Psikolojik taciz hak ihlali sayıldı
Anayasa Mahkemesi, amiri konumundaki anestezi doktoru tarafından kendisine aşağılayıcı, mesleki ve kişisel onurunu zedeleyici davranışlar gösterildiğini ve psikolojik tacize uğradığını iddia eden hemşirenin başvurusunu haklı bularak hak ihlali kararı verdi.
Hemşire olarak görev yapan T.A, amiri konumundaki H.Ö.U'nun davranışları nedeniyle sistemli bir biçimde kendisine psikolojik taciz uygulandığını, bu hususta önlemlerin alınmadığını ve ruh sağlığının bozulduğunu belirterek idareye ve başsavcılığa şikayette bulundu. Başsavcılığın görevsizlik kararından sonra idare tarafından soruşturmacı tayin edilen G.A. tarafından hazırlanan raporda H.Ö.U'nun eleştiri sınırlarını aşan, aşağılayıcı sözler kullandığı, bu tip davranışların süreklilik arz etmesi halinde psikolojik tacizden söz edilebileceği gibi süreklilik arz etmese dahi kişilik haklarına aykırılığın mevcut olduğundan söz edilmesi gerektiği belirtilerek H.Ö.U. hakkında lüzumu muhakeme kararı verilmesinin uygun olacağı belirtildi. İdare mahkemesi kararında ise disiplin soruşturması veya ceza yargılaması sonucunda maddi ve manevi zararların tazmini talebiyle tam yargı davası açılabileceği belirtildi. Bununla birlikte G.A. tarafından hazırlanan raporda konuyla ilgili olarak psikolojik taciz değil kişisel hakaret değerlendirmesi yapıldığı ve başvurucunun hukuk mahkemelerinde tazminat davası açabileceği idare mahkemesince vurgulandı. Hemşire T.A. da bunun üzerine, psikolojik taciz nedeniyle maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulundu.
KARARIN GEREKÇESİ
Başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Anayasa Mahkemesi kararının gerekçesinde, "Kamusal makamlar, psikolojik taciz oluşturan durumları tespitle yetinmemeli; bu tür davranışların oluşmaması ya da telafi edilmesi amacıyla etkili önlemleri hızla almalıdır. Bununla birlikte somut olaydaki tam yargı davasının maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkı bağlamında giderim sağlayacak yol olduğu tartışmasızdır. Bu bağlamda somut olayda idare tarafından sonuçlanmış bir disiplin soruşturması yürütülmediği, açılan tam yargı davasında idare mahkemesince ulaşılan ret sonucunun kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkının içerdiği güvenceleri koruyacak ve başvurucunun zararlarını tazmin edecek şekilde ilgili ve yeterli gerekçeler içermediği sonucuna ulaşılmıştır." denildi.