Polonez işçisi hakları için Ankara’ya yürüyor
Ürdünlü işveren anayasayı çiğnedi; sendikaya üye işçileri işten attı. Yetkililer çözüm üretmedi. Çoğunluğu kadın 146 işçi, Ankara yürüyüşü için ilk adımı yarın atacak
İstanbul Çatalca’da kurulu Ürdün sermayeli Polonez iş yerinde sendikaya üye olduktan sonra işten çıkarılan 146 işçi, “Anayasal Hak Yürüyüşü”ne yarın saat 10.00’da fabrika önünden başlayacak. “Tüm kapıları çaldık, çözüm olmadı, Cumhurbaşkanımız çözer.” diyen işçiler 22 gün yolda olacak.
140 gündür fabrika önündeki direniş alanında işe iade ve sendikal haklarının tanınması için mücadele eden işçiler, yetkililerle görüşmelerinden olumlu bir sonuç alamayınca Ankara’ya yürüyüş kararı aldı. Çatalca’dan Ankara’ya dek yol üzerindeki adliyeler önünde basın açıklaması yapacak olan işçiler, ellerindeki fenerler ve adalet terazileriyle haklarını arayacak.
CEZALAR CAYDIRMADI YETKİLİLERDEN SONUÇ ÇIKMADI
Dün direniş alanından kamuoyunu yürüyüşe desteğe çağıran Tekgıda-İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Yunus Durdu, şunları söyledi:
“Ürdünlü kraliyet ailesine ait olan bu sucuk fabrikasında 139 gündür mücadele ediyoruz. Kamuoyunda oluşan tepkiler üzerine Çalışma Bakanlığı müfettişler görevlendirdi. Müfettişlerin yapmış olduğu görüşmelerin sonucunda 146 işçinin tamamının sendika üyesi olduğu için işten atıldığı belirlendi. Para cezası kesildi işverene, Bakanlık bizzat Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.
“Ama o günden bugüne geldiğimiz noktada Bakanlığın vermiş olduğu para cezalarının caydırıcı olmadığını, işverenin ‘Bu paraları öderim ama Anayasa’yı da ayaklarımın altına alırım’ tavrını gördük. 139 gündür akla hayale gelmeyen hukuksuzluklar, insan sağlığını hiçe sayan uygulamalar yapılıyor. Gündelikçi, yabancı uyruklu işçileri fabrikaya sokmaya çalışıyor. Bunu Sağlık Bakanlığı, Emniyet Müdürlüğü, Tarım Bakanlığına bildirmemize rağmen bir türlü sonuç alamıyoruz.
‘PATRON BAKANLIĞINA DÖNÜŞTÜ’
“Çatalca Kaymakamlığından sonra İstanbul Valiliği ile görüştük. Fabrika yetkilileri Vali Bey’in gözünün içine baka baka Kod-46 ile işçi çıkarmadıklarını iddia etti. Akit denen gazetenin haberini delil olarak gösteriyorlar ama Aydınlık başta olmak üzere ulusal basının yaptığı yüzlerce haberi getirmiyorlar. Çalışma Bakanlığının incelemesi sonucunda bu şirketin ne yaptığı ortada. Bu görüşmeden sonra Bakanla da konuştuk, anlattık derdimizi. Ama Çalışma Bakanlığının bir Ürdünlü şirketin yaptığı tüm hukuksuzluklar karşısında işçilerin değil patronların bakanlığına dönüştüğünün farkına vardık.
CUMHURBAŞKANI’NA SESLENECEKLER
“2 buçuk aydır burada bize tecrit uygulanıyor. Burada 200-300 çevik kuvvet polisinin çapraz tutuşlu silahlarla kadınların başına dikilmesini kabul etmiyoruz. Artık bu tecriti kabul etmeyerek Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm yetkililerine duyurmaya çalıştığımız derdimizi, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a duyurmak için buradan ‘Anayasal Hak Yürüyüşü’müzü başlatıyoruz.
‘ÖYLE BİR NOKTADAYIZ Kİ!’
“Biz, Ürdünlü şirketin burada yıllarca asgari ücretten vergi kesiliyor denilerek yasal sınrın altında ücret verdiğini haykırmamıza rağmen, tüm bu hukuksuzluklara rağmen devletimizin en yüksek mertebesi bu konuya sessiz kalıyor. Buna anlam veremiyoruz. Çünkü burada insan sağlığı hiçe sayılıyor, hijyen belgesi, sağlık raporu olmayan işçiler çalıştırılıyor. Bunu tüm makamlara söylememize rağmen işlem yapılmıyor.
“Öyle bir noktadayız ki işveren ‘Ben Külliye’ye pastırma gönderiyorum. İstersem buraya iki katı çevik kuvvet gönderirim.’ diyor. Bu Ürdünlü şirketi koruyan kim artık görelim. Sayın Cumhurbaşkanımıza, devletimizin başına sesimizi duyurmak istiyoruz. Cumhurbaşkanımızın bu işi çözeceğine eminiz. O yüzden Çatalca’dan başlıyoruz ve Türkiye’nin her tarafındaki işçileri, hakkını arayanı, tüm kardeşlerimi ayrım gözetmeksizin buraya çağırıyorum.”
DAYANIŞMAYA ÇAĞIRDILAR
Direniş alanındaki işçiler tüm emek dostlarını beraber olmaya çağırdı. İşçilerden Figen Bora, “Biz bu yürüyüşe çıkmadan önce tüm yolları denedik. Çalışma Bakanını da ziyaret ettik, kendisi bize söz vermedi ama çözülmedi. Yürüyüşümüze bu nedenle herkesi bekliyoruz.” dedi.
Saniye Taş da “Sendikamıza saygı duyulmasını ve işimize geri dönmek istiyoruz. Beşinci aya girdik, bütün kapıları denedik ama sonuç olmadı. Bir tek Cumhurbaşkanımızın kapısı kaldı. Şimdi onu çalacağız. Biz hakkımızı alana kadar mücadele edeceğiz. Yürüyüşümüzü kararlılıkla yapacağız. Bugün bize olan yarın onların başına gelebilir. Çünkü bugün bütün Türkiye’de işçiler yabancı sermayenin kölesi durumunda. Bu yüzden tüm emek dostlarını, işçileri de bize destek vermeye davet ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
VATAN PARTİSİ’NDEN DESTEK
Vatan Partisi İstanbul İşçi Sendika Bürosu Başkanı Mevlüt Usta da açıklamanın ardından yaptığı konuşmada Türk milletinin vicdanına seslendi ve yürüyüşe destek olmaya çağırdı:
“Milletimizin vicdanına sesleniyoruz. Yanı başımızdaki fabrikayı 20 senede bu işçiler yarattı. Buna rağmen ahlaksızlık maddesiyle işten attılar. Korkunç bir şey. Milletimizin bunu anladığını, gördüğünü düşünüyoruz. Şimdi bu yürüyüşün sebebi şu: Tüm yollar denendi, işveren tüm yasaları çiğnedi. İşçilere yapmadığı zulmü bırakmadı. Artık başka çare bırakmadılar. Biz de Vatan Partisi olarak işçilerimizin sonuna kadar yanındayız. Polonez işçisi kazanmak zorundadır. Bu tüm Türkiye işçi sınıfının örgütlenmesi için örnek bir zafer olacaktır. Bütün Türkiye’yi bu yürüyüşün arkasında olmaya davet ediyoruz.”