Yaşadıkları köyü sanatla anlattılar
Sanat yaşamını Yalova’daki Güneyköy’e yerleşerek devam ettiren ressam Şebnem Altuntaş, öğrencileriyle birlikte sergi açıyor. Altuntaş ile köyün hikâyesini ve buradaki sanat yolculuğunu konuştuk.
“Güneyköy’den Renk, Armoni, Doku, Zaman” karma sergisi, bugün Yalova Güneyköy’deki Köy Konağı’nda izleyiciyle buluşacak. Yalova Halk Eğitim Merkezi’nin 2022-2023 Eğitim Yılı sergisinde, ressam Şebnem Altuntaş ve öğrencilerinin eserleri sergilenecek. Sanat fuarlarından ve sergilerden tanıdığımız Şebnem Altuntaş, Yalova’nın bir köyü olan Güneyköy’de resim eğitim veriyor. Altuntaş, eğitim verdiği Güneyköy’ün tarihini ve buradaki çalışmalarını Aydınlık’a anlattı.
Şebnem Altuntaş, Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nden 1990 yılında mezun oldu. Neşe Erdok ve Adnan Çoker atölyelerinden, litografi baskı, gravür baskı ve serigrafi baskı atölyelerinden eğitim aldı. Mimar Sinan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Prof. Devrim Erbil danışmanlığında yüksek lisansı tamamladı. “Empresyonizmin Türk Resmine Yansıma Biçimleri ve Yerel Üsluplaşmalar” konusunda tez hazırladı. Birçok uluslararası festivale, sanat fuarlarına ve karma sergilere katılan Altuntaş, 12 kişisel sergi açtı. Tekstil firmalarında colorist olarak çalışan sanatçı, renk kartelalarından varyantlar yazarak tekstilde de deneyim sahibi oldu. Şebnem Altuntaş, okullarda resim öğretmenliği yaptı ve yaygın eğitim kurumlarında içinde resim yapma isteğini birlikte ortaya çıkardığı birçok yetişkine ders verdi.
‘GELDİĞİMDE SANAT İÇİN HAZIRLARDI’
- Güneyköy’de verdiğiniz eğitimden bahseder misiniz?
Pandemi nedeniyle İstanbul’dan Yalova Güneyköy’e geldiğimde burada daha önceden tanımış olduğum birçok akraba, eş, dost da kurslara gidip kendilerini resimde geliştirmişler ve pandemi nedeniyle yarım kalan hayallerini tekrardan benimle gerçekleştirmeye başladılar. Öğrenmeye açık ve hazır insanlarla bilgilerimi paylaşmak, onlara daha önce görmedikleri teknikleri göstermek, doğaya daha farklı gözlerle bakmak, ufuklarını açmak, birbirimize güzel katkılarda bulunarak resmi neden ve niçin yaptıklarının farkında olmalarını sağlayarak eğlenceli ve güzel vakit geçirmek için buradayım. Bu sergide benim ve onların ortak tutkuları olan resimlerdeki heyecanları birlikte paylaşacağız.
‘GÜNEYKÖY’Ü ANLATMAYI HEDEFLEDİK’
- Bu özel sergide izleyiciyi ne bekliyor?
Sergi, karakalem, suluboya, tuval üzerine akrilik ve tuval üzerine karışık teknik olmak üzere birçok teknik ile yapılan; doğadan, Güneyköy’den, manzaralardan çeşitlemeler sunuyor. Güneyköylü kadınlardan oluşan, resim yapmaya gönül vermiş, ilk defa resme başlayan ve daha önce resimle uğraşmış resim öğrencilerinin ekim ayından bugüne kadar gelişimini görebileceğimiz sergide her öğrencinin birden fazla eseri var. Resimlere renk katmayı, doku oluşturmayı, geçmişten günümüze köyün tarihini anlatan olgular çizmeyi ve Güneyköy’ün kültürünü, folklorünü tanıtmayı hedef olarak aldık ve resim tekniklerini gösterirken aynı zamanda rengi, armoniyi, dokuyu ve zamanı -aslında zamansız olmayı- ana fikir alarak ilerledik.
‘KENTTEN KÖYE GÖÇ’
- Güneyköy nasıl bir yer? Tarihini anlatır mısınız?
1896'da Dağıstan’dan gelen göçmenler tarafından kurulan köyün ilk resmi adının 1899'da Almali ya da Elmaalanı olarak verildiği biliniyor. Sultan Reşat’ın köye gelmesi ve köyü çok beğenerek buraya bir çeşme yaptırmasından sonra 1910 yılında adı Reşadiye olarak değişmiş. 1934'te İstanbul sınırının en güney kıyısında yer alması dolayısıyla Güneyköy adını almış. 750 hane, 3 cami, 2 resmi okul ve medresesi olduğu bilinen köy, Kurtuluş savaşı yıllarında Yunan istilasına uğradığından ahalisi üç yıl Geyve ve Adapazarı yörelerine göçmüş, savaş sonrasında bu nüfusun ancak bir bölümü geri dönebilmiş. Köyün çoğunluğu Kafkas kartalı İmam Şamil gibi Dağıstan Avar kökenli. Bunun yanı sıra Dargi kökenliler ve Lezgi kökenliler de bulunuyor.
“Her döneminde eğitim, kültür ve ticaret merkezi olma konusunda önder” olarak adlandırılan Güneyköy; kuruluş döneminin başlarından itibaren üç camisi ve çağına göre ileri sayılacak sosyal özellikleri ile hala çevresindeki yerleşim yerlerindeki insanlar tarafından anlatılmakta. Yeşillikler içinde kendine özgü, güzel küçük bir köy olan Güneyköy ahalisinin çoğunluğu İstanbul Kapalıçarşı, Bursa, Orhangazi ve Yalova’da kuyumculuk ile ilgilenmişler. Giderek artan göç olgusu sonucunda 80’li yıllarda nüfusu azalan köy, modern yapılaşma örnekleri ile göç olgusunu tersine döndürmüş ve “Kentten Köye Göç” ün yaşandığı bir köy haline gelmiş.
- Kurs alan ve eseri sergilenenleri tanıyalım.
Hepsi Güneyköy’de yaşıyor ve çoğunluğu sonradan buraya göçmüş arkadaşlar. Birçoğu geçmişinde çeşitli sanatlarda kendilerini geliştirmişler, karma sergilere katılmışlar. Yağlıboya, karakalem, ahşap boyama, el sanatları gibi çeşitli eğitimlerden geçmiş olanlar da var, doğrudan bizimle resim eğitimine başlayan da var. Sürekli kendilerini geliştiren, keyifle çalıştığımız arkadaşlarımız.
- Sergide dinleti yapacak olan sanatçıdan bahseder misiniz?
Burçak Aladar, Yıldız Teknik Üniversitesi Müzik, Flüt Bölümü mezunu. Birçok konserde yer alarak ve ders vererek mesleğini sürdürüyor. Benim kızım, kendisi Güneyköy'ü çok seviyor. Hep birlikte 2021 yılında pandemi başladığında buraya geldik. Müzik eğitimine MSGSÜ İstanbul Devlet Konservatuvarı’nda yarı zamanlı olarak başladı. Lise son sınıfa kadar eğitimini yarı zamanlı olarak sürdürdükten sonra Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi, Müzik ve Sahne Sanatları flüt bölümünde devam etti ve 2023 yılının ocak ayında mezun oldu. Tiyatro müzisyenliği yaptı, çeşitli orkestralarda yer aldı ve mesleğini bu şekilde devam ettiriyor.