Roma'da gezilecek yerler neresi? Gezginlere altın tüyolar

Yüzyıllara dayanan tarihi ve sayısız büyüleyici anıtıyla Roma'nın, dünyanın dört bir yanından hem sıradan gezginler hem de cesur kaşifler için bir buluşma noktası olduğu gerçeği göz ardı edilemez. Hatta bu, genellikle bir ziyaretin, özellikle yoğun sezonda çok sayıda kuyruk ve kalabalığa yol açabileceği anlamına gelir. Bu sefer turist yolunu arkada bırakmanız adına, şehrin her tarafına dağılmış muhteşem gizli cazibe merkezleriyle Kolezyum ve Vatikan'ın yanı sıra, Roma'da keşfedilmeyi bekleyen yerleri sizin için sıraladık.

GEZGİNLERE ALTIN TÜYOLAR

CAFFETTERİA RİSTORANTE LE TERRAZZE CASTEL SANT’ANGELO'DA MANZARALI ÖĞLE YEMEĞİNİN KEYFİNİ ÇIKARIN

Castel Sant'Angelo, kesinlikle Roma'nın en popüler cazibe merkezlerinden biri ve gizli olmaktan uzak olsa da, en üst katında gizlenmiş gizli bir hazineye sahip. Tiber ve ötesindeki şehrin panoramik manzarasına sahip Caffetteria Ristorante Le Terrazze Castel Sant'Angelo, aşağıdaki müzeyi keşfettikten sonra dinlenmek için harika bir mekan. Masaları harika manzaralı girintilere yerleştirilen bu restoran, basit fakat sıradan bir öğle yemeği veya klasik bir İtalyan kahvesi tercih edenler için oldukça makul bir menüye sahip.

CENTRALE MONTEMARTİNİ'DE KLASİK SANATA HAYRAN KALIN

İtalya'nın başkentinde klasik şaheserlerin sergilendiği sanat galerileri sıkıntısı yok, ancak Centrale Montemartini'nin bu konuda tamamen benzersiz olduğunu söyleyebiliriz. Capitoline Müzeleri'nin bir parçasını oluşturan bu galeri, bir zamanlar şehrin ilk elektrik santrali olan modernist bir endüstriyel ortamda antik Roma heykellerini ve tablolarını sergilemekte. Cumhuriyet döneminden kalma taş heykeller, orijinal gri makinelerin yanında otururken; av sahnelerini betimleyen güzel mozaikler, mağaramsı orijinal Kazan Dairesi'nin zeminlerine çarpıcı bir şekilde yerleştirilmiş. Centrale Montemartini biletleri yetişkinler için 11 Euro olmakla birlikte, Roma Ostiense istasyonunun hemen güneyinde temin edilebilir.

ANTİCA FARMACİA DELLA SCALA'YA UĞRAYIN

Trastevere'deki Santa Maria della Scala kilisesinin yanında göze çarpmayacak bir şekilde oturan bu yüzlerce yıllık antika eczane, bir zamanlar Papalık Mahkemesi'ni müşteri olarak övünmenin yanı sıra şehrin genel nüfusuna tıbbi tedaviler sağlıyor ve baharatlar satıyordu. Bu eczane, ilk açıldığından beri Carmelite rahipleri tarafından işletiliyor. Boyalı tavanı ile boydan boya şişeler ve ölçüm aletleriyle dolu ahşap dolapları olan Satış Salonu da dahil olmak üzere, çoğu değişmeden kalmış birkaç güzel odaya sahip. Artık veba için tedavi sağlamasa ziyaretçiler bir turda veya eczanenin halka açıldığı özel günlerde orijinal dekoruna hayran kalabilirler.

EFSANEVİ CİNECİTTÀ STUDİOS'TA BİR TURA ÇIKIN

Hem film meraklıları hem de tarih severler için, şehir merkezinin güneyinde gizlenmiş olağanüstü Cinecittà Film Stüdyoları gerçek bir mücevherdir. 1937'de bizzat Mussolini tarafından ülkenin film endüstrisini genişletmeye ve Avrupa'da önemli bir oyuncu haline getirmeye yardımcı olmak için kurulan bu yer, La Dolce Vita, Le Traviata ve Gangs of New York dahil olmak üzere, birçok İtalyan ve uluslararası film ve TV şovunun çekim yeri olmuştur. Hâlâ faal bir film stüdyosu olarak kullanılmaktadır ancak ziyaretçiler, yalnızca bitişiğindeki film müzesini ile galeriyi ziyaret edebilir veya Antik Roma'ya benzeyecek şekilde tasarlanmış setler içeren stüdyo arka bahçesinde rehberli bir tura çıkabilir.

Editör: Çisem Arslan

Kaynak: Dailymail.com