22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Sanal dünyaya hapsolan insanlık: Teknoloji bağımlılığı

Rehberlik öğretmeni Ezgi Tat, giderek artan teknoloji bağımlılığı ile ilgili, ‘Sanal dünyadaki içerikler paylaşımdan uzaklaştırıyor, şiddet eğilimini artırıyor. Artık gençler internette gördüklerine benzemiyorlarsa, kendilerini beğenmiyorlar.’ dedi

Sanal dünyaya hapsolan insanlık: Teknoloji bağımlılığı
A+ A-

ÖZGE YAREN ENÇ

Çukurova Üniversitesi Felsefe Grubu Öğretmenliği mezunu, meslekte yılları geçirmiş rehberlik öğretmeni Ezgi Tat ile çocuk ve gençlerdeki teknoloji bağımlılığını konuştuk.

  • Kısaca bağımlılığın tanımını yapar mısınız?

Bağımlılık en net tarifiyle, bireyin bir şeyden yoksun olduğunda rahatsızlık duyması durumudur.

  • Peki teknoloji bağımlılığını nasıl tarif edebiliriz?

Artık endüstri 4.0 dönemindeyiz. Bu dönemde nesnelerin teknolojisini kullanmaya başladık. Yani görüyoruz ki teknolojiyi hayatımızdan soyutlamamız artık imkânsız… İşte bu teknolojik olanakların yoksunluğunda, örneğin telefonun elimizin altında olmadığı anlarda duyduğumuz rahatsızlık teknoloji bağımlılığıdır. Bir diğer tanımı ise “avatarlar” üzerinden yapabiliriz. Sosyal medyada, yaratılan avatar karakterlerden kopup gerçek sosyal yaşama dönüşün bireyi rahatsız etmesi de, teknoloji bağımlılığı demektir.

12- 18 YAŞ GRUBUNDA ARTTI

  • Teknoloji bağımlılığının en sık görüldüğü yaş grubu nedir?

12-18 yaş grubunda inanılmaz şekilde bu durumun arttığını biliyoruz. Çünkü onların doğumundan itibaren teknolojinin içinde olduklarını görüyoruz. Bizlerin yani 25-30’lu yaşlardaki arkadaşlarımızın en azından sokakta oyun oynayabilmek gibi bir şansı vardı. Şu anki nesilde böyle bir imkân ya da istek yok. Bu biraz da ebeveynlerin toplumdaki çalışma potansiyeli ile alâkalı. Ebeveynlerin iş yükünün çok fazla olması, çocuklarıyla ilgilenme sürelerini ne yazık ki düşürüyor… Çocukların ellerine telefon, tablet verip oyalama durumu arttı.

  • Gözlemlediğimiz kadarıyla ebeveynler çocukların eline tableti, telefonu verdikten sonra çocuğun ne oynadığı, ne izlediği ile ilgilenmiyor, bir kontrol sağlayamıyor. Sizce bu anlamda bir denetim sağlayabilmek mümkün mü?

Aslında güvenli internet kullanımı adı altında “çocuk profili” eklentisi var. Ancak bunu bilen ebeveyn sayısı maalesef az.

‘PAYLAŞMA, ALT ET!’

  • Bu sanal dünyada neler oluyor… Çocuklarda, gençlerde gözlemlediğiniz kadarıyla teknoloji bağımlılığı hayatlara nasıl yansıyor ?

Bizim zamanımızda, Tom ve Jerry gibi çizgiler varken bugün Minecraft gibi şiddet içerikli öğelerin yoğunlaştığını görüyoruz. Bugünkü internet oyunlarında “Paylaşma, alt et!” mesajı veriliyor.

Bu içerikler paylaşımdan uzaklaştırıyor, şiddet meylini artırıyor, çocuklar sanal dünyada yapıp ettiklerinin sosyal dünyada karşılığını bulamadığında tutarsız kişilik davranışları sergiliyor.

Gençlerin kültürleri, zevkleri artık kalıplaşmaya başladı. Farklı kültürlere ulaşmayı sağlayan bir araç teknoloji, evet ama görüyoruz ki bu kültürlerin bir “diretmesi” söz konusu. Artık gençler internette gördüklerine benzemiyorlarsa, kendilerini beğenmemeye ve anti-sosyal kişilik bozuklukları sergilemeye başlıyor.

KONTROL NESNELERE BIRAKILMAMALI

  • Gençlerin sanal-gerçek çatışmasının özellikle üzerine eğilmek gerekli. Bu gibi olumsuz tarafların yanında teknolojinin olumlu yönlerini de gözden kaçırmamalı. Bu olumlu- olumsuz yönleri biraz daha açar mısınız?

Doğru kanallardan kullanılırsa internet inanılmaz bir bilgi havuzu. Kişisel gelişim için oldukça renkli bir alan. Teknoloji pek çok çevrimiçi eğitim imkanını sunuyor. Teknoloji sayesinde artık mesafe kavramı azaldı. Eskiden bir evrakı bir yere göndermek saatler alırdı şimdi tek tıkla mail atabiliyoruz. Ya da sevdiklerimize ulaşmamız daha zordu. Şimdi uçağa atlayıp veya görüntülü arayıp hasret giderir olduk.

Burada asıl olumsuzluğu yaratan şey “kontrolü bir nesneye bırakmak”. Bu durum benlik kaybına, kültür kaybına sebep oluyor. Burası sorumluluk almaktan da kaçındığımız bir alan. Bu alandaki reklâmlar psikolojik olarak bizi kalıplaşmaya yönlendiriyor. Bu etkilerden korunmak için nesnelerin bizi değil, bizim nesneleri kontrol etmemiz gerekli.

ÇOCUKLARA DOKUNABİLECEKLERİ ALANLAR YARATMALIYIZ

  • Ebeveynlerin çeşitli yasaklarla çocukları korumaya çalışması doğru bir tutum mu? Yasaklarla, kısıtlamalarla teknoloji bağımlılığı aşılabilir mi?

Eskiden “modemin fişini çekme” tehdidi meşhurdu… Ben bu tip yasakların çözüm olmayacağını düşünüyorum. Çünkü zaten bağımlılık dediğimiz rahatsızlık durumu bir şeyin mahrumiyetinden doğar. Dolayısıyla bu sadece tetikleyici bir öğe olur ve işe yarama ihtimali düşüktür. Örneğin, çocuğa sınırlandırma koyuluyorsa o alan dışında yapabileceği farklı şeyler de sunulmalı, yani teknolojiden mahrum kaldığı süreçte yapabileceği farklı şeyler yaratılmalıdır. Çocuğa “dokunabileceği alanlar” yaratmak önemli. Bu tabii ki zor. Çünkü hem zaman, hem ekonomik yeterlilik gerekli. Eğer mahrum bırakacaksak dediğimiz gibi olumlu pekiştireçler yaratmak zorundayız. Aksi takdirde çok daha büyük bir karşı çıkışla karşı karşıya kalınır. Mahrum bırakma değil, doğru kullanıma teşvik önemlidir.

DEVLET MÜDAHALESİ GEREKLİ

  • Bu alanda devletin denetimi gerekli mi?

Siber alanda devlet müdahalesi kesinlikle gerekli. Teknolojinin doğru kullanımı üzerine mutlaka müdahaleler olmalı, çünkü kaybettiğimiz bir nesil var…

Siber suçlar giderek artmaya başladı. İnsanlar burada herhangi bir kısıtlama görmüyor ve etik kavramından oldukça uzaklar. Bunun önüne geçmek için çalışmalar var. Çok yeni bir alan burası. Dolayısıyla henüz yapılan şeyler yeterli değil, fakat daha iyiye gideceği yönünde adımlar olduğunu da biliyoruz.

teknoloji bağımlılığı çocuk sanal dünya