Şam ajan kaynıyor
ABD ve İsrail ajanlarının otellerde Heyet Tahrir Şam (HTŞ) yöneticileriyle görüştükleri bildirildi
Suriye’de Beşar Esad yönetiminin düşmesinin ardından ülkeye yabancı istihbaratçı akını başladı. Başkent Şam’a ABD ve İsrail ajanlarının geldiği, otellerde Heyet Tahrir Şam (HTŞ) yöneticileriyle görüşmeler yaptıkları ileri sürüldü.
Önceki akşam CNN Türk canlı yayınına Şam’dan bağlanan bir muhabir, HTŞ yöneticilerinin 5 yıldızlı bir otelde Amerikalılarla görüştüğünü ifade etti. İngiltere merkezli yayın organı The Economist de dün yayınlanan “Peki Suriye'deki diğer isyancılar şimdi ne istiyor?” başlıklı haberinde, HTŞ’lilerin Şam’daki Four Season Otel’de görüşmeler yaptığını yazdı.
Aydınlık’ın ulaştığı bir askeri kaynak, “Şam hiç bu kadar yabancı insanı bir arada görmemiştir. Şam, MOSSAD ajanı dolu. Dürzi kökenli çok sayıda İsrail ve ABD ajanı var bölgede.” bilgisini verdi.
Öte yandan Arap basınındaki haberlere göre de Amerikan, İngiliz, Fransız istihbarat görevlilerinin de Four Season Otel’de kaldığı, el-Beşir’in geçici hükûmetin başbakanı olması kararının da bu otelde alındığı ileri sürüldü.
‘HTŞ YÖNETİCİLERİ ABD’LİLERLE GÖRÜŞÜYOR’
CNN muhabiri Serdar Er, 8 Aralık’ta Şam’dan yaptığı canlı yayın bağlantısında, Şam’daki 5 yıldızlı bir otelde HTŞ yöneticileriyle ABD’lilerin görüşmeler yaptığını açıkladı. Er şunları aktardı:
“Şehrin önde gelen otelleri var, 5 yıldızlı oteller diye de tarif edebiliriz. O otellerin hizmet vermeye devam ettiklerini gözlemledik. Hatta birinde biz de konaklamak için gittiğimizde yer bulamadık. Ama bir başvurumuz olmuştu. Ama o otellerde Amerika Birleşik Devletleri çalışanları, Birleşmiş Milletler ve birkaç devletin çalışanları, yoğun şekilde konaklıyor.
"Şöyle bir tablo çıktı ortaya: O otelde işlerin biraz daha yolunda gittiği gözüktü. Kapıdaki güvenlikler Suriye’deki silahlı muhalif güçlerden oluşuyordu. Otelin kontrolü ellerinde. Suriyeli muhalif güçlerin yetkililerinin de o otelin içinde olduğu, kapıdaki araçlardan, içerideki atmosferden, yapılan toplantılardan anlaşılıyordu.
"Toplantı odalarını da gördük. Ama kim hangi işi yapıyor derseniz onu net bir şekilde bilmiyoruz. Üst düzey yöneticiler düzeyinde heyet diyebilirsiniz. Burada da görüşmeler olduğuna şahitlik ettik. Özellikle Şam’daki 5 yıldızlı otellerde, bazı hatırı sayılır ülkelerin yetkilileri görüşmeler yapıyor.”
‘YABANCI TEMSİLCİLERLE ÜST ÜSTE TOPLANTILAR’
Bir süredir Suriye’de olan Prof. Dr. Serhat Erkmen de, “Şam'da yerli ve yabancı temsilciler toplantı üstüne toplantı yapıyor.” ifadelerini kullandı. Halep, Hama, Humus ve Şam’da gözlemler yapan Erkmen, önceki gün sosyal medya hesabından şunları kaydetti:
“İsrail günlerce Suriye'yi vurdu. Çoğu askeri hedeflerdi. Suriye ordusunun tüm yüksek irtifa hava savunma sistemleri, radarları, kritik askeri tesisleri cephaneleri, askeri havaalanları, silah üretim tesisleri ve donanmayı vurdu. Bazı geceler Şam'da 8-10 patlama duyuldu.
“Kuneytra merkezine İsrail ordusu girdi. Lübnan sınırı boyunca kritik geçiş noktaları ve Cebeli Şeyh'i (Hermon Dağı) ele geçirdi. Sanırım sınırda kritik yerleri tamamen alıncaya kadar durmayacak. Nasılsa birkaç video çekip Kudüs'ü fethedeceğiz narası atılması dışında tepki yok.
“Bir geçiş hükümeti ilan edildi. Bu hükümet İdlib'de HTŞ’nin kurduğu hükümetin neredeyse aynısı. Fakat geçiş süreci tartışmaları sürüyor. Şam'da yerli ve yabancı temsilciler toplantı üstüne toplantı yapıyor. Temel konular şunlar: Kamu hizmetlerinin devamı, genel güvenliğin sağlanması, altyapı onarımı, eski muhalifler arasında koordinasyon sağlanması, anayasa yapılması. Doğrusu her şey doğal akışında gidiyor gibi görülüyor. bakalım bu illüzyon ne zaman dağılacak.”
HTŞ’LİLERDEN KADIN GAZETECİYE: ‘BAŞIN NEDEN AÇIK?’
Suriyeli gazeteci Mirella Abu Shanab, Şam’da başı açık şekilde gezdiği için HTŞ’lilerin tepki gösterdiğini söyledi. Yaşadıklarını sosyal medyadan paylaşan Hristiyan kökenli gazeteci, Hristiyanların daha önce azınlık muamelesi görmeden yaşadığını belirterek şunları aktardı:
“Şam’dan Abbasi sahasından merhaba... Buradan geçiyordum. Arkamda gördüğünüz pastanenin yanından geçerken silah sesleri duydum. Pastanenin önünde silahlı askeri kıyafetli iki erkek vardı. Bana hitaben kırık bir Arapçayla ‘Sen nesin, Hristiyan mı, Dürzi mi, Şii misin? Neden başın açık?’ diye sordular... Onlara doğru yürüdüm, ‘Sana cevap vermeyeceğim. Siz kimsiniz ki bizim topraklarımıza gelmişsiniz?’ dedim.
“Ayağa kalktılar ve mekandan uzaklaştılar. Askeri genel komutanlığın bugün öğlen vakti yayımladığı emirnamede hiç kimsenin giyimi kuşamına karışılmayacağı denilmiş olmasına rağmen bunu yaşamam, kaygıları haklı çıkartabilir.
“Ben gazeteciyim. Biz de özgürlük ve devrim için mücadele ettik ama objektif olmalıyız. Maalesef Şam’da korkutucu görüntüler zahir. Çeçen, Afgan veya Asyalı tipli silahlılar Şam’da. Geçici bir dönem dedik, bu tipleri aramızda kabul ettik. Ancak gerçekçi olacağız.
“Bana bugün bu soruyu soranlar yarın bunu zorla eyleme dönüştürecekler ve hayatımıza tehdit oluşturacaklar. Biz Şamlıyız, Suriyeliyiz. Buradan gitmeyeceğiz. Çoğunluğun sesiyiz. Hayatımızda bu sorulara maruz kalmadık. Hiçbir zaman, bir Hristiyan olarak, kendimizi azınlık görmedik. Böyle yaşamadık. Korkmayın, susmayın. Suriye hepimizin. Devrim bir bayrağın rengini değiştirmek, yeni şiarlar getirmek değildir. Bir sembol, bir şahıs, bir heykel değildir. Korkulardan kurtulmaktır. Suriye’nin hepimizin vatanı olmasıdır. Bunun için konuşun, bunun için mücadele edin.”