22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Sağlık-Sen Genel Başkanı’ndan Türkiye’ye çağrı: ‘Emeğe saygı, şiddete sıfır tolerans’

Doktor Ekrem Karakaya'nın Konya'da görev yaptığı hastanede uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmesi Türkiye’yi yasa boğdu. Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş, sağlıkta şiddet olaylarına karşı tüm vatandaşları duyarlı olmaya ve kanunlara uymaya davet etti

Sağlık-Sen Genel Başkanı’ndan Türkiye’ye çağrı: ‘Emeğe saygı, şiddete sıfır tolerans’
A+ A-
AYKUT DİŞ / ANKARA

Türkiye’nin en büyük sağlık sendikası olan Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık-Sen) Genel Başkanı Semih Durmuş, Doktor Ekrem Karakaya'nın görevi sırasında uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmesinin ardından, gazetemize özel açıklamalar yaptı. Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde yetkili sendika pozisyonunda olan, 81 ilde 98 şubesi ve 265 bin üyesi bulunan Sağlık-Sen Başkanı tüm Türkiye’ye seslendi. Genel Başkan Semih Durmuş “Emeğe ve insana saygı” dedi. Türk milletinden sağlıkta şiddete sıfır tolerans istedi.

Durmuş, malpraktis soruşturmaları ve son düzenlemelere yönelik değerlendirmelerden sağlıkçı atamalarına kadar pek çok konuda da sorularımızı yanıtladı. Sağlık-Sen’in hekimler başta olmak üzere tüm sağlık çalışanlarının sorunlarının çözümü için yoğun mesai harcadığını, son zamanlardaki düzenlemelerin bu mesainin ürünü olduğunu ve düzenlemelerin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti.

‘TOPLUMSAL DUYARLILIK GEREKİYOR’

  • Konya’da Uzman Doktor Ekrem Karakaya’nın bir hasta yakını tarafından silahla vurularak öldürülmesi herkesi yasa boğdu. Sizin de konuyla ilgili mesainize tanık olduk. Sağlıkta şiddet gündemden düşmüyor.

Bu elim hadisenin büyük üzüntüsü içerisindeyiz. Hayatını yitiren doktorumuza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyoruz. Şiddet uzun yıllardır mücadelesini verdiğimiz çok önemli bir sorun alanı. “Emeğe saygı, şiddete sıfır tolerans” mottosuyla büyük bir mücadele başlattık ve pek çok kazanım elde ettik. Cezalar yüzde 50 oranında arttırıldı. Beyaz kod uygulaması, kamu davası niteliği kazandırılması… Sağlık çalışanları eskiden şiddete uğradıklarında karakola gitmek zorundalardı, orada da saldırı olabiliyordu. Bu şimdi bulunduğu yerde ifade vermeye döndü. Yeni kanuni düzenlemeyle sağlıkta şiddet katalog suçlar arasına alındı. Bu da devrim niteliğinde bir adımdı. Ancak ortadan kaldırmaya yeterli olmadığını görüyoruz.

‘BASİT ÖNLEMLERDEN KAÇINILMAMALI’

Konya’daki elim hadise bunların yeterli olmadığını gösteriyor. Toplumsal duyarlılık gerekiyor. Sağlık hizmetinden kaynaklanan yönleri de var. Şiddetin sebeplerini ortadan kaldıracak başka unsurlar da var. Bunları mutlaka devreye sokmak gerekiyor. Hastane girişlerinde mutlaka x-ray cihazının, üst kontrolünün olması gerekiyor. Konya’da bu uygulamalar olsaydı saldırgan silahla hastaneye giremeyecekti. Olay önlenebilirdi. Bu tip basit önlemleri almaktan kaçınmamalı kimse. Çünkü şiddetin telafisi yok. Tüm paydaşlar el birliğiyle tüm önlemleri hızla hayata geçirmeli. Toplumun tüm kesimlerine, medyadan eğitim kurumlarına kadar sorumluluk düşüyor.

SAĞLIK ÇALIŞANLARI YETİŞEMİYOR

  • Hekimler performans sisteminin şiddete zemin hazırladığını öne sürüyor. Ne dersiniz?

Hekimlerimizin performans sistemine yönelik bakışlarında katılmadığım yerler var. Çünkü performans sitemi 2003’te uygulamaya girdi. Gerçekten de birçok sorunun çözümünde katalizör etkisi yaptı. Ancak zaman içinde kendi başına sorun üretir bir duruma geldi. O nedenle iddiaların kısmen haklı olduğunu düşünüyorum. Sağlık hizmeti talebinin yoğun olduğu bir ortamdayız. Rakamlarla anlatacak olursak Türkiye’de bir hekim 2,2 hekiminin yapması gereken işi yapıyor. Aynı yetersizlik hemşire, ebe, sağlık memuru grubunda da var. Bir hemşire, ebe, sağlık memuru 4 kişinin yapması gereken işi yapıyor.

‘BAŞVURULAR DİSİPLİNE EDİLMELİ’

Her yıl sisteme 60-70 bin personelin ilave edilmesi gerekiyor. Hastanın, hastaneye başvuru sayısını da azaltmamız gerekiyor. Dünya ortalaması 3 iken Türkiye ortalaması 9-10 seviyelerinde. Çok başvuru, yetersiz personel, yorgunluk ve karşılıklı memnuniyetsizlik… Birbirini tetikleyen bir durum ortaya çıkıyor. Eğer hastaneye başvuruyu kontrol altına alabilir, disipline edebilirsek, birinci basamak sağlık kuruluşlarına yönelimi sağlayabilirsek o zaman şiddetin performans sistemi kaynaklı boyutunu da azaltmış oluruz.

‘HASTANE GELİRİNE BAĞLI ÖDEME YANLIŞTI’

  • Yasal düzenlemeleri nasıl buldunuz?

Yönetmelikle yasanın içi boşaltılmazsa beklentileri karşılayabileceğini düşünüyoruz. Yönetmelikleri dört gözle bekliyoruz. Eski yasa çözümden uzaktı. Bu düzenlemeyle beraber bakanlık istediği takdirde mali beklentileri çözüme kavuşturacak bir imkana kavuşmuş oldu. Biz burada adaletsizliğin temel unsurlarından biri olan, hastanenin gelirlerine bağlı ücret ödeme sisteminin doğru olmadığını ifade etmiştik. Hızlı bir şekilde yönetmelikle uygulamasının sağlanması lazım. Ciddi manada rahatlama yaratacağına inanıyorum.

‘İLİKLENMESİ GEREKEN İLK DÜĞME’

  • Hekimler bordrolarını paylaştılar, yarım maaş aldıklarını ifade ettiler. Döner sermaye desteğini sürdürmenin mümkün olmadığı ileri sürülüyor.

Eski sisteme yönelik eleştiriler haklıydı. Sağlık-Sen olarak ciddi tepki gösterdik. Ancak yeni sisteme ilişkin erken, yönetmelik yayınlanmadan, uygulama görülmeden değerlendirmeler yapma taraftarı değiliz. Ağustos ayında görürüz, itirazlarımız varsa yine yaparız. “Bu sistem bunu sağlamaya yeterli olmaz” eleştirileri bugün için doğru olmaz. Her türlü soruna rağmen kamu hizmeti vermek isteyen büyük bir hekim kitlemiz var. Hak ettikleri ücretleri vermemiz gerekiyor. Sürecin özellikle takipçisi olacağız. Performans sistemine toptan karşı değiliz, aksayan yönlerinin düzeltilmesinden yanayız. En büyük aksayan yön de performansa bağlı ücret dağılımındaydı. Farklı hastanelerde aynı işi yapan hekimlerin farklı ücret almaları olmaz. Bakanlığın iliklemesi gereken ilk düğme de bu.

‘SEYYANEN İYİLEŞTİRME ARZU EDERİZ’

  • Türkiye İstatistik Kurumu verileri sonrasında yapılan artışların yetersiz olduğu, ücretlerin yine de enflasyona ezildiği değerlendirmeleri var.

Bu artışlar toplu sözleşme kazanımlarına bağlı artışlar. Enflasyonun yüksek seyrettiği bir yerde ne kadar başarılı toplu sözleşme yaparsanız yapın sorunlar doğabiliyor. Enflasyonla mücadele hükümetlerin işidir. Bizim mücadelemiz enflasyona karşı çalışanları ezdirmeme mücadelesi. Yaptığımız toplu sözleşmelerde bunu sağladığımıza inanıyoruz. Enflasyon farkı artı 7 puan ilave zam alınmış oldu. Yine de seyyanen iyileştirme olmasını arzu ederiz.

‘BÜROKRASİ İŞ BİRLİĞİNİ ARTIRMALI’

  • Genel olarak bir tavsiyeniz var mı? Sağlık çalışanlarına son sözlerinizi rica edebilir miyiz?

Bürokrasi sivil toplum kuruluşlarıyla daha eş güdümlü çalışmalı. Özellikle de sendikalarla. Türkiye’nin çok nitelikli bir sivil toplum birikimi oluştu. Donanımlı kadrolar yetişti, sorumlu anlayışlar oluşturuldu. Türkiye’nin öz değerleriyle barışık; vatanını, milletini, devletini seven bir birikim. Ortak akıl üretme zemini oluşturulmalı. Örneğin yasal düzenlemenin çok elverişli bir zemin sunduğunu söyledik. Ama bakanlık bu yasanın altını dar bir bürokrasi kadrosuyla doldurmaya kalkarsa yine adaletsizlikler doğabilir. Bakan Bey’in (Sağlık Bakanı Fahrettin Koca) sosyal medya fenomenleriyle bir araya gelmesi güzeldi. Ancak yeterli değil, bunu başta sendikalar olmak üzere bütün sivil toplum kurumlarına yaymalı. Kurumsallaştırmalı. Yönetişim sistemi olmalı.

‘AVRUPA TÜRKİYE’NİN ÇOK İLERİSİNDE DEĞİL’

Türkiye yetişmiş insan gücünü kaybetmemeli. Sebep olan unsurlar ortadan kaldırılabilecek unsurlar. Geçmişte çözüm ürettik, yine üretebiliriz. Gücümüz var. Sağlıkta dönüşüm bunu başarmıştı. Bir geriye gidişin olduğu anlaşılıyor. Ekonomik ve sosyal gerekçelerin önüne geçebiliriz. Bu gerekçelere önemli ölçüde neşter vurulacak. Avrupa’daki şartlar da Türkiye’den çok ileri değil. Bunu ifade eden pek çok hekim ve sağlık çalışanı var.

Türkiye’nin OECD verileriyle kıyaslandığında ciddi bir sağlık çalışanı açığı var. Rakamlarını vermiştim.

‘HER YIL ATAMA OLMALI’

Sağlık çalışanı istihdamının OECD verilerine yakın bir seviye çıkartılması gerekiyor ki yük hafiflesin, sorunlar azalsın.

Bir diğer mesele de sağlık çalışanlarının önemli bir kesimi yine sağlık çalışanı ile evli. Yaklaşık yüzde 35… Bu da birbirlerini göremeyen eşler, çocuklarına zaman ayıramayan ebeveynler gibi ailevi sorunlar doğurabiliyor. O nedenle sağlıkçı atamaları arttırılmalı. Her yıl 60-70 bin çalışan sistemin içine sokulmalı. Şiddet dahil pek çok meselede olumlu bir rol oynayacağını düşünüyoruz.

'MALPRAKTİS GİYOTİNDİ'

  • Malpraktis meselesine dair önemli gelişmeler yaşandı. Sağlık-Sen’in önemli katkıları olduğunu biliyoruz. Biraz aktarabilir misiniz?

Malpraktis tıbbi müdahale sonucunda vatandaşın zarar görmesi demek. Zarar gören kişinin tazminat kazanması durumunda bakanlık tazminatı ödüyor ve bunu da uygulamayı yapan personele mâl ediyordu. Mağduriyetlerin giderilmesine hiçbir itirazımız yok. Ancak itirazımız tazminatın ilgili sağlık çalışanına rücu edilmesine. Sağlık hizmeti kamu adına sunuluyor. Tüm sağlık çalışanları mesleğinin tüm hünerleriyle hastayı iyileştirme ve yaşatma mücadelesi veriyor. Fakat ne olursa olsun bazen beklenmedik komplikasyonlar olabiliyor. Buna bağlı olarak sağlık çalışanlarının milyonlarca lira tazminata mahkûm edilmesi doğru bir sistem değildi. Buna itiraz etmiştik ve itirazlarımız kabul gördü. Bilerek, isteyerek, kasıtlı olarak yapılmıyorsa tazminatın sağlık çalışanlarına rücu edilmesi kaldırılmış oldu. Bu bir giyotindi. Sağlık sisteminin gelişmesini de baltalıyordu.

'HEKİMİN CEBİNDEN ÇIKMASINA SON'

Buradan kaynaklanan bir başka bilgiyi de paylaşmak istiyorum. Hekimler sigorta güvencesindeydi. 600 bin liraya kadar kapsamı vardı. Ama tazminatlar 7-8 milyona kadar çıkıyordu. Dolayısıyla sizin sigorta güvenceniz yetersiz kalıyordu. Bir sağlık çalışanı böyle bir durumla karşılaştığı zaman ömrü boyunca kazanamayacağı paraları tazminat olarak ödüyordu. Maaşının dörtte birine el konuyordu. Ek ödemelerine ve sosyal ödemelerine el konuluyordu. Bugüne kadar sigorta şirketine ödenmiş tüm meblağın sadece yüzde 7’si tazminat olarak vatandaşa ödenmiş. Bu düzenleme aynı zamanda kamunun ve hekimin cebinden çıkan sigorta primlerinin de son bulması demektir.

‘SENDİKALI OLMAYAN KALMAMALI’

17 yıldır sendikal mücadeledeyim. 2001 yılında memurlara sendikal hak verilmesiyle beraber sendikalı oldum. İş yeri temsilciliği de dahil olmak üzere bütün kademelerde yöneticilikler yaptım. Elbette sendika üyesi olmamak da bir haktır ama tüm sağlık emektarlarına bu haklarını üye olmaktan yana kullanmalarını tavsiye ederim. Hangi sendika aklına yatıyorsa, hangisine gönlü yakınsa ona üye olsun. Mutlaka sendika üyesi olunsun. Sağlık-Sen olarak üç yüze yakın sorun çözdük. Çok sayıda kazanım elde etmiş olduk. Ek ödemeler, banka maaş promosyonları, lisans tamamlama, enflasyon zamları, ilave zamlar, ilave ikramiyeler bunların hepsi sendikal kazanım. Sendikalı olan ile olmayan arasındaki farklar çok belirgin.

  • Sayın Genel Başkan çok teşekkürler.

Ben teşekkür ediyorum. Aralık ayındaki düzenlemeler ve Cumhurbaşkanımızın 14 Mart Tıp Bayramı’nda dile getirdiği sözlerin hızlı bir şekilde hayata geçirilmesini bekliyoruz. Başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere tüm milletimizin ve İslam aleminin Kurban Bayramı’nı tebrik ediyorum. Bayramın insanlık için hayırlara ve güzelliklere vesile olmasını diliyorum.

Şiddet sağlık-sen Ekrem Karakaya