Yandex
15 Ocak 2025 Çarşamba
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Salgın sonrası Türk etkisi

Salgın sonrası Türk etkisi
A+ A-
TEOMAN ALİLİ

Bütün dünya doğal olarak salgından sonra nasıl bir sistem gelişeceğini tartışıyor. Kamuculuğun hakim olacağına dair yorumlar en üst seviyede. Kapitalist sistemin baronları bile “Kamuculuk hakim olacak” görüşünde. Her ülke kendi milli gücüyle sınanıyor ve makyajla güzel gösterilen sistemler çöküyor. ABD’nin ve Avrupa’nın durumu ortadayken, Avrasya ülkelerinin nispeten başarılı olduğu açık. Ambargo altında olan İran bile, ambargo uygulayanlardan daha iyi durumda. Atlantikçi kafa en fazla; “baskı rejimleri gerçek rakamları gizliyor” propagandası yapabiliyor. Olmadı; “Dünya Sağlık Örgütü Çin’i kolluyor” ya da “virüsü Çin üretti” palavraları piyasaya sürülüyor. Bunları piyasaya sürenler başta kendi halkına karşı psikolojik savaş uyguluyor.

HASTA 'KAPLAN'

Ekonomi dinamikleri ise farklı göstergeler sunuyor. Artık potansiyel güç üretenlerin elinde olacak. Kağıt ekonomisinin çöküşünü hep birlikte izlerken “üretim devrimi” rotasında ilerleyen Avrasya Gemisi’nin artık limanlara yanaşacağı dönemi yaşıyoruz. Bir yandan “Kuşak Yol” projesi diğer yandan Türkiye’nin merkezinde yer aldığı enerji arzı bize umut veriyor. Ülkeler çok para harcadı, gerçek bütçeler açılıyor. Her ülke halkını koruyabilmek için kasaları açtı. Virüsün kontrol altına alınmasından sonra zaten büyük yaralar almış olan “kağıttan kaplan” ölüm döşeğinde yatıyor. Aslında o “kaplan” solunum güçlüğü çeken, yüksek tansiyon ve başka kronik hastalıkları olan bir “kaplandı”. “Beyin ölümü” gerçekleşti sözleri henüz virüs ortada yokken söylenmişti zaten. Şimdi beyin ölümü gerçekleşen ağır hastaya virüste bulaştı. Kurtuluşu yok.

ENERJİNİN MERKEZİ

Böyle bir dönemde üretim şart. Üretmek için de enerjiye ihtiyaç olacak. Enerji nerede? Avrasya’da. Nasıl taşınacak? Herkesin kabul etmek zorunda olduğu en hızlı ve güvenli yöntemle. Avrupa fabrikalarının enerji kaynağı nedir? Yüzde 90 düzeyinde doğalgaz. Doğalgaz en hızlı ve güvenli biçimde hangi yoldan gidecek? “Türk Akımı” ve “TANAP” boru hatlarıyla. Bu yüzden Koronavirüs salgını sonrasında Türkiye’nin tam merkezinde olduğu bir enerji arzı söz konusu olacak. Talep mi? Galiba “talep” kelimesi yerine “mecburiyet” kelimesini kullanmak gerekiyor. Kısacası adı “Türk Akımı” olan Avrasya birliği damarı ve adı “TANAP” olan Türki birlik damarı yeni dönemin “arz talep” değil belki yeni tanımla “arz-mecburiyet” merkezi olacak. Üretmek için enerjinin can damarları topraklarımızdan geçiyor. Buna ülkemizde ayak sesleri iyice duyulan “Üretim Devrimini” de ekleyin. Gözlerinizi kapatın ve o şarkıyı bu kez çok daha inançlı dinleyin; “Güzel günler göreceğiz çocuklar…

Son Dakika Haberleri