım adım uyanarak, kendi üslerine düşen sorumlulukları yerine getirmeye başladıklarını görüyoruz. ABD de bundan korkuyor. ABD çeşitli örgütlere Hizbullah’a falan “aman savaşı büyütmeyin” diye ricalarda bulunuyor. Bu da ABD’nin korkusunu gösteriyor. Filistin dostlarının savaşa katılmasından korkuyor ABD.
‘HAMAS KAHRAMANCA SAVAŞIYOR’
Batı Filistin’i hedef alırken ve İsrail’i desteklerken, HAMAS ise terör örgütü olarak nitelendiriliyor ve direnişe zarar verdiği iddia ediliyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
HAMAS kahramanca savaşıyor. HAMAS kahramanca savaşan Filistin direnişine önderlik ediyor. Emperyalizme karşı, Siyonizme karşı savaşan kimse yüreğimiz onlarla, zulme direnenlerle yüreğimiz. HAMAS’a çamur atanların karşısındayız. Mustafa Kemal’e de yapıldı. 1920’lerde ABD basını Mustafa Kemal’den eşkıya diye bahsediyordu. ABD gazeteleri ve Avrupa gazeteleri Mustafa Kemal’den eşkıya diye bahsediyorlardı. İngiliz zırhlıları gölgesi altında çıkan mütareke basını Mustafa Kemal’e ahlaksız, terörist diyordu. Bu tecrübeleri yaşadık ve en büyük ayıp bu tecrübeleri yaşayan Türkiye’de HAMAS’a dil uzatmaktır. HAMAS’a dil uzatılmasının karşısındayız. HAMAS şerefli bir örgüttür. Kahramanca savaşıyor ve insanlığın ümidini ayağa kaldırıyor.
ETHEM SANCAK: 2006 seçimlerinde HAMAS, Filistin meclisinde 120 koltuktan 87’sini almıştı. 2006 seçimlerini ABD ve İsrail Batılıları tanımadı. Filistin ulusunun seçilmiş temsilcisi HAMAS’tır. İsrail terörist, işgalci bir devlettir.
HAMAS BAĞIMSIZ FİLİSTİN İÇİN MÜCADELE EDİYOR’
İslami Direniş Hareketi (HAMAS) liderlerinden Fevzi Berhum da toplantıda konuşma yaptı. Berhum şunları söyledi:
“Sayın Doğu Perinçek, Vatan Partisi ve basın mensuplarıyla bir araya gelmekten çok mutluyuz. Sayın Başkanımızın ağzından duyduğumuz cesurca değerlendirmeler bizler için umut vericidir, gurur duyduk. Filistin’i ancak bu şekilde kurtarır, bu şekilde özgürleştiririz. Sayın Başkanımızın ifadeleriyle: Ya İstiklal ya ölüm!
“2006’da HAMAS ve El Fetih arasında bir seçim yaşandı. HAMAS hareketi yüzde 73 oranıyla hükümeti kazandı. Ne yazık ki ABD’nin emriyle ve İsrail’in de girişimleriyle hükümet bize teslim edilmedi.
“HAMAS’ın terör örgütü olduğu iftirasıyla karşı karşıya kalıyoruz. Açıkça söyleyelim, HAMAS hiçbir zaman terör örgütü olmadı. HAMAS bir direniş hareketidir. Tüm Filistin ile işbirliği halindeyiz, sağcısıyla, solcusuyla beraberiz. HAMAS, Filistin’in bağımsızlığı için mücadele ediyor. Aynı zamanda kadınlarımız da hareketimizin içinde, toplumun bir parçası. Gazze’de çok büyük bir katliam var, soykırım yaşanıyor. Gazze’ye yapılan saldırıları derhal durdurulmalı. Abluka kaldırılmalı. Devlet ile STK’larla harekete geçmeliyiz.”