18 Kasım 2024 Pazartesi
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Çalışma Bakanlığı üretime darbeye seyirci kalamaz

İstanbul Çatalca’daki Polonez fabrikasında işçi kıyımı sürüyor. Sendikalı oldukları gerekçesiyle işçi çıkarmaya devam eden fabrika, dün de 27 işçinin daha iş haklarını feshetti

Polonez işçileri, haklarını aramaya devam ediyor... 27 işçinin daha iş hakları feshedildi! Polonez işçilerinin işlerine neden son verildi?

İstanbul Çatalca’da bulunan 354 kişinin çalıştığı Polonez fabrikasında işçilerin, sendikalı oldukları ve işten çıkarılan arkadaşlarına destek verdikleri için iş hakları feshediliyor. 19 Temmuz’da fabrika önünde buluşan emekçiler mücadelelerini sürdüreceklerini belirtmişti. Ardından sendikaya üye olunmasında öncü olan 13 kişi işten çıkarıldı.

24 Temmuz akşamı ise eyleme destek veren 100’e yakın işçinin iş hakkı bir mesajla feshedildi. 26 Temmuz sabahı 27 emekçinin daha işten çıkarıldığı öğrenildi. Uzun süredir fabrikada çalışan işçiler "Güveni kötüye kullanmak", "Hırsızlık yapmak" gibi sebeplere dayanan Kod-46 ile işten çıkarılıyor. İşine son verilen emekçiler bu nedenle ihbar tazminatı, kıdem tazminatı gibi haklarını alamayacak.

‘TAŞERON İŞÇİ ALINIYOR HİJYEN YOK SAYILIYOR’

Yıllardır işçileri asgari ücretle çalıştıran ve geçen haftalarda “Zam yok” diyen işveren, direnişi kırmak için zam ve ikramiye gibi teklifler sunmuştu. Kabul etmeyen çalışanlar, tekrar işe alınana kadar sendikayla birlikte haklarını aramaya kararlı. Fabrika ise üretimin durmaması için, işten çıkarılan işçilerin yerine taşeron işçi alımı yapıyor.

“Taşeron, fason işçi almaya çalışıyorlar.” ifadelerini kullanan Örgütlenme Uzmanı Yunus Durdu, “Hijyenin önemli olduğu bir fabrikaya yevmiyeli işçi alıyorlar. Hijyen, insan sağlığı hiçe sayılıyor.” dedi.

HAKKIMIZI ARADIĞIMIZDA ‘KAPI ORDA’ DEDİLER

“Enflasyonun altında zaten eziliyoruz. Bir de içeride ustalar, müdürler tarafından eziliyoruz.” sözlerini kaydeden Satı Savaş şöyle devam etti:

“Müdürümüz bizi toplantıya çağırdı, ‘Kafalar kopacak’ dedi, dediği gibi de yaptı. Kopardılar dışarı attılar, bir mesajla. Ben 18 yıldır oradayım. 23 yaşında girdim fabrikaya. Şu an 41 yaşındayım. Yüzümüze söylemek yerine böyle yapmaları daha çok zorumuza gitti. Karşımıza hiçbir müdür çıkmadı. Ben makine sorumlusuydum. Bir şey sormaya, hakkımızı aramaya gittiğimizde hep ‘Kapı orada’ dediler. Ben zamanında usta başıyla konuşmaya gittiğimde bana ‘Sana tazminat verdirecek kadar enayi değilim.’ dedi.

Ben de ‘Sana tazminatı bırakıp, buradan çıkacak kadar enayi değilim.’ dedim. Bizim tarafımızda olan ustalar dışlanıyor. Patron tarafındaki ustalar ise el üstünde tutuluyor. Bundan sonra sendikayla beraber haklarımızı aramaya devam edeceğiz.”

“Burada hiçbir işçinin hakkı verilmedi” diyen Ayla Erdal, şöyle konuştu:

“Makinelerden çıkan artık malları da bize veriyorlardı. Biz de bunca süre boyunca sineye çektik. Hakkımızı aramaya başlayınca sonu böyle oldu. Biz yasa dışı hiçbir şey yapmadık. Ben işe ilk girdiğimde mesai listesi tutuyordum. Bize çay molası olarak 15 dakika veriyorlardı. Fazla mesaiye kaldığımız dakikaları yazıp iletince, mesai ücreti isteyince ‘Sesini çıkarma ben halledeceğim.’ dediler. Ertesi gün ise iş yerine geldiğim zaman çay molası yarım saat oldu. Yüzlerce kişinin 15 dakikalık hakkını senelerce böyle yemişler.”

‘BU ARTIK ONUR ŞEREF MEVZUSU’

Tehdit edildik ama yılmadık diyen Lokman Dillice ise, şu vurguları yaptı:

“Hak ettiğimiz emeğin karşılığını hiçbir zaman alamıyorduk. Bunu dile getirmemize rağmen, bizimle gelip konuşmadılar. Bize belirli bir süre veriyorlar, dönüş yapacağız deyip yapmıyorlar. Ramazanda oruç tutan arkadaşlar kumanya talep etti. Civardaki iş verenler kumanya veriyordu, biz de talep ettik. ‘Patronla görüşeceğiz.’ dediler. Ramazan bitti, Kurban Bayramı geldi, dönüş olmadı. Bizimle muhattap olmaya tenezzül etmiyorlar. İnsan yerine koymuyor, sadece çalış diyorlar. Çalışanların çoğu hakkını alamıyor. Maaş verilse de o maaş emeğimizin hakkı değil.

“İnsanların artık son noktasına gelindi. Ben 2017 yılından beri buradayım. Bu kadar emeğin karşılığı bu mu? Biz sadece emeğimizi istiyoruz. Sendikaya başvurduğumuzda, bu konuda bize öncü olan 13 arkadaşımızı işten çıkardılar. Destek olup, iş bırakınca tehdit edildik. Bize uyarı yaptılar ‘İş bırakmaya devam ederseniz, işten çıkaracağız’ dediler ama yılmadık. Bir mesajla bizi de işten çıkarttılar. Biz sonuna kadar arkadaşlarımızın yanındayız. Bu artık para değil, onur, şeref mevzusu.”

Polonez İşçi Sendika İstanbul taşeron