‘Börk başsız, Türk Farssız olmaz’

Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin İran-Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin şehidi olduğunu söyledi. Önceki akşam Ulusal Kanal’da Çıkış Yolu programında konuşan Perinçek, “Onlar hepimizin şehitleri. İslam aleminin de şehitleri, İran-Türkiye-Azerbaycan kardaşlığının da şehitleri. Hatta insanlığın da şehitleri” dedi. İran ile Türkiye arasında kader ve tarih birliği olduğunu anlatan Doğu Perinçek, milli yas ilan edilmesiyle ilgili tartışmaları da değerlendirdi. İran-Türkiye-Azerbaycan birlikteliğinin dünya dengelerini değiştireceğini kaydeden Perinçek, Atatürk’ün de iki halkı akraba olarak gördüğünü vurguladı.

NİÇİN ‘ŞEHİT’ DEDİ

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in Reisi ile ilgili anlatımlarından öne çıkanlar şöyle:
“Şehit çünkü bütün mazlumlar dünyasının bağımsızlığı, başı dik yaşaması, refaha ilerlemesi, zenginleşmesi için dünya çapında bir mücadele var. Mazlumlar dünyası ile emperyalistler arasında. Bu mücadelenin kahramanlarından ve bu mücadelede hayatını verdi. Sonuç itibariyla Azerbaycan'a bir turistik geziye gitmedi. Emperyalizme karşı mücadelede çok önemli bir görev için gitti ve görev başında can verdi. O zaman şehit oluyor tabii.”

‘DAVAMIZ ORTAK’

“Hem bizim kendi dinimiz açısından şehittir ama genel olarak insanlığın ortak paylaştığı bir kavram şehitlik. Yani bir büyük dava uğruna can vermek... Türkiye’de Reisi ile ilgili şehit kavramını ilk defa biz ifade ettik çünkü o cephedeyiz. Ortak bir davanın insanlarıyız. Yoldaşları, arkadaşları, kardaşlarıyız. O bakımdan hemen aklımıza şehit kavramı geldi... İran da böyle bir niteleme yaptı. Çok yerinde. Onlar hepimizin şehitleri. İslam aleminin de şehitleri, İran-Türkiye-Azerbaycan kardaşlığının da şehitleri. Hatta insanlığın da şehitleri. Hangi ülkeye, kıtaya, iklime gidersek gidelim büyük davalar için can veren insanlara herkes kendi dilinde şehit diyor.”

‘YASI İLK VATAN PARTİSİ ÖNERDİ VE UYGULADI’

“Türkiye’nin milli yas ilan etmesini ilk biz önerdik. Genel Sekreterimiz Özgür Bursalı bir açıklama yaparak Türkiye’nin milli yas ilan etmesini talep etti. Hükümetimiz sağolsun, biraz gecikse de o yası ilan etti. Dünyanın birçok ülkesi, hatta Suudi Arabistan bile hemen yas ilan etti. Bizim deo yası hemen ilan etmemiz gerekirdi. Biz Vatan Partisi olarak o ilan edilmeden önce merkezlerimizde bayrakları yarıya indirerek ilan edilmeden önce katıldık.”

‘GLADYO’NUN PSİKOLOJİK HAREKATI’

“Bir kere İran’ın Türkiye’deki hiçbir aydın cinayetinde en küçük bir sorumluluğu yok. Kardeşim, arkadaşım Uğur Mumcu şehit edildiği zaman ‘Mollalar İran’a’ falan diye büyük yürüyüşler düzenlendi. O yürüyüşlerde de o sloganları Amerika attırdı. Gladyonun, emperyalizmin yaptığı; Mehmet Eymür’ün arkasında olduğu Uğur Mumcu cinayetini, kalkıp yine Amerika bir psikolojik harekatla İran’ın üzerine atmaya kalktı. Uğur’un ağabeyi, Ceyhan Mumcu ağabeyimiz, partimizin liderlerindendir, İran’ın bu cinayette olmadığını ispatlamıştır. Bu gladyonun kendisini perdelemek için ortaya attığı İran düşmanı bir psikoloijik harekat.”

‘SON KONUŞMALARI VASİYET GİBİ’

“Türkiye çok değerli bir dostunu, kardeşini, İran önemli bir devlet adamını kaybetti. Sayın İbrahim Reisi bizim de şehidimiz. Aynı zamanda Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Tebriz Cuma İmamı Muhammed Ali Al-i Haşim ve diğer kardeşlerimiz... Onlar aynı zamanda bizim Türkiye’mizin toprak bütünlüğü, bağımsızlığı, egemenliği, refahı için de şehit oldular. Görev başında hayatlarını verdiler. Reisi'nin son konuşmaları bir bakıma hepimize bir vasiyet gibi, yani Türkiye-İran-Azerbaycan kardaşlığına, dayanışmasına vurgu yapan ve emperyalist sistemin bütün umutlarını, beklentilerini yerle bir eden bir konuşma."

‘DÜNYA DENGELERİ DEĞİŞİR’

“Türkiye ile İran arasına, Azerbaycan ile İran arasına kavgalar sokmak isteyen bir Batı emperyalizmi var. Sayın Reisi, şehit olmadan önce yaptığı Azerbaycan gezisiyle bütün o beklentileri Sayın İlham Aliyev ile birlikte yerle bir etti. ‘Biz aynı zamanda akrabayız’ dedi. O da çok önemli. Ortak bir geleceğe vurgu yaptı. Türkiye, Azerbaycan ve İran arasındaki kardeşliğe, dayanışmaya vurgular yaptı. O bakımdan çok önemli bir geziydi, çok önemli bir buluşmaydı. Bu yalnız Türkiye, Azerbaycan, İran açısından değil bütün Batı Asya'nın geleceği açısından, hatta insanlığın ve dünyanın geleceği açısından önemli. Çünkü Türkiye, İran, Azerbaycan bir oldu mu dünya dengeleri değişir."

‘BÖLGEDEKİ BİR ÜLKE BÖLÜNSE
TÜM ASYA ETKİLENİR’

“Bütün dünya dengelerini değiştirecek bir beraberliktir bu. Türkiye için enerji güvenliğidir. Aynı zamanda Kürdistan adı altında 2. İsrail devletini kurma planlarının yerle bir edilmesidir. Azerbaycan ve İran için de aynı şeyler geçerli. Birinin toprak bütünlüğü bozuldu mu, bölünme süreçleri başladı mı bu öbür ülkelere de bu saydığımız üç ülkeye hatta Suriye, Irak ve Rusya'yı da buna katalım; bunlara da yayılır. Yani bu Batı Asya ülkelerinin toprak bütünlükleri, birlikleri arasında sımsıkı bir bağlantı var. Biri bölündü mü öbürünün de bölünme tehlikesiyle karşı karşıya geleceğini son Körfez Savaşı'ndan beri yaşadığımız süreçlerde gördük.”

‘BÖRK BAŞSIZTÜRK FARSSIZ OLMAZ’

“O bakımdan kader birliği var bizim ile İran arasında. Bir de tarih birliği var. Yani Divan-ı Lugat-ı Türk’te Kaşgarlı Mahmud’un çok güzel bir sözü var. Diyor ki: ‘Börk başsız, Türk Farssız olmaz.’ Yani başla börk arasındaki ilişkiyi, Türk ile Fars arasındaki ilişkiye benzeten böyle bir söz var. Beraber yaşamışlar, beraber uygarlıklar üretmişler, birbirlerine vermişler, diller birbirine karışmış. Farsçada 4-5 bin Türkçe kelime var, Türkçede de yine 3-4 bin Farsça sözcük var. Birbirlerinden almışlar ve büyük devlet gelenekleri birlikte yaratmışlar. Böyle köklü bir geçmişimiz de söz konusu ama geleceğimiz en önemlisi.”

ATATÜRK’ÜN AKRABALIK VURGUSU

"İşte İbrahim Reisi bu Fars ve Türk beraberliğinin, kardeşliğinin, dayanışmasının kararlı temsilcilerindendi.”
“Atatürk 1933’te İran Şahı Rıza Şah Pevlevi ile yaptığı konuşmada çok güzel sözler var. Diyor ki: ‘Birileri, tarihte bizim İran’la aramızda birtakım çekişmelerden bahseder. Hayır. Biz iki halk akrabayız, kardeşiz. Irk olarak da akrabalığımız vardır. Hem geçmişimizde kuvvetli beraberlikler var. Hem de geleceğimizi birlikte kuracağız.’ Atatürk’ün Bütün Eserlerinin 23. cilt 231. sayfasından okuyabilirler.”