Perinçek’ten Türk Milletine çağrı: Üreten Türkiye için görev zamanıdır
Doğu Perinçek, 21. Ankara Kitap Fuarında kitaplarını imzaladıktan sonra, 'Büyük Krizden Devrimle Çıkış' konulu konferansta gündeme dair önemli değerlendirmelerde bulundu.
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, 21. Ankara Kitap Fuarında kitaplarını imzaladıktan sonra, “Büyük Krizden Devrimle Çıkış” konulu konferansta konuştu. Türkiye'nin önünde zor bir zaman olduğunu ama zor zamanın aynı zamanda öncüler için çağrı anlamına geldiğini belirten Perinçek, Vatan Partisi'nin zor zamanların partisi olduğunu söyledi.
Perinçek, "Ateşli günler. Kuzeyimizde Rusya'nın ABD'ye karşı savaşı. Güneyimizde Halep'te ABD ve İsrail'in atağı var. Biz o ateşlerin ortasında Türk Milleti olarak büyük çözümlerin önündeyiz, başındayız ve millet olarak kendimize güveniyoruz. Bu zor zamanlar, bu ateşli günler bizim günlerimiz." dedi.
‘SURİYE’DE YALPALAMANIN YERİ YOK’
Güneyimizdeki bütün gelişmelerin ABD ve İsrail'in Kürdistan adı altında İkinci İsrail devleti kurma planları içinde anlaşılacağını bildiren Perinçek'in konuşmasında şu vurgular öne çıktı:
"Bugün de bütün çarpışma ABD-İsrail'in girişimiyle, onun karşısında mücadele eden Filistin'i, Suriye'si, Irak'ı, İran'ı, Türkiye'si, Rusya’sı, Azerbaycan'ı, bölge ülkeleri. Güneyimizdeki cepheleşmeyi çok iyi anlamamız lazım. Türkiye'mizin geleceği bakımından da doğru cephede yer almak hayati önemdedir.
"Hükümetimizin tavırlarında bir takım bocalamalar, yalpalamalar görüyoruz. Ama bu böyle devam etmeyecek. Vatan Partisi'nin, bütün milletimizin, Türkiye'nin vatanseverlerinin, bugün önümüzdeki dönem ağırlığı ihtiyaç. O ağırlık kaçınılmaz olarak ortaya çıkacak, onu da örgütleyeceğiz. O Amerika-İsrail girişimlerinde görev alanlar, yanında olanlar, piyon olanlar kaybedecek.
AMERİKA'NIN SİSTEMİ ARTIK ÇIKMAZA GİRDİ
"ABD artık dolar üzerinden dünyada haraç toplayamıyor. Amerikan ekonomisinin en önemli kaynağı dolar hegemonyasıydı. Ama o sistem yıkıldı. Onlara başkaldıran ülkeler çıktı. Rusya'sı, Çin'i, İran'ı... Türkiye'de herhalde onların arasında yer alacak, bir kısım başka ülkeler de. Dolayısıyla Amerika'nın eski haraç sistemi çıkmaza girdi. Yine ABD'nin 2. Dünya Savaşı'ndan sonra dünyanın en büyük askeri güç olma konusu vardı... ABD karşısında çok önemli silahlı güçler ortaya çıktı. Ve bu Amerika'nın kendi içinde de çelişmeleri ve bir ‘gerçekçi Amerika’yı ortaya çıkarttı… Amerika'nın içinde gerçekçi olanlarla, hala Amerika rüyasını sürdürme ihtiyacı olanlar arasında mücadele devam ettiğini görüyoruz.
‘TÜRKİYE’NİN YERİ NERESİ KARAR VERECEK’
“Dünya değişiyor, yeni bir dünya kuruluyor. Asya'dan yeni bir uygarlık yükseliyor. Artık ekonominin ağırlığı Asya'ya kayıyor. Dünya ekonomisinin büyümesine en büyük hakkı yapılan ülkeler, Çin, Hindistan ve diğer gelişen Asya ülkeleri ve bu temelde yeni bir uygarlığın yükselmekte olduğunu görüyoruz. Türkiye'nin yeri neresi? Önümüzdeki soru budur. Türkiye'nin yeri, 1980'den bu yana, Türkiye ekonomisini batağa batıran Atlantik sistemi midir? Türkiye’yi bölmek isteyen, PKK'ya silah veren, YPG’yi besleyen, İsrail'le birlikte Ortadoğu'da ağalık taslayan Amerika'nın yanında mıdır? Yoksa Türkiye'ye, ait olduğu yükselen Asya uygarlığı içinde mi yer alacak? Tabi Türkiye yalnız değil. Türk kavramı yalnız Türkiye değil, Türk devletleri var… Önümüzdeki Asya medeniyetimizdeki konumumuzu değerlendireceğimiz hayata geçireceğimiz bir eşikteyiz. Bu eşik aynı zamanda Türkiye'nin toprak büyüklüğünü sağlamak, terörü temizlemek, terörden kurtulma ve komşularımızla birlikte bölgemize, Batı Asya'ya barış, huzur, ekonomik refah ortamını, güvenlik koşullarını getirme, böyle bir programla yüz yüz geldik.
‘PKK GİBİ PARTİLERİN YERİ DE MEZARDIR’
“Güneyimize baktığımız zaman Halep’te ne oluyor? Ne olursa olsun, Türkiye İsrail'in yanında yer alamaz. Türkiye hükümetinin, Türkiye devletinin İsrail ile kader birliği yapmasına Türk milleti kesinlikle izin vermez. Bizim yerimiz hiçbir zaman İsrail'in ve Amerikan emperyalizminin yeri olamaz ve olmayacak. ABD ve İsrail'in, HTŞ vasıtasıyla Halep'te tecavüz saldırıları Batı Asya ülkelerinin o mübarek göğsünde çarparak duracak. Bu 3 ay sonra oldu, 3 yıl sonra olur. Ne Amerika'nın ne İsrail'in gücü İkinci Kürdistan kurumaya yetmeyecektir. Kürdümüz de o planlarda yer almayacaktır. Kürt halkı bu coğrafyanın halkıdır ve bu coğrafyanın geleceğini paylaşacaktır. Kürt halkı üzerinden ABD ve İsrail planlarına hizmet etmek peşinde olan PKK gibi partilerin yeri de mezardır! Bu topraklarda onlara mezardan başka yer bulunmuyor.
TAYYİP ERDOĞAN’A ÇAĞRI
“Türkiye de eninde sonunda bölge ülkeleriyle birlikte bir hükümeti yaratacaktır. Bu hükümetin önünde de Sayın Devlet Başkanımız Tayyip Erdoğan yönetiminde olan bu hükümetin önünde de bölge ülkeleriyle, Müslüman ülkelerle birleşmek gibi bir şans, bir seçenek vardır. Öbür seçenek Amerika ve İsrail'le beraber olmaktır ve onlarla birlikte perişanlığını ve mağlubiyetine paylaşmaktır. Burada Sayın Cumhurbaşkanımıza, Türkiye Hükümeti'ne de sesleniyoruz. Burada yalpalamanın, bocalamanın yeri yoktur. Burada bizim bugün yapacağımız başında Beşar Esad’ın olduğu Suriye Hükümeti'yle el ele vermek, güney sınırlarımızdaki terör örgütlerini birlikte temizlemek, Suriye'nin toprak bütünlüğünü sağlamak, böylece Türkiye'nin güvenliğini sağlamak, terörler Türkiye'yi sınır ötesinde de kurtarmak ve aynı zamanda Irak’ın toprak bütünlüğü, İran’ın toprak bütünlüğü, bunların hepsi zaten birbirine bağlıdır, bunları sağlamak ve Asya cephesinde, Asya medeniyetinin kuruluşunda, omuz omuza büyük gayretler içine girmek. Bu programa ihanet edenler Müslümanlığa da ihanet ederler.
‘İHANETLER CEZALANDIRILACAK’
“Bazı televizyonlarda morali bozmaya yönelik ve bizleri kardeşlerimize, komşularımıza, sadakatımızı, vefamızı bozmaya yönelik bir takım haberler duyuyoruz, ‘Halep'e girdiler, şunu yaptılar, bunu yaptılar’ vs… Amerika ve İsrail için bir başarı yok. Onlara hizmet edenler için başarı yok. Onların güdümünde İkinci İsrail için gayret içinde olanlar için hiçbir başarı yok. Önümüzdeki süreç 3 ay sürer 3 yıl sürer, sonuç itibariyle o ihanetlerin cezalandırılacağı süreçtir. Bütün milletimize, ümmetimize, hükümetimize mesajımızı veriyoruz: Dik duralım, sağlam duralım, komşularımıza ihanet etmeyelim, kendi milletimize ihanet etmeyelim, Müslümanlığa ihanet etmeyelim, İnsanlığa ihanet etmeyelim.
TÜRKİYE'DE BÜTÜN SİSTEMİN BİTTİĞİ YERDEYİZ
“Türkiye'de bütün sistemin bittiği yerdeyiz. Ekonomisi bitmiş. 1980'den bu yana borçlanmaya dayanan sistem. Kendi üreticilerimizi, çiftçimizi, çiftçiye destekleri kaldırarak çiftçimize ekme, biçme, mazot alma, gübre atma, tohum atma olanaklarını hor gören bir sistem. Özelleştirme yoluyla fabrikalarımızı yabancılara veren ve dolayısıyla iş gücünün fiyatını düşüren, emekçilerimizin yaşam koşullarını aşağıya çeken bir sistem. İthalat nedeniyle gümrükleri aşağıya çektiği için bütün o küçük orta sanayi kentlerimizi, küçük orta büyük sanayicilerimizi tahrip eden, onların bütün geleceklerinde yapılarını tahrip eden bir dönemden geliyoruz. 1980, o ekonomi bitti.
‘ÇAYIRHAN’DA HÜKÜMETE BİR ŞANS TANIYORUZ’
“Bir de özelleştirme dedikleri, bugün artık Türkiye'de madenlere geldi dayandı, enerji sektörüne geldi dayandı. Ve işçimiz yürüyor, madencimiz yürüyor, enerji işçimiz yürüyor. Çayırhan’da yürüyor. Partimiz yanlarında. Orada sendikalarımız kararlı bir tutum içerisinde. İlk başarılarını kazandılar. Hükümet ertelemek zorunda kaldı bu özelleştirme kararını. Hükümete 4 Mart’a kadar onlara bir düşünme şansı, onlara vatana bağlı olmak, emekçiye bağlı olmak, madenlerimize, enerji sektörümüze bağlı olma şansı, işçiyle birlikte bir şans tanıyoruz. Ama tekrar özelleştirmeye kalkarlarsa da bütün Türkiye'nin enerji, maden işçisi, bütün işçi sınıfı ve onların dostu, kardeşi olan çiftçilerimiz, sanayicimiz, büyük sanayicimiz hepsinin birlikte bu hükümetin ihale özelleştirme yönünde çabalarının karşısına bugüne kadarkinden daha kuvvetli dikileceğimizi hükümete bildiriyoruz.
‘ÜRETİCİLERİN MİLLİ HÜKÜMETİNE GİDEN SÜREÇ’
“Türkiye'nin her yeri Polonez gıda işçilerimiz, belediye işçilerimiz, Çayırhan işçilerimiz… Türkiye'nin her yerinde işçilerimiz ayakta, çiftçilerimiz ekim koşulları için, üretim koşulları için, ucuz mazot, ucuz tohum, ucuz ilaçları için, esnaflarımız, Darende’de esnafımız, İzmir’de 200'ün üstünde dükkanın yıkılmaması için mücadele eden Salepçioğlu Hanı… Mücadele eden esnafımızla birlikteyiz. Türkiye'nin her yerinde, her üretici cephesinde Vatan Partisi mücadelenin yanında, başındadır. Üreticiler ayağa kalkmaktadır. Büyük kuvvet ayağa kalkıyor. Bu süreç, üreticilerin milli hükümetine giden süreçtir. Özelleştirilmeye karşıyız, esnafımızın, çiftçimizin, memurlarımızın, çalışanlarımızın yanındayız. Bütün vatanseverler el eleyiz. Üreticilerin, milli hükümetini 3-5 yıl içinde kurmaya yemin ediyoruz.
‘DESTANIMIZ, ZOR ZAMANLARIN DESTANIDIR’
“Vatanımızın her köşesindeki halkımıza sesleniyorum: Görev zamandır, zor zamandır. Türk milleti zor zamanları sever. Bizim destanımız zor zamanları destanıdır. Ergenekon’dan çıkış için dağları erittik. Destanımız zorluklarla mücadele üzerinedir. O destanların kahramanı olacağız. Hepinize kahraman olmalıyız, fedai olmalıyız. Önümüzdeki üreten, birleşen Türkiye'yi kurmada görevleri, sorumlulukları öneriyoruz. Sizi Vatan Partisi'nde Gülümser Heper hocamızı örnek alarak birleşmeye, toplanmaya davet ediyoruz.”
‘Savaşı önlemede anahtar görev Türkiye’de’
Perinçek, konferans sonrası katılanların sorularını yanıtladı. “Bütün dünya savaşa hazırlanıyor. Anadolu topraklarında yaşanacak bir savaşta ne yapacağız?” sorusuna yanıt veren Perinçek, şu ifadeleri kullandı:
“2030’da ABD’nin dünya üretimindeki payı Çin’in yarısına düşecek. Çin barış içinde bu süreci devam ettirmek istiyor. ABD bu inişine razı olacak kendisi için gerçekçi çözümler üretecek mi? Savaşı çıkarırsa ABD çıkarır. ABD’nin aklı varsa bu savaşı çıkartmaz, gerçekliği kabul eder. Savaş cephelerine baktığımız zaman, kuzeyde Ukrayna cephesinde Avrupa Rusya ile savaşmak istemiyor. Biz, Vatan Partisi olarak Ukrayna cephesini büyüyen bir savaşın odağı olarak görmüyoruz. Ama Doğu Akdeniz’de Yunanistan’ın bütün kıyılarında ABD yığınağı var. Doğu Akdeniz ülkemize yönelecek bir savaşın odağı olarak görüyoruz. Bu savaş önlenebilir. Türkiye ve Suriye işbirliği yaparsa ve onu İran, Rusya ve Yemen de destekliyor. Bu güç Batı Asya’da bir savaşı önler ve burada anahtar görev Türkiye’ye düşüyor.”
Prof. Dr. Gülümser Heper Vatan Partisi’nde: Görev için geldim
Perinçek’in konferansı sırasında Kardiyolog Prof. Dr. Gülümser Heper, Vatan Partisi'ne üye oldu. Heper'e rozetini Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek taktı. Heper, "Görev için geldim" vurgusu yaptı.
Törende konuşan Heper, partinin emek ve irfan odaklı duruşuna vurgu yaptı: “Anadolu’nun derin irfanına, emeğe ve emekçiye duyulan saygıya inanarak buradayım. Vatan Partisi’nde olmaktan gurur duyuyorum. Görev yapmak için geldim. Vatan Partisi, merkez bir konumdadır ve bu anlayışla Vatan Partisi’ni seçtim. Biz hiçbir zaman uçlarda olmadık, hep merkezde kaldık. Merkezdeki insanın emeğine ve düşüncesine saygı duyduk. Bu nedenle buradayım, Vatan Partisi’ndeyim.”
PERİNÇEK: HEPER, ÖNCÜ GÖREVLER ÜSTLENECEK
Doğu Perinçek ise, Prof. Dr. Heper’in partide öncü görevler üstleneceğini belirterek şunları söyledi: “Sayın Prof. Dr. Gülümser Heper, yüreğimizin sağlamlığı için çalışan bir kardiyolog olarak, partimizde örgütlü bir şekilde milletimize hizmet edecek. Ona rozet takmak bana kuvvet verdi, beni ateşledi. Prof. Heper’in partiye kattığı enerji, Vatan Partisi’nin milletine verdiği sözleri tutmada daha güçlü ve kararlı olmasını sağlayacak.”
