Rusya gazı kesiyor! AB’nin ekonomik zorlukları derinleşecek
Gazprom’un Avrupa’ya gaz satışını durdurma kararı, AB’nin yaşadığı ekonomik zorlukları yeni bir aşamaya taşıyacak. Bir yandan da AB’nin sırtını dayadığı ABD ile ticaretinin geleceğine ilişkin kaygılar artıyor. Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe ve Doç. Dr. Hasan Bardakçı süreci Aydınlık Avrupa’ya değerlendirdi
Dünyanın en büyük doğal gaz üreticisi ve Rusya’nın en büyük şirketi olan Gazprom, Avusturya’nın gaz tedariğindeki ana şirket olan OMV’ye yönelik gaz satışını durdurma kararı aldı. Çoğunluk hissesi Rus devletine ait olan Gazprom’un bu kararının arkasında yatan politik ve ekonomik nedenler, gündemde önemli yer edinen bir tartışma konusu oldu. Rusya’nın Gazprom üzerinden hamlesini, Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe ve Harran Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Lojistik Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Hasan Bardakçı, Aydınlık Avrupa’ya değerlendirdi.
Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe, AB’nin ABD’ye tam bağımlı olmak ile bağımsızlığa yönelik politika izlemek arasında bir seçim yapmak zorunda olduğuna işaret etti.,
YAPTIRIMLARIN KAYBEDENİ AVRUPA
Bu karar Avrupa’nın enerji güvenliğini nasıl etkileyecek ve sizce Avrupa'yı hangi yeni hamlelere itecek?
Rusya-Ukrayna savaşının başlamasının ardından ABD'nin baskısıyla kıta Avrupası ülkeler, öncelikle Almanya olmak üzere, Rusya'da doğal gaz ticareti başta olmak üzere iktisadi ilişkileri askıya almış ve Rusya'ya karşı yaptırımları peş peşe açıklamışlardı. Yaşanan süreçte bu ilişkiden zarar gören tarafın kıta Avrupası ülkeler olduğu görülürken, kazananın ise ABD olduğu ortaya çıktı. Yüksek maliyetli gaz satışı ABD'ye kazandırırken Avrupa ülkelerine kaybettirdi.
AVUSTURYA’YI DA ALMANYA GİBİ ‘HÜKÜMET KRİZİ’ BEKLİYOR
Son olarak Almanya'da yüksek fiyatlı enerji Alman ekonomisini zorlarken beraberinde hükümet krizi de getirdi. Bu durumun aynısı Avusturya için de geçerli olacaktır. Kıta Avrupası ülkeleri ABD kaynaklı kötü gidişi ne kadar sürdürebilir? AB ülkeleri kendi kıtalarının merkezinde yaşanan bu savaştan askeri, siyasi ve toplumsal anlamda oldukça olumsuz bir şekilde etkilendiler. Kendi bağımsız güvenlik mimarisini inşa edemediği için AB, bu etkiye katlanmak zorunda kalıyor.
Gazprom'un bu hamlesinin zamanlaması sizce özel bir anlam ifade ediyor mu? Trump'un seçilmesiyle AB'nin Ukrayna konusunda elinin zayıflaması yönündeki beklentinin burada etkisi olmuş olabilir mi?
Rusya bu hamlesiyle AB ülkelerinin Trump üzerinde savaşın sonlanması için baskı yapmasını sağlamayı amaçlamış olabilir. Refah seviyeleri oldukça gelişmiş olan kıta Avrupası ülkeleri Ukrayna'ya eski silahlarını verirken kendilerine dayatılan tehdit algısı karşısında yeni teknoloji silah alımı yapıyorlar. Siyasi açıdan ABD'nin hegemonyasından kurtulamıyorlar ve Ukrayna'dan gelen mültecilerin neden olduğu sosyal politika sıkıntıları da eklenince, AB’nin yaşadığı sorunlar derinleşiyor. Bu açıdan Rusya enerji kartını güçlü bir şekilde kullanarak Avrupa ülkelerinin ABD'nin yeni yönetimine karşı baskı yapmasını sağlayabilir.
AB’NİN YOL AYRIMI: YA BAĞIMSIZLIK YA TAM BAĞIMLILIK
Brüksel'in mevcut yönetimi değerlendirildiğinde bu kararın AB'yi ABD'ye daha çok bağlaması mı yoksa aksine barış çabalarını artırması mı beklenmeli?
Dahası, bu gelişmeler kıta Avrupası ülkeleri açısından iki seçeneği ön plana çıkarıyor. Birincisi ABD'den bağımsız politikalar, ikincisi ise ABD'ye tam bağımlı politikalar. Ya bölge ülkeleriyle iyi ilişkiler kuracak ve 2. Dünya Savaşı sonrası elde ettikleri refahın devamını sağlayacaklar ya da hem iktisadi hem de siyasi açıdan yüksek maliyetli bu politikaların sonucu olan istikrasızlığa doğru sürüklenecekler.
Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri ile Batı Avrupa arasındaki siyasi ayrımlar sizce enerji tedariğinin sıkıntıya girmesiyle keskinleşecek mi?
Sadece enerji politikaları üzerinden değerlendirmemek gerekir. ABD'nin küresel ölçekte izlediği politikalara, NATO ve AB’yi birer araç olarak kullanarak, Avrupa ülkelerini destek olmaya zorlaması birçok Orta ve Doğu Avrupa ülkesi tarafından tepkiyle karşılanmaktadır. Yine de ABD'nin sürekli olarak güvenlik tehdidini öne çıkaran algı operasyonları şu an için Avrupa ülkelerinde radikal bir kopmanın doğmasını önleyebilir. Öte yandan, iktidarların bakış açısının sorunların büyümesiyle değişme ihtimalini de daima bir kenarda bulundurmak iyi olacaktır.
YAPTIRIMLARA KARŞI TEPKİ
AB’nin önünde, özellikle kısa vadede bağımlılık risklerinin arttığının altını çizen Doç. Dr. Hasan Bardakçı ise AB’nin uzun vadeli bir enerji stratejisini oluşturmaya ihtiyacı olduğunu söyledi. Bardakçı, Gazprom’un gaz arzını kesmesinin Avrupa’da enerji fiyatlarını ve dolayısıyla enflasyonu tetikleyeceğini vurguladı.
Gazprom’un Avusturya’ya gaz tedarikini kesmesi son dönemde Avrupa enerji piyasalarını sarsan önemli bir gelişme oldu. Bu kararın arkasında yatan nedenleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Gazprom’un gaz tedarikini kesme kararı, enerji arz güvenliği, jeopolitik gerilimler ve ekonomik çıkarların birleşimiyle şekillendi. Birincisi, Rusya’nın enerji kaynaklarını siyasi bir baskı aracı olarak kullanma stratejisi geçmişte de görülmüştü. Bu durum, özellikle Ukrayna krizi ve AB’nin Rusya’ya uyguladığı yaptırımlar bağlamında yoğunlaştı. Gazprom, Avrupa’nın Rus gazına olan bağımlılığını azaltma yönündeki çabalarına bir cevap niteliğinde hareket ediyor.
İkinci neden ise ekonomik. Avrupa, LNG gibi alternatif kaynaklara yöneliyor ve Gazprom’un pazar payı azalıyor. Bu, Rusya’nın Avrupa ile enerji ticaretinden elde ettiği gelirleri zorluyor. Gazprom’un bu hamlesi, hem baskı kurma hem de yeni şartlar için pazarlık gücü kazanma çabası olarak okunabilir.
AVRUPA’DA ENFLASYONU TETİKLEYECEK
Bu kesintinin Avusturya ve Avrupa genelindeki etkileri neler olabilir?
Kısa vadede, özellikle kış aylarının yaklaşmasıyla, bu durum Avusturya’da enerji arzında ciddi sıkıntılara yol açabilir. Stokların yeterli olmaması durumunda, sanayi ve hanehalkı üzerinde büyük bir mali yük oluşabilir. Ayrıca, bu durum enerji fiyatlarını daha da artırarak enflasyonu tetikleyebilir. Avrupa genelinde ise bu kesinti, enerji çeşitliliği ve bağımsızlığı konusundaki çabaları hızlandıracaktır. AB’nin yenilenebilir enerjiye yaptığı yatırımları artırması ve LNG altyapısını genişletmesi beklenebilir. Ancak bu geçişin maliyeti yüksek olacaktır ve vatandaşlar üzerinde ek vergi yükleri yaratabilir.
ABD’NİN ENERJİ ALANINDAKİ POLİTİKALARI AGRESİFLEŞİYOR
Trump’un yeniden ABD Başkanı seçilmesinin, Gazprom’un Avusturya’ya gaz tedarikini kesmesinde bir etkisi olabilir mi?
Bu konuda net bir ilişki kurmak zor, ancak Trump’ın başkanlık döneminde izlediği dış politika ve enerji stratejilerini göz önünde bulundurursak, bu ihtimal değerlendirilebilir. Trump, daha önce ABD’nin enerji sektörünü güçlendirme ve Avrupa’ya LNG ihracatını artırma konusuna büyük önem vermişti. Bu sebeple Trump'ın başkanlığında, ABD’nin Avrupa üzerindeki enerji etkisini genişletmek için daha agresif politikalar izlemesi beklenebilir.
Gazprom’un bu hamlesi, bir yandan Avrupa’yı zayıflatma, bir yandan da ABD’nin enerji pazarındaki yükselişini sınırlama çabası olarak yorumlanabilir. Trump’ın başkanlığı bu denklemi daha da karmaşık hale getirebilir ve Rusya’nın Avrupa ile enerji ilişkilerindeki adımlarını hızlandırmış olabilir.
ABD’YE YÖNELMEK, AB İÇİN BAĞIMLILIK RİSKİ YARATIYOR
Von der Leyen, yakın zamanda ABD’den LNG alımını artırmak istediklerini belirtmişti. Gazprom’un bu kararı, Avrupa’nın alternatif tedarik arayışlarını güçlendirdiği gibi ABD’ye olan enerji bağımlılığını artırabilir mi?
Kesinlikle. Avrupa’nın enerji arz güvenliğini sağlama çabaları, özellikle mevcut gaz kesintileri bağlamında, ABD’den LNG alımına yönelmesini hızlandırabilir. Avrupa, Rusya’ya olan bağımlılığını azaltmaya çalışırken yeni tedarikçilere yönelmek zorunda kalıyor. ABD, bu boşluğu doldurabilecek en önemli oyunculardan biri.
AVRUPA’NIN UZUN VADELİ ENERJİ STRATEJİSİNE İHTİYACI VAR
Ancak bu durum, Avrupa için başka bir bağımlılık riski yaratıyor. LNG’nin Avrupa’ya taşınma maliyetleri ve ABD’nin enerji politikalarının değişkenliği, Avrupa için yeni zorluklar oluşturabilir. Avrupa Birliği’nin kendi enerji kaynaklarını geliştirmesi ve çeşitlendirmesi gerektiği bir gerçek. Ancak kısa vadede ABD’den LNG ithalatı artacak gibi görünüyor.
Bu süreç, Avrupa ile ABD arasında enerji iş birliğini güçlendirirken, AB’yi ABD’nin enerji stratejilerine daha bağımlı hale getirebilir. Bunun dengelenmesi için Avrupa’nın uzun vadeli bir enerji stratejisi oluşturması şart.
Alman sanayiinin düşüşü devam ediyor
Avrupa ekonomisinin motoru olan Alman sanayisi ve onun kilit sektörü olan otomotiv sektöründeki gerilemeler devam ediyor. İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ucuz enerji ithalatına yaslanarak sanayisini destekleyen Almanya, Rusya’ya yönelik uyguladığı yaptırımlar sonucunda sanayisinin en temel bileşenlerinden birini kaybetmişti. Bu kayıp, son aylarda sektör devlerinin Almanya’daki üretimlerini oldukça düşürmesine yol açtı. Büyük şirketlerin arka arkaya küçülme kararları aldığı süreçte son hamle de otomotiv devi Ford’tan geldi. Ford şirketi, üç yıl içerisinde Avrupa’da 4 bin çalışanını işten çıkarmayı planlıyor. İşten çıkarmaların yüzde 75 gibi önemli bir bölümü Almanya’da gerçekleşecek. Volkswagen ve General Motors gibi şirketlerin de binlerce kişiyi işten çıkaracağı tahmin ediliyor.