Sağlıktaki en uzun eylem

Ege Üniversitesi (EÜ) hastane yönetimi ile TÜRK-İŞ’e bağlı yetkili Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası arasında bu yıl mayıs ayında imzalanan toplu iş sözleşmesi (TİS) krizi ikinci haftaya girdi. İşçiler, 30 Temmuz’da tamamlanması gereken maaş farkı ödemelerinden dün itibarıyla da tek bir kuruş alamadı.  7 gündür grevde olan yüzlerce işçi her gün hastanenin içinde, başhekimlik binası önünde toplanarak, “Ege işçinin hakkını ver!” diyerek yönetime sesleniyor. Gün boyunca ıslıklarla, türkülerle alanda bulunan emekçiler, hakkını almakta kararlı.

‘HAKKIMIZI KİMSEYE YEDİRMEYİZ’

Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Ege Üniversitesi Temsilcisi Nazım Özkan, sağlık iş kolunda bu kadar uzun süren bir eylemin tarihte olmadığını söyledi. Özkan, işçilerin yönetim tarafından yok sayıldığını ifade ederek şöyle konuştu:

“Cuma günü öğleden sonra kuruma Maliye Bakanlığından gelmesi gereken paranın onaylandığını biliyoruz. Bugün (dün) kurumdan ‘şu tarihte paranızı yatıracağız’ açıklaması bekliyoruz. Eğer bu bilgiyi alırsak biz işimize geri dönüp çalışmaya devam edeceğiz. Türkiye tarihine geçsin, sağlık iş kolunda bu kadar uzun süren bir eylem yok. Genelde sağlık iş kolunda gün içinde 2-3 saat iş bırakırız sonra kaldığı yerden herkes işine devam eder. Fakat biz burada işçi arkadaşlarımızın da kararlılığıyla eylemimizi devam ettirme kararı aldık. Bu parayı alana kadar bu eylemler bitmeyecek. Sağlık iş kolunda olduğumuz için kimseye zarar vermemeye çalışıyoruz. Özel birimlerde çalışan arkadaşlarımız hala görevlerinin başında. Biz sadece karşımızda muhatap istiyoruz. Burada eylem yapanlar doktorlar ya da hemşireler olsaydı bu kadar yok sayılmazlardı. Biz devletin çalışanıyız biz hakkımızı kimseye yedirmeyiz. Devlet bu parayı gönderdiyse biz hakkımızı istiyoruz.”

‘KİMSEDEN BORÇ İSTEMİYORUZ’

Aydınlık, eylemin başladığı ilk günden beri EÜ’de çalışan bin 800’e yakın işçinin sesini duyurmak için görev başında. 9 yıldır hastanenin patoloji bölümünde çalışan Onur Aygün, Aydınlık’a konuştu. Aygün, haklarını alana kadar eylemlerinin süreceğini söyleyerek şunları kaydetti:

“6 iş günü oldu. Yönetimin bir açıklama yapmasını bekliyoruz. Hakkımızı alamıyoruz. TİS’ten kaynaklanan geriye dönük haklarımızın peşindeyiz. Kimseden borç istemiyoruz. Kendi hakkımız olan alın terimizi istiyoruz. Yönetim artık bu meseleyi uzatmamalı. Türkiye’nin bu kadar büyük bir kurumunun bu denli bir eylemi hala devam ettiriyor olması bizleri üzüyor. Ben buraya 9 yıl emek verdim. Burada her türlü toparlayıcı işlemi bizler karşılıyorken yönetimin bizlere dönüş yapmaması hepimizi üzüyor. Bunun artık son bulmasını istiyoruz.”

‘BAŞHEKİMLİK VE DEKANLIK ÇALIŞANLARI ÖDEMELERİNİ ALIYOR’

Mehtap Acar da 5 yıldır hastanede çalışıyor. Hastane yönetiminin personel kayırdığını söyleyen Acar şöyle konuştu:

“Biz işi aksatma derdinde değiliz. Aylardır verilen emeğin karşılığını alamamış olmanın güçsüzlüğü ile buradayız. Biz de bu durumdan memnun değiliz. Hastaların bize ihtiyacı olduğunun farkındayız. Onları orada bırakarak vicdanımız da rahat etmiyor. Ancak bizi bu hale getiren bir yönetimle karşı karşıyayız. Bir açıklama bekliyoruz ancak açıklama yapan yok. Sürekli olarak personel ayrımcılığı ile karşı karşıya kalıyoruz. Burada başhekimlik ve dekanlık bölümü çalışanları ödemelerini alırken hastanede emek veren, hastayla birebir ilişki kuran insanların hakkını alamamasının mücadelesindeyiz. Bu haksızlığa bir an önce son verilsin istiyoruz. Sonuna kadar da eylemlerimize devam edeceğiz. Çünkü haksızlığın olduğu yerde çalışmak inanın insanın onurunu kırıyor.”

VATAN PARTİSİ SESLERİNİ DUYDU

Vatan Partisi İzmir İl Sekreteri Mustafa Gökmen öncülüğündeki heyetle grev yerini ziyarete gitti. Böylece kurum dışından işçilere destek veren ilk siyasi parti Vatan Partisi oldu. Heyeti büyük bir coşkuyla karşılayan işçiler, İzmir İl Sekreteri Mustafa Gökmen’e yaşadıkları sorunları anlattı.

‘KRİZİ İŞÇİLERE MÂL EDEMEZSİNİZ’

Gökmen, ekonomik krizin faturasını işçilere kesemezler vurgusunu yaparak şunları söyledi:

“Türkiye’de bir ekonomik kriz var. Türkiye yangın yeri durumunda ve bu yangını işçilere, emekçilere, üreticilere mâl edemezler, onların üzerine yıkamazlar. Vatan Partisi olarak Türkiye’nin her yerinde emekçinin yanında olduğumuz gibi bugün İzmir’de de Ege Üniversitesi Hastanesi çalışanlarının yanındayız. Bu krizi onların üstlerine yıkmalarına izin vermeyeceğiz. Türkiye’nin üretime ihtiyacı var, Türkiye’nin kalkınmaya ihtiyacı var. Bizim daha çok kalkınmamız için onların çalışması lazım. Vatan Partisi olarak bu mücadelenin arkasındayız. İşçilerle beraber omuz omuza buradaki haklarını alabilmeleri için sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.”