PTT-SEN: Taşeron işçilerin emeği yok sayılamaz

Posta Telefon ve Telekomünikasyon İşçileri Sendikası (PTT-SEN), PTT A.Ş.’nin 11 Nisan 2025 tarihinde yaptığı açıklamaya tepki gösterdi. Dün PTT Başmüdürlüğü önünde toplanan işçiler, “PTT, taşeron işçisini de PTT-SEN’i de tanıyacaksın.” dedi. Sendika, yalnızca sendikaya yönelik haksız ve temelsiz iddiaların değil, aynı zamanda yıllardır PTT bünyesinde görev yapan taşeron işçilerin emeğinin de açıkça yok sayıldığını bildirdi. Yapılan açıklamada, “Bu yalnızca bize değil, yıllardır emek veren binlerce taşeron işçiye karşı da saygısızlıktır.” denildi.

Sendika, PTT A.Ş.’nin açıklamasında dile getirilen ve sendikanın kuruluşu ile faaliyetlerine dair yöneltilen suçlamaların daha önce yargı sürecinden geçtiğini ve mahkemelerce reddedildiğini hatırlattı. Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi kararlarına işaret eden sendika, “Hukuku yok sayarak aynı iddiaların yeniden kamuoyuna servis edilmesi, yalan ve şaibe içeren bu yaklaşım asla kabul edilemez.” ifadelerini kullandı.

‘TEBLİGAT HALA TAŞERON ELİYLE DAĞITILIYOR’

PTT A.Ş.’nin açıklamasında geçen “Çalışanların sendikal haklarına saygı duyulmaktadır.” ifadesine karşılık, sendika bu sözün yalnızca kâğıt üzerinde anlam taşıdığını belirterek şunları kaydetti: “Bu sözde saygı, yalnızca 4688 sayılı kanun kapsamındakiler için geçerlidir. Fiilen PTT işyerlerinde, kadrolu çalışanlarla aynı işi yapan taşeron işçiler bu tanımın dışında bırakılarak bir kez daha yok sayılmıştır. PTT Genel Müdürlüğüne çağrıda bulunuyoruz. Bugün kurumun asli hizmetleri olan dağıtım, tebligat, gişe ve arşiv işlerinde görev alan taşeron işçiler yok sayılarak bu işler yürütülüyor. Bu durum açıkça yasaya aykırıdır. Tebligatlar hâlâ taşeron eliyle dağıtılıyorsa, bu görevlendirmeye göz yuman yöneticiler suç işlemektedir. Sorumluluğu taşeron firmaya atarak bu hukuksuzluğu üzerinizden atamazsınız.”

‘MADEM AYRIMCILIK YAPIYORSUNUZ KIYAFETLERİ AYIRIN’

Taşeron personelin memurdan ayırt edilemediği bir hizmet düzenine de dikkat çeken PTT-SEN, “Vatandaşa hizmette şeffaflıktan nasıl söz edilebilir? Madem ayrımcılık yapmıyorsunuz, o halde kıyafetleri de farklılaştırın; herkes kimin ne olduğunu net biçimde görsün. Vatandaş da tebligatına kim tarafından ulaşıldığını bilsin ki, hak arama yollarını ona göre kullansın.” denildi.

PTT içinde sıkça kullanılan “Biz bir aileyiz!” söylemini de eleştiren sendika, “Bugün karşımızda ‘Biz bir aileyiz!’ diyen ama işine gelmediğinde ‘Onlar firma personeli!’ diyerek sırt çeviren bir yönetim anlayışı var. Bu samimiyetsizlik artık kabak tadı vermiştir. Son sözümüz şudur: Dün bizi bitirmek için ne yaptıysanız, bugün de yapın. Ama şunu unutmayın; emekle gelenlere rağmen kaybeden biz olmayacağız. Mücadelemizden de ismimizden de asla vazgeçmeyeceğiz. Sizin diliniz, sizin ayrımcılığınız ve sizin korkularınız PTT’nin her taşeron işçisi görevdeyken, ancak ve ancak birliğimizi daha da büyütecektir.” tepkisini gösterdi.

NE O­­LMUŞTU?

PTT A.Ş., 11 Nisan 2025 tarihinde yaptığı açıklamada, “PTT-SEN” isimli sendikanın kurumla doğrudan bir bağlantısının bulunmadığını belirtti. Açıklamada, sendikanın PTT'nin ismini izinsiz kullandığı ve bu durumun şirketin marka değerine zarar verdiği ifade edildi. PTT, bu nedenle sendikaya ihtar gönderildiğini ve gerekli hukuki sürecin başlatıldığını duyurdu. Daha önce de PTT'nin, adını izinsiz kullandığı gerekçesiyle PTT-SEN aleyhine açtığı dava, tüm yargı aşamalarında reddedilmişti. “Marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet” iddiasıyla yeniden açılan davayı önce Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi reddetti. Ardından karar, istinaf ve Yargıtay tarafından da onaylanarak kesinleşti. Taşeron işçilerin kurduğu PTT-SEN ise “Hukuken çürütülmüş iddiaların yeniden gündeme getirilmesi kamuoyunu yanıltma çabasıdır.” açıklaması yaptı.