23 Aralık 2024 Pazartesi
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Prof. Dr. Ortaylı'dan HES açıklaması

Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, sel felaketine ilişkin olarak, "Tabiatla oyun olmaz" yorumunu yaptı. Ortaylı, "Enerji getireceği düşünülen HES’ler tabiatı tahrip eden yapılar haline geldi" düşüncesini dile getirdi.

Prof. Dr. Ortaylı'dan HES açıklaması
A+ A-

İlber Ortaylı, yazısında, "Birkaç gün dehşet içinde orman yangınlarını seyrettik. Ardından Karadeniz Bölgesi’nde 15-20 yıl evvel görülmeyen ve gittikçe şiddetlenen ani patlamalara şahit olduk. Bundan 40 sene evvel yeryüzünün ısınması diye bir problem dehşet verici boyutta değildi. Bugün temel dert; enerji kaynaklarının aşırı istismarı ve aşırı tüketimin yarattığı kirlenmenin yerkürenin denizlerini ve karalarını mahvetmesidir" ifadesini kullandı.

Ortaylı, şunları kaydetti:

Karadeniz Bölgesi şu anda 15-20 yıl evvel görülmeyen ve gittikçe şiddetlenen ani patlamaların yeri oldu. Bu hafta Kastamonu, geçen haftalarda Rize ve Trabzon taşan derelerin getirdiği sellerle sürüklendi. Köprüler ya harap oldu ya da suyun altında kaldı, elektrik kesildi. Enerji getireceği düşünülen HES’ler tabiatı tahrip eden yapılar haline geldiler. Zararı devlet karşılıyor. Devletin karşıladığı bu bedel kimden geliyor? Daha kötü evlerde oturan, kazancı çok az olan insanların vergileri veya onlara harcanmayan bütçe hasarı düzeltmeye gidiyor. “Felaket gören insana destek verilmesin” diyemeyeceğiz. Ama herkes kendi kolayına istediği yere bina diker, belediyeler buna müsaade eder, üstelik kontrolsüz bir şekilde kiraya vermeye kalkar, bu gibi inşaatlar için kredi bulursa; akıl bunun neresinde, mantık bunun neresinde? Nesiller boyu enflasyon içinde yaşamak pahasına inşa ettiğimiz barajların getirdiği sular kötü sulama sistemleri dolayısıyla toprağı tuzlandırdı, Konya Ovası yeraltı suları manasız kuyularla tüketildi. Yok olan zirai zenginliği kim karşılayacak?
İlber Ortaylı HES