15 Ocak 2025 Çarşamba
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Sakın Kader Deme

Sakın Kader Deme
A+ A-
VATAN PARTİSİ ANKARA İL SEKRETER YARDIMCISI EMRE CAN

Son birkaç günün konuşulan konularından bir tanesi Ali Babacan’ın 140 Journos tarafından hazırlanan kısa belgeseli. Ali Babacan kısa süre önce Deva Partisi’ni kurarak siyasete geri dönmüştü. Hızlı bir propaganda sürecine girmiş olacak ki hemen bir belgesel yayınlandı. Adı “sakın kader deme” olan belgesel Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın izleyip Ali Babacan’ı eleştirmesi ile gündem oldu. Bu kısa belgeselde ilginç içerikler göze çarpıyor. Yakın tarihi alt üst eden bu belgeseli kısaca inceleyeceğiz.

2009 yılında Ak Parti’de bozulmalar gördüğünü ve her defasında “düzelir” diyerek ikna edildiğini dile getiren Babacan, 2012’yi ise Ak Parti’nin artık ciddi dönüşüme uğradığı yıl olarak belirtiyor. Babacan’a katılmamak elde değil, bu yıllar Ak Parti ile FETÖ’nün ciddi krizler yaşamaya başladığı yıllar. Babacan bu durumdan sanırım rahatsız olmuş ve bu tarihi aklına yazmış. Yardımcıları ile tarih konusunda tam anlaşamıyorlar olacak ki Mehmet Emin Ekmen 2015 yılındaki 7 Haziran seçimlerini milat olarak görüyor. Asıl çarpıcı açıklamalarda Ekmen’den geliyor. 7 Haziran’dan sonra Ak Parti’nin “ulusalcı-militarist” bir dil benimsediğini söyleyen Ekmen, en önemlisi “bölge halkının oy verdiği HDP’nin dışlanmasından” bahsediyor. Ekmen’in Ak Parti’den ayrılıp Babacan ile yola devam etmesindeki en önemli etken anlaşılan HDP konusundaki tavırmış. Ekmen’in rahatsızlığı bitmiyor bu sefer de kabinede “bölge insanını” temsil eden kimsenin olmamasından rahatsızlık duyuyor. “Bölge insanını” Ekmen’e göre Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanı veya bir bakanı temsil edemiyor, anlaşılan sadece HDP bu kudrete sahip olarak görülüyor. Bu tarihlerde hatırlayacağımız üzere hendek savaşlarında Güneydoğu’da birçok ilimizde çatışmalar yaşanıyordu. Bakın Ekmen’e göre bu çatışmalar sırasında HDP’nin dışlandığını gören “bölge halkı” ne diyor? “Biz kimiz, bizim Ankara ile bağımız nedir?” Ekmen, adeta Mehmetçiğe kurşun sıkıyor, hendeklerden PKK’nın sökülüp atılmasını değil HDP’nin durumunu daha önemli görüyor. “Bölge insanı” ise Ekmen’e göre HDP olmadığı zaman Ankara ile bağını sorguluyor. Ekmen, PKK’nın evsiz barksız bıraktığı vatandaşlarımızın Mehmetçiğe sarıldığını ısrarla görmek istemiyor. PKK’nın partisine ise siyasette büyük bir önem atfediyor.

28 Şubat süreci Babacan’a göre “toplumun bir kesiminin özgürlük sorununun olduğu bir dönem”. Ancak daha ilginç saptama hemen arkasından geliyor. “Günümüzde ise her kesimin özgürlük sorunu olduğu görülüyor.” Günümüzde kimin özgürlük sorunu var sorusu bu konuya açıklık getirir. Yaşadığımız dönem PKK’nın ve FETÖ’nün hapislere atıldığı ve her türlü imkânlarının ellerinden alındığı bir dönem. Anlaşılan Babacan’ın dile getirdiği özgürlük sorunu FETÖ ve PKK’nın ezilmesinden kaynaklanıyor. Bir başka Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu ise Ak Parti’yi FETÖ ile ordu içinde ittifak yapmakla suçluyor. Belli bir tarih aralığı için bu saptamayı doğru olarak ele alalım. Ancak Yeneroğlu bu dönemde Ak Parti’nin içinde yer almaktan çekinmiyor ve 2014 sonrası Ak Parti’nin FETÖ ile mücadele ettiği dönemde ise istifa ederek Babacan’ın yanında siyasete devam ediyor. Çelişkili bu açıklaması ile Ekmen kadar hayrete düşürüyor bizleri. 2014 yılından sonra özellikle Babacan ve ekibinin Ak Parti’den ayrılması önemli bir tarih olarak değerlendirilmeli. Bu tarihten sonra PKK ve FETÖ’ye karşı verilen mücadeleden rahatsız olan birçok isim Ak Parti’den ayrılıyor. Yeneroğlu’da bu tarihten sonra MKYK üyeliği yaptığı partiyi bırakarak Babacan’ın yanında yer alıyor.

BABACAN'IN DİBE VURUŞLARI

Şu ana kadar belgeselin içerisinden birkaç ilginç noktaya değindik ancak asıl can alıcı noktaya burada değineceğiz. Babacan’a göre kendi yaşadığı dönemde Türkiye siyasetinde 3 tane dibe vurma dönemi var. Bu dibe vurma dönemlerinden çıkışları da kendince açıklıyor. 1. dibe vuruş 1980 darbesi ve bu dibe vuruştan ülkeyi kurtaran Turgut Özal. Özal’ın 24 Ocak kararlarını dayatan darbeyi Babacan alt üst ederek kahraman bir Özal yaratıyor. Dünyayı etkisi altına almaya başlayan neoliberal ekonominin Türkiye’de ki en önemli temsilcisi darbeden sonra ülkeyi toparlayan kahraman ilan ediliyor. 2. dibe vuruş ise 1997 yılı 28 Şubat ve 2001 krizini kapsayan süreç. Bu dibe vuruşa ise o dönem Ak Parti hükümeti son veriyor ve 2. kahraman da doğuyor. Ak Parti bu tarihte iddialı bir şekilde Özal ekonomisini devam ettirmek için çırpınıyordu. Bu dönemlerde Ekonomi Bakanı olarak görev yapan Babacan günümüzde 2008 krizinin ise ülkeyi teğet geçmediği yönünde eleştiriler ile kendini inkâr ediyor. 3. dibe vuruşun ise 2020 yılı olduğu iddia ediliyor. Bu dibe vuruşun henüz bir kahramanı yok. Ancak Babacan’ın düşlerinde bir kahraman mevcut. Ancak düşler her zaman gerçek olmaz, Babacan’a üzücü haber verelim. Tarihi tepe taklak okuyor. Evet, verdiği tarihlere bir yere kadar katılıyoruz. Ancak 1980 darbesinden sonra Özal’ın Türkiye’ye verdiği yön ve 2001 krizinden sonra Ak Parti’nin o dönemde Türkiye’ye verdiği yön ile 2020 Türkiye’sinin yönü aynı değil. Dolayısıyla bu dönemin kahramanı olabilmek için Babacan ve onun programı çok uzak bir seçenek. İlk iki tarihte Türkiye batı tahakkümüne girerken bugün batı kendi çöküşünü ilan etmiş ve Türkiye gibi birçok ülke Asya’da soluk almaya başlamıştır. Koronavirüs özellikle Avrupa ve ABD toplumlarında neoliberalizmi sorgulatırken Türkiye, Babacan’ın çizdiği rotayla 3.defa bu çıkmaza giremez. Babacanların Ak Parti’den kopuşlarının en önemli nedeni olan Türkiye’nin bu rota değişikliği bir seçenek değil zorunluluktu. Günümüzdeki gelişmeler ise bu olguyu daha da güçlendirerek devam ediyor. Babacan’ın tarihi tekerrürden ibaret sayan anlayışı burada yanılıyor. Yeni dönem Babacanların, Davutoğluların batıcı politikalarının değil üreten başı dik Asya’nın yılları olarak görülüyor. Bunu sadece biz değil birçok batılı strateji kuruluşu da artık dile getiriyor. Bu dönemin kahramanları ise şüphesiz toplumun her kesiminden üreticiler ve üreticilerin programı olacaktır.

TÜRKİYE'YE DEVA OLUR MU?

25 Mayıs Pazartesi günü Babacan, Cüneyt Özdemir’e konuk oldu. Bir soruya verdiği cevap aslında durumu özetliyor. Özdemir: “İktidara gelince ilk işiniz ne olacak?” diye soruyor. Babacan ise kendi açısından son derece normal bir cevap veriyor. Babacan: “Düşünce suçundan içerde olanları serbest bırakırım” cevabını veriyor. Babacan’ın ilk işi hapishanelerdeki sözde düşünce suçundan yatan FETÖ ve PKK’yı kurtarmak olacakmış. Ekmen’in “bölge insanını” temsil eden kahramanları ve Babacan’ın “toplumun her kesimi” olarak adlandırdığı düşünce suçluları Babacan iktidarında serbest kalacak. Bu durum bizi şaşırtmadı. Babacan bu vaatle birlikte Türkiye’ye bir rota çiziyor. Türkiye yeniden Atlantik sistemiyle kucaklaşır mı “açılım masaları” kurulur mu umuduyla evrene bir mesaj bırakıyor.

Deva Partisi, çoğunlukla Ak Parti’nin eski kadroları ile kuruldu. Bu kadrolar 2014 yılındaki değişimi kabul etmeyen ve Ak Parti’den ayrılan siyasi yaşamına “muhalif” olarak devam eden isimlerdir. Genel Sekreterliği’ni, FETÖ’nün kumpaslarının en şiddetli olduğu dönemde Adalet Bakanlığı yapan Sadullah Ergin ‘in yaptığı Deva Partisi aslında FETÖ ve PKK’ya karşı yürütülen mücadelenin rahatsızlığı zemininde bir araya geldi. 2014 yılı öncesi Ak Parti olma hedefinde olan iki partiden birisidir. İkisi de benzer özelliklere sahip olan Davutoğlu’nun Gelecek Partisi ve Babacan’ın Deva Partisi. Deva Partisi aslında çökmüş siyasetleri canlandırmaya çalışıyor. Parti programlarında güvenlik politikası olarak kaleme aldıkları bölüme dikkat çekmek gerekiyor. “ Başta FETÖ, PKK ve DEAŞ olmak üzere terör örgütleri bir yandan ülkemizin güvenliğini, anayasal düzenini ve bütünlüğünü tehdit ederken, diğer yandan da daha güçlü bir geleceğin kurulmasına engel olan yapılanmalardır. Bu ve benzeri örgütlerle hiçbir taviz vermeden son derece kararlı ve azimli olarak mücadele edeceğiz. Bu mücadelenin hukuk içerisinde, rasyonel bir yöntemle toplumsal dinamikleri dikkate alarak, teröristlerle mücadelenin yanı sıra terörün kaynaklarını kurutmayı da esas alan bir anlayışla, ilgili tüm kurumlar ve uluslararası taraflarla işbirliği içinde yürüteceğiz.” Bu metne en çok sevinen herhalde PKK olmuştur. Onları temsilen ABD yeniden muhatap alınacak ve işbirliği içinde bir çözüm bulunacak. Bu maddenin Türkiye’de yanlışlığı tescillendi ve eski de kaldı yeniden uygulanma şansı yok. Bu çözüm önerisi ile Türkiye’de iktidar olma şansı da yok.

İkinci olarak ekonomik programına dikkat çekmek gerekiyor. Ekonomi programını okudukça özel sektör karşısında kamu can çekişiyor. Doğru bir kararla kamulaştırılan Merkez Bankası ise daha programın ilk cümlesinde özelleştiriliyor. Ekonominin anahtarı Babacan’ın elleriyle anında özel sektöre bırakılıyor. Bu politika ise 2008 kriziyle başlayan ve günümüzde daha fazla hissedilen buhranla çökmüş durumdadır. Batı ülkeleri dahi bu sistemi sorgulamaya başlamışken Babacan Türkiye’ye bitmiş çürümüş bir sistemi getirmenin özlemini yaşıyor.

Deva Partisi ve Gelecek Partisi ölü politikalar üzerinde doğmuş ikiz kardeşlerdir. Türkiye’nin yeni rotasını değiştirecek ne kudretleri vardır ne de birikimleri. “Doğuya yüzen geminin içinde batıya koşan iki yolcu” olarak tarih sahnesinden silinecekleri günü bekleyen bu partiler Türkiye’nin geleceğinde yer almayacaklar.

Son Dakika Haberleri