Pusulası çoban yıldızı! Cumhuriyet’in destanını yazan Şair Emniyet Müdürü

1957 Adana doğumlu İzzettin Özgibar, şiire daha ortaokul günlerinde heveslenmiş, 15 yaşından itibaren de yazmaya ve biriktirmeye başlamış.

Özgibar, 1972 yılından 2011’e kadar yazdığı, sayısı 600 civarına ulaşan Toplu Şiirlerini 14 kitaptan oluşacak Sevdalarımın Şiirsel İzleri başlığıyla yayınlıyor. Dizinin ilk üç kitabı Uyum Yayınlarından çıktı.

2022 YILINDA İKİ KİTAP

Şairin 1970’li yıllarda, henüz 15-19 yaşlarındayken kaleme aldığı şiirlerini içeren ilk kitabı Mart-2022 tarihinde yayınlandı. 47 şiirden oluşan 131 sayfalık kitapta Özgibar, çocukluk dönemi anılarını ve 12 Mart 1971 darbesinin karanlık günlerinden genç yüreğine yansıyanları anlatıyor.

Şairin ikinci kitabı, Sevdalarımın Şiirsel izleri-2 / Devrimci Duygu ve Düşünce adıyla Eylül-2022 tarihinde yayınlandı. Kitapta 1976-1978 yılları arasında kaleme aldığı şiirleri yer alıyor.

DAHA 1978’DE AYDINLIKÇI

Genç Özgibar’ın, Aydınlık hareketi ile buluşmasıyla ışıldayan bilinci, şiirlerine de yaşamına da yön vermiştir. 1978 yılında günlük Aydınlık gazetesinin çıkış kampanyasında ve Doğu Perinçek’in Başkanlığında kurulan Türkiye İşçi Köylü Partisi’nin (TİKP) Adana il ve ilçe örgütlenme çalışmalarında görev aldı. Öğretmen Dünyası dergisinin Adana Temsilciliğini yaptı.

“Eşime âşık olmam, şiir yazmamı daha da özendirdi, daha çok yazmaya başladım” diyor Özgibar. Aşkını yansıtmakla başladığı şiirleri, hayata, vatan sevgisine ve devrimci mücadeleye dair dizelerle sürüyor. Bu ikinci kitabında, şiirlerindeki olgunlaşma ve temalarındaki çeşitlilik hemen fark ediliyor.

‘ŞİİR YAZARKEN ÇOK DAHA ÖZGÜRÜM’

Özgibar bütün yaşam hikâyesini şiirle anlatmayı seven bir şair. Kendisini sadece şiir yazarak ifade edebildiğini belirtiyor: “Şiir benim için çok başka. Şiir yazarken çok daha özgürüm; belki de şiirde buluyorum özgürlüğü. İçimdeki tüm duyguları, şiir olunca ve şiirle kaleme alıyorum.”

Duygularını yüzde yüz doğal, içten ve halk dili ve tarzıyla ortaya koyuyor. Yüreğiyle, aynı zamanda aklı ve fikriyle yazıyor. Her biri gerçek hayatın içinden ve hayata dokunan şiirler.

Toplu Şiirlerinin ana teması olan Sevda, yalnız başına sevgiliye duyulan bir aşk değil. Özgibar, Çoban Yıldızı diye nitelediği Partisine büyük bir aşk ile bağlanmış, yaşamında “pusula” olarak bellemiştir.

Bekliyorum, bekliyorum hasretle;
Gönlümü, sevdamı paylaşmanı
Ve çoban yıldızının pusulasında;
Benimle omuz omuza
Devrimci bir inançla;

VE ÜÇÜNCÜ KİTAP: CUMHURİYETİMİZİN DESTANI

Özgibar’ın “Sevda”sı, dizinin üçüncü kitabında okuyucuya “Cumhuriyetimizin Destanı” alt başlığıyla sunuluyor.

Büyük bölümünü 1976 yılından 1977 sonlarına kadar kaleme aldığı kesintisiz yüz on bir sayfalık muhteşem bir destan!

Özgibar’ın o yıllarda henüz 19-20’li yaşlarında olduğunu da hatırlatmak isteriz. Kurtuluş Savaşı teması yakın tarihimizde her şairin vazgeçilmez seçimi olmuştur. Ama Destan başka. Hele kesintisiz, baştan sona yüz on bir sayfalık bir destan olursa!

HEM ŞİİR HEM DE TARİH BİLGİSİ OLARAK DEĞERLİ

Tanzimat’tan Meşrutiyet devrimlerine, Birinci Dünya Savaşı’yla başlayan İstiklal Savaşımıza ve M. Kemal Atatürk’ün önderliğinde Cumhuriyet Devrimine kadar, yakın tarihimizin hemen her evresi ve her adımının yer aldığı bir destan.

Şiirsel bir başucu kitabı. Tarihçi titizliği ve dizelerle Devrim Tarihi.

Şair kitabının önsözünde şu dizeleriyle anlatıyor:

Ve yazdıklarım içinde;

Şiirim Cumhuriyetimizin Destanı

Apayrıdır yüreğimde apayrı.

NAZIM HİKMET’İN İZİNDEN

Özgibar, bir gazetecinin “En çok etkilendiğiniz yazar kim” sorusunu, “Kesinlikle Nazım Hikmet” diye yanıtlamıştı. “Cumhuriyetimizin Destanı”nı da büyük şairimizin Kurtuluş Savaşı Destanı’nın ilhamı ve coşkusu ile kaleme aldığına kuşku yoktur. Şiir kendi başına güzeldir, tarihimizle ilgili dersler de kuşkusuz çok değerlidir. Tarihi şiirle anlatmak ise dağlara taşlara yazmak gibi coşkulu, kalıcı ve kavratıcı oluyor.