Sanat Direktörü Deniz Yavuz Altın Portakal’ı anlattı: Bu yılın sloganı ‘Hikayemiz Birlikte’

Türkiye’nin en saygın film festivali olarak gösterilen Altın Portakal bugün düzenlenecek kortejle başlayacak. Geçen sene iptal olan festivalde bu yıl nasıl bir süreç izleneceği merak ediliyordu. Altın Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali Festival Sanat Direktörü Deniz Yavuz, festival sürecini Aydınlık’a anlattı.

Festivalin 61 yıllık hafızasına dikkat çeken Yavuz, Altın Portakal’ın Türk sinemasında belirleyici bir rolü olduğunu söyledi.

Festivalin “Hikayemiz Birlikte” sloganıyla yola çıkmasını da değerlendiren Yavuz, “Herkesin kendine özgü bir hikayesi var ve biz son yılların olumsuzluklarının hep birlikte üstesinden geleceğimize inanıyoruz.” dedi.

TÜRK SİNEMASINDA BELİRLEYİCİ BİR ROLÜ VAR

Altın Portakal Film Festivali başlıyor. Sizin duygu ve düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Antalya’nın festivali çocukluğumdan beri hayli ilgiyle takip ettiğim bir güzel etkinlik. 37. edisyonundan bu yana aralıklarla yerinde takip ettiğim, filmlerini izlediğim, sinemacılarla bir arada olduğum bir dolu hatırat. 61. yılında Altın Portakal benim için bir başka pencereden başlıyor. Bu kez yeni filmlerin merakı, usta sinemacılarla karşılaşacak olmanın heyecanı, onları sinemaseverlerle buluşturmak göreviyle, sorumlulukla omuzlarımda.

Altın Portakal’ın Türk sinemasının gelişimindeki rolü nedir?

Film-Sanat Festivali olarak başlayan bu macera ilk döneminin güzide sinema etkinliğiydi. Türk sinemacılığının, filmciliğinin kalbi Antalya’da atıyordu. Gözde olmasının en büyük dezavantajı ise bu görünürlüğün skandallara sebebiyet vermesiydi. Bütün bu artı eksileriyle 61. yılına gelen bir festivalden bahsediyoruz. Kökleşmiş hafızasıyla bir markaya dönüşen Altın Portakal’ın Türkiye’nin sinema yaşamına katkılarına paha biçilemez. Önceleri tek tercih edilen daha sonrasında yarışma filmlerine prömiyer şartı getirilen festivalin en önemli özelliği ‘belirleyicilikti’. Özellikle Yeşilçam döneminin sona ermesinin ardından, 1990’lı yılların ortasından itibaren sinemacılarımız set ve çekim takvimlerini Antalya’nın tarihlerine bakarak yapar ve filmlerini Altın Portakal gösterimiyle açardı. Festivalin ardından filmlere vizyon tarihi alınır ve diğer yerli festivaller değerlendirildi. Antalya bir dönemin belirleyicisi, sinemanın ülkesel bazda ev sahibiydi.

‘BU YIL BİRLİKTELİK MESAJI VERMEK İSTİYORUZ’

Bu yılki festivalin odak noktası ne olacak?

Her yıl olduğu gibi bu yıl, bizim odağımızda da filmler ve onların hikayeleri var. Bu odağa hizmet etmesi için birbirinden değerli yerli ve yabancı filmleri seçkilerimize yerleştirdik. Hem bu filmleri halkla, sinemaseverlerle buluşturmak hem de Türkiye’deki sinema profesyonelleriyle, sinema öğrencilerini, heveslilerini bir araya getirmek istiyoruz.

Festival afişinde yer alan “Hikayemiz Birlikte” sloganı ne anlatıyor?

Altın Portakal’da bu yıl ‘birliktelik’ mesajı vermek istiyoruz. Herkesin kendine özgü bir hikayesi var ve biz son yılların olumsuzluklarının hep birlikte üstesinden geleceğimize inanıyoruz. İşte bu yüzden de ‘hikayemiz birlikte’ demeyi tercih ettik.

Festivalin bir ayağında da sinema çalıştayı olacak. Çalıştay hangi konuları ele alacak? Özellikle değişen seyir kültürü dikkat çekici. Söz konusu değişim sinemayı yeniden mi biçimlendiriyor?

Bu kapsamda ve çapta bir sinema çalıştayı daha önce yine Antalya’da, 2003 yılında gerçekleştirilmişti. Ona da katılma fırsatım olmuştu. Özellikle pandeminin ardından ve ne yazık ki yine Türkiye’de sinemanın sorunları oldukça düşündürücü boyutlara ulaştı. Festivaller, sansür, telif, sinema salonlarının kondisyonları, sinemaya gitme kültürü gibi büyük büyük sorunlarımız var ve hepsinin endüstri profesyonellerinin katılımıyla konuşulması şart. Çalıştay ile hedefimiz tam da bu.

Çok doğal olarak sinema filmlerinin ele aldığı konular da -yaşamların da değişmesiyle- güncelleniyor. Hem anlatı hem de seyir kültürü değişiyor. Biz de buralardaki değişiklikleri merak ediyoruz.

Son olarak ne söylemek istersiniz?

Özgürce çekilen filmleri özgürce izleyebildiğiniz bir festival diliyorum...