Ramazan ayında gıdaya zamlar gündemde! ‘Türkiye’deki fiyat farkı diğer ülkelerde yok’
Marketler ve hizmet sektöründe işletmeler arasındaki fiyat farklılığının, gelişmiş ülkelerde Türkiye’deki gibi olmadığını dile getiren İstanbul PERDER Başkanı Güzeldere, tüketicinin pahalı olanı tercih etmemesi gerektiğini vurguladı

Ramazan ayının gelmesiyle birlikte gıda enflasyonu tekrar gündeme geldi. İstanbul Ticaret Odası (İTO)’nın açıkladığı İTO İstanbul Tüketici Fiyat İndeksi'ne göre İstanbul'da şubat ayında 336 ana üründen 207'sinin fiyatında artış izlendi. Gıda ve alkolsüz içecekler harcamaları grubunda yer alan taze fasulyenin yüzde 21,55 ile fiyatı en fazla artış gösteren ürün oldu olduğu görüldü. Fiyatında en fazla artış yaşanan diğer gıda ürünleri; yüzde 19,39 ile salatalık, yüzde 12,76 ile yufka, yüzde 11,46 ile kola, yüzde 9,51 ile cips, yüzde 9,09 ile bisküvi, yüzde 8,89 ile pekmez, yüzde 8,84 ile kaymak, yüzde 8,64 ile muz, yüzde 7,98 ile yoğurt ve yüzde 7,93 ile balık oldu.
MUTFAK HARCAMASI 10 BİNİ AŞTI
İstanbul Planlama Ajansı'nın Ramazan Ayı Temel Mutfak Harcaması araştırmasına göre de temel ürün gruplarında 2024 Ramazanı mutfak harcamaları 7 bin 249 TL tutarken, bu maliyet 2025 yılı Ramazan ayında 10 bin 565 TL'ye yükseldi. Yıllık artış yüzde 45,75'i buldu.
Ramazan öncesi fiyat değişimlerini inceleyen bir diğer kurum olan Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) de Ramazan ayı öncesinde, marketlerde yer alan 33 üründen 18’inde fiyatların arttığını bildirdi.
‘FİYATI ARTIRAN PERAKENDECİLER DEĞİL’
Gıda fiyatlarındaki artışı Aydınlık’a değerlendiren İstanbul Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Perakendeciler Derneği (İstanbul PERDER) Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Güzeldere, fiyatı belirleyen mercinin, perakende sektörü olmadığını anımsattı. İstanbul PERDER olarak Ramazan’da fiyat sabitleme kampanyası başlattıklarını hatırlatan Güzeldere, “Zincirin son halkası biz olduğumuz için vatandaşlar fiyatları bizde görüyor ve fiyatı biz belirlemişiz gibi algı oluşuyor. Fiyatı belirleyen; üretim maliyetleri, üreticiler ve tedarikçiler.” dedi.
Enflasyonla mücadele doludizgin devam ettiğini ama henüz istenilen düzeye ulaşılamadığını kaydeden Güzeldere, “Marketler stokları ölçüsünde fiyatları belirliyor. Bize yeni fiyat listesi gelmezse biz de raflara yansıtmayız.” diye konuştu.
‘KARARI TÜKETİCİ VERECEK’
Fahiş fiyatların önlenmesinde tüketiciye görev düştüğünü vurgulayan Faruk Güzeldere, şu ifadeleri kullandı:
“Örneğin, bir markette su 10 TL, başka markette 25 TL ise vatandaşın pahalı olanı tercih etmemesi lazım. Hizmetler sektöründe de aynı durum mevcut. Bir işletmede kahve 100 TL, başka işletmede 220 TL. Hala 2022 TL olan kahve tercih edilirse fahiş fiyatlar devam eder. Bu konuyla alakalı gerekli aksiyonda bulunmazsak, düzelmez. Gelişmiş ülkelerde de böyle bir fiyat farklılığı yok. Ortalama bir işletmede kahveyi 2,5 avroya içiyorsanız; en lüks işletmede 3 avrodur, havaalanında da 3,5 avrodur. Türkiye’de ise 100 TL olan kahve, havaalanında 400 TL oluyor. Bu halde fiyatlama emsalleri oluşuyor. Burada görev vatandaşa düşüyor, pahalı olanı tercih etmemeli. Aynı yağ oranındaki sütü; 50 TL’ye, 38 TL’ye, 33 TL’ye ve 29 TL’ye sattıran farklı markalar var. Burada kararı tüketici verecek.”
Üretimin ihracat odaklanmasının da fiyat artışlarını etkilediğini dile getiren Güzeldere, üretilen ürünün iç piyasadansa ihracata yönelmesinin raflarda pahalanmaya neden olduğunu aktardı.
PERAKENDECİLER TEKELLEŞMEDEN ŞİKAYETÇİ
Perakende sektöründeki tekelleşmeye de dikkat çeken Güzeldere, şunları söyledi:
“Türkiye’de market enflasyonu var. Türkiye’de 500 kişiye bir market düşerken, Avrupa da 3 bin 500 kişiye bir market düşüyor. Büyük zincir marketler, kılcal damarlara kadar girmiş. Ülkemiz git gide tekelleşiyor. Kanada’da 4 zincir marketin hakimiyeti var. Bu marketler fiyatları yüksek tutuyor diye Kanada Hükümeti de dışarıdan perakendeci davet ediyor. Sonunda Türkiye’de de iş bu noktaya varabilir.
“Hangi sektör olursa olsun tekelleşmenin olmaması lazım. Hepimiz için çok tehlikeli durumlara yol açıyor. Küçük esnaf gerçeğimiz var, onları korumamız gerekiyor. Büyük zincirler; okul açılış zamanı kırtasiye ürünleri satıyorlar, kırtasiyeciler perişan oluyor. Züccaciye ürünleri satıyorlar, züccaciyeciler perişan oluyor. Ev tekstil ürünleri satıyorlar, o sektör bitiyor. Türkiye’de en çok televizyon satışını büyük zincir marketlerden birisi yapıyor. Yasaklamalara karşıyız fakat bu kadar kuralsız ve düzensiz büyümeleri doğru değil.”