PKK'yı korkutan Umut’la konuştuk
Diyarbakırlı genç Umut Nimet Ataş, CHP ve HDP'nin bölgedeki politikalarına tavır aldı. Terör örgütü anne ve babasını darp etti. Umut'un başına da ödül koydu. Aydınlık'a konuşan Ataş, 'Kürtler birlikten yana. PKK ve HDP ile mücadele etmeliyiz.' dedi
Diyarbakırlı Umut Nimet Ataş, PKK’ya ve CHP’nin bölgedeki politikalarına açıktan tavır aldı. Sosyal medyada linç edildi. Linç sanal dünyadan gerçeğe taştı. Ataş’ın anne ve babası PKK’lılarca darp edildi. Ev adresi, çocuğunun fotoğrafı PKK’nın internet sitelerinde yayınlandı. Ataş, 3 bin 200 kişi hakkında şikâyette bulundu.
Yaklaşık bir ay önce cumhurbaşkanlığı seçimlerinin birinci turu tamamlanmış ikinci tur hazırlıkları başlamıştı. Kemal Kılıçdaroğlu, Oğuzhan Uğur’un Youtube’da yayınlanan programına konuk oldu. Soru soran gençlerden biri de kendini “Diyarbakırlı Kürt genciyim” diye tanıtan Umut Nimet Ataş’tı. Ataş, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu eleştirdi. Diyarbakır’a kadar gidip de PKK ile mücadele eden Diyarbakır Annelerini ziyaret etmemesi, Atatürk Havalimanını CIA bağlantılı şirkete vereceğini açıklaması, Togg’a yönelik tutumu… Hepsini tek tek Kılıçdaroğlu’nun yüzüne vurdu. Programın yayınlanmasının ardından Ataş Twitter’da günlerce gündemde kaldı. PKK’nın hedefi oldu. Ataş’la sözleştik, ekranda buluştuk. Geçen bir ayı onun ağzından dinledik.
KILIÇDAROĞLU’NUN KÜRTLER VİDEOSU
Her şey Babala TV'yle mi başladı?
Aslında yalnızca Babala TV değil. Ben Diyarbakırlıyım, Kürt'üm. Bölücü terör örgütü PKK'nın ve siyasi uzantısı HDP’nin bu halkı temsil etmediğini, Kürtlerin kültürel manevi ve coğrafi değerleriyle uyuşmadığını açıkça söylüyorum. Sosyal medya hesaplarımdan da bu yönde paylaşımlarım var.
Hatırlarsanız Kılıçdaroğlu’nun seçimlerden önce “Kürtler” diye bir videosu vardı. Devlet bütün Kürtlere terörist muamelesi yapıyor algısı yaratılmaya çalışıldı. Hayır devlet, terörle mücadele ediyor. Bunu söylediğim zaman linçler, hakaretler ve tehditler başladı. Babala TV’nin bu kadar etkileşim alacağını tahmin etmedim. Daha önceden Oğuzhan Uğur’a Kılıçdaroğlu ya da HDP’liler gelirse soracaklarım olduğunu söylemiştim. O da kabul etmişti. Böylece Babala TV yayınına katıldım. Hakaretler aldı başını gitti.
‘KAFANA SIKACAĞIZ’
Ne yaşadınız Babala TV'den sonra?
Orada Sayın Kılıçdaroğlu'nun gözünün içine bakarak şunu söyledim. “Siz benim ölmemi istiyor musunuz?”, “Hayır” dedi. O zaman dedim ki, “Şehit Eren Bülbül, Yasin Börü'nün ve şehit olan çocukluk arkadaşım Murat Yılmaz'ın ailesinin selamları var. Siyasi rehine dediğiniz şahsı kast ediyorum, katillerimize özgürlük istemiyoruz.” Oradaki gençlere de seslendim: “Siyasi görüşünüz ne olursa olsun vatana, bayrağa, devlete ve millete sahip çıkalım. Bu bayrak giderse, bu devlet giderse etnik köken, siyasi görüş ayırmaksızın hepimiz gideceğiz.” Bunun ardından PKK’ya yönelik sözlerim sanki Kürt halkına yönelikmiş gibi algı yaratıldı. PKK’nın sayfalarında, gazetelerinde benim fotoğraflarım ve videolarım paylaşıldı. “Bulun, öldürün, hain, ajan” denildi. PKK’nın yurt dışı sayfalarından “Birkaç gün daha gez, ev adresini bulduk, senin kafana sıkacağız.” gibi mesajlar yazıldı.
‘PKK HABER GÖNDERDİ’
Hayatını sürdürmek için şehir dışında çalışmak zorunda olan bir kardeşim var. Kardeşimle, “Abini bul getir bize, yoksa biz bulup öldüreceğiz.” diye haber yolladılar. Bölücü terör örgütüne yakınlığıyla bilinen biri anneme ulaştı. “Senin bu oğlunun başına ödül kondu. Getir ifadesini alalım. Yoksa birileri bulup öldürecek. Ölmesini istemiyorsanız, gitsin dağda hesap versin.” dedi.
Daha geçen hafta annem ve babam köye giderken darp edildi. Kırsal bir yol 2-3 kilometre yol var. Dağlık bir alanda önleri ağaçlarla kesiliyor. “Siz hain bir ailesiniz. Ajansınız, provokatör bir ailesiniz. Halkınıza ihanet ettiniz, oğlunuz halkımıza küfür etti.” diyerek darp etmişler. Ben olayı ikinci gün öğrendim. Annem üzülmeyeyim diye bana söylememiş. Amcam haber etti. Tabii sağ olsun valimizi aradım. Hemen koruma kararı çıkarttık. Darp raporu aldık. Allah korusun, olası bir durumda kimlerin yaptığı bilinsin.
BABALA’DA YAYINLANMAYANLAR
Anlattığınıza göre, Babala TV’de yaptığınız konuşma bizim izlediğimiz kadar değil…
Tabi, örneğin şu kısımları kesmişler, “Sayın Kılıçdaroğlu'na diyorum ki neden kayyuma karşısınız?” O da diyor ki “HDP'li belediyeler diyor madem teröre finans sağlıyor. Neden İçişleri Bakanlığı soruşturma açmıyor? Ben ona diyorum ki “Samanyolu televizyonuna soruşturma başlatıldığında CHP'li Özgür Özel kendini oraya zincirledi. HDP'li belediyelere soruşturma başlatıldığında CHP İl Başkanları milletvekilleri kendini zincirliyor. Demek ki soruşturma açılmıyor değil, soruşturma açılmasını engelliyorsunuz.”
AK Parti'nin resmi bir üyesi değilim. Yalnızca seçmendim. Millet İttifakı terörle arasına bir mesafe koyup teröre karşı net bir tavır sergileseydi. Doğu ve Güneydoğu'da terörle mücadele kararlılığının devam edeceği konusunda bize güven verebilseydi belki benim oyum Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a olmayacaktı.
ETNİK KÖKENLERİN OLDUĞU ANAYASA ZARAR VERİR
Umut Nimet Ataş’a tartışılmakta olan Anayasa değişikliğini de sorduk. Ataş, “Vatanını, milletini seven bir genç olarak yanıt vereyim. Kapsayıcı bir anayasa adına ‘Kürt’ ifadesinin eklenmesi belki benim egomu okşar. Ama ülkem açısından yarar getirmez. Anayasaya Türklerin yanına kalkıp Kürtleri de eklerseniz diğer etnik kökenleri rahatsız edersiniz. Kürtlerin adını geçirin yarın Lazlar öbür gün Çerkezler sonra Aleviler de talepte bulunacaktır. Terör örgütünü bitirmek istiyorsak onun kullanacağı herhangi bir açık alan bırakmamamız gerekiyor. Anayasaya “Türkiye'de bulunan bütün etnik kökenlerin, kimliklerin yaşama hakkı, dil hakkı, kültür hakkı, anayasal koruma altındadır” diye bir madde eklenirse sorun kökten çözülür.”
‘CANIMIZ KURBAN OLSUN’
Bu yaşananlardan sonra ailenizin tavrı ne oldu?
Geçmişte HDP’ye sempati duyan bir anne ve babanın evladıyım. PKK'nın bölge halkına zulmü, HDP'nin tutumu ifşa olunca ailem de bunların gerçek yüzünü gördü. Bu tehditler başladığında babam arayıp “Bize bir şey olursa bizim de canımız kurban olsun. Hiç önemli değil. Ama yeter ki sen canına dikkat et. Senin acını yaşamayalım.” dedi. Arkamda duran, yanlış bir şey yapmadığımı söyleyenin okuma yazması olmayan bir gariban adam olması, asla geri adım atmamam gereken bir davayı savunma hakikatini bana bir kez daha gösterdi.
Sizin İzmir'den, İstanbul'dan PKK'ya meydan okumanız ile bizim bu coğrafyadan “PKK bir terör örgütüdür” dememiz arasında ince bir çizgi var. Biz onları daha çok rahatsız ediyoruz. Eğer bir devrim konuşulacaksa bana göre daha düne kadar PKK'nın kandırmaya çalıştığı kardeşlerimin bugün polis olmak istemesi, asker olmak istemesi, vatana millete hizmet etmek istemesi devrimdir.
‘KÜRT ASLINA DÖNMEK İÇİN PKK’YA MEYDAN OKUMALI’
Ailenizin HDP'den bu tarafa geçme süreci tam olarak hangi aşamada oldu?
Çözüm sürecinden bir yıl önceydi. Hükümetin açılım beyanları vardı. PKK terör örgütünün bölgede özerklik ilan edeceğiz diyerek yol kesme olayları yeni yeni başlamıştı. Ailem HDP'yi Kürtlerin temsilcisi olarak görüyordu. Çevremdeki birçok genç de böyle düşünüyordu. HDP'nin ilk fırsatta, halkın seçtiği belediye başkanlarını, Suriyeli, Iraklı, Amerikalı teröristlere kurdukları sözde mahkemelerde yargılatması halkı bezdirdi. Hendekler kazmaları, Kürt iş insanlarını rahatsız etmeleri, Kürt esnafın işyerini yağmalamaları insanların gerçekleri görmesine vesile oldu.
Birgün annemle evde oturuyoruz. Annem o dönem HDP'de yönetici. Polis memuru bir arkadaşımın şehit haberi geldi. Evimizin camından cami avlusu görünüyor. Annemi cama çağırdım, “Bu çocuğun katili senin içinde bulunduğun parti binasında yetişen çocuklar. Vicdanın rahatsa sesimi çıkartmayacağım.” dedim. Annem ağlayarak arka odaya kaçtı. O günden sonra çok şükür bitti.
Bir Kürt'ün aslına dönmesi için PKK’ya meydan okuması lazım. Kürtler hiçbir zaman bu topraklarda ihanet etmediler. Kürtler hiçbir zaman Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden kopmadılar. Bu topraklarda Kürt sorunu yok, PKK sorunu ve Kürtlerin adını kullanan HDP sorunu var. Kürtlerin bu sorunu çözmesi için de bu iki yapıyla mücadele etmesi gerekiyor.
3 BİN 200 HAKARET VE TEHDİT
Tehditlerle ilgili bir önlem aldınız mı?
Avukatım 3 bin 200 tehdit ve hakaret davası açtı. Bazı gençler var bilinçsizce yazmış. Zor duruma düşürmemek için 18 yaş altındaki hiçbir gence dava açmadım. Avukatıma diyorum, çok gençse bizim yüzümüzden sıkıntı yaşamasın. Kendisine ulaşalım, yüz yüze konuşalım. Ben ona hakikati anlatayım. Davacı olmayalım. Yoksa mahkum edilecek.
Ayrıca Cumhuriyet ve Halk TV benim hakkımda yazdıkları haberlerle insanlık onuruna yakışmayacak ithamlarda bulunmuşlar. Karaktersiz, şarlatan demişler, ağza alınmayacak hakaretler etmişler. Bu iki yayın organına da tazminat davası açıldı.
Yakın koruma için dilekçe verdik. Takdir devletimizin, araştırmalarını tamamlayacaklar. Evlatlarını hain terör örgütüne yedirmezler. Devletimize inancımız tam. Zaten terör örgütüne Diyarbakır'dan başkaldırmamızın nedeni de bu. Devletimizin güçlü iradesi. Bu bizim delikanlılığımız değil, cesaretimiz değil. Güçlü bir devlet anlayışı var ve bu devlet bizi koruyacak. Eskiden olsa, PKK terör örgütü diyemezdim. Aynı gece beni evimden alıp öldürürlerdi. Kolluk kuvvetlerimizin mücadelesi ile kafalarını kaldıramıyorlar. Bu zarar vermeyecekleri anlamına gelmiyor. Geçen hafta Cizre'de bir korucubaşı şehit edildi. Ondan 20 gün Uludere'de bir genç sırf vatanına olan sevdasından dolayı PKK terör örgütünce hain denilerek infaz edildi. PKK bize ulaşıp şehit eder mi bilmiyorum ama herkesin şunu anlaması lazım. Diyarbakır'da Yasin Börü şehit olunca Trabzon'da Eren Bülbül şehit olunca bu teröre karşı duruş bitmedi. Bitmeyecek. Bugün beni şehit edebilirler. Yarın iki buçuk yaşındaki kızım büyüdüğünde ne denli hain terör örgütü olduğunu, bunların yüzüne korkmadan yine söyleyecektir.
Öldürülmekten değil provokasyondan korkuyorum. Biri gelip beni öldürür. Bunu da kalkar devlete mal eder ya da terör örgütünün ismini kullanır. Asıl amacını gizler. Ülke bizim üzerimizden karışır. Bunu herkesin bilmesi lazım. Başıma ne gelirse gelsin devletime, devletimin varlığına, bayrağımın dalgalanmasına ben ve ailem defalarca kurban olalım. Çünkü şunu artık herkesin anlaması lazım. Biz sadece kendi sınırları içerisinde bir devlet değiliz. Dünya üzerindeki bütün mazlumların umuduyuz.
‘ORTAK PAYDANIZ VATAN OLSUN’
Diyarbakırlı bir Kürt genci olarak mesajınız ne?
Bütün ülkemin gençliğine, bir kardeşleri, bu coğrafyanın bir evladı olarak sesleniyorum: Ne olursunuz, şu saçma sapan suni gündemlerle ülkeyi meşgul etmeyin. Bayrağınıza, devletinize, vatanınıza sahip çıkın. Türkiye güçlenirse sadece etnik bir köken güçlenmeyecek Kürt, Çerkez, Arap da güçlenecek. Kısacası hepimiz güçleneceğiz. Çünkü hepimiz bu toprakların birer parçasıyız ve evlatlarıyız. Siyasi görüşünüz ne olursa olsun ortak paydanız vatan olsun.
‘HIZLA TEDBİR ALINMALI’
Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır İl Başkanı Ferdi Tanhan Aydınlık’a yaptığı açıklamada, Umut Nimet Ataş’ın yanında olduklarını söyledi. Tanhan şunları söyledi: “PKK'ya karşı Kürt gençlerinin içinden bir sesin yükselmesi geleceğimiz açısından en önemli güven kaynağı. Umut Nimet Ataş, bir Kürt genci olarak Türkiye’nin geleceğini savunmada bütün Kürtlere örnek bir tavırda. Onun bu tutumu PKK’yı rahatsız ediyor. Tehditlerin varlığından haberdarız, bunu hayata geçirmeyi akıllarının ucundan bile geçirmesinler. Ataş, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir evladıdır. Vatanperverliği ile Vatan Partisi’nin cesaretini ve kararlığını da yanına almıştır. Hangi partiden olursa olsun PKK’ya karşı mücadele eden Kürt gençleri Vatan Partisi’nin desteğini en yakın şekilde hissedecektir. Umut Nimet Ataş’ın bu tehditlere karşı korunması bir devlet ve hükümet sorumluluğudur. Hükümetin bu konuda hızla tedbirler alması gerekir.”
AY YILDIZLI KOLYE İLE DAMAT OLDU
“Diyarbakır Kulpluyum. Çoğunluğu PKK sempatizanı bir coğrafyada bir aşiretin evladıyım. 2020 yılında evlenirken ay yıldız kolye takıp düğün salonuna girdim. İlk orada başladı, düğün salonunda tartaklandık. İki buçuk yaşında bir kız çocuğum var, ellerinizden öper.
“Uluslararası bir holdingde AR-GE ve satışlar sorumluluk uzmanıyım. Türkiye'de ve yurt dışında çeşitli yatırımları bulunan Sapancalı bir iş insanının yanında çalışıyorum. Aynı zamanda Türkiye'de bilindik bir haber sitesinde köşe yazarıyım.”