Yandex
15 Ocak 2025 Çarşamba
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Postmodern toplum ve işsizlik-2

Postmodern toplum ve işsizlik-2
A+ A-
EYÜP ERGÜR / SOSYOLOG

Yükseköğretim mezunları arasındaki işsizliği önlemek için ise yükseköğretim kurumlarının; Ticaret ve Sanayi Odaları, Borsalar, Meslek örgütleri ve diğer kamu kuruluşlarıyla beraber organize olarak bu kontenjanları birlikte belirlemeleri gerekmektedir. Ayrıca bu kontenjanlar oluşturulurken ihtiyaç, yatırım ve gelecekteki gelişim endekslerinin de bu kurumlar tarafından dikkate alınması gerekmektedir.

Üretim ekonomisinin olmazsa olmazı olan unsurlar; doğal kaynak (hammadde ve toprak), emek (iş gücü), sermaye (milli servet) ve girişim (teşebbüs) olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Bunlar koordineli bir şekilde bir araya getirilmezse üretim plansız ve programsız gerçekleşir. Örneğin bor konusunda ülkemiz dünyanın en zengini olmasına rağmen bu konuda faaliyet gösteren ciddi bir organizasyon bulunmamaktadır. Bununla birlikte yine bir diğer örnek olarak baktığımızda; maden mühendisliği mevcut olmasına rağmen maden ve hammadde çıkarılan yerlerde, ara eleman olan usta ve ustabaşı pozisyonlarında ya eğitimsiz kişiler alınıp yetiştirilmekte ya da meslek liselerinin metal işleri bölümü mezunları tercih edilmektedir. Metal işleri bölümü ise hammaddenin doğadan teminine yönelik bir eğitimden ziyade metalin çıktıktan sonra işlenmesine yönelik bir eğitim vermektedir. Ayrıca ormancılığın geliştiği bölgelerde bu mesleğe yönelik orta ve lise mesleki eğitim kurumlarının oluşturulması da kaçınılmazdır.

Hammadde çıkarılan yerlerde hammaddenin çıkarılmasına yönelik ortaokul ve liselerin açılması aynı zamanda iş kazalarının da önlenmesine katkı sağlayacaktır.

EĞİTİMLİ İŞGÜCÜ

Bugün hammadde zengini olan ülkemizde sadece Adana Aladağ’da Pınar Madencilik Lisesi açılmıştır. Bu okul Nurol Holding, Milli Eğitim Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı arasında imzalanan bir ön protokolle kurulmuştur. Burada ülkemizdeki işsizlik sorununu da dikkate alarak bu projeyi hayata geçirenleri tebrik etmek gerekir.

Bugün itibari ile Cumhurbaşkanlığımız bünyesinde Ekonomi Politikaları Kurulu olarak faaliyet gösteren kurulun; ticaret ve sanayi odaları, ziraat odaları, canlı hayvan borsaları ve tarım, sanayi ve hayvancılığın geliştiği yörelerdeki merkezi ve yerel yönetim temsilcileri ile çalışarak bu bölgelerdeki iş alanlarını zenginleştirmesinin uygun olacağı düşüncesindeyim. İyi bir organizasyonla, doğal kaynak ve hammadde zengini olan yine aynı zamanda eğitimli işgücü ve verimli arazileri olan ülkemizden çok gelişmiş bir ülke çıkarmak zor olmayacaktır.

Herkesin işçi olduğu yerde müteşebbis olmayacağından yatırım da olmaz, herkesin müteşebbis olduğu yerde ise işçi olmayınca çalışan, çalışan olmayınca ortaya çıkarılacak bir ürün (mamûl) de olmayacaktır. Vatandaşlarımızın biriktirdiği mevduatları bankalar yerine üretim ekonomisine kanalize etmek için kooperatifçiliğin teşvik edilmesi gerekmektedir. Hatta üretime katkı sağlama ve işsizliği azaltma amacıyla belirli bir sermaye oluşturulması şartı ile kurulacak kooperatiflere Devletin de katkı sağlaması bu alandaki gelişime hız kazandıracaktır. İyi bir organizasyonla ülkemizden 10 yıl içerisinde bir Japonya çıkarmak hayal değildir.

MİLLİ KALKINMA POLİTİKASI OLARAK ÖDÜLLENDİRME

Popüler meslekler yerine, üretim ve ülkeye değer katan müteşebbis, işçi, mühendis, doktor, ziraatçı, hayvancılık ve madencilik gibi alanlarda başarılı olmuş kişilere televizyonlarda, medyada ve yazılı basında yer verilmesi, ödüllendirilmeleri ve böylelikle kamuoyunda teşvik ve farkındalık sağlanması bir Milli Kalkınma Politikası olarak değerlendirilmelidir. Bununla birlikte Milli Kalkınma; Milli Güvenliğin temel unsurlarından biri olduğundan, bu konuda çalışmalar yapacak Milli Güvenlik Kurulu benzeri bir kurumun oluşturulması, ülkemizin geleceği açısından faydalı olacaktır.

Ayrıca tarım, hayvancılık, gıda, orman ve madencilik gibi alanlarda meslekî lise eğitimi almış kişilere uzman unvanlarının verilmesi de aynı şekilde teşvik edici olacaktır. Teknik Lise mezununa teknisyen, 2 yıllık meslek yüksekokulu mezununa tekniker, mühendislik fakültesi mezununa mühendis unvanı verilmesi buna örnektir.

Konuyu bu çerçevede özetleyecek olursak, postmodern toplumla ortaya çıkan popüler meslekler herkese aynı tatmini sağlayamamaktadır. Dolayısıyla popüler mesleklerden ziyade insanları yetenekleri, eğitimleri ve ülke ihtiyaçları çerçevesinde değerlendiren bir eğitim süzgecinden geçirerek bu kişilerin meslek tercihlerini yapmalarına ve böylelikle verimli bir işgücü oluşturmalarına yardımcı olmalıyız. Tüm insanlar popüler olmak ister ancak her bireyin popüler olduğu toplumda elektrik işlerini, su tesisatçılığını kime yaptıracağız? Konuyu bir Kızılderili atasözü ile değerlendirecek olursak “Herkesin şef olduğu bir kabile, kabile olmaktan çıkar”

Son Dakika Haberleri