Perinçek'ten kayyım çıkışı: Devlet içinde zaafı hoşgörmeyen bir damar var
Vatan Partisi lideri Perinçek kayyımları değerlendirdi: Zaaf içinde olan bir devlet var ama o devlet içinde bu zaafları hoşgörmeyen buna razı olmayan Türkiye Cumhuriyeti devletinin geleneksel bir damarı da var. O damar yer yer etkin oluyor, o gelenek, o birikim yer yer öne çıkıyor
Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, Ulusal Kanal'da yayınlanan Çıkış Yolu programında, CHP'li Esenyurt belediyesi ile bazı DEM Partili belediyelere kayyım atanmasına ilişkin görüşlerini açıkladı.
Perinçek şunları söyledi:
"Meclis'te, belediyede PKK'ya yer yok. Halk ne diyordu? 'Meclis'te PKK istemiyoruz', yine milletimiz ne diyor? 'Belediyelerde PKK yönetimi istemiyoruz. Bu DEM Partisi'nin yönetimler doğrudan doğruya PKK yönetimi, CHP'nin bazı belediye yönetimleri de PKK'ya teslim edilmiş durumda. Bu CHP'nin bütün belediyelerinde yer yer var. Bakıyorsunuz o belediyelerin şu veya bu birimlerinde PKK'lıları görüyorsunuz. Sicilli PKK'lıları görüyoruz. En son bütün kamuoyu Esenyurt'ta yaşadı. Doğrudan doğruya PKK ile bağlantılı, terör örgütünün üyesi olmakla suçlanan bir şahsı orada belediye başkanı yaptılar. CHP – PKK ortaklığıyla... Ve Türkiye Cumhuriyeti devleti de bunu seyredecek değil, seyretmemesi lazım. Devlet zaafını yenmek zorundayız. Devlet zaafına son diyoruz. Türkiye devlet zaafları yüzünden buralara geldi. Tabii kayyım atanması olayı düzeltmeye çalışıyor. Ama başından bir bozukluk var. O da nedir? Türkiye Anayasası'nda yasaklı olduğu halde, siyasi partiler kanununda yasaklı olduğu halde, bölücü terör örgütünü yasal partisine fırsat veriyor, yasallık tanıyor. Onun terörist toplamasına, para toplamasına, propaganda yapmasına olanak sağlıyor. Ondan sonra Kürt halkımızda bir takım tereddürler yaratıyor; 'Acaba Türkiye Cumhuriyeti devleti buralardan vaz mı geçiyor? Başımıza PKK gelip bela mı olacak? Şeklinde... 'Türkiye oralardan vazgeçecek' kanaati oyları da etkiliyor. DEM Partisi'ne giden oyların esas sebebi budur. Dolayısıyla PKK'ya fırsat veren, ona yasal olanak tanıyan, onun seçimlere girmesine izin veren, ona belediyeleri teslim eden devlet zaafı faturasını çıkartıyor.
ZAAFA RAZI OLMAYAN DAMAR
Zaaf içinde olan bir devlet var ama o devlet içinde bu zaafları hoşgörmeyen buna razı olmayan Türkiye Cumhuriyeti devletinin geleneksel bir damarı da var. O damar yer yer etkin oluyor, o gelenek, o birikim yer yer öne çıkıyor. Burada tabii Vatan Partisi'nin mücadelesi çok çok önemli. TSK da belediyelerin PKK'ya verilmesinin şehitler vererek bedelini ödüyor. Can vererek bedelini ödüyor. Türkiye'de PKK'yı silahlı güçlerimiz, ordumuz, polisimiz temizliyor ama siyasi merkezlerden Anayasa Mahkemesi'nin DEM Partisi'ni, HDP'yi kapatmaması nedeniyle tekrar askerimizin, polisimizin kanla canla temizlediği PKK'ya tekrar yasallık tanıyarak imkan veriliyor.
ATAR DAMAR SİLAHLI GÜÇ
Türkiye'nin milli devletinin hiç şüphesiz ki atar damarı onun silahlı gücüdür. Türk Silahlı Kuvvetleri PKK ile silahlı mücadele ederek şehitler vererek mücadele edip başarı kaznaıyor. Onun tabii PKK'ya tavrı cephelerdeki tavır. Orada PKK'ya fırsatlar vermesi beklenmiyor. Orada milli devletin geleneklerini temsil eden, silahlı bastırma mücadele geleneğini temsil eden TSK'nın ana damarlardan biri olduğunu belirtebiliriz. Vatan Partisi de öyle...
"Bugün milli devlet cephesinde mücadele ettiğimizi Vatan Partisi saptadı ve devlet zaafını yenmek amacıyla bir Milli Devlet Bildirgesi yayımladı. Milli devletin güçlendirilmesini ve o devletin hükümetinin güçlendirilmesini Vatan Partisi bugünün en temel meselesi olarak tahlil etti. Türk devletinin içinde ve toplum ile siyaset alanında milli devlet damarı, milli devletin kurumlarını ayakta tutma birikimi mevcuttur ve o zaman zaman etkili oluyor. Dolayısıyla devlet zaafını temsil eden güçlerle, güçlü devleti temsil eden güçler arasında bir mücadele var. Aslında bugün Türkiye siyasetindeki temel mücadele budur."