26 Aralık 2024 Perşembe
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Rezerv alan yasası AYM’ye taşınıyor! Vatandaş odaklı dönüşüm çağrısı

Depremin üzerinden neredeyse bir yıl geçecek, çözüm kadar yapılanlar da tartışma konusu. CHP, Hatay Defne'de bazı mahallelerin ‘rezerv alan’ ilan edilmesiyle yeniden gündem olan 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanunu Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) götürecek.

Rezerv alan yasası AYM’ye taşınıyor! Vatandaş odaklı dönüşüm çağrısı

TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu'nun CHP'li Üyesi Ulaş Karasu, mülkiyet hakkının ihlal edilebileceğini vurgulayarak "İktidar deprem enkazından rant çıkarmanın yollarını arıyor." değerlendirmesinde bulundu. Vatan Partisi Meslek Örgütleri Bürosu Başkanı Osman Yılmaz da vatandaşların çekincelerinin açık ve somut bir şekilde giderilmesi gerektiğini belirtti. İki isim de vatandaş merkezli kentsel dönüşüm olmadan sorunların çözülemeyeceğine işaret etti.

'ANKARA ORAN İSTANBUL SARIYER'

Rezerv alan yasası AYM’ye taşınıyor! Vatandaş odaklı dönüşüm çağrısı - Resim : 1

CHP'nin Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Çalışmalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Sivas Milletvekili Ulaş Karasu, Türkiye’nin yüzde 66’sının ve nüfusun yüzde 71’inin deprem bölgesinde yaşadığına dikkat çekerek, acı depremlerin ülkemizde hep ihmaller, alınmamış önlemler ve can kayıplarıyla hatırlandığını kaydetti. Karasu kanunun olası etkileriyle ilgili şunları anlattı:

"Rezerv yapı alanı ilan edilen yerlerdeki binalar yıkılıp yeni binalar yapılacak. Bu alanda evi, iş yeri bulunanlar şehrin başka bölgelerine taşınacak. Diyelim Ankara'da Oran'da veya İstanbul Sarıyer'de bir eviniz var; Bakanlık burayı gözüne kestirdiyse rezerv bina alanı ilan edip elinizden alabilir. Ya da iktidarın üzerinde yaşayan seçmenin oyunun renginden hoşlanmadığı bir semtte yaşıyorsunuz; mesela Çankaya'da, Kadıköy'de; buradaki bütün bir mahalleyi rezerv alan ilan edip boşaltabilir. Bütün bunlar olurken ne dümenlerin dönebileceğini, hangi kupon arazilerinin kapatılabileceğini, Türkiye'de yaşayan herkes tahmin edecektir. Kimsenin ‘Benim binam sağlam, lüks yerde oturuyorum’ diyerek kurtulamayacağı, istenmeyen herkesin şehir dışına, TOKİ konutlarına mahkûm olacağı, kent merkezlerinin, iktidarın seçkinlere uygun biçimde yeniden imar edileceği bir girişimdir."

'MÜLKİYET GASPININ YOLUNU AÇAR'

“Küçük pay sahiplerinin hakkını ve çıkarlarını da dengelemesi için koruyucu hükümler olmalıydı." diyen Karasu şöyle devam etti:

"Özetle; bu, tarihin en büyük mülkiyet gaspının yolunu açacak bir düzenlemedir. Her türlü güce, araca sahipler ama afetlere dirençli kentler inşa edecek bir yasal mevzuatı yapmamak için hala direniyorlar. Çünkü akıllarında vatandaş yok; rant var, talan var, ‘afeti nasıl fırsata çeviririm’ anlayışı var... Kiracılarla ilgili bir düzenleme var mı bu kanunda? Dar gelirli vatandaşların ev sahibi olması için düzenleme var mı? Kamu arazilerinin üzerinde mülkiyeti olanlarla ilgili düzenleme var mı? Dere yataklarındaki evlerde yaşayan insanların can ve mal güvenliklerinin korunmasına dair bir düzenleme var mı? Kültür varlıklarının korunması var mı? Binaların ve zeminlerin güçlendirilmesi, iyileştirilmesi var mı? Dönüşümde en önemli aktör olan müteahhitler için bir düzenleme var mı? Yeşil alanlara ilişkin bir düzenleme var mı? Konut mağdurlarının yıllardır beklediği sorunlarına çözüm var mı, bitmeyen projelerin tamamlanması var mı? Hiçbiri yok.”

'ÇEKİNCELER AÇIK VE SOMUT GİDERİLMELİ'

Rezerv alan yasası AYM’ye taşınıyor! Vatandaş odaklı dönüşüm çağrısı - Resim : 2

Kanun sürecini ve tartışmaları yakından izlediklerini bildiren Vatan Partisi Meslek Örgütleri Bürosu Başkanı Osman Yılmaz, teknik ayrıntılardan önce vatandaşların sağlıklı, depreme dayanıklı ve insan onuruna yaraşır konutlarda barınma hakkı esasında anlaşılması gerektiğinin altını çizdi. Afet riski altındaki alanların dönüştürülmesinde devlet kararlılığının önemine değinen Yılmaz şöyle konuştu:

"İlgili yasal düzenleme üzerinden yürütülen tartışmalarda esas olan vatandaşlarımızın sağlıklı, depreme dayanıklı ve insan onuruna yaraşır konutlarda barınma hakkıdır. Kahramanmaraş merkezli depremde yaşadığımız yıkımın temel sebebi insanımızı değil rantı önceleyen ve rant söz konusu olduğunda bütün riskleri göz ardı eden serbest piyasa anlayışıdır. Riskli bölgelerdeki kentsel dönüşüm süreçlerinde devlet kararlılığı belirleyici olacaktır. Bu bakımdan yasa çalışması yerindedir. Ancak hem geçmiş deneyimler hem de ucu açık, soyut ve karmaşık ifadelerin vatandaşlarımızı ve uzmanları kaygılandırdığı görülüyor. Meslek odaları başta olmak üzere tüm tarafların sürece dahil edilmesiyle çekinceler açık ve somut şekilde giderilmelidir."

TEK SORUN DAYANIKLILIK DEĞİL

Osman Yılmaz şu uyarılarda bulundu: "Depremin üzerinden yaklaşık 10 ay geçmesine rağmen başta Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman, Malatya olmak üzere barınma sorunları çözülebilmiş değildir. Depremzede yurttaşlarımızın bir an önce sağlıklı ve güvenli konutlara yerleştirilmeleri, az ve orta hasarlı binalar ile ilgili belirsizliklerin giderilerek sürecin takviminin açıklanması gerekmektedir. Diğer taraftan başta İstanbul olmak üzere deprem riski yüksek illerimizde köklü düzenlemelere ihtiyaç vardır. Sorun sadece mevcut konut stoğunun depreme dayanıklı hale getirilmesi değildir. İstanbul’un nüfusunun hızla azaltılması ve deprem kuşağı üzerindeki sanayi bölgelerinin Anadolu’nun daha güvenli bölgelerine taşınması gerekmektedir. Yasal düzenlemelerde ve yasanın uygulanmasında kamunun sorumluluğu ve sıkı denetiminde özel sektörün işbirliği sağlanmalıdır. TOKİ hızla sosyal konut stoğunu arttırmalıdır. Tüm bunlar serbest piyasacı bir anlayışla değil halkçı ve devletçi bir bakışla yapılmalıdır."

Ankara TBMM CHP Vatan Partisi Anayasa Mahkemesi