Yandex
16 Ocak 2025 Perşembe
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

PKK’nın yakasını ele geçiren şebeke ABD/İsrail’dir

Yakalarını ABD emperyalizminin kanlı ellerine teslim edenler o yakalarını isteselerde bir daha kurtaramazlar. Uzun yıllardır bölgemizde ulusal devletleri parçalama girişimleri tüm tahribatlara rağmen gerçekleşmediyle, bunda Türkiye’nin direncinin büyük rolü vardır.

PKK’nın yakasını ele geçiren şebeke ABD/İsrail’dir
A+ A-
MURAT İNCE

Eğer, ABD emperyalizminin arkasına İsrail haydut devletini alarak Afganistan’ı işgali durdurulsaydı, Saddam Hüseyin önderliğindeki Irak bu hale gelmeyecekti. Eğer, Irak’a yönelik işgal zamanında püskürtülseydi ve bölge devletleri birleşerek tavır alsaydı, kahraman Beşar Essad önderliğindeki Suriye Arap Cumhuriyeti ABD/İsrail şer cephesi tarafından işgal edilemezdi. Demekki neymiş? ABD emperyalizmine yakanı kaptırmayacaksın ve her şeyinle mücadele edeceksin. Bunun başka bir yolu ve çözümü yoktur.

SURİYE KÜRTLERİNİN BAŞINDAKİ BELA

Suriyeli Kürtlerin içine sürüklendikleri karanlıktan kurtulamayışlarının ana sebebi, ABD’nin kara gücü PKK ve ona bağlı PYD/YPG’dir. ABD’nin paramiliter gücü PYD/YPG ve onun görünürdeki lideri, değişik isimleri olan Mazlum Kobani son açıklamalarında içine düştükleri açmazı dillendiriyor ve Suriye’ye mesajlar gönderiyor. Suriye kökenli Mazlum Kobani ve ekibi ile Türkiye kökenli PKK liderleri arasındaki karşıtlık artarak sürüyor.

PKK ile yan kolları arasındaki çelişmelerin kopuşa doğru evrilmesinde 24 Temmuz 2015 Vatan Savaşı mücadelesinin rolü belirleyicidir. Bölgemizdeki Kürtlerin baş belası ABD/İsrail ile onlarla işbirliği içindeki PKK/ PYD-KDP vb parti ve örgütlerdir.

“KÜRT YAKASINDAKİ ELLER”

Fehim Taştekin 12 Aralık 2019 tarihinde gazeteduvaR için kaleme aldığı “Kürt yakasındaki eller” başlıklı yazısı doğru ile yanlışı birbirine karıştırmasına rağmen dikkate değerdir. Yine, özellikle Amerikancı PKK’yla aralarına mesafe koyan o çevreden yazarlarda gerçeği görmeye doğru eğilim sezinliyoruz.

“Amerikan siyasetinin ucu açık. Hem de bulanık” diyen Taştekin son günlerde ABD’nin girişimleriyle Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinin bazılarının SDG ile temas kurma çalışmalarının bu örgüte petrol bölgeleri bekçiliği karşılığı olarak verildiğini söylüyor. Fehim Taştekin, “Malum Trump, Kürt-Arap çatışmasının tohumlarını da atacak bir plandan söz etmişti. Hatta Erbil’den dostlarımdan dinlediğim bir komplo teorisine göre; Amerikalılar Irak tarafında Mahmur Kampı’nda kalan 12 bin Türkiyeli Kürt’ü de petrol bölgesine taşımak istiyor. Hem “Şii Hilali’ne karşı “Kürt Bariyeri” hem de Arap aşiretleri arasındaki IŞİD zihniyetini kıracak yumuşatıcı bir faktör “Şii Hilali” benzetmesi ne kadar uyduruk ise buna karşı “Kürt Bariyeri”de o kadar fantastik!”

Kürt yakasındaki ellerin kim olduklarını sağır sultan bile duydu. Bunlar bölgemizi kan gölüne çeviren ve halkları birbirine kırdıran ABD/İsrail’den başkası değildir.

GARDİYANLIK GÖREVİ

Bölgemizde Kürtler dünden çok daha fazla parçalı hale geldiler. Çünkü emperyalizm birleştirmez, böler. Çok parçalı Araplar, çok parçalı Kürtler emperyalizmin işine gelir. Zaten böl ve yönet politikasının mimarıda emperyalizmdir. Zira Yugoslavya’da yaşanan tamda buydu. Kürtler adına piyasaya sürülen örgütler, Yugoslavya deneyiminden olumlu dersler çıkarmış olsalardı Kürtleri ABD/İsrail’in devlet çıkarları için ateşe sürmezlerdi.

ABD emperyalizmine gardiyan diyen Fehim Taştekin durumu şöyle analiz ediyor: “Ekimde Barış Pınarı Harekâtı’na yeşil ışık yakıp kuzeyi Türkiye’ye, Türkiye’yi sınırlama işini de Rusya’ya bırakan Amerikalılar kendilerine yeni bir gardiyanlık coğrafyası çiziyor: Dicle kıyısındaki Derik’ten, Rimelan, Kahtaniye (Tirpêspiyê) ve Kamışlı’ya, oradan Haseke ve Deyr el Zor’a bağlanan hatlarda ayağına taş takılmasını istemiyor.”

Amerikan askerleri yerine çatışmak ve ölmek görevini üstlenen PYD/YPG sınırımızdan kısmen 30 km uzaklaşması geçicidir. Zira ABD Suriye PKK’sının etkin olduğu bölgeye silah ve muhimmat sevkiyatına ara vermeksizin devam ediyor.

ABD’YE BEL BAĞLANMAZ

Coğrafyamızda yaşayan Kürtler bırakalım tek bir çatı altında toplanmayı, yaşadıkları ülkelerin içinde bile birlikteliklerini sağlamaları zordur. Sırtını dünyanın en saldırgan, en şoven ve en emperyalist devletine dayayarak devlet kurma hayalleri hüsranla sonuçlanmıştır.

Bölücü örgütlerin ABD’ye bel bağlamasının faturasını ödeyen Kürtlerin bu durumunu Fehim Taştekin şöyle özetliyor: “Amacı belirsiz bu çabaların ötesinde Kürtler, ABD’ye ne kadar bel bağlayabilir? Mazlum Abdi’nin (Kobani) Amerikalılarla ortaklığa atfettiği önem şu: Siyasi çözüme kadar güvence olarak kalmaları. Fakat Amerikan varlığı siyasi çözüm garantisi sunmuyor. Ayrıca Türkiye’nin saha ve masadaki baskı mekanizmaları, Suriye yönetimine 2012’de çekildiği bölgelerde yeniden devlet olma olanağı yaratırken.”

Yanlış yerde duran Fehim Taştekin’in tespiti doğru. İran-Irak-Suriye ve Türkiye’nin kaderi ortak. Suriye ile Türkiye aynı kulvarda buluşmanın sancısını çekiyor. Buluşmaları halinde ABD/İsrail ve kara güçleri tarihlerinin en büyük yenilgisini tadacaklar. Süreç ise bu yönde işliyor.

SURİYE İPLERİ ELE GEÇİRİYOR

Fehim Taştekin’in yazısında dikkatimizi en çok çeken tespiti ise şöyle: “Suriye yönetimi ipleri ele aldıkça 2011 öncesinin alışkanlıklarına dönebileceğine dair işaretler geliyor. Bu noktadan sonra kuzeydeki özerklik projesini çözebileceği ya da vereceği tavizleri minimize edebileceğinin hesabını yapıyor. Bu çerçevede Suriye Ulusal Güvenlik Dairesi Başkanı Ali Memluk’un Kamışlı’da aşiretlerle yaptığı toplantı önemliydi. Bir nevi “Artık devlete dönmenin vakti geldi” mesajını taşıyor. Süryani Birlik Partisi Başkanı Senharip Bersum’un verdiği bilgi şu: “Ali Memluk, Arap aşiretlerine çocuklarını SDG’den ayırmaları için baskı yaptı”

Suriye yönetimi, ülkenin işgal altındaki bölgelerinde bile hem istihbarat ve hemde ilişkiler bazında etkisini sürdürüyor. Zaten bunun farkında olan PYD/YPG Suriye yönetimine olumlu mesajlar veriyor. Suriye bölücü örgüt PYD/YPG’yi müzakeriz teslim alma siyasetini güdüyor ve bu tavrında diretiyor. Şimdilik tam egemenliği altına alamadığı toprakları adım adım alacak olan Beşar Esad yönetimi, Suriye’yi birleştirecektir.

Suriye kökenli ve Kandil destekçisi Bahoz Erdal (Fehman Hüseyin - Kandil semboldür ve PKK liderleri orada kalmıyor) ise son zamanlarda Suriye’yi bölmek gibi bir amaçlarının olmadığını ve Suriye’nin birliğini savanduklarını söylemesi bu nedenledir. Bölücülüğün umutlarının sönmesi ve topraklarımızdan sökülüp atılması en başta Türkiye-Suriye dostluğundan geçer.

ÇELİŞMELERİN DERİNLEŞTİRİLMESİ

Dört ülkedeki bölücü örgütler arasındaki çelişmelerden sonuna kadar yararlanmak ve derinleşmesine katkıda bulanmak önemlidir. Emperyalizme karşı duruşlarına bakarak taktikler uygulamak ise işin bir başka yönü. Ancak unutulmamalıki PKK, KDP, KYB, vb örgütler son tahlilde yaşadıkları ülkeleri bölmek istiyor. Bunun içinde ABD/İsrail ile birlikte iş tutuyor ve yaşadıkları ülkelere silah doğrultuyorlar.

PKK’yı görürken KDP vb partileri görmezden gelmek yanlıştır. Son tahlilde bu örgütler pragmatisttir ve her yöne rahatlıkla kayabilirler. Onların esneklikleri bulundukları mevzileri perçinlemek ve yeni mevziler kazanmaya yöneliktir.

Tabiki her an hepsini topyekün hedef almayı ve aralarındaki çelişmeleri yok sayarak hareket etmeyi kastetmiyoruz. Uyanıklığı elden bırakmamak, tetikte olmak ve bölücülerin manevralarını sıkı takip etmek gerekiyor.

KÜRDÜMÜZÜN YÜZÜ ANKARA’YA DÖNÜK

ABD sadece Arapları ya da diğer kesimleri birbirine düşman etmekle yetinmemiş Kürdüde Kürde düşman etmiştir. Bölücü örgütlerin hanedanlığı altında bir o yana bir bu yana sürüklenmiştir. Milyonlarca Kürt savaşlar nedeniyle yerinden yurdundan edilmiştir. Kukla devlet kuracağım diye yola düşenler en sonunda emperyalizmin kucağına düşmüştür. Haydi çıksın PKK şu başarıyı elde ettim desinde görelim! ABD’nin Irak’ı hunharca işgal etmesinin ardından Kürtleri koparma girişimleri başarısızlıkla sonuçlanmıştır ve bunda PKK tipi örgütlerin dahli vardır.

Gerek Irak’ta ve gerekse Suriye’de yaşanan olumsuzluklar, bir dönem PKK’nın etkisindeki Kürdümüzün uyanmasına ve yüzünü Ankara’ya dönmesine katkısı olmuştur. 24 Temmuz 2015 bunun başlangıcı ise devamınıda Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Pençe Harekâtı ve en son olarak Barış Pınarı Harekâtı getirmiştir.

Şimdi tüm bölgede Kürtlerin önünde birlikte yaşadıkları halklarla her yönüyle buluşma ve birleşme sorumluluğu vardır. Ayrıca, başta PKK olmak üzere bölücü örgütleri sırtlarından atma zamanı gelmiştir. Daralan çemberin içine sıkışmak yerine dışına çıkılmak esas alınmalıdır.

Son Dakika Haberleri