22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

PKK'nın gazetesi: Kürtler büyük güçlerin kurbanı oldu!

'PKK/YPG, ABD stratejisinin parçası haline geldi... Hayatını kaybeden Kürtler, ABD aritmetiği içinde sadece 'tali zayiat' sayılıyor'

PKK'nın gazetesi: Kürtler büyük güçlerin kurbanı oldu!
A+ A-
Aydınlık

Avrupa'da yayın yapan PKK/YPG'nin yayın organı Yeni Özgür Politika gazetesinde 22 Mart'ta yayınlanan "Washington’ın Efrîn aritmetiği" başlıklı analizde, Afrin'deki hezimetin nedenleri tartışıldı. "Efrîn’deki Kürtler ABD’nin, AB’nin, BM’nin ve NATO’nun Türkiye’yi engellemek için bir şey yapacağını düşündüler" denilen yazıda ABD'nin Afrin'i feda ettiği vurgulandı. PKK/YPG'nin ABD stratejisinin parçası haline geldiği belirtilen analizde, hayatını kaybeden Kürtlerin ABD aritmetiği içinde sadece "tali zayiat sayılıyor" ifadelerine yer verildi.

ARTIK ULUSLARARASI MÜDAHALELER YOK

Yazının satırbaşları şöyle:

(...) Efrîn’deki Kürtler ve 2012’den bu yana Efrîn’in kontrolünü elinde tutan Kürt Halk Savunma Birlikleri (YPG) bir büyük güçler mücadelesinin kurbanı oldular.

Efrîn’deki Kürtler ABD’nin, AB’nin, BM’nin ve NATO’nun Türkiye’yi engellemek için bir şey yapacağını düşündüler. 1999’da ABD NATO’yu eski Yugoslavya cumhuriyetinin Kosova’daki eylemlerini durdurmak için müdahaleye zorlamıştı. Sivillerin öldürüldüğüne ilişkin haberlerin ardından NATO çatışmayı sona erdirmek için bir bombardıman ve askeri harekatla müdahale etti.

2018’de ise uluslararası toplum omuz silkiyor. Kosova üzerine yapılan Rambouillet konferansı gibi bir şey söz konusu değil. Tam aksine, Türkiye bir NATO üyesi ve NATO Genel Sekreter Yardımcısı Rose Gottemoeller, saldırı başladıktan hemen sonra Türkiye’ye giderek Türk demokrasisini övdü ve ülkenin güvenlik ihtiyaçlarından dem vurdu. Kürtler Efrîn’de neler olup bittiğine dair ne söylerse söylesin, uluslararası toplumun ilgisini çekmiyor.

PKK'nın gazetesi: Kürtler büyük güçlerin kurbanı oldu! - Resim : 1

TÜRKİYE-SURİYE ANLAŞTI

Suriye rejimi Suriyeli muhaliflerin güçlü olduğu Şam yakınındaki Guta’ya Türkiye’nin Efrîn’e saldırısı ile eşzamanlı saldırı başlattı... Bir tür takastı söz konusu olan, yalnız Suriye rejimi kazanırken Kürtler kaybediyordu bu takasta.

Sonuç olarak rejim Şam çevresinde, Türkiye ile muhalif müttefikleri ise Türk sınırı boyunca “toprak bütünlüğünü” tesis etmiş oldular. Bu anlaşma Moskova’da Esad’ın elçileri ile Türkiye’ninkiler arasında sessizce mi yapıldı, bilinmez. Türkiye Moskova’ya Efrîn’e yönelik 20 Ocak saldırısının arifesinde üst düzey bir delegasyon göndermişti. Böyle bir şeyin görüşülmüş olması muhtemel.

OSMANLI TOKADI

ABD, bir NATO müttefiki olan Türkiye’nin Suriye’deki kendi Kürt ortaklarına saldırısını engellemek gibi tuhaf bir pozisyona düştü. Trump operasyon başladığında Erdoğan’ı telefonla arayarak sınırlı tutmasını istedi. Ama Türkiye’nin farklı bir mesajı vardı.

Amerikalılara bir “Osmanlı tokadı” atmak istiyordu. Washington’daki kaosu doğru çözmüş ve bunun ABD’nin yanıt verememesini sağlayacağını anlamıştı. Bu aynı zamanda, kendisi kaos içindeyken ve Avrupa’da müttefik kaybedip Rusya’nın kendi iç siyasetine müdahale ettiği iddialarıyla uğraşırken, ABD’nin uluslararası bir yanıt verilmesini sağlamak için de girişimde bulunamayacağı anlamına geliyordu.

Başka bir ABD başkanı veya ABD yönetimi olsaydı daha fazlasını yapabilirdi. Ama ABD Ankara’ya birbirini tutmayan mesajlar gönderdi. Rex Tillerson Türkiye’nin Efrîn’i ele geçirmesinden hemen önce dışişleri bakanlığından alındı. Bu, ABD’nin tutarlılığını daha da yitirmesine neden oldu.

SURİYE'NİN DOĞUSU

Türkiye bir ABD NATO müttefiki. Ankara ve Washington bu noktayı her zaman öne çıkarmasa da 66 yıllık ittifak ABD’nin Suriye’deki Kürtlerle üç yıllık ortaklığına üstündü. En nihayetinde ABD kendisini böylesine eski bir ilişkiden kolayca sıyıramaz.

Efrîn çatışması ve Türkiye’nin Suriyeli muhalifler arasındaki kimi zaman sevimsiz müttefikleri NATO ittifakına ters gelse de, ABD Suriye’nin doğusunda tüm yumurtalarını aynı sepete koyamaz.

Washington için Efrîn feda edilebilirdi ve burada kaybettiği güveni Suriye’nin doğusunda yeniden tesis etmeyi umuyor. Hem Kürtler yüzünü Suriye Demokratik Güçleri içindeki Amerikan müttefiklerinden başka kime dönebilir ki? Muhalifler nasıl Türkiye’nin stratejisinin bir parçası ise, onlar da ABD stratejisinin parçası haline gelmişlerdi bu aritmetikte. Yerinden edilen 150 bin insan, öldürülen ve yaralanan binlercesi ise siyasi karar mercilerindekilerin çoğunluğu açısından bu aritmetikte sadece tali zayiat sayılıyor."

PKK'nın gazetesi: Kürtler büyük güçlerin kurbanı oldu! - Resim : 2

DERİN YALNIZLIK: DÜNYA NEREDE!

PKK yayın organı Yeni Özgür Politika gazetesinde Afrin tartışması 23 Mart tarihli yazılarda da devam etti.

Nihat Kaya imzalı "Şimdi sıra Şengal’de! Peki dünya nerede?" başlıklı yazıda "Dünya'nın Afrin'deki sessizliğine" ve yaklaşan Sincar harekatına dikkat çekildi:

"AKP faşizmine ve işgaline ABD sessiz, Rusya sessiz, Almanya, Fransa, İngiltere, herkes sessiz. Kürtler yaklaşan soykırımın ayak seslerini dünyaya duyurmak isteseler de bu sesi duyan hiçbir devlet yok. Yoksa onlar Türk devletinin işgal ettiği yerlerden çekileceğini mi sanıyor?

Zaten Rusya ve Suriye rejimi Efrîn işgalinde Türk devletine destek verirken, ‘Türkiye Kürtleri oradan çıkarsın, nasıl olsa devletlerarası hukuktan dolayı orayı bize devretmek zorunda kalacak’ diye hesap yapıyor. Iraklı bazı yöneticileri de şimdi Türk devletinin Şengal’i işgal etmesine karşı benzer bir hesap içindeler... "

FRANSA'YA: KİM İNANIR ARTIK SİZE...

Selma Akkaya imzalı "Erdoğan'a boyun sundunuz" başlıklı yazıda da Fransa'nın tutumu ve basına yönelik yayın genelgesi hedef alındı. Yazıda şöyle denildi:

"(...) İki yüzlü siyasetin maskesi bir kez daha düşüyor Fransa Dışişleri Bakanlığı imzasıyla: 'Fransa’da faaliyet yürüten basın yayın kurumlarının dikkatine; Doğu Guta ve Efrîn başta olmak olmak üzere Suriye’ye muhabir gönderilmesi büyük risk teşkil etmektedir. Söz konusu durumda muhabir gönderilmesi durumunda, Suriye komşu ülkelerinin giriş ve çıkışlara dair hukuki şartlara uyulmalıdır!

(...) Kürtleri, tarihte bir kez daha hançerlemeyi tercih edenler, bu kez Türk işgal ve yağmasını vermemeleri için basın mensuplarına ayar verirken görüyoruz. Yetmedi, Salı günü okulları boykot edip UNİCEF’in önünde, 'Gökyüzünde bomba değil balon görmek istiyoruz' diyen Kürt çocuklarının etrafını onlarca polisle sarıp, gözaltı araçlarını hazırda bekleten bir Fransa ile karşılaşıyoruz. Kim inanır artık sizin; 'DAİŞ ile mücadele' şarlatanlığınıza ya da her fırsatta Kürtler “bizim terörle mücadele de ittifakımız' diyen iki yüzlü siyasetinize!"

KÜRTLER ARTIK 'ELDE BİR' DEĞİL

Cafer Tar imzalı "İmralı yaklaşımı ve Erfin" başlıklı yazıda da şu ifadelere yer verildi:

"Duygusallığın yoğunlaştığı günlerden geçiyoruz. Bir çoğumuz olup bitene aklımızla anlam vermeye çalışıyoruz; ama kalben hepimiz yaralıyız!

Bu durum Kürtlerde muazzam bir hayal kırıklığına ve öfkeye sebep oldu; fakat diğer yandan da nasıl bir dünyada yaşadığımızı ve kendimizden başka kimseye güvenmememiz gerektiğini Efrîn işgalinden sonra bir kez daha ve çok net öğrenmiş olduk!

(...) Kürtler artık Ortadoğu’da kimse için 'elde bir!' değil. Türk Devleti için artık hiç değil!"

Zeytin Dalı Harekatı