Sanatçılara ‘Filistin için cesaret’ daveti
İki sanatçının başlattığı sergi yolculuğu, on günde 13 sanatçıya ulaştı. Aydınlık’ın sorularını yanıtlayan Bağımsız Sanat Vakfı’nın kurucusu Hülya Yazıcı, Filistin temasını ileride Uluslararası İstanbul Trienali yapabileceklerini aktardı
Ressam Hülya Yazıcı ile ressam Gözde Atlas’ın küratörlüğünü yaptığı “4 Saat Ara” sergisi, İsrail’in Filistin üzerindeki zulmünü sanatçıların gözünden yansıtıyor. Bağımsız Sanat Vakfı’nda açılan ve 15 Ocak’a kadar devam eden sergiyi, vakfın kurucusu Hülya Yazıcı ile konuştuk. Gazze katliamı hakkında duyarlılık göstererek tepki veren sanatçılarla birlikte bu sergiyi oluşturduklarını belirten Yazıcı, sergi açılışında kendisi gibi düşünen başka sanatçıların da olduğunu fark ettiğini belirterek ileride Uluslararası İstanbul Trienali’nin teması haline getirebileceklerini söyledi.
Sergide 12 sanatçının enstalasyon, video art, heykel, resim ve fotoğraflarından oluşan 30 eseri yer aldı. Uluslararası sanatçıların da katılımıyla gerçekleştirilen sergide Ahmed Raid Türkmen, Fatih Balcı, Fuat Kozluklu, Gözde Atlas, Haydar Şendur Cankutan, Hülya Yazıcı, İbrahim Al Hassaun, Muhammet Bakır, Muhsin Bilyap, Mustafa Şanlı, Nilay Kan Büyükişliyen ve Zahit Büyükişliyen'in eserleri sergileniyor. Hülya Yazıcı ile söyleşimizi sunuyoruz.
‘DUYARLI SANATÇILARIN VARLIĞINI ÖĞRENDİK’
-
“4 Saat Ara” isimli sergiyi oluşturmaya ne zaman karar verdiniz? Amacınız neydi?
Sergi fikrinin ortaya çıkışı şöyle oldu; Gazze’de yetmiş yıldır yaşanan kademeli işgalin büyük çapta bir katliama dönüşmesi ve Gazze’nin tamamen insanlızlaştırılmaya yönelik başlatılan soykırımına sessiz kalmak, bir sanatçı olarak, daha doğrusu insan olarak asla içime sığdıramayacağım bir durumdu. Sosyal medyadan tepki veren paylaşımlar yaparken diğer sanatçıların sessiz kalmalarını, bu vahşeti görmezden gelmelerini anlamlandıramamıştım. Gözde Atlas’ın da bu konudaki hassas paylaşımlarıyla karşılaştım ve ona birlikte bir sergi yapma fikrini götürdüm. Başlangıçta iki kişiydik, on gün içinde sayımız on üç kişiye ulaştı ve sergi gerçekleşti. Serginin gerçekleşme aşamasında başka sanatçıların da katılma isteğini öğrendik. Belki ileride Uluslararası İstanbul Trienalinin teması olarak bu sergiyi daha geniş katılımlı düşünebiliriz.
Nedense bu konuda bir cesaretsizlik ve sessizlik hakim bunu anlamak güç, çünkü sanatçı dünyanın neresinde yaşanan bir acı bir haksızlık varsa buna ilk tepki vermesi gereken insandır diye düşünürüm. Bu yaşadığım tecrübe ne yazık ki insani çıkarların bu kadar acil ve hayati bir konuda dahi öne geçebileceğini görmemi sağladı.
EMPERYALİST GÜÇLERDEN ÇEKİNİYORLAR
-
Bütün Dünya’da İsrail’e tepki büyümüşken, sessiz kalan sanatçıların sessiz kalmasının sebebi nedir sizce?
Bütün Dünya ilk kez ve aynı duygularla ayakta, bu diğer savaşlarda yaşanan yıkımlardan daha fazla tepki gösterilen bir durum oldu çünkü yaşanan şey bir eşit şartlarda yapılan bir savaş değil. Kendi ülkelerinde yaşam hakları kısıtlanan, sahip oldukları her şey ellerinden alınan bir halkın yetmiş yıldır süren silahsız sessiz direnişinin sonunda başkaldırışına karşılık acımasızca yok edilmesinin dramı. İsrail gibi her hakkı kendinde gören, hiçbir insani hak ve kural tanımayan terörist bir devletin ve ona sesini çıkaramayan, arkasında duran, katliama ortak olan diğer devletlerin halkları ayakta fakat devletler sessiz. Dünya ekonomisini yönlendiren ve bunu bir tehdit biçimi olarak insanlara dayatan emperyalist güçlerden çekinen sanatçılar, iş insanları, üniversite yönetimleri, ticari kuruluşlar sessiz. Bu sesizlik ne var ki iyiye işaret değil ve azgın bir toplumun daha da azgınlığını artıracak, bir gün kendisini de kurban edecek bir sürece doğru evriliyor eğer küresel bir intifada tesis edemezsek.
-
Serginin adı oldukça çarpıcı. Fatih Balcı’nın “Yaşamak İçin Dört Saat” adlı eserine ziyaretçilerin tepkileri nasıl oldu?
Amaç sergiye dikkat çekmek, farkındalığı artırmaktı. Bu nedenle bu ismi kullandık. ‘’4 SAAT ARA’’nın amacı; başına bombalar yağan insanların evlerinden, topraklarından, mahallerinden, yakınlarının kayıplarıyla birlikte yaşanan acılarıyla canını kurtarabilmek için çıkıp gitmeleri için lütfedilen bu dört saati nasıl kullanabileceklerini düşündürtmekti. Fatih Balcı, Çanakkale 18 Mart Ünüversitesi’nde öğretim görevlisi sanatçı arkadaşımız, sergi ismine atıfta bulunan bir enstelasion yaptı. Bu aynı zamanda izleyicilerin duygularını yazarak katıldığı interaktif bir iş oldu.
-
Bağımsız Sanat Vakfı’ndan bahsedelim. Sekiz yıllık dernek geçmişi, ardından vakıf süreci geçirdiniz. Bağımsız bir sanat oluşumunu ayakta tutmanın zor olduğu bir zamanda kurumunuzu bugünlere kadar getirdiniz. Hedefleriniz, beklentileriniz nelerdir?
Bağımsız Sanat Vakfı, 2008 yılında Uluslararası İstanbul Trienalini gerçekleştirmek üzere kurduğumuz Bağımsız Sanat Derneği ile başladı faaliyetlerine. Yaşadığımız coğrafyanın kültürel zenginliklerinden yola çıkarak, çeşitli kavramlar çerçevesinde düşünsel sanat yapmayı hedefleyen bir grup sanatçı olarak, 2013, 2016 ve 2022 yıllarında dört kez Uluslararası İstanbul Trienalini ilginç konu ve kavramlarla gerçekleştirdik. Yurt içi ve yurt dışı çok sayıda sergi düzenledik. 2016 yılında vakıf olduk, derneğin ve vakfın kurucu başkanlığını, Trienallerin ve sergilerin küratörlüğünü sürdürüyorum, kendi sanat çalışmalarıma da fırsat buldukça devam ediyorum. Bağımsız bir sanat kuruluşunu sürdürmek dünyanın en zor işlerinden biri, ne yazık ki ülkemizde belli büyük ticari işletmelerin, holdinglerin yt6 veya kamu kuruluşları tarafından sürdürülen sanat kuruluşları dışında kendi imkanlarıyla var olmaya çalışan çok fazla bir sanat oluşumu olduğunu zannetmiyorum çünkü bu fazla özverili çalışmayı hatta bir ömrü bedel ödemeyi gerektiren işlerden biri, fakat gerekli. Umarım dünyayı daha iyiye daha güzele yönlendirmek, yanlış giden her şeye bu etkili dille cevap vermek üzere çıktığımız yolda imkansızlıklarımızı aşmak, yola devam etmek biraz daha kolaylaşır.
-
Sergi, sanatçıların dilinden Filistin ile ilgili en iyi mesajı veriyor ama sizin de mesajınızı okurumuza aktarmak isteriz.
Son olarak sergiye katılan bütün sanatçı arkadaşlarıma teşekkür ediyorum, değerli hocalarımızdan Zahit Büyükişliyen, Nilay Kan Büyükişliyen, Mustafa Şanlı, Gözde Atlas, Muhsin Bilyap, Fuat Kozluklu, Muhammet Bakır, Haydar Cankut Şenduran ve Suriyeli sanatçı arkadaşlarım, İbrahim Al Hassoun, Ahmet Raid Muhammed, Eyasjaffar, Tima Mansur ve Khayyam Zedan’a teşekkür ederim.
Bağımsız Sanat Vakfı’nın kurucusu Hülya Yazıcı ve sergiye katılan sanatçılardan Mustafa Şanlı, yarın saat 16:00’da Zafer Bilgin’in Ulusal Kanal’da hazırlayıp sunduğu Sanat Hayatı programının canlı yayın konuğu olacak.