Prof. Dr. Bahtiyar Ünver: Soma ve Eynez’de hâlâ tehlike var
Amasra'daki facianın ardından TBMM Araştırma Komisyonunda sunum yapan bilim insanları, Soma ve Eynez havzalarında hâlâ çok ciddi risklerin olduğunu söyledi. Prof. Dr. Bahtiyar Ünver, "Havzayla ilgili gerekli araştırmalar yapılmıyor." dedi.
Amasra'da meydana gelen maden faciasının tüm yönleriyle araştırılarak benzerlerinin önlenmesine yönelik tedbirlerin belirlenmesi amacıyla kurulan TBMM Araştırma Komisyonu toplandı. Komisyonda sunum yapan bilim insanları Soma ve Eynez havzalarıyla ilgili araştırmaların yapılmadığını, havzalarda çok ciddi risklerin olduğunu söyledi. Türkiye'deki madenlerin yüzde 90'ının jeoteknik raporunun olmadığına da işaret eden bilim insanları, madenlerde sürekli olarak 'maden güvenlik sorumlusu' bulundurulmasını önerdi. Bilim insanları, yüzde 2 metan gazı bulunan ortamda çalışmaların durdurulduğunu ancak bu oranın farklı patlayıcı gazlarla tetiklenebileceğini, yüzde 1 oranlı metan gazı olması halinde de çalışmaların durdurulabileceğini söyledi.
ÇİN ÖRNEĞİ
Prof. Dr. Bahtiyar Ünver, Çin'in 2000'li yıllardan sonra yaptığı madencilik alanındaki düzenlemelerle ölümlü kaza sayısının düşüşe geçtiğini söyledi. Grafik üzerinde de anlatım yapan Ünver, 2017 yılında “Mevcut Yer Altı Kömür Ocaklarını İş Güvenliği Açısından Bağımsız İnceleme, Denetleme Çalışması” başlıklı bir proje önerisinde bulunduklarını hatırlattı. Projenin amacını “Yer altı kömür madenlerimizi tarafsız bir üçüncü göz bakışıyla proje tasarım, ocak koşulları ve çalışma düzeni yönünden değerlendirmek ve iş güvenliği açısından durumu ortaya koymak.” olarak açıkladı. Projenin hayata geçmediğini vurguladı.
SOMA VE EYNEZ'DE RİSKLER VAR
Ünver, Soma ve Eynez havzalarının parsellere bölündüğü, ayrı ayrı firmalara verildiğini belirterek, “Hiç birinin birbirinden haberi yok, ortaklaşa bir şey yapmıyorlar, herkes birbirinin düşmanı gibi davranıyor yani havzayla ilgili yapılması gereken araştırmalar yapılmıyor, yapılmadı; çok ciddi riskler hâlâ mevcut. Bu konuda mutlaka çok şeyin yapılması lazım.” dedi.
YÜZDE 90'INDA JEOTEKNİK RAPOR YOK
Ünver, madenlerin çevreye duyarlı, en yüksek katma değeri yaratarak güvenli ve verimli olarak yönetilmesini sağlama görevinin devlette olduğunu hatırlattı. Türkiye'deki madenlerin yüzde 90'ının jeoteknik raporunun olmadığını söyleyen Ünver, “Jeoteknik rapor olmadan bir maden tasarlanır, işletilir mi? Yapılamaz, mümkün değil yani çok riskli bir iştir çünkü her yerde yerel koşullar değişir hatta madenin içinde bile değişir. Hatta bunu hazırladıktan sonra siz, elde ettiğiniz yeni bilgilerle bunu sürekli revize edersiniz.” dedi.
MADENLERDE İÇ DENETİM SİSTEMİ KURULMALI
Madenlerde esas denetimin “iç denetim” olduğunu söyleyen Ünver, şöyle sürdürdü:
“Dış denetlemenin amacı madende etkin ve verimli bir iç denetleme mekanizmasının var olup olmadığını kontrol etmektir ve farklı bir bakış açısıyla, bir dış göz olarak minör nitelikteki konularda önerilerde bulunmaktır. Yani denetleme işi madenin kendi iç dinamikleri içerisinde yapılması gereken bir şeydir, aslı odur; her gün yirmi dört saat olmalıdır çünkü her dakika, her gün koşullar değişir. Siz dışarıdan geldiğinizde bütün gaz değerleri, tamamen ölçtüğünüz sınırlar içerisindedir, bir saat sonra onun orada olmayacağını garanti edemezsiniz. Dolayısıyla, temel denetleme için bir kere madenlerde iç denetleme sisteminin kurulması gerekir. Büyük madenlerde sürekli olarak yetkilendirilmiş kamu görevlisi 'maden güvenlik sorumlusu' bulunmalıdır, Çin'de böyle.”
Eğitim verilmesi gereken yaklaşık 125 bin civarında çalışan olduğunu belirten Ünver, bu kişileri eğitecek kişi ve merkezin olmadığını söyledi. Ünver çözüm için “reçete” olduğunu bildirdi.
'YÜZDE 1'DE DE ÇALIŞMA DURDURULABİLİR'
Prof. Dr. Niyazi Bilim, yönetmeliğe göre yüzde 2'den çok metan gazı tespit edilen ocaklarda çalışma yapılmaması gerektiğinin yazılı olduğunu hatırlattı. Bilim, şu öneride bulundu:
“Yüzde 1 metan olan bir ortamda çalışmak risk oluşturabiliyor çünkü aniden yüzde 2 -3’lere çıkabiliyor. Yer altında yanıcı ve patlayıcı gazlar sadece metan değil, onun dışında farklı yanıcı ve patlayıcı gazlar var, örneğin kömür tozu. O yüzden biz yüzde 2’de çalışmayı durdurmak zorundayız ama dediğim gibi teknik olarak yüzde 1 bile varsa çalışma yapmalı mıyız, yapmamalı mıyız diye bazen düşünmek lazım. Hani, çok acil bir durum yoksa belki yüzde 1’in altına düşmesini beklemek daha teknik olabilir.”
Prof. Dr. Kemal Barış sunumunda havalandırma sistemine dikkat çekti. Yaratabileceği sorunlara işaret etti. Türkiye'de teknik olarak havalandırmaya önem verilmediğini söyledi.
METANSIZLAŞTIRMA HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR
TMMOB Maden Mühendisleri Odası 2.Başkanı Veyis Sır, Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu (TKİ) uhdesinde birçok ruhsatın bulunduğu Soma havzasında da metansızlaştırma ve metan drenajı çalışmaları yapılması gerektiğine işaret etti:
“Soma havzasındaki yeraltı madencilik faaliyetlerinin, madencilik bilim ve tekniğe göre dizayn edilmesi ve gerçekleştirilmesi gerekiyor. Muhtemel faciaların önlenmesi açısından, bu havzada metansızlaştırma yapılması ve metan drenajı da hayati önem arz etmektedir.” dedi.
Jeoteknik raporlarının madenlerde işletmecilik başlamadan önce hazırlandığına dikkat çeken Sır, Amasra'daki faciada işletmecilik faaliyetleri esnasında oluşan ihmallere ve hatalara dikkat çekilmesi gerekir. Havalandırma sorunu, metan ile mücadele burada esas dikkat edilmesi gereken hususlar olduğunu belirterek şöyle dedi:
“Amasra'daki maden faciası ile ilgili jeoteknik raporlardan çok işletmecilik faaliyetleri aşamasında yapılan hataların ve ihmallerin altı çizilmeli. Madencilikte bu raporlar önemlidir. İşletme faaliyetleri için projelendirme yapılırken bu veriler kullanılır. Ancak facia, işletmecilik faaliyetleri esnasında yapılan hatalar ve ihmaller sonucunda ortaya çıkmış. Denetimler de yetersiz ve etkisiz. Gerekli yaptırımlar uygulanmamış, uyarılar yapılmamış. Bu faciada; havalandırma sisteminin hatalı olması, metansızlaştırma ve gerekli yatırımların yapılamaması gibi temel sorunlar var. İşletmecilik faaliyetleri esnasında da projelendirmeden uygulamaya kadar teknik açıdan büyük hataların da mevcut olduğu görülüyor.”