Rusya, Yunanistan'ın 'dost olmayan ülke ilân etti: KKTC'yi tanıtmanın tam sırası

Maltepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Hasan Ünal, Rusya Federasyonu ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) tanınmasını konuşmanın tam zamanı olduğunu bildirdi.
Hasan Ünal, Rusya’nın Yunanistan’ı “Dost olmayan ülkeler” listesine almasından sonra yaptığı değerlendirmede, Rusya-Yunanistan ilişkileri hiçbir zaman şimdiki kadar kötü olmadığını hatırlattı: “Yunanistan ve Rum Yönetimi ABD'nin uzak karakolu olurken Rusya ile ilişkilerini tahrip ettiler. Ruslar buna çok kızgın. KKTC'nin tanınmasını Rusya ile müzakere etmenin tam zamanı. Bu fırsatı kaçırmamak lazım.”

'KUMAR OYNUYORLAR'

Yunanistan ve Rum yönetiminin tam bir kumar oynadığını kaydeden Ünal şunları söyledi: “Yunanlar ve Rumlar ABD'yi yanlarına almak için ve AB üyesi olmanın mecburiyetlerinden dolayı Rusya karşıtı Batı politikalarının adeta merkez üslerinden birisi oldular. Tam bir kumar oynuyorlar ve dönüşleri de yok. Bu kumarı onlara pahalıya mal ettirmeliyiz. Rusya ile Suriye üzerinde yapacağımız bir uzlaşma Moskova'nın KKTC'yi tanımasını sağlayacaktır. Rusya Kıbrıs'ta eskiden bu yana savunageldiği tek devletli çözümün kendi çıkarlarına artık ters olduğunu zaten anlamış durumdadır. Adadaki iki tarafın herhangi bir formülle birleştirilmesinin Kıbrıs adasını AB toprağı yapacağı açıktır.

“Böyle bir çözüm Türkiye'nin ABD/İngiltere/AB ile anlaşması sonucunda olabileceğine göre oluşturulacak devletin NATO'ya girmesi de mümkündür. Rusya, Kıbrıs'ın AB ve NATO toprağı olmasından hangi faydayı temin edebilir? NATO'nun genişlemesini durdurmak için Ukrayna'da savaşı göze alan Rusya stratejik önemi sürekli artan Doğu Akdeniz'i kontrol edebilen Kıbrıs adasının AB/NATO toprağı olmasını neden istesin? Kaldı ki, Türkiye’nin Kıbrıs gibi çok önemli bir konuda ABD ve İngiltere ile anlaşması, uzlaşması daha fazla Batı'ya kayması ve Rusya karşısında konumlanması demek olur. KKTC'nin Rusya tarafından tanınması ise NATO içindeki Türkiye-Yunanistan çatlağının derinleşerek devamı demektir.”

'SURİYE POLİTİKAMIZI
DEĞİŞTİRMELİYİZ'

Rusya ile bu konuda anlaşmak için Suriye politikamızı da değiştirmemiz gerektiğini vurgulayan Ünal şu görüşleri savundu: “Suriye'de kendi ulusal çıkarlarımıza da zarar veren bir politikada neden ısrarcıyız? Sığınmacıların gönderilmesi, Adana Mutabakatı çerçevesinde teröre karşı ortak mücadele edilmesi Türkiye'nin de çıkarınadır. Şam ile uzlaşma Suriye'nin de KKTC'yi tanımasını sağlar. Sonra Ermenistan ile imzalayacağı barış anlaşmasının ardından Azerbaycan ve Türk Cumhuriyetleri de kervana katılır. Pakistan ve diğer dost ülkeler ile Afrika'da insani yardımda bulunduklarımız derken liste bir anda uzar. Hatta Tayvan meselesinden dolayı Batı ile ilişkileri bozulan Çin'in dahi bir sonraki aşamada kendisine karşı düşmanca konumda bulunan NATO içerisindeki sorunları dikkate alarak Kıbrıs politikasını değiştireceğini beklemek gayet doğaldır. Rusya'yı Kıbrıs konusunda yanımıza almamız BM Güvenlik Konseyi'nin şerrinden de korunmamıza yardımcı olur.
“ABD, İngiltere, Fransa sıklıkla yaptıkları gibi Rusya ve Çin'i de yanlarına alarak Kıbrıs konusunda aleyhimizde karar çıkartamazlar. Bunların sağlanabilmesi için Suriye politikamızı gözden geçirip, Rusya ile gizli diplomasi yapmamız gerekir. Hızla çok kutupluluğa evrilen dünya düzeni şartları elverişli hale getirmiştir ama Suriye saplantımız bütün çıkarlarımız ve fırsatlarımızın önünde duruyor.”