Rusya Ulusal Değerleri Koruma Vakfı Başkanı Aydınlık’a konuştu: Türkiye, Libya’daki Rus vatandaşlarının dönmesine yardımcı olmalı
Daha önce Libya’da tutuklu bulunan Rus vatandaşları Şugaley ve Sueyfan’ın şu anda Türk güçlerinin korumasında olduğunu belirten Malkeviç, ülkelerine dönebilmeleri için Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yardım istedi. Malkeviç, ‘Bu adım, dostane ilişkiler için gerçekten önemli’ dedi.
Rusya Ulusal Değerleri Koruma Vakfı Başkanı ve Rusya Toplumsal Meclisi’nin Medya Komisyonu Başkanı Aleksandr Malkeviç 26 Ekim Pazartesi günü, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a açık bir mektup yazdı. Mektubunda, Temmuz 2019'da Libya'da tutuklanan Rus sosyolog Maksim Şugaley ve tercümanı Samer Sueyfan'ın Türk askeri üssüne götürüldüklerini belirten Malkeviç, Rus vatandaşlarının ülkelerine geri gönderilmeleri için Türkiye’den yardım talep etti.
Şugaley ve Sueyfan’ın güvenliğinin şu anda Türk uzmanları tarafından sağlandığını ifade eden Aleksandr Malkeviç, Rus vatandaşlarının evlerine gönderilmelerinin, "Rusya ile Türkiye arasındaki dostane ilişkilerin bir başka kanıtı" olacağını söyledi.
Malkeviç’in başkanlığını yaptığı Rusya Ulusal Değerleri Koruma Vakfı, resmi bir kamu kuruluşu ve danışma meclisi statüsünde. 2005 yılında kurulan ve devlet bütçesine bağlı olan kuruluş, toplumun önde gelen isimlerini kabul ediyor. Yine Malkeviç’in medya komisyonundan sorumlu olduğu Rusya Toplumsal Meclisi de, vatandaşların hak ve özgürlüklerinin, anayasal düzenin ve demokratik ilkelerin korunması alanında faaliyet yürütüyor. Rusya Devlet Başkanı Putin ile ortak toplantılar yapan Toplumsal Meclis, vatandaşlar, toplumsal kuruluşlar ve devler organları arasında ortak çıkarların ve fikir birliğinin hayata geçirilmesi işlevini görüyor.
Rusya Ulusal Değerleri Koruma Vakfı Başkanı Aleksandr Malkeviç ile Libya’daki Rus vatandaşlarının son durumunu ve mektubun içeriğini konuştuk.
‘TÜRK GÜÇLERİ ONLARI TERÖRİSTLERDEN KORUR’
- 26 Ekim’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yazdığınız mektupta daha önce Libya’da Mitiga hapishanesinde tutuklu bulunan Rus vatandaşları Maksim Şugaley ve Samer Sueyfan'ın Türk askeri üssüne götürüldüklerini ifade ettiniz. Bu yeni bir bilgi, Rus vatandaşlarının hala Mitiga’da hapishanede tutulduğunu biliyorduk. Bu konuda daha fazla ayrıntı verebilir misiniz?
Öncelikle bu konudaki ilginiz ve duyarlılığınız için teşekkür ederim. Rusya’nın büyük çoğunluğu için bu olay (Şugaley ve Sueyfan) çok korkunç bir durum. Onlar aslında hapishanede değil, teröristlerin kollarında. Çünkü Mitiga hapishanesinin başındaki kişi Abdul Rauf Kara Birleşmiş Milletler’in ‘kötü kişiler’ listesinde. Dolayısıyla özellikle de Maksim Şugaley için Mitiga’da bu insanların elinde olmak çok tehlikeli. Onun hayatı ve sağlığı için çok endişeliyiz. Bizim Libya’daki kaynaklarımız Maksim ve Samer’in Libya’da bir Türk kampına götürüldüğünü bildirdi. Bu bizim için çok güzel bir haber, çünkü biliyoruz ki Türk güçleri Rus vatandaşlarını teröristlerden koruyabilir. Çünkü Maksim Şugaley bazı yetkililer hakkında, onların yaptığı kötü işler, suçlar hakkında gizli tutulan bazı bilgilere sahipti. Şundan da bahsetmek isterim ki, bunu yabancı medyaya, özellikle de Avrupa medyasına daha önce de söylemiştim, Maksim ve Samer’in sözde suçları hakkında hiçbir resmi, yasal belge veya açıklama yok. Batı medyası ise haberlerinde bunu Rusya’nın Libya’ya, seçimlere müdahalesi gibi yansıttı. Ancak herkes biliyor ki Libya’da hiç seçim olmadı, önümüzdeki dönem de muhtemelen olmayacak. Hadi bir an için Maksim’in seçimlere müdahale etmek için orda olduğunu hayal edelim, ancak ortada müdahale edilecek bir seçim yok. Adalet yok, mahkeme yok. Rus medyasında sık sık söylerim, evet ben bir gazeteciyim ve halkla ilişkiler uzmanıyım. Eğer Ulusal Mutabakat Hükümeti Rus vatandaşlarının sözde suçlarını göstermek istiyorsa o zaman, online bir mahkeme organize edip, pek çok TV kanalının olduğu bir ortamda, onların suçlarını gösterebilirlerdi. Ancak ortada hiçbir şey yok. Korkunç bir durum.
‘TÜRKİYE’Yİ DİNLERLER’
- Sizce Türkiye, Rus vatandaşlarının ülkelerine dönmesi noktasında nasıl bir rol oynayabilir?
Öncelikle elbette Türkiye, Libya’da etken bir role sahip olan çok büyük bir ülke. Hatta sadece Libya’da değil, Doğu Akdeniz bölgesinde de çok etkili. Ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tavırları Doğu Akdeniz bölgesindeki Avrupa ülkeleri liderleri arasında çok ileri. Dolayısıyla Ulusal Mutabakat Hükümeti, onu dinleyebilir ve önerilerini yerine getirebilir. Dediğim gibi, şu anda Türk güçlerinin Rus vatandaşları Maksim ve Samer ile ilgilendiğini öğrendik. Uzun süredir teröristlerin elindelerdi. Umuyoruz ki şimdi güvendeler ve Türk güçleri onları koruyor. Türkiye Cumhurbaşkanı’ndan bu sorunun kalıcı olarak çözülmesi için Maksim Şugaley ile Samer Sueyfan’ın akrabalarının ve arkadaşlarının onları beklediği vatanlarına geri göndermesini rica ediyoruz. Bence bu adım, Rusya ve Türkiye arasındaki dostane ilişkiler için gerçekten önemli olacaktır.
‘İKİ ÜLKE İLİŞKİLERİ İÇİN KRİTİK ÖNEMDE’
- Eğer Türkiye, Rus vatandaşlarının güvenli bir şekilde evlerine dönmelerini sağlarsa, bu olay iki ülke ilişkilerine nasıl yansır?
Bence Rusya ve Türkiye bu günlerde pek çok konuda karşılıklı mutabakata varmanın yollarını arıyor. Yeni çok kutuplu dünya çerçevesinde bir karşılıklı anlayış geliştirmeye çalışıyorlar. Bu çok kutuplu dünya düzeni hala kurulma aşamasında. Çok fazla düşmanımız var. Rusya’nın da Türkiye’nin de çok fazla düşmanı var. Ve bu düşmanlar iki ülkenin ilişkisine zarar vermek istiyor. Sosyal medya üzerinden bunu yapıyorlar, Batı medyası üzerinden bunu yapıyorlar ve daha pek çok provokasyon mevcut. Bence ülkelerimiz, tüm var olan çatışmaları birlikte çözebilir. Elbette Türkiye Cumhurbaşkanı burada başrole sahip. Bu ilişkilerde, çok kutuplu dünyanın inşa sürecinde Putin ve Erdoğan iki önemli büyük lider ve politikacı. Kendi halklarının mutluluğunu düşünüyorlar. Ülkelerimizin daha iyi bir dünyanın kurulmasına liderlik etmesini istiyorlar. Bence Rus vatandaşlarının ülkelerine geri dönmesi, iki ülke ilişkilerinde çok çok önemli bir aşama olur. Rusya kamuoyu Libya’daki vatandaşlarının (Şugaley ve Sueyfan) trajik durumuna şahit oldu. Eğer Şugaley ve Sueyfan salıverilip güvenli bir şekilde ülkelerine dönebilirlerse Türkiye’ye ve elbette Cumhurbaşkanı Erdoğan’a minnettar olacağız.
‘SOSYAL MEDYA YASANIZ RUSYA’DA DA UYGULANMALI’
- Özellikle de bugünlerde Türkiye kamuoyu Atlantik’ten yönelen tehditlere karşı Rusya ile ilişkileri tartışıyor. İkili ilişkilerde S-400’ler, Karabağ çatışması, Suriye, Libya gibi başlıklar gündemde. İki ülke daha önce pek çok alanda ortak çıkarlar noktasında buluştu ve çözümler buldu. Astana formatı bunun en iyi örneği. Sizce Libya’da da benzer bir format inşa etmek ve ortak çözümler bulmak mümkün mü?
Umuyorum ki bunu bulacağız, Suriye’de, Libya’da, Kafkaslar’da ortak bir çözüm bulmak zorundayız. Bu iki ülke bütün sorunlarını ve anlaşmazlıkları ABD müdahalesi olmadan, Avrupa ülkelerinin müdahalesi olmadan kendi başına çözmek zorunda. Onlar Kafkaslardan, Suriye’den, Türkiye ve Rusya’dan çok uzaktalar. Bizim ise konuşacak çok şeyimiz var. Uzun bir tarihimiz, geçmişimiz var. Şunu söylemek istiyorum ki, ben sadece gazeteci değilim aynı zamanda Rusya Toplumsal Meclisi’nde medya komisyonunun da başındayım. Ve burada Rusya’da, ‘Türkiye’nin sosyal medya düzenlemesine dair getirdiği yeni yasayı biz de çıkarmalı ve uygulamaya koymalıyız’ dedim. Bizim de bu yasaya ihtiyacımız var.
Türkiye ve Rusya masada, bu sosyal medya olayını nasıl düzenleyeceğini, yoluna koyacağını konuşmalıdır. Çünkü artık bu sosyal medya şirketleri, devletten daha fazlası. Amerikan şirketleri Twitter ve Facebook ABD Başkanı Donald Trump’ın bile gönderilerini kısıtlıyor, yasaklıyor. Düşünsenize ABD Başkanının hesabı! Ve kendisi ise Twitter ve Facebook’a karşı hiçbir şey yapamıyor. Dolayısıyla biz Türkiye ve Rusya dünyaya bir model gösterebiliriz, bu IT holiganlarını nasıl doğru yola getirdiğimizi gösterebiliriz. Türkiye şu an bu süreci işletmede ilk sırada. Ve biz de sizin bu yasanızı ülkemizde uygulamak istiyoruz. Yani tartışacak, konuşacak çok fazla şeyimiz var. Ortak çok konumuz var. Sosyal medya, medya, turizm… Yapacak ortak işlerimiz var, ancak dünyada bazı ülkeler bunu istemiyor. Rusya ve Türkiye’nin pek çok alanda karşı karşıya gelmesini istiyorlar. Ve biz bu güçlere, isteklerinin, hayallerinin gerçekleşmeyeceğini göstermeliyiz. Bu konuda adım adım ilerleyebiliriz. Birbirimize küçük politik adımlar atmalıyız.
‘TÜRKİYE İÇİN KÜÇÜK VE KOLAY BİR ADIM’
- Son olarak eklemek istediğiniz bir husus var mı?
Türk medyasına ve elbette sizin medyanıza bu konuda hızlı reaksiyon gösterdiği için, bu konuda konuşma imkanı sunduğu için çok teşekkür ediyorum. Umarım, Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, büyük ve güçlü ülkeniz için çok küçük ve kolay olan bu adımı atar ve Rus vatandaşlarının ülkelerine, ailelerine dönmelerine yardım edersiniz. Çünkü onlar masum ve söz hakları ellerinden alındı.
Ben dünyanın pek çok yerindeki Rus vatandaşlarının güvenliği için mücadele ettim. Maria Butina’nın ABD’deki trajik durumu sırasında mücadele verdim. Ama biliyorsunuz orada bir mahkeme vardı. Evet kötü suçlamalar ve ifadeler vardı ancak ne olursa olsun bir mahkemeydi ve Maria’nın da savunma hakkı vardı. Sonrasında onun eve dönebilmesi için mücadele ettik. Ancak Maksim ve Samer’i düşünün. Mahkeme yok, savunma yok, hiçbir hak yok. Onları bir zindana koydular. Eğer Ulusal Mutabakat Hükümeti açık, şeffaf bir süreç istiyorsa beni davet edebilirler, Rus medyasını, Rus elçiliğini Mitiga’ya davet edebilirler. Normalde tutuklularla ilgili prosedür budur. Dünyanın her yerinde tutukluların da hakları var. Akrabalarına, arkadaşlarına telefon edebilirler. Diplomatlarla, elçilik yetkilileri ile irtibat kurulabilir. Avukatlarıyla görüşebilirler. Ancak elimizde sadece söylentiler var. Bu gerçekten dünya siyasi tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir olay.
ŞUGALEY VE SUEYFAN
Rusya Ulusal Değerleri Koruma Vakfı’nın iki çalışanı sosyolog Maksim Şugaley ve çevirmeni Samer Hasan Ali Sueyfan, devlet başkanlığı seçimlerine müdahale suçlamasıyla Mayıs 2019’da, selefi RADA güçleri tarafından Libya'da tutuklanmış ve Mitiga Cezaevi’ne konmuşlardı.
Rus vatandaşlarının Libya’daki tutukluluğu uluslararası bir hal almış ve Moskova-Trablus temaslarında devamlı gündeme gelmişti. Hatta Moskova, Rus vatandaşlarının serbest bırakılması için Türkiye’den de yardım talep etmişti.
13 Eylül’de Rusya’da gerçekleşen kısmi yerel yönetim seçimlerinde Rus Rodina (Vatan) Partisi, birinci sıra adayı olarak Trablus’ta tutuklanan sosyolog Maksim Şugaley’i aday göstermişti. Seçimler, yokluğunda Şugaley’in zaferiyle sonuçlanmış ve 9,7 oy alan parti Rus tutukluyu meclise sokmuştu. Parti yetkilileri, bu kararı Rus sosyoloğun serbest kalma sürecini hızlandıracağını düşündükleri için aldıklarını belirtmişti.