Polonez işçileri mücadeleye devam ediyor! Yelkenci Tekstil işçilerini ziyaret ettik
Sendikalaştıkları için işten çıkarılan işçiler, yaşanan hak ihlallerini kamuoyuna duyurmak için çağrıda bulunuyor. Polonez işçileri olarak tecrübelerimizi paylaştık, destek olduk
İstanbul Silivri’de faaliyet gösteren Yelkenci Tekstil San. Tic. Ltd. Şti. çalışanlarının sendikal mücadelesi, Yelkenci Tekstil işvereninin sendika karşıtı tutumu dolayısıyla 42 gündür fabrika önünde sürüyor. Polonez işçileri olarak, sendikalaşmaya yönelik desteklerimiz devam ediyor. İşçi sınıfının mücadelesinde her zaman yer alacağız. Bu nedenle Yelkenci Tekstil işçilerini ziyaret ettik. Ziyaret ederek kendi tecrübelerimizi onlara aktardık. Görüş alışverişi yaptık. Kamuoyunu kazanmak için, medya ve sınıf dostlarının buraya yönlendirilmesi çalışmalarına başlayacağımıza dair söz verdik.
İstanbul Silivri’de faaliyet gösteren Yelkenci Tekstil çalışanları, yaklaşık 4 ay kadar önce HAK-İŞ’e bağlı Öz İplik İş Sendikası’na üye olmaya başladılar. Sendikaya üye olmalarıyla birlikte, işveren ve işveren vekilleri tarafından işçilere baskı yapılmaya başlandı. İşçilerin anayasal sendikal hak ve özgürlükleri engellendi. Sendikaya üye olan 3 işçi kişi işten çıkarıldı. İşveren, fabrika önüne gelen sendika temsilcilerine de hakaretler yağdırmıştı.
‘YASA DIŞI İŞLER VAR’
İki yıl boyunca Yelkenci Tekstil'de çalışan, sendikaya üye olması nedeniyle işten atılan 3 işçiden biri olan İlknur Büyükata, kızıyla birlikte mücadele ediyor. Büyükata şunları söyledi:
“Çok hak ihlalleri var. Yasa dışı çok işler var. Çocuklarımızın fabrika içinde uygun olmayan şartlarda bekletilmesi, maaş farkı ve mesailerimizin elden verilmesi, çok yüksek şekilde mobbing (bezdiri) uygulanması, arkadaşlarımızın 90 günden fazla olan yıllık izinlerinin verilmemesi, yemeklerin içinden kıl, kurt vs çıkması… Köpek bile yemiyor bizim yediğimiz yemekleri. Öz İplik İş Sendikası’na üye olduktan sonra ertesi gün mola saatleri içerisinde diğer arkadaşlarımıza da anlattık. Diğer gün tazminatsız olarak işten çıkartıldık. Kapı önünde mücadelemiz devam ediyor. Direnişteyiz. Üyelik faaliyetleri devam ediyor. Arkadaşlarıma bu konuda güveniyorum. Kamuoyundan, herkesten destek bekliyoruz.”
‘HAKSIZLIĞA KARŞI KAMUOYU BASKISI OLUŞMALI’
Yaklaşık 3 sene bu fabrikada çalışan bir diğer işçi Ömer Altun da şöyle konuştu: “Biz içeride, mola saatlerinde sendikal faaliyet yürütmek istedik. Ama işveren tazminatsız bizi işten çıkardı. Maaş kısıtlama, engelleme gibi her türlü usulsüzlük vardı. Çeşitli yerel ve ulusal basından destek gördük fakat daha fazla sesimizi duyurmak istiyoruz. Haksızlığa karşı bir kamuoyu baskısı oluşması lazım. Bu süreç engellenemez. İnsanlar baskıdan dolayı istifa ediyor, tazminatı yakıyor. Biz günlerdir burada direniyoruz, işveren kapının önünden bile mobbing uyguluyor. Bazı arkadaşlarımız psikolojik olarak daha fazla etkileniyor.”
‘Polonez direnişini
örnek olarak anlatacağız’
Öz İplik İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Derya Han şöyle konuştu: “8 senedir örgütlenme uzmanı olarak çalışıyorum. Yelkenci Tekstil’de çalışan arkadaşlarımız bize ulaştıklarında asgari ücretle çalıştırılıp, mesaileri elden verme, kreş sorunu gibi durumların olduğunu söylediler. Çocukların kötü şartlarda bekletildiğini öğrendik. Hem devletten hem işçiden vergi kaçırıldı. 26 Kasım’da içeride örgütlenmeye başladık. 27’sinde apar topar örgütlenen 3 arkadaşımızı işten çıkarttılar. Biz fabrikanın önünde çadırımızı açtık, direnişimize başladık. Arkadaşlarımız haksızlıklara karşı boyun eğmediler. 3 kişi değil 1 kişi bile işten çıkarılsa bu eyleme başlardık. Her zaman arkalarındayız. Bu firma 40 yıldır var. 40 yıldır bunu yapıyor. İşçiler artık buna dur demek istedi. Bütün haber kanallarının yayımlamasını istiyoruz. İçeride hala baskılar devam ediyor. Polonez işçisi Türkiye’ye bir örnek oldu. Güzel bir birlik, beraberlik içerisinde direnişlerini bitirdiler. Sıra Yelkenci Tekstil işçilerinde. Bunu burada örnek olarak anlatacağız.”
Polonez işçileri olarak mücadelenin kadını, erkeği, dini, dili olmadığını 6 ay içinde tüm Türkiye’ye gösterdik. Umarım bizim kazandığımız başarı, yaktığımız fitil tüm işçi sınıfına da sirayet eder. Emek neredeyse biz oradayız.