Trump'ın hamle ve açıklamaları arasında AB devletleri birbirine düşüyor
Yeni ABD yönetiminin Ukrayna ihtilafına, Avrupa'daki Amerikan güçlerine ve savunma bütçelerine bakış açısı Eski Kıta'daki cepheleri karşı karşıya getiriyor. Trump ABD'siz Avrupa'nın ne hale geleceğinin önizlemesini sunarken, Brüksel yeni bir yol arayışında.
Trump'ın dönüşüyle birlikte Avrupa'nın içindeki çelişkiler daha cüretkar biçimde ortaya çıkıyor. Bu çekişmenin bir tarafında Macaristan ve Slovakya var, diğer tarafın öncülüğünü ise Fransa, Polonya ve 23 Şubat'taki erken seçimleri bekleyen topal ördek Almanya yapıyor.
VARŞOVA – BUDAPEŞTE KRİZİ
Polonya Başbakanı Donald Tusk cumartesi günü, Macar mevkidaşı Viktor Orban'ın, Avrupa Birliği (AB)'nin Rusya'ya uyguladığı yaptırımların yenilenmesini engellemesi halinde Moskova'nın yanındaymış gibi muamele göreceğini söyledi. Budapeşte'nin bunun "sonuçlarına" katlanacağı uyarısında bulundu.
Orban, geçen hafta, Kiev'in Rus gazının Ukrayna üzerinden AB'ye akmasına izin veren transit anlaşmasını yeniden başlatmaması halinde Rusya'ya yaptırımların "el frenini çekeceğini" ilan etti. Yaptırımların 27 AB ülkesinin oybirliğiyle her altı ayda bir yenilemesi gerekiyor ve son tarih 31 Ocak. Macaristan Başbakanı'nın tehdidi ABD Dışişleri Bakanlığının Trump'ın emriyle Kiev'e 90 gün boyunca tüm yardımları durdurmasının ardından daha da anlamlı hale geliyor.
'SOROS'UN EMİRLERİNİ UYGULUYOR'
Macaristan Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto, ülkesine gözdağı veren Polonya Başbakanı Tusk'ı renkli devrimlerin unutulmaz yönetmeni George Soros'un emirlerini yerine getirmekle suçladı. "Soros'un menajerinin (Tusk) anlaması zor olabilir ama konu takımlara gelince, biz Macaristan için oynuyoruz.” diyen Szijjarto sözlerini şöyle sürdürdü:
"Başkalarının savaşının bedelini ödemeye devam etmek istemiyoruz ve hiç kimsenin enerji tedarikimizin güvenliğini tehlikeye atmasına izin vermeyeceğiz çünkü bizim için her şeyden önce Macaristan geliyor."
'BRÜKSEL'E KARŞI OPERASYONUN 2. AŞAMASI'
Viktor Orban geçen hafta Trump'ın seçim zaferinin, Soros ve Demokrat Partili müttefikleri için büyük bir yenilgi olduğunu belirtti. Bu güçlerin Washington'dan kovulup Avrupa'nın başkentine çekildiğini belirten Orban, “Biz Avrupalılar, şimdi onlar Brüksel'e yerleşirken çok zor bir dönemle karşı karşıyayız. Brüksel'den çıkarılmaları gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
“Brüksel'i ele geçirme operasyonunun ikinci aşamasını başlattığını" ilan eden Macar lider, Trump'ın yeni dönemine atıfta bulunarak, "yakında Brüksel'in üzerinde güneşin farklı bir şekilde parlayacağını" söyledi.
SLOVAKYA'DA RENKLİ DEVRİM GİRİŞİMLERİ
Brüksel'den yakınan bir diğer AB lideri de Slovakya Başbakanı Robert Fico. Slovak lider aynı Orban gibi Volodimir Zelenskiy'in transit gaz geçişi anlaşmamasına geri dönmemesi durumunda Kiev'e yardımları veto etmekle tehdit ediyor. Ülkesinin gaz ihtiyacının yüzde 60'ını bu boru hattı üzerinden karşılayan Fico ayrıca Batı destekli muhalefeti renkli devrim organize etmeye çalışmakla suçluyor.
Zelenskiy'in cumartesi günü Slovakya genelindeki hükümet karşıtı gösterileri destekleyen açıklamasının ardından Fico, protestocuların üçte birinin Ukraynalı olduğunu açıkladı. Slovak medyası cuma günü başkent Bratislava'da düzenlenen eyleme 60 bin kişinin katıldığını bildirdi.
MAİDAN DARBESİNE ÖZENİYORLAR
Protestocuların "Rusya ile işbirliği yok”, "Biz Avrupa'yız, Rusya değiliz." yazılı dövizler ile Ukrayna bayrakları taşıması ve Kiev yanlısı sloganlar atması dikkat çekti. Bunların arasında Ukrayna'da 2014'de Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç'in indirilmesiyle sonuçlanan Batı yanlısı Maidan meydanı protestolarına atıfta bulunan, "Ben buradayım, Maidan'dayım" yazılı bir pankart da vardı.
BEN BİR HELİKOPTERİM
Fico ayrıca Trump gibi ülkenin anayasasını kadın ve erkek olmak üzere sadece iki cinsiyeti resmen tanıyacak şekilde değiştirmeyi planladığını açıkladı. Bu girişimi “sağduyuya” dönüş olarak nitelendiren Başbakan, Slovakya'da “kendisini helikopter, kedi ya da köpek olarak görenlerin” bulunmayacağını da ekledi.
HÜKÜMETİ DÜŞÜRME ÇABASI
Fico geçen hafta Viktor Orban ile düzenlediği basın toplantısında, ülkenin istihbarat kurumlarının hazırladığı rapora dayanarak muhalefeti şu sözlerle suçladı:
"Raporun içeriğini açıklayamam ama tüm ciddiyetimle şunu söyleyebilirim ki muhalefet bir 'Maidan' hazırlıyor. Hükümetin yetkilerini kullanmasını engellemeye hazırlanıyor ve bunu yabancı aktörlerle işbirliği içinde yapacak."
Fico, bahsi geçen raporu, muhalefetin hükümeti düşürmek için güvensizlik oylaması yapmak üzere düzenlediği parlamento oturumunda da gündeme getirdi. Başbakan'ın, belgenin gizli olduğunu ve kapalı kapılar ardında tartışılması gerektiğini belirtmesinin ardından muhalefet protesto amacıyla güvensizlik önergesini geri çekti ve yakında yeni bir oylama düzenleyeceğini duyurdu. Fico ise buna müsaade etmeyeceğini söyleyerek yanıt verdi.
Savaş çığırtkanlığı hiç olmadığı kadar zor
Yeni Washington yönetimiyle Brüksel arasında da doğrudan ve gittikçe derinleşen bir çatışma var.
Son büyük darbe ABD'nin Ukrayna'ya tüm yardımları 90 günlüğüne durdurması oldu. ABD'nin bu süreyi uzatması savaşı bitirecek potansiyele sahip zira Biden yönetimi bugüne kadar Kiev'e 200 milyar dolara yakın yardım sağladı. Bu rakam AB desteğinin çok ötesinde. Dolayısıyla Trump'ın şikayetçi olduğu konuların başında yer alıyor: "Biz AB'den 200 milyar dolar daha fazlasına oradayız. Yani neyiz, aptal mıyız? Sanırım cevap 'evet'. Öyle düşünüyor olmalılar."
GERİ ÇEKİLECEK ASKERLER
İtalyan ANSA haber ajansı geçen hafta Trump'ın Avrupa'daki ABD güçlerinin yüzde 20'sini geri çekmeyi planladığını bildirdi. Amerika'nın Avrupa'da 100 bin askeri var. Bu durumda geri çekileceklerin sayısı 20 bin ABD askerine tekabül ediyor.
İtalyan ajansına konuşan Avrupalı bir diplomatik kaynak, Washington'ın Brüksel'i zora sokacak başka talepleri olduğunu da kaydetti:
"Ayrıca, geriye kalanlar için de Avrupa ülkelerinden mali katkı istiyor çünkü bu askerler caydırıcıdır ve maliyetler yalnızca Amerikalı vergi mükelleflerinin omuzlarına yüklenemez."
KORKUYORSAN PAMUK ELLER CEBE
Amerikan Başkanı'nın NATO ülkelerinin savunma harcamalarını yüzde 5'e çıkarmadaki ısrarı da sürüyor. ABD geçen yıl GSYİH'sinin yüzde 3,4'ünü savunmaya ayırdı. AB ortalaması 2014'te rekor kırarak ancak yüzde 1,9'a ulaştı. Polonya yüzde 4,12 ile NATO üyeleri arasında en yüksek orana sahip ve 2025'te savunma bütçesini yüzde 4,7'ye çıkarmayı hedefliyor.
Fakat çoğunluk Alman Savunma Bakanı Boris Pistorius gibi düşünüyor. Berlin temsilcisi 9 Ocak'ta Almanya'nın Ramstein Hava Üssü'nde düzenlenen “Ukrayna Müttefikleri İstişareleri” toplantılarında, “Böyle bir yükü taşıyabilecek herhangi bir ülke tanımadığını” vurguladı.
'AB İÇİN MEYDAN OKUMA'
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron çarşamba günü Alman Şansölyesi Olaf Scholz ile düzenlediği ortak basın toplantısında Eski Kıta için yeni bir yol önerdi:
"ABD'de yeni yönetim göreve başladığına göre Avrupalıların birleşik, güçlü ve egemen bir Avrupa'yı sağlamlaştırmada tam rol oynamaları her zamankinden daha önemli."
Scholz de Macron'u destekleyen ve gelecek dönemin zorluklarına işaret eden şu ifadeleri kullandı: "Başkan Trump'ın AB için bir meydan okuma olacağının şimdiden açık.”
Donald Trump'ın son hamle ve açıklamaları Avrupa'nın Amerika'ya bağımlı savaş çığırtkanlığını sürdürmesini güçleştirecek gibi görünüyor. Zira Ukrayna kriziyle başlayan ekonomik sorunlar Almanya örneğinde görüldüğü gibi hükümet deviriyor ve öncelikle ülkesinin menfaatini düşünen güçleri siyasi yelpazenin ön sıralarına taşıyor.