Sağlıklı ve uzun bir ömrün sırrı bu meyvede! Bilimsel olarak da kanıtlandı...

Profesör Aysun Bay Karabulut, artık mağazalarda bulunmayan nar hakkında bilinmeyenleri yazdı. Karabulut, narın Orta Doğu, Kafkaslar, Kuzey Hindistan, İran ve Güneydoğu Anadolu'da tropikal ve subtropikal iklimlerin meyvesi olduğunu ve bilinen en eski meyvelerden biri olduğunu ve yaklaşık 4 bin yıldır insanlarla tanıştığını ifade etti. meyvesiyle tanınan bir meyve olduğunu anlattı. Botanik profesörü, narın Anadolu'nun Hitit döneminden günümüze kadar bin yıllık tarihi boyunca zulüm gören bir meyve olduğunu, halı motiflerinden mimari unsurlara, kutsal metinlere kadar her şeyde yer aldığını belirterek, narın bir unsur olduğuna dikkat çekti. bu şeylerde görünür. Karabulut şunları söyledi: "Nar, kronolojik olarak ilginç bir mitolojik kültürün kaynağıdır ve yaşamın, rüyaların yorumlanmasının, sağlığın, uzun ömürlülüğün ve doğurganlığın sembolü olarak yüzlerce yıldır insanın hayal gücünü beslemiştir. Güç ve cesaret, bolluk ve bilgi, ahlak, ölümsüzlük ve maneviyat” dedi.

SAĞLIKLI VE UZUN BİR ÖMRÜN SIRRI BU MEYVEDE!

Karabulut, narla ilgili Anadolu'da onlarca hikâyenin anlatıldığını, narın adının Kur'an-ı Kerim'de 3 defa geçtiğini anlattı. Karabulut, narın çekirdek, su ve kabuk olmak üzere üç kısımdan oluştuğunu ve güçlü bir antioksidan kaynağı olduğunu söyledi. Ayrıca yapılan araştırmaların narın antioksidan aktivitesinin yüzde 92'sinin 50'ye yakın fenolik bileşikten oluştuğunu gösterdiğini, narın diğer meyve sularına göre daha fazla antioksidan içerdiğini söyledi.

Bir bardak nar suyunun, 10 bardak yeşil çay veya portakal suyundakiyle aynı miktarda antioksidan içerdiğini açıkladı. "Bilimsel araştırmalar narın proteinler, karbonhidratlar, kalsiyum, fosfor, maddeler ve B1, B2 ve C vitaminleri de dahil olmak üzere 124 farklı fitokimyasal madde içerdiğini göstermektedir. Kabuğu da ayrıca maddeler içerir. Meyvenin ağırlığının yarısını oluşturur ve meyveye antimutagen özelliğini verir. , antioksidan ve antibakteriyel özelliklere sahip. Sağlıklı yaşamanın sırrı ve uzun ömür için gerekli olan Omega-5, kalp ve ruh sağlığı için önemli bir antioksidan olan Omega-5'e de değinen Prof. sanayi, ticaret amaçlı kullanılmadığını, tıbbi açıdan eşsiz bir meyve olduğunu anlattı. "Nar, kabuğunun özel yapısı nedeniyle yapısını ve besin değerini 4 ila 6 aya kadar koruyabilen, kök boya, kök boya gibi birçok üründe kullanılan ender meyvelerden biridir. "Nar şerbeti vb. Nar ekşisi, pekmez, şuruplar, likörler, merhemler, şampuanlar, duş jelleri, kremler, gıda katkı maddeleri. Hediyelik eşya yapımından mimariye, süsleme sanatlarına kadar pek çok alanda birçok ürün üretiliyor ve kullanılıyor'' dedi.

Profesör ayrıca, antik mitlerde ve folklorda güzellik kaynağı olarak kabul edilen narın, içerdiği güçlü antioksidanlar nedeniyle cildi koruduğunu ve canlandırdığını kaydetti. Uzman doktor narın sağlık açısından faydalarını şöyle sıraladı:

"Tohumlardan elde edilen bir yağdır ve bir nevi gençleştirici ilaç görevi görmektedir. Orta Çağ'da yaşlanmayı yavaşlatmada önemli etkisi vardır. Aslında kırışıklıkları gideren, cildi yenileyen, ölü hücreleri temizleyen kozmetik ürünler Nar çekirdeği yağından yapıldığını biliyoruz. Nar kabuğuna benzeyen kabuğunu öğütüp biraz su ekleyin. Elde edilen karışım kirli cildi temizleyebilir ve cilde parlak bir görünüm verebilir. Nar tohumlarında bulunan antioksidan bakımından zengin bir çoklu doymamış yağ asidi olan punisik asidin nöroprotektif ve anti-kanserojen özelliklere sahip olduğunu da unutmamak gerekir.

BİLİMSEL OLARAK DA KANITLANDI

Columbia Üniversitesi'nde 2010 yılında yapılan bir araştırma, narların kan basıncını düşürdüğünü, kardiyovasküler hastalıklara karşı koruduğunu ve hatta damar sertliğini önlediğini buldu. Başka bir araştırma, düzenli olarak nar tüketen aterosklerozlu hastaların aterosklerozda %44 oranında azalma olduğunu, başka bir araştırma ise iki hafta boyunca günde 50 ml nar suyu tüketen aterosklerozlu hastaların kan basıncının daha düşük olduğunu gösterdi. Hastaların aterosklerozda belirgin bir azalma gösterdi. Yüzde 5. . Bilimsel bulgular, özellikle Zagwani olarak bilinen nar çeşidinin meme kanseri hücreleri üzerinde yüksek sitotoksik etkiye sahip olduğunu da ortaya koydu. Araştırmalar nar meyvesi tohumlarının anti-tümör özelliklerine sahip olduğunu göstermiştir. Geleneksel halk hekimliğinde zarın kalpte veya aortta ikiye kesilmiş bir kan damarına benzemesi ve tanelerin diş tanelerine benzemesi nedeniyle kalp hastalıkları ve diş hastalıklarına karşı etkili olduğu düşünülmektedir. bilimsel veriler. Bu cennet meyvesi bir ilaç gibi kalbi korur, kan şekerini ve kolesterolü dengeler, damarları genişletir, gönül rahatlığı sağlar, diş ve diş eti hastalıklarına karşı etkilidir. Özellikle yemeğinizi ağzınızda iyice çiğneyip yutmadan önce biraz beklerseniz ağız sağlığınız açısından çok iyi sonuçlar doğuracaktır. Diş etlerini güçlendirerek aftları iyileştiren nar, aynı zamanda yorgunluk, stres, ısı gibi rahatsızlıklara karşı da etkili olduğu gibi bağırsaklardaki parazitlerin azalmasına da yardımcı olabiliyor. Nar suyunun idrar söktürücü, sindirimi güçlendirici ve güçlendirici etkileri vardır, ayrıca prostat ve cilt kanserine karşı koruyucu kalkan görevi görür, sesi güçlendirir, meyvesi ise akciğerleri güçlendirir. Narın insan sağlığına faydaları arasında kabuğunun kaynar suya demlenmesiyle elde edilen çayın ishali hızla durdurması ve eklem ağrısını hafifletmesi sayılabilir. Tohumları kalp krizi riskini azaltır, menopoz semptomlarını önler, oral kontraseptiflerin yan etkilerini ortadan kaldırır ve yüksek tansiyonu düşürür.

Nar kabuğu ve tohumlarının yüksek antioksidan aktivitesi bağışıklık sistemini güçlendirir ve kanser dahil oksidatif ve inflamatuar hastalıklara karşı güçlü koruyucu etkiler gösterir. Özellikle meyvenin yenmeyen ve katmanlı kısımları yenilebilir kısımlarına göre çok daha fazla fenolik madde içerir ve antioksidan özelliğe sahiptir. Nar ağaçlarının sulu ekstraktlarının büyük miktarda fenolik bileşikler, punikalagin ve galagik asit içerdiği ve bunlarla antioksidan aktivite arasında pozitif bir ilişki olduğu göz önüne alındığında, meyvelerin endüstriyel olarak işlenmesiyle üretilmeleri mümkündür. herhangi bir atık. Gerçekten de, nar suyu işleme atıklarında bulunan biyoaktif bileşikler (özellikle fenolik maddeler), önemli nutrasötik (besinsel özelliklerinin yanı sıra sağlığa önemli katkılarda bulunan maddeler) ve tedavi edici potansiyele sahiptir.