08 Ocak 2025 Çarşamba
İstanbul 14°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Pilot Binbaşı Fazıl Bey'in şehadetinin 100. yılı: Türk havacılığının büyük ismi!

Türk havacılığının ilklerinden olan Binbaşı Fazıl Bey, Balkan, Cihan ve Kurtuluş Harbi'nde görev yaptı. Her cephede başarılarıyla örnek oldu. İstanbul semalarında ilk hava çatışmasında yaralandı. 27 Ocak 1923 günü ise eğitim uçuşu sırasında İzmir'de şehit oldu... İşte örnek bir yaşam

Pilot Binbaşı Fazıl Bey'in şehadetinin 100. yılı: Türk havacılığının büyük ismi!
A+ A-
ERCAN DOLAPÇI

Aydınlı Pilot Binbaşı Fazıl Bey, Milli Mücadele'nin nam yapmış kahramanlarındandı. Cumhuriyet'in kuruluşuna omuz vermiş ancak Cumhuriyet'in ilânını görememişti... “Hava Şehitleri Günü” onun şehit olduğu gün olarak kabul edildi. Fazıl Bey, 27 Ocak 1923 günü 34 yaşında uçağının arızalanarak düşmesi üzerine İzmir’de şehit oldu. Onun şehadeti, bir tarihin de başlangıcıdır. Fazıl Bey, Cumhuriyet’in ilk hava şehididir. Her yıl Türk havacıları bu günde tüm şehitlerini anar... Biz de onu saygıyla anıyoruz. 

Pilot Binbaşı Fazıl Bey'in şehadetinin 100. yılı: Türk havacılığının büyük ismi! - Resim : 1
Fazıl Bey

HAVACILIĞA İLK ADIM

Fazıl Bey, 1889 yılında babası Abdurrahman Bey’in Kadılık görevi nedeniyle bugünkü Arnavutluk’un İşkodra kazasında dünyaya gelir. Ailenin tek oğludur. 1907 yılında Harp Okulu’na yazdırılır. O zaman tahsil süresi üç yıl olan okulu 1910 yılında Piyade Teğmen olarak bitirir. Bu tarihlerde Avrupa’da havacılık askeri alana yeni girmiştir. Osmanlı İmparatorluğu da bu alanda geri kalmamak için hemen kolları sıvar ve 1911 yılında zamanın Genelkurmay Başkanlığı tarafından bir şube açılır. Yeşilköy'de hava eğitim alanı kurulur. Pilot yetiştirmek için de kollar sıvanır ve bu alanda eleman yetiştirmek için yurt dışına subay gönderilir. Fazıl Bey de bu çerçevede havacılık sınıfına geçer. İngiltere ve Almanya’ya üç arkadaşıyla birlikte eğitime gider. Teğmen Fazıl Bey, burada başarılı uçuşlar yaparak Türk gençlerinin de havacılıkta başarılı olduğunu gösterir. Buradaki başarısını ünlü Alman savaş pilotu Von Richtholfen de takdir eder. Fazıl Bey pilotluğunun yanı sıra neşeli kişiliği, gözü pekliği ve bilgisiyle de dikkat çeker. Fazıl Bey, burada “Askeri Tayyareci” unvanını alır…

Balkan Harbi seferberliği üzerine Avrupa’daki eğitimini yarıda bırakarak memlekete döner ve tayyareci Yüzbaşı Refik Efendi komutasındaki Edirne Tayyare Müfrezesi'ne tayin edilir. Balkan Harbi sırasında görev alır ve verilen görevler gereği uçuş yapar. Harbin sonunda Ayastafanos’ta tahsiline devam ederek, 1913 yılında Yüzbaşı Salim Bey'in kumandasında teşkil edilen Nümune Tayyare Bölüğü'nde pilotluğa tayin edilir. 1914 yılında ise Ayastafanos Tayyare Mektebi Başmuallim Muavinliği'ne tayin edilir.

Pilot Binbaşı Fazıl Bey'in şehadetinin 100. yılı: Türk havacılığının büyük ismi! - Resim : 2

GÖZÜ PEK SAVAŞ PİLOTU

Fazıl Bey, artık İstanbul Yeşilköy Hava Uçuş Okulu’nun çekirdek kadrosunun önemli pilotlarından birisidir... Burada başka havacılar da yetiştirir. Kabiliyetli uçuşlarıyla dikkati çeken Fazıl Bey, bir süre sonra başlayacak olan Cihan Harbi’nde de görevler üstlenecektir. Çanakkale, Irak ve Suriye Cephelerinde süren savaş sırasında birbirinden önemli uçuşlara katılarak düşmana göz açtırmaz ve İngiliz uçaklarıyla gözü pek hava savaşlarına girişir. Fazıl Bey, Irak ve Suriye Cephesi'nde yüzbaşı rütbesiyle Hava Bölük Komutanlığı da yapar. Birçok uçuşu başarıyla gerçekleştirir ve komutanlarının takdirini kazanır. Yaptığı uçuşlarda düşmana göz açtırmaz. Keşif, gözetleme, istihbarat ve hava akınlarına katılır.

Pilot Binbaşı Fazıl Bey'in şehadetinin 100. yılı: Türk havacılığının büyük ismi! - Resim : 3

ÇANAKKALE'DE

Cihan Harbi başladığında eldeki uçaklar ve pilotlar, gerek doğu gerekse de önemli bir cephe olan Çanakkale’ye gönderilirler. 1 Haziran 1915 senesinde üsteğmenliğe terfi eder. Fazıl Bey üsteğmen rütbesiyle Çanakkale Mestahkem Mevki Komutanlığı emrine verilir. 25 Ağustos 1915 günü Üsteğmen Fazıl Bey’in uçtuğu deniz uçağı, Nara açıklarında arızalanarak geri döner. Fazıl Bey’in buradaki görevi, İngiliz deniz üsleri ile denizdeki düşman hareketliliğini gözetlemektir. Bu uçuş ilk hava keşfi görevidir aynı zamanda…

Genelkurmay kayıtlarına göre, Üsteğmen Fazıl Bey, Eylül 1915’de Irak’ta görevlendirilir ve burada Salmanpak civarlarında keşif ve hava akınlarına katılır. Burada Türk pilotları, İngiliz pilotlarıyla kahramanca hava savaşlarına tutuşur ve birçoğunu düşürür. Bazı İngiliz pilotları inişe zorlanarak uçağıyla birlikte esir edilir. Birussebi’den gelen Pilot Üsteğmen Fazıl Bey, düşmandan ele geçirilen uçakları uçar duruma sokmak için büyük bir çaba harcayarak birkaç uçağı hazırlar. Aralık 1915 tarihinde 2’nci Tayyare Bölüğü, Bağdat’a gönderilir. Bu bölükten önce Üsteğmen Fazıl Bey, Üsteğmen Mehmet Ali ile Yüzbaşı Fettah Beyler buralarda başarılı görevler gerçekleştirirler.

1916 yılına gelindiğinde Türk Hava Kuvvetleri 67 hava istasyonuna ve 81 pilot/gözetmen ile 90 uçağa sahiptir. Hava birliklerinin tecrübesi daha da artmış ve önemi kavranmıştır.

Üsteğmen Fazıl Bey, Ağustos 1916’da 3’ncü Tayyare Bölüğü’ne, -bir önceki komutanın uçağını kırması nedeniyle- getirilir. 3’ncü Bölük bu tarihlerde Hicaz bölgesinde görev yapar. Fazıl Bey’in sicil dosyasındaki anlatımına göre, Kasım 1916 tarihinde 3’ncü Bölük Komutanı olur. Medine, Şam ve Maan’da görev yapar.

Pilot Binbaşı Fazıl Bey'in şehadetinin 100. yılı: Türk havacılığının büyük ismi! - Resim : 4
İstanbul Hava Müzesi büstü.
Ercan Dolapçı.

FAZIL’IN DESTANLAŞTIĞI GÜN

Mütarekeye yakın günlerde Fazıl Bey İstanbul’a gelir ve burada kalan birliklerle kurulan 9’ncu Bölük Komutanlığı'na atanır. Bu bölük sık sık İstanbul’a hava akınları düzenleyen İngilizlere karşı şehri korumakla görevlidir. 25 Ekim 1918 günü Çanakkale üzerinden geçen beş düşman uçağının, İstanbul yönünde uçtukları Hava Savunma Komutanlığı'na bildirilir. Fazıl Bey, ekipteki Astsubay Vecihi ve Türk uyruğundaki Avusturyalı Maks Şusi ile bir Alman pilotu sıra ile havalanırlar. Düşmanı İstanbul semalarında karşılarlar. Aralarında şidditli bir çatışma başlar. Astsubay Vecihi, yakıtı bitmek üzere olduğundan ikmal için meydana dönmek zorunda kalır. Alman pilot da boğaz dışında olduğundan, düşman karşısında yalnız başına Yüzbaşı Fazıl kalır ve çatışır. Bu çatışmada tehlikeli olarak ikisi ciğerinden, ikisi elinden olmak üzere tam olarak yedi kurşun isabet alan Fazıl, bir düşman gözetmenini yaralamış ve birisini de öldürmüştü. Fazıl Bey yaralı halde uçağını Yeşilköy'e indirmeyi başarır. Düşman uçakları da çekip gider. Bu çatışma havacılık tarihinde çok önemli bir olaydır...

Pilot Binbaşı Fazıl Bey'in şehadetinin 100. yılı: Türk havacılığının büyük ismi! - Resim : 5

O GÜNÜ VECİHİ BEY ANLATIYOR

Bu tarihi kahramanlığı, Vecihi Bey yıllar sonra anılarında şöyle anlatır: “Yere indiğim zaman yanıma koşan arkadaşlardan Fazıl’ın ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığını işittim. Derhal tayyaremden atladım. Fazıl’ın tayyaresine yaklaştım. Her tarafı delik deşik olan tayyarenin bu enerjik hücumunda nasıl bir müdafaa ile karşılaştığı açıkça görülüyordu. Gerçi Fazıl yaralanmıştı, fakat düşmanın da bir rasıtını ortadan kaldırmıştı ki, sonradan anladık, bu ricatta azami süratin sebebi de bu imiş. Bu suretle kahraman Fazıl’ın yaralanması ile neticelenen bu hava muharebesi hem İstanbul müdafaasının ilk ve son menkıbesi ve hem de Umumi Harp’in son hava vazifesi olmuştu.” (Vecihi Hürkuş, Havacılık Hatıralarım, İstanbul, Kanaat Kitabevi, İstanbul, 1942, s.50.)   

Fazıl Bey’in bu çatışmada yaralanması nedeniyle tedavisi 2 ay sürer. Bu sırada İstanbul da fiilen işgal edilir. Ve düşman tayyarecileri hastaneye koşarak kahraman Fazıl’ı hemen görmeye giderler. Herkes Fazıl’ı merak etmektedir... Fazıl Bey buradaki tedavisinden sonra Ayastafanos Tayyare Mektebi Tayran Kısmı Müdürlüğü'ne tayin edilir. 4 Şubat 1919 tarihinde de deniz tayyareciliği brövesini alır. Haziran 1920’de ise Tayyare İstasyon Komutanlığı'na atanır.

VATANIN İSTİKLÂLİ İÇİN ANKARA’DA

İşgalden sonra İngilizler ilk olarak Yeşilköy’deki hava üssüne el koyar. Buradaki uçakları kilitler ve personeli de tutuklar. Bunu öğrenen Vecihi ve Fazıl Beyler, bir uçakla 7 Temmuz 1920 tarihinde İstanbul Maltepe’den zorlu bir yolculuktan sonra Ankara’ya kaçarlar. Fazıl Bey’in firarı Ankara’da büyük sevinç yaratır. Fazıl Bey, Ağustos ayında Uşak’a gönderilir ve burada Tayyare Bölük Komutanlığı'na atanır. Ankara’da ilk hava birliğinin çekirdeği böylece kurulur. Fazıl Bey'le birlikte Mazlum Bey, Fehmi Bey, Vecihi Bey ve Şakir Hazım Beyler ilk çekirdek kadro olarak kolları sıvar. O tarihte Anadolu’da iki uçak vardır. Buna daha sonra ele geçen Yunan uçakları da eklenir ve Milli Mücadele ilerledikçe, Sovyetler Birliği’nden alınan yeni uçaklarla da bu filo hızla gelişir. Uçak sayısı 20’ye, personel sayısı da 40’a ulaşır. Yunanlıların elinde ise 50 uçak vardır. Fazıl ve Vecihi Beyler, kıt imkânlarla Anadolu’da da imkânsızı başarırlar ve birbirinden tehlikeli uçuşlarla düşmana göz açtırmazlar. İstiklâl Harbi boyunca 10 Yunan uçağını tahrip ederken, 15’ini de sağlam ele geçirirler. Bu dönemde hava birliğimiz ise 3 uçak kaybeder.

DÜŞMANA GÖZ AÇTIRMADI

Fazıl Bey Milli Mücadele döneminde Batı Cephesi’nde İsmet Paşa’ya bağlı olarak Tayyare Grup Komutanlığı görevini yapar. İsmet Paşa, Fazıl Bey’e çok güvenir ve ona her türlü kolaylığı gösterir. Bir çatışmada yaralandığını duyunca da hemen yanına koşar. Fazıl Bey ve ekibi Kütahya, Sakarya, Afyon ve Dumlupınar ceplerinde birçok hava çatışmasına girer.

Büyük Taarruz’da da görev yapan Fazıl Bey ve ekibi Büyük Zafer’e de havadan katkıda bulunur. Zafer sonrası 31 Ağustos günü binbaşı rütbesine yükseltilir ve çok sevdiği İzmir’e atanır.

AH BÜYÜK TAYYARECİ!

Fazıl Bey barış günlerinde İzmir'de Türk gençlerine uçuş eğitimi verir. İşte bu uçuşlardan birisinde 27 Ocak 1923 günü havada uçağı arızalanır ve savaşta düşman mermilerinin vuramadığı uçağını, talihsiz bir kaza “vurur”! Fazıl Bey’in uçağı hızla yere çakılır ve aziz Fazıl vatan toprağına düşer. Bu acı kaza, tüm yurdu ve havacıları yasa boğar...  Fazıl Bey’in şehadeti üzerine İzmir’de yayımlanan Ahenk gazetesi 7 Şubat 1923 günü şunları yazar:  “Ah… Büyük Tayyareci, cesur ve fedakâr Fazıl daha ölmemeliydi… Çok zulüm ve şenaat (alçaklık, kötülük) görmüş -bugün- mesut İzmir onu bu kadar müstacel (çabuk) ve büyük bir kıskançlıkla hemen sinesinde istirahatneşin etmemeliydi."

VECİHİ BEY ANLATIYOR

Arkadaşı Vecihi Bey ise şu satırlarla, o elim anı anlatır: “Ben İzmit’te çalışırken, Büyük Fazıl İzmir’de mektep teşkilatını idare ve hatta talebe uçuşlarına da bizzat hoca olarak iştirak ediyordu. 27 Ocak 1923. Türk havacılığı için acı bir haberin yayıldığı elim bir gündü. Büyük Fazıl, talebesi Emin ile bir kaza neticesinde şehit düştüler. İçimi yakan bu haberle ben, şahsen bir dost kayıp etmekle beraber havacılığımızın da genç bir kahramandan mahrum kaldığına çok üzülmüştüm. Hatıra notlarımın o güne tesadüf eden sahifesini tıpkı kardeşimin sahifesi gibi siyah bir çerçeveye gömmüşümdür. Filhakika (gerçekten) çok haklı idim. Fazıl, ismine yakışan bir fazıla malik (sahip) ve havacılığımızın o zaman en olgun bir elemanı idi. Uçuşundan ziyade, Türk havacılığı, ilminden istifade edebilirdi.

O, birkaç talebenin değil, fakat hepimizin hocası idi. İşte bu acı içinde ben milli havacılığımız namına için için yandım. Senelerce düşman üzerinde kahramanca çarpışarak ölüm tehlikelerini yenen bu aziz genç, küçük bir kazanın kurbanı olmuştu.” (Vecihi Hürkuş, Havacılık Hatıralarım, İstanbul, Kanaat Kitabevi, İstanbul, 1942, s.126.)

AİLESİNE SAHİP ÇIKILDI

Binbaşı Fazıl Bey'in 34 yıllık kısa hayatının büyük bir kısmı, asker üniformasıyla cephelerde geçti. Bu süre zarfında çok başarılı görevler yaptı, birçok madalya ve rütbe aldı. Bunlar sicil dosyasındaki bilgiye göre şöyledir: Üsteğmenliği sırasında: 1 adet Harp Madalyası, 1 adet Gümüş Liyakat Madalyası, 1 adet Kılıçlı 5’nci Rütbeden Mecidi Madalyası. Yüzbaşılığı sırasında ise; 1 adet Gümüş İmtiyaz Madalyası, 1 adet BMM Takdirnamesi. 1926 yılında Mustafa Kemal Paşa’nın imzasıyla İstiklâl Madalyası.

Fazıl Bey’in şehadetinden sonra Arnavutluk’ta bulunan ailesine ulaşılır ve memlekete getirilmesi için çeşitli girişimlerde bulunulur. Hava Müfettişliği tarafından yürütülen çalışmalardan olumlu netice alınır ve 30 Haziran 1924 tarihli yazıyla durum Müdafaayı Milliye Vekâleti’ne iletilir. Bu bilgiye göre, Fazıl Bey’in İşkodra’da ihtiyar bir annesi ile bir kız kardeşi kimsesiz ve muhtaç durumdadır.

Bu bilgiden sonra annesi Saadet Hanım ile kız kardeşe yol masrafı olarak devlet bütçesinden 500 lira verilir. Bakanlar Kurulunun 9 Ocak 1925 tarihli kararıyla da, havacılığımızın merkezi olan Eskişehir’de anne ve kız kardeşe oturmaları için istasyon civarında bir ev satın alınır. 1926 yılında da buraya yerleştirilerek maaş bağlanır.

Benim de dileğim, bu büyük havacının ismi bir havaalanında yaşasın...

Kaynak: Ercan Dolapçı, Devrimin Öncüleri, Kategori Yayıncılık, İstanbul, 2018.

Son Dakika Haberleri