Erdoğan, Necmettin Erbakan'ı hapse mi attırmak istedi? Erbakan'ın damadı ve Bülent Arınç'tan açıklama geldi
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu katıldığı bir yayında '2006'da Erdoğan Erbakan Hoca'nın evini polis ile kuşattırdı, hapse attırmak istedi' ifadelerini kullanmıştı. Karamollaoğlu'nun açıklamalarına Necmettin Erbakan’ın damadı Mehmet Altınöz ve Bülent Arınç'tan yanıt geldi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, katıldığı bir canlı yayında "Erbakan Hoca, 2006 yılında hapse mahkum olduğunda Tayyip Erdoğan polisle evini kuşattırdı. Hapse attırmak için büyük bir gayretin içine girdi. Çünkü mahkum olmuştu. Evinden alacak... Hocamızı ilzam etmek için, kötü göstermek için hapse attıracaktı. Evi kuşatıldı. O zaman Allah rahmet eylesin Hasan Kalyoncu, bizim Gaziantep eski il başkanımız. AK Parti'nin kuruluşunda da yer almıştı. Tayyip Erdoğan'a gitti. 'Eğer Erbakan'ı tutuklarsan burayı senin başına yıkarım. Ben siyaseten seni yaşatmam' dedi. Onun üzerine Tayyip Bey ev hapsine çevrilmesini sağladı. Ve arkasından da Abdullah Gül Bey Cumhurbaşkanı olduktan sonra Erbakan Hocamızın affını kendisi gerçekleştirdi. Yani Erbakan Hoca siyasi hayata Abdullah Gül'ün bu affıyla dönebildi. Arkasından 2010 yılındaki seçimlerde Saadet Partisi'nin Genel Başkanı oldu." ifadelerini kullanmıştı.
ERBAKAN'IN DAMADI DOĞRULADI
Karamollaoğlu'nun açıklamalarının ardından Necmettin Erbakan'ın damadı ve Yeniden Refah Partisi'nin İBB Adayı Mehmet Altınöz'den açıklama geldi. Altınöz, olayı doğrulayarak, şu ifadeleri kullandı:
"Biz düşman değiliz. Olmuş bir olayla alakalı geriye dönük bir kan davasına dönüştürecek durumda değiliz, biz devleti yönetmeye talibiz. Sonuçta biz ülkesini seven vatansever insanlarız ve devlet adamlarıyız. Sayın Erdoğan'ın o dönemde yapmış oldukları evet doğru. Sayın Erdoğan 2006 yılında Temel Bey'in anlatmış olduğu olay gerçekleşti. Erbakan Hocamızın konutunda İçişleri Bakanının görevlendirmiş olduğu koruma polisleri varken başka bir polis ekibi geldi Erbakan Hocamızı götürmeye kalktı. Biz de o süreçte yapmış olduğumuz çeşitli diplomasi trafiğiyle o süreci hukuken tabii ki geciktirdik ve hukuki süreci devam ettirdik. Bu olay doğru. Bu olaydan başka olaylar da var, o kadar çok şey anlatabilirim ki..."
TARTIŞMAYA BÜLENT ARINÇ'DA DAHİL OLDU
Karamollaoğlu ve Altınöz'ün açıklamalarının ardından "Erdoğan, Erbakan Hoca'yı hapse attırmak istedi" tartışmasına Bülent Arınç'ta dahil oldu. Sosyal medya hesabından açıklama yapan Arınç, "Saadet Partisi Genel Başkanı Sayın Karamollaoğlu’nun geçtiğimiz günlerde bir televizyon programında ortaya attığı ve ardından da Mehmet Altınöz tarafından onaylanan iddialar üzerine birkaç söz söylemek gereği hâsıl oldu."
Arınç'ın açıklamaları ise şöyle:
"O dönem rahmetli Erbakan Hocamız için söz konusu olan cezaevine girme ihtimalini ortadan kaldırmak adına elimizden geleni ivedilikle yaptık. Başkanı olarak o dönemki grup başkanvekilimiz Sadullah Ergün’ü arayarak hocamız için olumsuz bir durumun ortaya çıkmaması adına gerekli kanuni düzenlemenin yapılması için çalışma yapılması yönünde talimatı o dönemki Başbakanımız, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile istişare ederek ben verdim. İlgili kanun teklifi mecliste kabul edilmesinin ardından dönemin cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından veto edildi; biz ise aynı gün herhangi bir değişiklik yapmadan kanunu tekrar kabul ederek Sezer’e havale ettik ve o da anayasamız gereği onaylamak zorunda kaldı. Ardından da CHP harekete geçerek ilgili kanunu anayasa mahkemesine taşıdı. Anayasa mahkemesinin CHP’nin itirazını reddetmesi akabinde de kanun yürürlüğe girdi ve rahmetli hocamızın söz konusu cezayı evinde geçirmesi sağlanmış oldu. Bu dönem yaşananların en yakın şahitleri arasında Sayın Recai Kutan, Yasin Hatipoğlu, Mustafa Kamalak ve Şeref Malkoç da vardır. Bana gelip bu talebi ileten de kendileridir.
Yakinen şahit olduğum birçok konu vardır ki o dönem Erbakan Hocamız tarafından Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a ve bizlere iletilen muhtelif talepler de tereddütsüz yerine getirilmiştir. Hocamız, bu konudan dolayı özel olarak bana ve genel olarak da bu konuda hizmeti geçen tüm arkadaşlarımıza teşekkür ve takdirlerini iletmiştir.
Sayın Karamollaoğlu ve Altınözün ortaya attıkları konu, bugüne kadar hiçbir yerde gündeme getirilmemiştir. 31 Mart Yerel Seçimleri’nin yaklaştığı şu günlerde üzerinden yıllar geçmiş bir konuyu gerçeklerden uzak bir şekilde yeniden kamuoyunun önüne sunmanın siyasi etik ile bağdaşmadığı görüşündeyim."