05 Kasım 2024 Salı
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

RUBAFET Yönetim Kurulu Üyesi Ferruh Özkan: Yunanistan bir numaralı gaspçı

Bir hayat düşünün, ancak 17 yaşında devletiyle tanışabiliyor. Doğduğu topraklar vatanı da, sınırın diğer yanında bayrağın dalgalandığı topraklar neresi?

RUBAFET Yönetim Kurulu Üyesi Ferruh Özkan: Yunanistan bir numaralı gaspçı
A+ A-
Füsun İkikardeş

Gümülcine’de ona müftü seçme hakkı yok, ama İstanbul’daki başpapazın dünyadan 45 metropolitan toplama, tek bir Rum vatandaşın yaşamadığı Türk illerine törenle atama hakkı var! Bu nasıl yaman bir çelişki! Batı Trakya Türk’ü Ferruh Özkan, tam 45 yıldır bu yumağı çözmek için uğraşıyor. Kendi deyimiyle tıpkı karıncanın hacca gitme mücadelesi gibi.

Ferruh Özkan, Gümülcine doğumlu, Batı Trakyalı. Kıbrıs harekatından sonra, 1975 yılının 22 Nisan günü anavatana geldiğinde 17 yaşındaymış. Asker bir babanın oğlu. O baba ki, Gümülcine’den Şam’a, Anadolu’dan Rodos’a, İstanbul’un İngiliz işgalinden kurtuluşuna kadar kimi zaman savaşta, kimi zaman esarette yaşamış bir Türk evladı. Oğlu Ferruh bey, asker değil, ama babası gibi savaşçı. Türkiye’ye ayak bastığı ilk günden başlayıp 45 yıl boyunca Balkan Türklerinin haklarını savunmaya, Yunanistan ile sağlıklı bir dostluk köprüsü kurmaya adamış kendini. Dernekler kurmuş, genelkurmay başkanı, başbakanlar, bakanlar arasında mekik dokumuş bir isim. Halen Rumeli Balkan Dernekleri Federasyonu (RUBAFED) Yönetim Kurulu üyesi ve YUNTÜRK, yani Yunanistan Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı.

RUBAFET Yönetim Kurulu Üyesi Ferruh Özkan: Yunanistan bir numaralı gaspçı - Resim: 1

BATI TRAKYA’DA TÜRK OLMAK

  • Batı Trakya’da Türklerin hayatı nasıl?

Ben Gümülcine’de doğdum, 1975 yılında, 22 Nisan’da Türkiye’ye geldim. 17 yaşındaydım. Geldiğimde, İpsala sınırına geldiğimde Türk devletini tanıdım. O günden beri Türk devlet terbiyesi almaya da devam ediyorum. Orada Türk azınlıktı. O kadar bilgi eksiğimiz var ki. Geçmişimiz başarısızlıklarla dolu diye bir siyaset öğretmişler bize. Öyle ki, Batı Trakya’da ne haklarımız olduğunu, en tepedeki insanlar dışında kimse bir şey bilmiyor. Bu kadar cahil yetiştirilmişiz.

  • Türk okulu var tabi, eğitim nasıl?

Var hepsi, ama bir hayat akışı var ve değişiklikler oluyor. Hiçbir şekilde ordaki azınlığa bu değişimler hakkında bilgi aktarılmıyor. Yunanistan’ın en doğusunda bir toplum olarak geri bıraktırıldık. Biz 120 bin kişi, Lozan’daki anlaşmalarla, hatta daha geriye gittiğimizde Yunanistan’ın taahhüt ettiği tek taraflı anlaşmalarla Batı Trakya’da kalmışız. Bugün ise, elle tutulur hiçbir şeyimiz kalmamış.

  • Türkçe öğrenim var mı?

Var.

  • Tarih ne okuyorsunuz?

Yunan tarihi okuyoruz.

  • Kurtuluş Savaşı?

Öyle bir şey okumadık. Bugün dolaşın, evlerde en ufak bir Türk bayrağı bulamazsınız.

  • Günlük hayat?

Biz Türklük şuurumuzu kendi içimizde yaşadık. Bir arkadaş ortamında yaşama imkanımız yoktu, yakın takipteydik. Kim Türkçü, kim Müslüman! Bizi ikiye bölmüşlerdi. TC kurulurken Yüzellilikler tabir edilen, Atatürk’e İslam hareketiyle karşı duranlar Yunanistan’a kaçtılar. Tıpkı FETÖ’cülerin bugün yaptığı gibi. Bunlar Batı Trakya’ya yerleştiler. Bizi Cumacı ve Pazarcı diye ikiye böldüler. Cumacı demek Cuma günü okullar kapalı, Pazarcılar da Pazar günü tatil olanlar. Biz, TC’nin tedrisatını uygulamayı seçtik. Toplumumuzun yüzde 90’ı Atatürk ilke ve inkilaplarının peşinde gider. Atatürk milliyetçisiyiz. Orada bu insanlar içimize İslam fanatikliği yerleştirdiler. Her mahallede din adamı görünümünde insanlar Yunan’a karşı el pençe davrandılar. Bizim gibi Türkçü olanları da ihbar ettiler Yunan makamlarına. Her mahallede, her cami imamı, oradaki Türk’ün aleyhine çalıştı. Ne zamana kadar? 1974 Kıbrıs harekatına kadar. Ondan sonra herkes Türkçü oldu, çünkü Türkiye’nin başarısı vardı.

BÜLENT ARINÇ İMZALI EKÜMENİK PATRİK TEKLİFİ

RUBAFET Yönetim Kurulu Üyesi Ferruh Özkan: Yunanistan bir numaralı gaspçı - Resim: 2

“Bir milletvekili bir önerge hazırlıyor ve buradaki başpapazlık makamını kaldırmayı öneriyor. Tarih 10 Aralık 2005! İstanbul Rum Ortodoks Patrikhanesi hakkında kanun teklifi sunuyor. İmza Emin Şirin. Havale eden de Bülent Arınç. Adalet, Anayasa Komisyonu, İçişleri ve Dışişleri komisyonlarına havale ediyor. Dördünden de geri dönüyor. Devlet çalışıyor orada!

Önergenin ek maddesinde, ‘Patrik, dış yazışmalarda Ekümenik Patrik onursal unvanını kullanabilir, diyor. Kabul edilse Vatikan devletinin temelleri atılacak!”

MEGALO İDEA İLE DOSTLUK BOZULDU

  • Sayıca bizdeki Rumlara göre orada daha fazla Türk var. Neden? Orada rahatlar herhalde…

Batı Trakya’da, Lozan anlaşmasıyla beraber yeni bir statü belirlenmiş ve bir mübadele yapılmış. Ama, İstanbul Rumları ve Batı Trakya Türkleri bunların dışında tutuluyor. Oradaki 120 bin Türk’ün karşılığında, İstanbul’da 80 bin Rum kalıyor. Avrupa ve ABD bastırıyor, burası da 120 bine tamamlanacak, diyorlar. Türkiye açıyor kapıları ve Yunanistan’dan 40 bine yakın Yunanlı, İstanbul Rumlarıyla evlenmek ya da iş hayatında ortaklık kurmak maksadıyla geliyor. Burada da 120 bin karşılıklı olarak sağlanmış oluyor. Bu süreç devam ederken 1960’daki Kıbrıs olayları başlıyor. O gün Yunanistan’dakilerden çok daha zengin olan Rumların hepsi İstanbul’da. Çok ciddi paralar harcayarak Kıbrıs Rumlarına silah vs. alınması için seferber oluyorlar. Hedefleri büyük bir projenin gerçekleşmesi yönünde.

  • Megalo İdea?

Evet! Amaçları, bu yoldan Kıbrıs’ta bir Enosis idealini gerçekleştirmek. Bütün bunlar devam ettirilirken Patrikhanedeki çeteleler ortaya çıkıyor. Kim, hangi Rum ne kadar para yardımı yaptı? Hepsi ortaya çıkıyor ve o günkü hükümet bir karar alıyor: İstanbul’da, Yunanistan’dan gelmiş ne kadar Yunan vatandaşı ikamet sahibiyse, kesinlikle Yunanistan’a geri gönderilecek! Bunun üzerine İstanbul’daki Rumların sayısı bugünkü 3 bin sayısına kadar iniyor.

  • Karşılıklı anlaşma ne oldu?

Lozan dışında Yunanistan’ın tek taraflı taahhütleri var. 1881 İstanbul Antlaşması, 1913 Atina Antlaşması, 1920 Sevr Antlaşması. Ama bu Yunan Sevr’i. Hepsi de Yunanistan meclisinde kabul görmüş, geçerliği olan antlaşmalar.

  • İstanbul’da 3 bin Rum kalırken ordaki sayı ne oldu?

Yunanistan’daki Batı Trakya bölgesi, 1943’e kadar 6 kez el değiştiriyor. Bulgarlar, Fransızlar, Almanlar geliyor. Arada da Yunanlılar gelip gidiyor! Oradaki soydaşlarımızla kalıyoruz. Göçe zorlanmamış olsaydık, nüfusumuz 700 bin cıvarında olacaktı. Bugün ise 150 bin Yunan vatandaşı olarak Türk azınlığımız varlığını sürüdürüyor.

HAKLARIMIZI GASP EDİYORLAR

  • Ordaki haklarınız neler?

Üç temel hakkımız var. Birincisi vakıflar! Vakıfların tamamen bizim tarafımızdan yönetilmesi gerekiyor. Eğitim konusunda kendimiz okullarımızdaki eğitimimizi, kendi tedrisatımıza göre yürütmemiz gerekiyor.. Bir de dinimizi, İslam tedrisatına uygun olarak yürütmemiz gerekiyor

  • Türkiye Cumhuriyeti kuruldu, laik eğitim var?

TC tedrisatını orada uygulama hakkımız söz konusu.

  • Yunanistan ne yapıyor?

Bu üç konudaki haklarımızı tamamen kademe kademe gasp ediyor. Son geldiğimiz noktada, müftü seçimlerindeki hakkımızı gasp etti. Biz müftülerimizi kendimiz seçiyorduk. Yunanistan ne yaptı? Siz değil biz seçeceğiz, biz atayacağız dedi. Sizin müftünüz bizim memurumuz olacak, diyor. Şu anda bu sistemle 18 ay öncesine geldik.

  • 18 ay önce ne oldu?

Var olan kendi atadığı müftüleri de görevden aldı. Yerlerine vekaleten müftü atadı. Biz ne yaptık? 30 sene önce seçtiğimiz müftülerimiz var, onları tanıyoruz, ama imza yetkileri yok. Herhangi bir soydaşımızın hakkını hukukunu savunamaz! Muhattap değil. Aynı mahallede iki muhtar olmasına benziyor. Birini devlet atamasını yapar, birini de halk seçer! Öyle olmaması lazım.

YUNANİSTAN BİR NUMARALI GASPÇI

  • Lozan bunları nasıl düzenliyor?

Önceki antlaşmalara atıfta bulunuyor. 1913 Atina Antlaşmasına göre devam etmesi gerekiyor. Bugün 2 müftümüzü seçtik, ama imza yetkileri yok. Batı Trakya bölgesinde bir cenaze kaldırmaya, duasını yapmaya kalktığında görev gaspıyla yargılanmaktadırlar. Yunanistan medeniyeti ben yaydım, diyor. Ama Batı Trakya’daki bir numaralı gaspçı konumunda! Temel insan haklarının dışında azınlık haklarımızı da çiğnemiş, gasp etmiş durumda!

  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gitti mi konu?

Orda açmış olduğumuz davalar var, Yunanistan’da kaybettiğimiz davaları AİHM’e götürüyoruz. Bizim lehimize karar çıkıyor, ama Yunanistan bu kararları hiçbir zaman uygulamıyor. Oysa AİHM Türkiye’nin yaptığı bazı şikayetleri karara bağlayıp 24 saatte yerine getirin, diye apar topar kapımızı çalıyorlar.

  • Eğitim ve öğretmen atamaları nasıl yürüyor? Orada da hak gaspı söz konusu mu?

Buradaki okullarda kendi müfredatları uygulanıyor. Karşılıklı öğretmen atamaları yapılıyor. Daha önce 32 öğretmendi, şimdi Yunanistan 10 öğretmen gönderiyor. Siz de daha fazla gönderemezsiniz, diyor. Oysa bize Batı Trakya’da 30 öğretmen bile yetmiyor. Oturma izni verilmeyince öğretmen göreve başlayamıyor.

YUNANİSTAN'DA 487 VAKFIMIZ VAR

RUBAFET Yönetim Kurulu Üyesi Ferruh Özkan: Yunanistan bir numaralı gaspçı - Resim: 3

“Devlet arşivlerine göre, Batı Trakya’da çok zengin yeraltı kaynakları var. Daha Osmanlı zamanında Dimetoka yakınlarında gümüş olduğu tesbit edilmiş. Gümülcine’deki madenler ünlü. Kurşun, bakır, linyit, vb. Şu an hepsi boşta, yeraltında duruyor. Amerika, Yunanistan’a üslerini yerleştirdi. Nerede ne olduğunu çok iyi biliyorlar. Bizim devletimiz büyük, birkaç yıl önce bir çalışma yapıldı. Tesbit edilen 487 vakıf var. Atina’da 6, Selanik’te 40 vakıf var. Bunların malları mülkleri var. Küçücük Sakız Adasında 17 vakıf var. İstanköy’de (Bodrum’un karşısı) 3 vakıf var. Rodos’ta 2, Siroz’da 39, Gümülcine’de 39. En büyük oran Hanya’da. Girit adasındadır ve 59 vakıf var burada.”

BARTHO’NUN MARİFETLERİ

  • Gökçeada’ya nüfus ve öğretmen taşıyorlar ama…

Bartholomeos’u yakın taşıyoruz. 30’a yakın yerde metropolit ataması var. Bir ile birkaç metorpolit atadığı da oluyor. Bu metropolitler Yunan vatandaşı, İngiliz, Fransız ya da ABD vatandaşı. Çünkü Türkiye’de Türk vatandaşı metropolit kalmadı. Türkiye, size kaç metropolit lazım, dedi. Bartho, bizim Sen Sinod meclisini dahi yönetecek adamımız kalmadı, deyince Türkiye kabul etti ve açtı kapıyı! 45 metropolite Türk vatandaşlığı verdik. Bunları Bursa’ya, Sivas’a, Kayseri’ye atadı. Tek bir Rum vatandaşı yok buralarda…

  • Türk düşmanlığı mı söz konusu?

Yunanistan bugüne kadar hep alma peşinde koşmuş. Çünkü 4 veya 5 nesildir Türk aleyhtarı nesil yetiştirdi. Bugün sıfır yaşından başlarsak ve bir insan ömrünü 100 kabul edersek, 4-5 nesil Türk düşmanı yetişti.

  • Nasıl yetiştiler?

Sosyal medyada çok daha rahat görüyoruz. Bir çocuk dünyaya gelince, annesi çocuğu beslerken yemeğini yemezse, Türk’e veririm seni, diyerek beşikte korkutma başlıyor. 7 yaşından sonra okul çağı… Okul, lise bitinceye kadar Türk düşmanlığı devam ediyor. Rum okulunda okuyan soydaşlarımızın çocukları var. O derslere girmiyorlar. Ben meslek lisesine devam ettim. Orda dahi din dersi görüyorduk. Yunanistan’ın din dersi vardı, rahatça atıp tutmak için bize karşı çıkabilirsiniz, derlerdi. Çıkmadığımız zaman neler anlattıklarını görüyorduk. Okuldan sonra da askerlik gelince Türk düşmanlığının saç ayağı tamamlanıyor. Ondan sonra o insanın Türk düşmanlığı, beşikten mezara kadar sürüyor.

GÜCÜN ADI PATRİKHANE

  • Küçücük bir ülke. Askeri, ekonomik gücü belli. Nereden buluyor bu cesareti?

Yunanistan’ın mezhebinden kaynaklanan yurtdışı bağlantıları, kaynakları var. Çok ciddi evlilikler yapmışlar. ABD’de, Avrupa’da… Ciddi lobileri var. Finansman değil siyasi gücü var bu lobilerin. Bizans’ın zamanında İstanbul’da olmasından kaynaklı siyasi bir güç! Bu gücün adı patrik ve patrikhane. Bu işin merkezi olarak devam ettiğini görüyoruz

  • Bartholomeos aslında Fener kilisesi papazı değil mi?

Yunanistan’a göre buradaki kilisenin ismi ve yöneticisi Bartholomeos. Onlara göre, Türkiye’de bir patrikhane, bir Patrik ve ekümenik Patrik var. Uluslararası hukukçularımız, akademisyenlerimize göre, Türkiye’de ne patrik ne patrikhane ne de ekümenik patrikhane var.

1991’da Fener Rum Patriği olarak seçilir. Patrik dediğimize bakmayın, Lozan’a göre unvanı başpapazdır. Lozan’da yetkileri kaldırılan Patrikhane, yalnızca İstanbul’daki Rumların dini ihtiyaçlarını karşılamakla görevli bir kilise, Fatih Kaymakamlığı’na bağı bir Türk kurumu haline gelmiştir.

  • Patrikhane tartışması ta Lozan’a dayanıyor, değil mi?

Mustafa Kemal Atatürk, Lozan’da bu konuya büyük hassasiyet göstermiş ve “İçimizdeki bir hançerdir” demiş. Patrikhanenin yeri Yunanistan’dır, demiş. Fakat dış güçlerin bastırması sonucu bir şekilde istanbul’da kalmasına müsaade etmişler. O zaman da Atatürk, “Dini görevinin dışında hiçbir hakkı yoktur” demiş. Ama bugün bakınca her türlü hakkı var. Söylemler ortada…

ABD’YE GÖZ KIRPMA HAREKETLERİ

  • Birkaç örnek verirsek?

Hoş görüneceğiz ya dünyaya, Türk milletinin hoşgörüsü ön plana çıkıyor. Hep beraber patrik efendi diyoruz. Hatta bazı kişiler ekümenik patrik diyor. O da güçlensin, ABD buraya daha yakın dursun. Bunlar hep ABD’ye göz kırpma, şapka çıkartma hareketleri. Bartholomeos Sırbistan’ı ziyaret etti, Sırp halkı tarafından zaferin ön habercisi olarak karşılanmıştır, diyorlar. Konuşmasında “Sırbistan’ın nihai hedefine ulaşmasında kilise sizinle birliktedir” diyor. Sırf devlet başkanına nezaket ziyareti değil, zaferimizi kutlamaya geldim, diyor!

  • Şu atanan metropolitler ne zaman kabul edildiler?

Bunlar 2002’den sonra olanlar. Türkiye olarak 45 kişiyi tuttuk, Türk vatandaşı yaptık, Sen Sinod meclisini oluşturduk ve 44 yere de metropolitler tayin ettik! Yani 2016’dan önce! Bir de Bartholomeos iki taşı üst üste gördüğü zaman, burası daha önce kiliseydi, diyor. Peh!

  • Patrik unvanının önemi nedir?

Tüzel kişilik çok önemli. Uluslararası camiada da ekümenik patrik olarak tanınıyor. Amerika’dan bir mektup gelirse, ekümenik patrik sıfatıyla adresi bulmaması lazım, ama buluyor. Tansu Çiller dahi ekümenik patrik dedi.

BARTHO'YU ÖZAL SEÇMİŞ

RUBAFET Yönetim Kurulu Üyesi Ferruh Özkan: Yunanistan bir numaralı gaspçı - Resim: 4

“1991 yılında önceki başpapaz öldüğünde, rahmetli Özal bizi topladı, Çok akıllı bir başpapaz var, dedi. Bartholomeos’u işaret etti. Yeni papaz ataması yapılmadan rahmetli Özal’a üç aday gösterdiler. Birini seçeceksin, dediler. Bugünkü Bartholomeos en akıllısı imiş. Yedi dil biliyor, dedi. Bizi Harbiye Orduevi’nde topladı, görüş aldı. O sıra bizde çok sıkıntı vardı. 1988 yılında bizim de müftümüz ölmüştü, müftü seçimi yaptık, ama koltuğa oturamadı müftümüz. Otuz yıllık sıkıntı o günlerde başlamıştı.”

Yunanistan içimizdeki hançer patrikhane batı trakya türk olmak Bülent Arınç megalo idea