Rusya dışında Dugina için şiir yazan tek şair: Hüseyin Haydar bir kez daha Gönül Okyanusunu dalgalandırdı
‘Darya Dugina suikastı, Türk-Rus dostluğuna yapıldı.’ demiştik. O, ileride Rusya’yı yönetecek genç bir lider, Avrasya’nın yükselen yıldızıydı. Türkiye’den Rusya’ya gönül köprüsü kuran şair Hüseyin Haydar’la şiirin zor zamanlardaki görevini, şairin emeğini ve Türkiye’deki sanatçı iklimini konuştuk.
Avrasya’nın genç öncülerinden Darya Dugina’yı hain bir terörist saldırı sonucu kaybettik. Tetiği çeken el Ukraynalıydı ama, katilin Amerika olduğunu biliyoruz. Ve Darya, sadece Rusya’nın değil, Türkiye’nin ve büyük insanlığın şehidi oldu.
Aydınlık gazetesinde, kendisiyle dört kez röportaj yapma ayrıcalığım oldu. Hangi konuda, ne zaman danışsam, adeta işini gücünü bırakıp yardıma koştu. Ve röportajlarını okuyunuz, sözlerindeki derinliğe hayran kalacaksınız. En son, “Siz Suriye’de, biz Donbass’ta aynı düşmana karşı savaşıyoruz.” demişti. Neden hedef alındığının sırrı da oradadır.
O’nun ölüm haberini aldığımızda beynimden vurulmuşa döndüm. İnsanın bir arkadaşını, bu kadar değerli bir insanı, böyle hain bir saldırıyla kaybetmesi ne demek, bilmediğim bir duyguydu. Böyle zor anlarda şiir yetişiyor insanın imdadına. Günümüzün en önemli şairlerinden Hüseyin Haydar’ın Darya Dugina şiiri, yüreğimize düşen kor ateşten duygulara tercüman oldu. Sarsıcı imgeleriyle, Türkiye’den Rusya’ya ışıklı bir gönül köprüsü kurdu.
Darya Dugina şiiri anında güzel bir çeviriyle Rusçaya kazandırıldı. Darya’nın babası Rusya’nın büyük filozofu Aleksandr Dugin’in kişisel telegram hesabında, Avrasya Hareketi’nin Katehon sitesinde, Türkiye’deki Rus Evi’nin sosyal medya hesaplarında şiirin Rusçası paylaşıldı. Şiir yayınlanır yayınlanmaz büyük ve yaygın bir beğeniyle karşılandı. Çok sayıda olumlu yorumla karşılandı. Ve soruşturduğumuzda öğrendik ki, Türk şairi Hüseyin Haydar, Rusya dışında Darya Dugina için şiir yazan tek şairdi.
Türk-Rus dostluğunu inşa görevlerini ve şiirin uluslararasındaki rolünü şair Hüseyin Haydar’la konuştuk.
ŞİİR, SİYASETİN YAPAMADIĞINI YAPAR
- Darya Dugina’yı yakından tanıdım. Şiir Darya’nın ne denli büyük bir kayıp olduğunu ve yüreğimizdeki acıyı dile getirdi. İnsanın içine bu derece işleyen bir şiiri, olayın sıcaklığı içinde, bu denli içtenlikle yazmak kolay olmasa gerek. Ne dersiniz?
Büyük olayların hemen ardından yazmak kolay değildir, şairliğin en zor işidir. Bir süre beklemek, iyice sindirmek gerekir. Mayakovski de böyle söylemiş. Araya belli bir mesafe koymadan, o olaydan yeterli bir süre uzaklaşmada, etkili bir şiir ortaya çıkarmak zordur. Bu güçlüğü ancak devrimci gerçekçi şairler aşabilir. Benim şair yolculuğum, zorun içinden geçen şiirlerle doludur. Mücadeleci şair böyle olmak zorundadır. Ancak şairin ruhu, şiirin dokusu içinde yürüyebiliyorsa, kamu gönlünde eriyebiliyorsa işi kolaylaşır.
- Şiiriniz Rusçaya çevrildi ve Darya’nın babası Aleksandr Dugin’in ve Avrasya Hareketi’nin sosyal medya hesaplarının yanı sıra Rusya’nın en büyük uluslararası kültür ve bilim kuruluşu Rus Evi’nin Türkiye hesabında paylaşıldı. Siz nasıl karşıladınız bunu?
Bir şair için, şiirinin başka dillere çevrilip sevilmesi, paylaşılması, şairi en mutlu edecek olaylardan biridir. Şiir yayılınca, şiirin gücüne güç katılır. Mücadele sürecinde siyaset ve sanat yan yana çalışır. Öyle bir işbirliği ki, an gelir siyaset şiire yol açar, an gelir şiir siyasetin işini kolaylaştırır. Aynı bütünün parçalarıdırlar. Yine Mayakovski’nin dediği gibi, şiir siyasetin yapamadığını yapar. Benim masamın üzerinde ülkeler yan yana durur. Gözüm onlardadır hep. 50 yıllık şiir coğrafyam, Filistin’den Venezüella’ya kadar uzanır. Afganistan, İran, Suriye, Irak, Cezayir, Ruanda, Yemen vb. mazlum ülkeler vardır dilimde. Uluslararası medyada ilk şiirim, Arapça, Rusça, İngilizce yayınlanan Asya-Afrika Yazarlar Birliğinin yayın organı Lotus dergisinde 40 yıl önce yer aldı. Amaç, Filistin direnişine destekti.
ŞAİRİN EMEĞİ, İYİLİĞİ YÜCELTMEK İÇİNDİR
- Sizin tabirinizle “Şairin Emeği” bu zorlukta devreye girip kendini gösteriyor. Şiirin gücü de sanırım böyle beliriyor. Bu açıdan şiirin, bir mücadele silahına dönüşmesini nasıl yorumlarsınız?
Darya Dugina şiiri de gönülleri harekete geçirmek ve halkın geleceğe inancını kuvvetlendirmek içindir. Senin de tanıklık ettiğin gibi sanırım bu gerçekleşti. Bir de işin, düşmana korku salmak, onu yaptığına pişman etmek boyutu var. Özellikle bunu başarabilmesi için şairin, her türlü donanmışlığa sahip olması gerekir. Halkın bağrından çıkmış öncü bir parti sizi bilgisiyle, deneyimleriyle donatır. Benim Darya Dugina gerçeğine erişmem bu sayede oldu. Şairin Emeği, şaire ulaşan görev emrini hakkıyla yerine getirmek için, her an “hazır kıta”dır.
- Sizin daha önce yine Vatan Savaşı kapsamında şiirleriniz, manifestolu çağrılarınız biliniyor. Rusça, İngilizce, İsveççe, Farsça, Çince ve Arapçaya çevrilen, büyük kitleleri etkileyen yapıtlar bunlar. Bu başarıda sözünü ettiğiniz örgütlülüğün rolünü açar mısınız?
Parti ya da örgüt insanı şair yapmaz, yapamaz. Fakat örgüt, şaire en doğru mücadele yolunu gösterir. Onu, günün her türlü gelişmesinden, yönelimlerinden, çıkış yollarından, alt geçitlerinden, dağ yollarından haberdar eder. En önemlisi kafa karışıklığından kurtarır. Bilincini canlı tutar. Denilebilir ki, parti örgütü şair için çalışır, şair de partinin mücadelesine inanç ve irade mayası çalar. Darya şiirinin doğuşunda da bu vardır.
‘TANYA’ ŞİİRİNİ YAZAN NAZIM, ÖRGÜTLÜ YAŞADI
- Günümüzde bunun tersini savunanların sayısı çok kabarık. Onlara göre şairin bir partiye bağlı olması, özgürlüklerinin bağlanması anlamını taşıyor. Bu karşıtlığı neye bağlıyorsunuz?
Hemen söyleyelim. Günümüzde bir şair, sistem partilerine yanaştığı zaman, oralarda şiirin yaşamadığını, bulunmadığını görür. Bu ancak devrimci partilerde olur. Fakat gelin görün ki, sıradan şair, devrimci mücadeleyi göze alamaz ve devrimci partiden uzak durur. Bahane de hazırdır: Parti şairin özgürlüğünü elinden alırmış. Oysa, böyle yapmakla şair kendini “şair sorumluğunun” dışına çıkarır ve “Şiirin Vatan, Emek, Namus Çekimi”nden kurtularak havalanır, ayakları ve gönlü yerden kesilir. Bu anlayış, bir kaşık suyu bin yılda kaynatamaz. Batı kapitalist sisteminin, bu türden bazı “mücadele dışı” şairleri göklere çıkarması da genç şairlerin kafasını karıştırmaktadır. Nazım, örgütsüz olsaydı 1945 yılında, Nazilerin astığı Rus direnişçi “Tanya” için şiir yazamazdı. Bursa Cezaevindeyken, bu olaydan bile haberi olmazdı. Esasında örgütsüzlük Türk şiir geleneğinde yoktur. Hatta derim ki: “Kâh çıkarım gökyüzüne seyrederim âlemi / Kâh inerin yeryüzüne seyreder âlem beni,” diyen Kul Nesimi, Allah’ına kadar örgütlüydü!
DARYA DUGİNA, ÖLÜMÜ GÖZE ALANLARDANDI
- Darya’yı, “Anka’sını yitiren Rus milletinin başı sağ olsun,” dizesiyle anmanız da bu içtenlikten kaynaklanıyor, sanırım. Rusya’nın Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova da O’nun için gazetemize, “Rusya’nın yükselen, parlak, genç bir yıldızıydı,” demecini verdi. Siz de şöyle diyorsunuz:
“Vatan kuşu güneşe yuva kurdu, bize bakıyor,
Göz kırpıyor kundak bebeklerine ışıklı kirpiklerle.”
“Işık topluyor gökte, ‘Topla kızım’ dedi güneş,
Cesaret ve akıl saçıyor yeryüzüne avuç avuç.”
Siyasetçi ve sanatçı aynı nesnelden, aynı maddi olgudan esinlenirler. Farklı olan ifade biçimleridir. Sayın Zaharova duygularını en yüksek biçimde ve çok güzel benzetmelerle açıklamış. Şiir de aynı tespitten hareketle, fakat şiirin olanaklarıyla, düşünceleri ve duyguları kendi nesnesine uygun olarak imgesel bir örgüye dönüştürüyor. Yani söz “sıra dışı / olağan üstü” alana geçiyor. Ortaya çıkan “ürün” ne düşüncedir artık, ne de salt duygudur, o şiirdir.
Gerçek şu ki, Darya, ideallerine adanmış ruhuyla, genç yaşta ölümü göze alışıyla şiir için başlı başına bir esin kaynağı oluşturuyordu. Bu söylemin derinliği ise, Türk dili, Asya kültürü geleneği ve özgün söyleyiş özelliğinden kaynaklanıyor. Elbette bu her ulusun dili ve her şair için geçerlidir. Yeter ki şair ana dilinin olanaklarına sahip, o dilin sırlarına egemen olsun.
TÜRKİYE İLE RUSYA’YI GÖNÜLDEŞ YAPAN ŞİİRLER
Bilindiği gibi Hüseyin Haydar daha önce de birkaç kez Rus kamuoyunun gündeminde yer aldı. Türkiye ile Rusya’yı düşmanlaştırmak isteyen NATO’cu, FETÖ’cü güçler 24 Kasım 2015 günü, Rus uçağını düşürdüklerinde, yazdığı “Büyük Rus milletinden özür diliyorum” başlıklı şiir Rusya’da ve Türkiye’de büyük etki yarattı. Uzun süre gündemde kaldı ve iki ülkenin yeniden yakınlaşmasına katkı yaptı. Rus medyasına verdiği röportajlarında Haydar, “Bir damla samimi gözyaşı okyanusu dalgalandırdı.” ifadesini kullanmıştı. Bugün de aynı duygusal ortam yaşanıyor. Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov, yine FETÖ’cüler tarafından alçakça katledildiğinde, Hüseyin Haydar tepkisini “Moy Brad Andrey” şiiriyle gösterdi. Rusya’nın Ukrayna’daki vatan savunmasına, “Ukrayna Ayetleri” şiiriyle destek vermişti. Bu kez şair, “Darya Dugina” şiiriyle aynı görevi üstlenmeyi sürdürüyor.
YARIN DEVAM EDECEK