Rusya ve KDHC arasında 'stratejik ortaklık anlaşması' imzalandı

Rusya Devlet Bakanı Vladimir Putin, Kuzey Kore Halk Cumhuriyeti (KDHC) Lideri Kim Jong-un ile Haziran ayında imzaladığı stratejik ortaklık anlaşmasının onay sürecini tamamladı. Anlaşma, Moskova ve Pyongyang'ın onay belgelerini teati etmesinin ardından resmen yürürlüğe girecek.

Anlaşmanın en dikkat çekici kısmı şu ifadelerle belgede yer buluyor: “Taraflardan birinin herhangi bir veya birden fazla devletin silahlı saldırısına uğraması ve dolayısıyla savaş hali içinde bulunması halinde diğer taraf, Birleşmiş Milletler Şartı’nın 51. maddesi ve ulusal mevzuat uyarınca, elindeki tüm imkânlarla derhal askeri ve diğer yardımları sağlayacaktır.”

BİRİMİZ İKİMİZ İKİMİZ BİRİMİZ İÇİN

Moskova ve Pyongyang ayrıca birbirlerinin “egemenliğine, güvenliğine, toprak bütünlüğüne, özgür seçim hakkına, siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel sistemlerinin gelişimine ve diğer temel çıkarlarına” karşı üçüncü taraflarla herhangi bir anlaşma imzalamayacaklarına da “söz verdi.”

Başka bir maddede ise Batı yaptırımları şu kelimelerle tanımlandı: “Uluslararası hukuka ve BM Şartı'na aykırı ayrıca yasadışı kabul edilen, ülke dışı niteliktekiler de dahil olmak üzere tek taraflı zorlayıcı önlemlerin uygulanması.” Moskova ve Pyongyang, birbirlerine karşı bu tür yaptırımlar uygulamamayı taahhüt etti.

Ukrayna ve Batı ülkeleri bir süredir KDHC'yi Rusya'ya asker göndermekle suçluyor ve kısa süre içinde sıcak çatışmaya katılacaklarını hatta katıldıklarını savunuyor. Pyongyang, bu iddiaları reddediyor. Moskova ise iddiaları ne doğruluyor ne de yalanlıyor ancak Putin'in iki ülke arasındaki işbirliğinin ayrıntılarının kimseyi ilgilendirmediğini açıkladığını hatırlatalım.

RÜZGARLAR KİEV'DEN ESİYOR

Rusya tarafında bu gelişmeler yaşanırken, Donald Trump, Washington'ın Ukrayna politikalarını yenilemek için zaman kaybetmiyor. Bloomberg'e konuşan Atlantic Council'in Avrasya Merkezi Başkan Yardımcısı Shelby Magid, Kiev'in artık “Trump'ın kazandığını bilerek müzakerelerin bir gerçeklik olduğunu kabul etme yönünde ilerlediğini” söyledi. Bloomberg'in haberinde geçiş dönemlerinin ABD'de sıklıkla çalkantılı olduğu ve bunun Trump'ın ABD politikasını değiştirme niyetiyle daha da kötüleştiği belirtildi. Yayına göre bu durum, “Biden yönetimini kelepçeledi” çünkü birçok ABD müttefiki, bir sonraki ABD başkanının kim olacağından emin olmadan önce harekete geçmekte isteksizdi.

Ana akım Batı yayınları birkaç gündür Trump'ın ekibinin, Kiev'in 20 yıl boyunca NATO'ya katılmama sözü vermesi karşılığında ABD'nin "Ukrayna'yı silahlandırmaya devam etmeyi" planladığını iddia ediyor. Bu plana göre cephe hattı olduğu yerde dondurulacak ve her iki taraf da bin 290 km. uzunluğunda bir silahsızlandırılmış bölge konusunda anlaşacak. Buraya Avrupalılardan oluşan bir güç konuşlandırılacak.

Trump tarafından iddialara henüz bir yalanlama gelmedi ancak taze Başkan'ın ilk döneminde görev yapan eski bir Ulusal Güvenlik Konseyi görevlisi ABD basınına, “Ukrayna'ya ilişkin planları hakkında daha detaylı bilgiye sahip olduğunu iddia eden herhangi biri, emin olun ki ne hakkında konuştuğunu bilmiyordur.'" şeklinde konuştu.

'SAVAŞIN BİTMESİNDEN KORKUYOR'

Slovakya Başbakanı Robert Fico, Volodimir Zelenskiy'in, Trump'ın zaferi yüzünden derin endişe içinde olduğunu söyledi. Cumartesi Radio Slovensko'ya konuşan Slovak lider, 7 Kasım'da Budapeşte'de düzenlenen ve Zelenskiy'in de katıldığı Avrupa Birliği zirvesine atıfta bulunarak, “Savaşın biteceğinden korkan birini gördünüz mü hiç? Ben gördüm ve adı Volodimir Zelenskiy. Trump'ın kazanmasına ve ABD'den gelen yardımın durdurulabileceği ihtimaline karşı şok olmuş gibi görünüyordu." dedi.

“AB, Ukrayna’daki savaşın tüm maliyetlerini üstlenmeye hazır mı?” diye soran Fico, “Ukrayna'yı desteklemeye devam edersek Rusya'yı diz çöktüreceğimiz yönünde bir görüş hâlâ var, ancak bu işe yaramıyor.” hatırlatmasında bulundu.