05 Kasım 2024 Salı
İstanbul 13°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

RCEP duvardan çok yeni bir kapı olabilir

RCEP üye ülkeler arasında ticari bariyerleri yıkacak. Kısa vadede Türkiye'nin ihracatına bir miktar olumsuz yansıması beklenen bu yeni oluşumun etkilerini lehimize çevirmek için RCEP üyeleri ile halihazırdaki STA'lar imkan sunuyor.

RCEP duvardan çok yeni bir kapı olabilir
A+ A-
Recep Erçin

Çin Halk Cumhuriyeti'nin öncülüğünü yaptığı Kuşak Yol Girişimi'nin ardından Asya ülkelerinin ekonomik ilişkilerini güçlendirecek Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık/Regional Comprehensive Economic Partnership (RCEP) de Kovid-19 salgınının yoğun günlerinde Kasım 2020'de imzalandı. Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) Sekreterliği, RCEP Anlaşması'nın Avustralya, Brunei, Kamboçya, Çin, Japonya, Laos, Yeni Zelanda, Singapur, Tayland ve Vietnam için yürürlüğe girdiğini, Güney Kore’de ise 1 Şubat'ta yürürlüğe gireceğini geçen hafta duyurdu. Dünyada özellikle 2008 krizinin ardından korumacılık eğilimlerinin giderek arttığına şahit oluyoruz. Salgın öncesine kadar ticaret savaşları boyutuna varan bu önlemler küresel ticarette Balkanizasyona neden oluyor. RCEP ise üyeleri arasında duvarları kaldırırken, bu ekonomileri dünyanın geri kalanına karşı “bibirimize yeteriz” hattına sokuyor. Ancak bu ülkelerle ilave ticari anlaşmaları bulunan ekonomiler için RCEP hattında yeni bir kapı da açılmış olacak.

57 MİLYARLIK DEĞER KATACAK

15 ASEAN ülkesinin yanında Çin, Japonya, Yeni Zelanda, Güney Kore ve Avustralya'nın da yer aldığı bu yeni oluşumun etkilerini Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu'na (DEİK) sorduk. Kurum bünyesinde yapılan çalışmada, 15 RCEP ülkesinin birbirleriyle olan ticaretlerinde tüm HS2 (harmonize sistem, 2’li kodlar) kodlu ürünlerin vergilerinin sıfırlanması halinde, ticaretin nasıl etkileneceğine bakıldı. Tüm HS2 ürünlerinde mevcut vergilerin sıfırlanması ile 51 milyar dolar civarında katma değer yaratılacağı tahmin edildi. Çin’in her yıl en az 120 milyar dolar seviyesindeki re-export faaliyetleri de modele katıldığında katma değer 57 milyar dolar seviyesine çıkıyor.

EN ÇOK JAPONYA'YA YARIYOR

RCEP ülkeleri arasında ihracatı en çok artacak olan ülke 26 milyar dolar ile Japonya olurken Çin için bu tutar 24 milyar dolar seviyesinde tahmin edildi. Güney Kore’nin ihracatının 10 milyar dolar seviyesinde yükselmesi beklenirken Avustralya ve Tayland’ın ihracatlarının sırasıyla 3 milyar dolar ve 2.4 milyar dolar artacağı öngörüldü. Öte yandan, Malezya, Kamboçya, Myanmar ve Filipinler’in ihracatlarının ise düşmesi bekleniyor.

RCEP anlaşması, e-ticaret için gümrük belgesi talep edilmemesi, gümrük işlemlerinin 48 saatin içerisinde yapılması amaçlarını içeriyor. Tazeliğini koruması gereken özellikle su ürünleri (balık vs.) gibi dayanıksız tüketim mallarının gümrüklerden hızlı ulaşımının, Japonya gibi deniz ürünleri ihracatçılarının maliyetlerini düşüreceği, bu durumun ticareti artıracağı tahmin ediliyor. Bunun yanında anlaşma, telekomünikasyon, e-ticaret gibi konularda ortak iş birlikleri ile bölgede tedarik zincirinin güçlenmesine neden olabilir. Gümrüksüz e-ticaret faaliyetleri, salgın sonrasında e-ticaretin hızlandığı da göz önüne alındığında, üye ülkeler arasındaki ticari bariyerleri yıkmasında etkili olabilir.

RCEP duvardan çok yeni bir kapı olabilir - Resim: 1

RCEP duvardan çok yeni bir kapı olabilir - Resim: 2

BİZE İKİ YÖNLÜ ETKİSİ VAR

Uzun vadede ticari etkilerini kestirmek zor olsa da anlaşmanın yürürlüğe girmesiyle Türkiye’nin bölgeye ihracatının kısa vadede 100 milyon dolar civarında olumsuz etkileneceği tahmin edildi. Türkiye’nin Çin ve Güney Kore’ye olan makinalar, örme giyim eşyaları (tekstil), yün ve sentetik lif sektörlerinde ihracatının azalabileceği öngörülürken, ülkemizin Malezya ile halihazırda var olan serbest ticaret anlaşması, Türk firmalarının yeni ekonomik bölgeye erişimi için avantaj olarak göze çarpıyor. Bunun yanında Türkiye'nin Güney Kore ile de bir serbest ticaret anlaşması var. Japonya ile de görüşmeler sürüyor ve sona yaklaşılmış durumda.

KÜRESEL GÖRÜNÜME ETKİSİ

Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan, RCEP'e yönelik yaptığı yazılı değerlendirmede, “Dünya ticaret hacmi açısından, tarifelerin düşürülmesi veya elemine edilmesi noktasında önemli olmakla birlikte, olaya bir de küresel dominasyon ve stratejik konumlanma üzerinden bakmak gerek. ABD, 2017 yılında Trump yönetiminde Trans-Pasifik Ortaklığı’ndan çıkmıştı ve Biden yönetiminin de şu aşamada yeniden katılmak gibi bir planı yok. Çin gibi ülkelere ek olarak Almanya, Japonya gibi büyük ihracatçılara Trump yönetiminin yaptığı en büyük eleştiri paralarını zayıf tutarak (kur manipülasyonu etiketi bu açıdan hep sallandırılan bir konu olmuştur) ihracatlarını artırmalarıydı. Artı olarak, Japonya ve Almanya’nın tüketim açısından son derece tasarruflu ülkeler olduğunu kabul edersek, hem tüketim hem de üretim yapan ABD’nin dış ticaret açığındaki artış anlaşılabilir bir durum. ABD’nin avantajı ise her daim sermaye çeken bir ülke olması… Bu da çok normal; çünkü para rejimini hala ABD elde tutuyor, rezerv para fonksiyonu ile bütün tasarruflar bir şekilde Amerikan para birimi dolara bağlanıyor, liberal ekonomik yaklaşım ile de kurumsal bir piyasa yapısı var. Yarı kumanda ekonomilere karşı ciddi bir rekabet avantajı aslında.”

ÇİFT TARAFLI DÜŞÜNÜLMELİ

Trump dönemi ile zirveye çıkan de-globalizasyon sürecinin küreselleşmeye yeniden dönme aşamasına geldiği noktada pandeminin patladığını ve küresel ticaretin zarar gördüğünü hatırlatan Erkan, “Ancak ekonomik entegrasyon geri döndürülemez bir noktada ve her ülkenin dünya düzenine ayak uydurmak için üretilen teknolojileri kullanıp uzmanlaşma sağlaması gerekli. Dünyadaki arz sıkıntısı ve yüksek taşıma maliyetleri, ticaret bariyerlerinin hafifletilmesini gerekli kılıyor. Dolayısıyla, 2000’li yıllardaki gümrük duvarları 2020’li yıllarda 'kazan kazan' stratejisi için alçaltılacaktır. Daralan ticaret hacminde 'sıfır toplamlı oyun' ortaya konulmaması için çift taraflı menfaatler düşünülmeli.” görüşünü dile getirdi.

Çin Halk Cumhuriyeti ASELSAN RCEP RCEP üye ülkeler kuşak yol girişimi RCEP Anlaşması