Rus gazının sevkiyatı durdu… Ukrayna Avrupa’nın kuyusunu mu kazıyor?
Ukrayna’nın anlaşmayı yenilemeyerek Rus gazının Avrupa’ya gidişini durdurması kıtadaki endişelerini artırdı. Bu kış için bir enerji kıtlığı öngörülmese de, durumun siyasi, ekonomik etkileri olacağı ve Avrupa genelinde hükümetleri zora sokacağı kesin. Zelenskiy Avrupalı müttefiklerini zorda bıraktı
1 Ocak 2025 itibariyle Rusya Federasyonu’ndan Avrupa’ya Ukrayna’dan transit giden doğal gaz tamamen kesildi. Rus enerji şirketi Gazprom, doğal gaz sevkiyatının durdurulduğunu açıkladı. Sevkiyatın durmasının sebebi ise Ukrayna’nın bu anlaşmadan ciddi miktarlarda para kazanmasına rağmen artık sevkiyata izin vermeyeceğini belirtmesi oldu.
2022’de Rusya-Ukrayna savaşı başladığında Avrupa gerçek bir enerji krizine girebileceği yönünde oldukça endişelenmişti. Ancak hem Rusya’dan gelen gazın miktarı azalsa da gelmeye devam etmesi ayrıca İskandinav ülkelerinden gelen hat ve ek olarak rüzgâr gücü gibi alternatif enerji kaynakları sayesinde ciddi sıkıntılar yaşansa da kriz ortamı oluşmadı.
Tabi ki bu süreçte Avrupa’nın toz kondurmadığı çevreciliğinden ödün verdiğini de görüyoruz. Kapalı olan tesisleri tekrar açmak, yenilerini inşa etmek ve Almanya’da gördüğümüz gibi nükleer enerji tesislerinin kapatılmasını ertelemek de dahil çok sayıda şekilde fosil yakıtla enerji üretmeye yöneldiğini de gördük.
AB’NİN LNG TEMİNİ
Ancak yine de tam bir enerji krizinden bahsetmek için henüz erken. Çünkü AB’nin Rusya’ya doğal gaz bağımlılığı pahalıya patlasa da savaşın başlamasından bu yana kademeli olarak %40’tan %10’lara kadar düşmüştü. AB’nin imdadına Katar ve ABD yetişmiş ve kıta ihtiyacı olan doğal gazı sıvı şekilde (LNG) temin etmişti. AB aynı zamanda Rusya’dan da LNG ithal etmeye de devam etti. Öyle ki 2024 yılında 16.5 milyon ton ile rekor seviyeye ulaşıldı. Savaşın başlangıcından 2024 başlarına kadar listenin en üst sırasında Fransa olmak üzere AB LNG için 170 milyar avronun üzerinde para ödemek zorunda kaldı. Ek olarak basına yansıyan verilere bakılırsa AB’nin doğal gaz depolarının %70’ten fazlası dolu. Yani çok kısa vadede herhangi bir “kıtlık” hali öngörmek çok zor. Rusya kaynaklı gaz akışının tamamen kesilmesi durumunda bile AB alternatif kaynaklardan LNG ithaline devam edebilir. Ancak Avrupa’nın doğusunda kalan ülkelerin ve özellikle Moldova gibi AB üyesi olmayan ülkelerin bu durumdan batı ve orta Avrupa’ya kıyasla daha fazla etkileneceği kesin.
Son gelişmeler de düşünüldüğünde Rusya’dan Avrupa’ya doğal gaz aktaran ana hatlardan Kuzey Akım 1 ve 2, Yamal ve Ukrayna geçişli transit hatlar atıl vaziyete geçmiş oldu. Sadece Türk-Akım üzerinden sevkiyat devam ediyor. Bu ana doğal gaz hatları geçtikleri ülkelere iyi miktarlarda paralar kazandırıyordu. Bu nedenle son gelişmenin mali anlamda Türkiye için avantajlı olacağını öngören yorumcular mevcut. Siyasi anlamda nelere gebe olduğunu ise önümüzdeki süreçte göreceğiz.
ALTERNATİF YOLLARIN MALİYETİ
Ancak durum sadece Avrupalıların doğal gaz faturalarının önümüzdeki kışlarda biraz daha yükselmesinden ibaret değil. Avrupa toplumunda ve siyasetinde Ukrayna’nın bu kararının etkilerini görebilmek için AB depolarının dibini görmesini beklememize hiç gerek yok. Enerji meselesi 2025’te çeşitli açılardan Avrupa için parayla ölçülemeyecek yan etkiler doğuracağa benziyor. Bunlardan bir kısmını görmeye başladık bile.
Slovakya, Ukrayna’dan gelen enerjinin Avrupa’nın geri kalanına açıldığı kapı işlevini görüyordu. Ukrayna son kararıyla Slovakya’yı sunduğu bu hizmete karşı aldığı transit ücretlerinden mahrum kılacak. Son gelişmelerle beraber Slovak Başbakan Robert Fico oldukça sert konuştu ve Zelenski’nin kendisine Rus varlıklarından 500 milyon dolarlık rüşvet teklif etmesinin de arasında bulunduğu önemli iddialarda bulundu. Slovakya’nın Ukrayna’ya karşı elinde önemli bir “elektrik” kozu bulunduğunu da unutmamak lazım. Ukrayna büyük miktarda elektriği Slovakya’dan ithal ediyordu. Slovakya bunu kesebileceği söylerken Polonya da bu durumda Ukrayna’ya destek verebileceğini belirtti. Slovakya Enerji Bakanının belirttiğine göre depolar neredeyse tamamen dolu yani hanelere bir kesinti olmayacak. Komşu ülkelerin neredeyse hepsinde gaz hattı olduğu için alternatif alımlar da bir problem oluşturmayacak gibi duruyor. Ancak ülke hem gaz aktarımından kazandığı parayı kaybedecek hem de Rusya yerine Batı’dan aldığı gaz için 177 milyon avro daha fazla para ödeyecek. Bu durum ileride elbet hanelere ve işletmelere giden gazın da daha pahalı olacağı anlamına geliyor. Bu durum hem hükümeti hem de Slovak toplumunu Batı’nın kendilerine yarattığı maliyetler konusunda daha keskin tavırlar almaya itebilir.
NORVEÇ’İN AB ENERJİ PİYASASINDAKİ ROLÜ
Norveç AB’nin enerji ihtiyacının karşılanmasında bir başka önemli kaynak. Norveç bilindiği gibi AB üyesi değil, ancak AB enerji piyasasına göbekten entegre vaziyette. Savaştan önce bunun kaymağını yese de şimdi acısını çekiyor. Şu sıralarda ise bu “sakin” İskandinav ülkesinde önemli bir tartışma var. Adı her ne kadar böyle konmasa da tartışma enerjinin bu kadar kritik olduğu bir dönemde Norveç’i Avrupa için feda edip etmemekle alakalı. Norveç AB’nin Rusya’ya yaptırımlarından sonra kesilen gaz hatları nedeniyle Batı Avrupa ülkelerinin bir numaralı gaz sağlayıcısı haline geldi. Ancak Norveç’in bazı bölgelerinde ısınma maliyetleri AB ortalamasının altı katını bulabiliyor. Hükümet sosyal yardımlarla bu açığı kapatmaya çalışsa da oldukça vahim tablolar mevcut. Norveç halkı AB’nin Rusya karşıtı politikaları yüzünden kendine fazlasıyla yetecek enerjisi olmasına rağmen bu sıkıntıları çekmeye zorlanıyor. Euroweekly’nin haberine göre Norveç’in bazı bölgelerinde 5 dakikalık sıcak bir duşun maliyeti 5 avroya yaklaşıyor. İşletmeler ise çok daha astronomik fiyatlarla karşılaşıyor. Hükümet bu nedenle Avrupa’ya ithal edilen enerjiyi kesmeyi tartışmaya açtı. Ülkenin önünde seçimler var ve enerji konusunda daha radikal hamleler vadeden muhalefet partisi anketleri önde götürüyor. Yani Ukrayna’nın son hamlesi Norveç-AB bağlarını ve Rusya’dan sonra dayanılan alternatif gaz kaynaklarından en büyüğünü büyük ölçüde etkileyebilir. Ki bu da Avrupa’nın enerji anlamında güvendiği dağlara kar yağması demek.
DANİMARKA’DA DA FATURA KABARACAK
Danimarka’da da durumlar pek iç açıcı görünmüyor. Özellikle Norveç’in bahsettiğimiz sebeplerden ötürü Danimarka ile enerji anlaşmasını uzatmamayı tartışmaya açması önemli bir mesele. Danimarka AB’nin enerji kriziyle baş etmek için hedeflediği, ülkelerin kendi tesislerindeki %90 doluluk oranını zamanında yakalayamayan ülkelerden. Geçtiğimiz haftalarda kaydedilen Danimarka Sanayi Konfederasyonu Başkan Yardımcısı’nın ifadeleri durumu açıklıyor: "Elektrik fiyatı bugün şimdiye kadarki en yüksek seviyelerden birine ulaşacak ve bu da Danimarkalıların cüzdanlarını etkileyecek. Aynı zamanda Danimarka'daki elektrik vergileri Avrupa'daki en yüksek vergiler arasında yer alıyor, bu nedenle faturalar gereğinden yüksek olacak."
ALMANYA VE FRANSA’NIN DURUMU
Danimarka’da faturaların tırmanmasının sebeplerinden biri de güneş ve rüzgâr enerjilerinden elde edilmesi gereken verimin geçtiğimiz sene oldukça düşük olması. Bu konudan aynı zamanda Almanya da muzdarip. Almanya için sıkıntılı olan ise sadece rüzgarsız geçen mevsim değil aynı zamanda hızla girilen rüzgar enerji yatırımlarının ülke geneline iyi dağılmamış yapısı nedeniyle ihtiyaçlara cevap üretememesi. TheTelegraph Almanya’nın bu hatlarda enerjiyi transfer ederken yaşadığı sıkıntıların faturalara yansımasının 10 yıl içinde senelik birkaç yüz milyon avrodan birkaç milyar avroya kadar fırladığını söylüyor. Fransa’ya döndüğümüzde ise 2024’de atlatılmış görünen enerji krizinden sonra Fransalılar bu seneye girerken faturalarda %15’lik bir düşüş beklerken şu an parlamentoda elektrik vergilerinin tekrar 2022 öncesi seviyeye çıkarılması tartışılıyor. Ayrıca 2025 bütçesinde devlet desteklerinin ne seviyede olacağı da belirsiz. Geçen sene AB’de alınan karar Mart 2025'ten itibaren Avrupa limanlarına yanaşan gemilere Rus sıvılaştırılmış doğal gazının (LNG) aktarılmasının yasaklanacağı üzerineydi. Eğer herhangi bir değişiklik olmazsa Rus LNG’sinin Avrupa’ya ana aktarım limanına sahip olan Belçika da Ukrayna’nın kararından daha fazla etkilenen ülkeler arasında olacak.
AVRUPA’NIN KAPISINI NE ÇALIYOR?
Tüm bunlar bağlamında Ukrayna’nın son hamlesini değerlendirdiğimiz zaman Kiev’in savaş sonrasındaki davranış dizisiyle uyumlu bir çıkış olduğunu görüyoruz. Ukrayna ABD’nin mali ve jeopolitik çıkarları adına Avrupalıları zora sokmaktan hiç çekinmedi. Burada da aynı tavrı görüyoruz. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova’nın Ukrayna’nın anlaşmayı uzatmama sebebini Avrupa’ya değil ABD’ye bağlaması sadece söylemsel bir suçlama değil. AB her ne kadar yakın gelecekte Rus enerjisine bağımlılığı sıfıra indirmeyi programına koymuş ve ilan etmiş olsa da böyle ani çıkışların yararlarına olmadığını biliyorlar. Avrupa yukarıda da bahsettiğimiz savaş sonrası birinci enerji krizini aştığı yöntemleri elbet burada da kullanacaktır. Batı’lıların doğu ülkelerinin elde ettiği başarılardan bahsederken onları bir yandan da yermek için sıklıkla kullandığı ifadeyi bu sefer de biz Avrupa için kullanalım. Avrupa bunu aşabilir; ama ne pahasına? (but at whatcost?)
Kısa vadede Avrupa’nın kapısını çalan bir enerji kıtlığı olmayabilir. Ancak devlet sübvansiyonların artması ile zaten gündemde bir sorun olan borç meselesi büyüyebilir; tersine bir durumda ise sosyal huzursuzluk artabilir. Hem AB hem çevresindeki ülkelerde “aşırı-sağ” olarak nitelenen partilerin içe dönmeci ve kamucu söylemlerinin çok daha fazla yankı bulabilir. Hatta enerji maliyetleri artan hükümetlerin belki de artık Zelenski’nin daha fazla silah isteyen çağrılarını meşgule atması beklenebilir. Sonuç olarak enerji meselesi 2025’te Avrupa politiğindeki en önemli meselelerden biri olacak gibi duruyor.
‘Rus gazının kesilmesinden ABD sorumlu’
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Ukrayna üzerinden Rus gazının kesilmesinin sorumlusunun ABD ile destekçileri olduğunu söyledi.
Enerji piyasasının yeniden dağıtımından ABD’nin karlı çıktığını aktararak Zaharova, “Yağmacı stratejilerinin ilk kurbanı, şimdiden Avrupa'nın en büyük ekonomisi Almanya oldu. Almanya, Kuzey Akım 1 ve Kuzey Akım 2 doğalgaz boru hatlarının patlamasından sonra doğalgazı önemli ölçüde daha yüksek fiyatlarla satın almak zorunda kaldı ve en büyük ve efsanevi Alman endüstrilerinden bazılarını kapatmaya başladı.” diye konuştu.
Geçmişte ekonomik açıdan başarılı ve bağımsız olan Avrupa Birliği’ndeki diğer ülkelerin de bugün ‘Amerikan himayesinin bedelini ödemek zorunda kalacaklarını’ söyleyen Sözcü Zaharova, “Rus doğal gaz sevkiyatını durdurmanın sorumluluğu tamamen ABD'ye, kukla Kiev rejimine ve Amerikan ekonomisine mali destek uğruna vatandaşlarının refahını feda eden Avrupa devletlerinin yönetimlerine aittir” ifadelerini kullandı.
Rus gazının kesilmesi Avrupa’yı karıştırdı
AYDINLIK AVRUPA
Avrupa yeni yıla kötü haberle başladı. Rus enerji devi Gazprom, Ukraynalı şirketler Naftogaz ve Ukrayna Gaz İletim Sistemi Operatörü ile transit anlaşmalarının uzatılmasına yönelik müzakerelerin sonuçsuz kalmasının ardından durdurma kararını açıkladı. Gazprom’un çarşamba günü yayınladığı basın açıklamasında, "Ukrayna tarafının bu anlaşmaları uzatmayı tekrar tekrar ve açıkça reddetmesi nedeniyle Gazprom, 1 Ocak 2025'ten itibaren Ukrayna üzerinden transit gaz tedarik etmek için teknik ve yasal fırsattan mahrum bırakıldı." denildi. Bu hat üzerinden gaz Moldova, Romanya, Polonya, Macaristan ve Slovakya'ya, oradan da Avusturya ve İtalya'ya sevk ediliyor.
Bu karar sonrasında AB’de tartışma başladı. Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski bu durumu zafer olarak gördüğü için eleştirildi. Almanya’nın enerji düzenleyicisi Federal Şebeke Ajansı, Alman hane halkı ve işletmelerinin kıtlıktan kaçınmak için gaz tasarrufu yapmalarını istedi. Slovakya Başbakanı Robert Fico ise bu kararın çıkmasından dolayı Kiev’e tepki gösterdi ve AB için sonuçlarının ağır olacağını belirtti.
‘AKIL HASTANESİNE KAPATILMALI’
Polonya Dışişleri Bakanı Sikorski, fiyatların yükselmesine, enerji sıkıntısına ve Moldova'nın Transdinyester bölgesinde yakıtın tamamen kesilmesine yol açmasına rağmen vanaların kapatılmasını Batı için bir zafer olarak kutladı. X'te "Putin, Ukrayna'yı atlatmak ve Doğu Avrupa'ya gaz tedarikini kesme tehdidiyle şantaj yapmak için Kuzey Akım’ı inşa etmek için milyarlar harcadı." diye yazan Sikorski, 2022'de bir sabotaj eyleminde tahrip edilene kadar Rusya'yı Almanya'ya bağlayan iki boru hattına atıfta bulundu. "Bugün Ukrayna, AB'ye doğrudan gaz ihraç etme kabiliyetini kesti" diye devam eden Sikorski, kararı "NATO'nun Finlandiya ve İsveç tarafından genişletilmesinden sonra bir başka zafer" olarak selamladı.
Sikorski'nin paylaşımına yanıt veren gazeteci Thomas Fazi, Sikorski'nin "kışın ortasında Avrupa'nın gazını kesmeyi kutladığı" için "akıl hastanesine kapatılması" gerektiğini yazdı. "Rusya açıkça Avrupa'ya daha fazla gaz sağlayarak şantaj yapmaya çalışıyordu. Neyse ki Ukrayna gazı keserek Avrupa'yı kahramanca 'kurtardı.’ Bu mantığın saçmalığı akıllara durgunluk veriyor." diye yazdı. Bir başka yorumda ise "Sikorski gibi Avrupa ekonomilerini küresel kaynaklardan ve pazarlardan kopararak yok etmek isteyen insanların Avrupa'da yaşamasına izin verilmemeli. Sadakatinizin yattığı yere, ABD'ye gidin." ifadelerine yer verildi.
‘CİDDİ YANSIMALARI OLACAK’
Slovakya Başbakanı Robert Ficoda Ukrayna'nın Rus gazının transit geçişine son verme kararından duyduğu derin endişeyi dile getirerek bunun Slovakya ve daha geniş anlamda Avrupa Birliği için ciddi yansımaları olacağını vurguladı.Çarşamba günü yayınlanan bir görüntüde Fico, AB içinde "bencil ulusal çıkarların" ve "saçma jeopolitik hedeflerin" hâkim olmasını eleştirdi ve Slovakya gibi daha küçük ülkelerin ihtiyaçlarının göz ardı edildiğini öne sürdü. Slovak lider, "Dünya siyasetinde, fillerin birbirini sevmesi ya da savaşmasının önemli olmadığı kesinlikle doğrudur. Çimenler her zaman acı çeke. Slovakya'nın, bugünlerde Ukrayna üzerinden gaz geçişinin durdurulmasıyla gördüğümüz gibi, Rusya Federasyonu üzerinde değil ama Avrupa Birliği'ndeki hepimiz üzerinde ciddi etkileri olacak böyle bir ot olmasını istemiyorum." ifadelerini kullandı.
Ukrayna'dan geçen boru hattı Slovakya'ya Rus gazı sağlıyor ve Slovakya da bu tedarikin devam edeceğini öngörerek Ukrayna'yı transit anlaşmasını yenilemeye çağırmıştı. Kiev'in bu kararı almaması üzerine Fico geçen hafta Ukrayna'yı elektrik tedarikini kesmekle tehdit etti.
TASARRUF VAKTİ
Alman Die Welt'in çarşamba günkü haberine göre, ülkenin enerji düzenleyicisi Federal Şebeke Ajansı, Alman hane halkına tasarruf uygulama çağrısı yaptı. Ajans tarafından yapılan bir analize göre, ülke bu sezonda geçen yıla göre önemli ölçüde daha fazla gaz tüketiyor. Ajans, Almanya'daki toplam gaz tüketiminin Ekim-Aralık 2024 arasında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5,8 artarak 246 terawatt saate (TWh) yükseldiğini söyledi. Raporda, endüstrilerin tüketiminde 2023'e kıyasla yüzde 9,1'lik bir artış kaydedilirken, hane halkı ve işletmelerdeki artışın yüzde 1,9 olduğu belirtildi. Ajans, gaz tüketimindeki artışı daha soğuk havaya bağladı. Bununla birlikte, naturenergie Başkanı Klaus Muller, haber kaynağına yaptığı açıklamada, bu eğilim göz önüne alındığında, tüketicilerin kıtlıktan ve dolayısıyla fiyat artışından kaçınmak için gaz kullanımında daha tutumlu olmalarının akıllıca olacağını söyledi.