Sanatçılardan 2025 yılı mesajları: Milli kültürün, yaratıcılığın, özgünlüğün yılı olsun
2025 yılına merhaba dedik. Peki sanatçıların yeni yıldan beklentileri neler? Gülsen Tuncer, Feyza Hepçilingirler, Hüseyin Haydar, Engin Ayça, Tunca Arslan, Gülşah Elikbank, Prof.Dr. Seyit Yöre, Nurduran Duman, Metin Turan, Ebru Ceylan ve Faruk Duman 2025 yılı için dileklerini Aydınlık'la paylaştı
Yeni yıl zorlukları aşma umuduyla geldi. Yurdun her yerinde yeni yıl kutlanırken sanatçılar da yeni yıldan beklentilerini, dilek ve temennilerini anlattı.
‘MAZLUM MİLLETLER VE EMEKÇİLER İÇİN MUTLU BİR YIL OLSUN’
Tiyatro Sanatçısı Gülsen Tuncer, mazlum milletlerle ve emekçilerle dayanışma duygularını dile getirdi. Tuncer, mesajında şu ifadelere yer verdi:
“Yeni yılın dünyanın iyi insanlarına, vicdanlı insanlarına, iyiliklerle, barışla ve bereketle gelmesini diliyorum. Bütün dünyada özgürlük ve barış düşüncesinin egemen olması için çalışmalar yapılmasını diliyorum. Bir de hava, su, toprak ve diğer canlıların yaşaması için bütün insanların bilinç, bilgi ve akılla donanmasını istiyorum. Bu dünya yaşanası olmaktan ne yazık ki elbirliğiyle çıkarılıyor. Filistinliler başta olmak üzere, Suriyeliler, Ürdünlüler, İranlılar, bütün coğrafyamızdaki insanların hak ettikleri mutluluğa kavuşmalarını diliyorum. Ülkemin emekçilerinin iyi insanlarının hak ettikleri onurlu yaşam içinde yaşamalarını diliyorum.”
Usta Şair Hüseyin Haydar, mazlum milletlerle dayanışmanın gerekliliğine dikkat çekti. Emperyalizme karşı mücadelede daha kararlı bir yıl olmasını dileyen Haydar mesajında şu ifadeleri kullandı:
“Yeni yılın ülkemize, bölgemize, yükselen Asya’mıza ve bütün insanlığa barış, sevgi, mutluluk, huzur getirmesini bütün kalbimle dilerim. Aynı zamanda, 2025 yılında, bütün bu iyiliklerin gerçekleşebilmesi için gerekli olan, mazlumların işbirliği ve dayanışmasının daha da yükselerek sürmesini arzularım.
“Hepsini kucaklayan bir dileğim de ülkemizde milletimizin özlemini duyduğu üretim devrimini gerçekleştirecek, Amerikan emperyalizmine, onun içimizdeki işbirlikçilerine meydanı dar edecek devrimci mücadelemizin yükselmesini isterim. Herkes gibi ben de yeni yılda da Şair emeğimi ve adanmış yüreğimi bu zorlu yolun sıra neferi yapacağıma söz veririm.”
‘UMUTLARIMIZIN GERÇEKLEŞMESİ BİZE BAĞLI’
Yönetmen Engin Ayça:
“2025 yılı inşallah herkes için iyi olur. Güzel şeyler yaşarız. Umutlarımızın gerçekleşmesi bize bağlı. Biz eğer birtakım görevlerimizi yaparsak 2025’te bazı şeylerin düzelmesine katkıda bulunabiliriz. Ummakla bir şey olmuyor. Gerektiği zaman elimizi taşın altına koymak gerekiyor.”
Prof. Dr. Seyit Yöre de barış vurgusu yaptı. Yöre, “2025'in dünyada savaşsız, ayrıca Türkiye'de de süregelen sorunların çözülebildiği bir yıl olmasını dilerim.” dedi.
Yazar Faruk Duman da Türkiye’nin önündeki zorluklara değindi. Umutlu ve bilinçli olmak gerektiğini kaydeden Duman, “Ülkemizin çok daha sorunlu ve büyük politik saldırılarla karşı karşıya kalacağı bir döneme girdiğini görebiliyoruz. Daha umutlu, bilinçli ve bilgili olmamız gerekiyor. Yeni bir yılı yeni umutlarla umarım renklendiririz. Vatandaşlarımızın yeni yılını kutlarım.” sözlerini dile getirdi.
2025 YILI ÖZGÜNLÜK YILI OLSUN
Yazar Feyza Hepçilingirler, “yenilik” vurgusu yaptı. Hepçilingirler, “Yeni yılın gerçekten yeni olmasını, yenilikler getirmesini dilerim. Eskimiş sorunlarımızı ortadan kaldıran, güzelliklerle dolu, huzurlu bir yıl olsun.” diye konuştu.
Sinema Yazarı Tunca Arslan, popüler kültürden kurtulduğumuz bir yıl diledi. Arslan, “2025'in şişirilmiş-ittirilmiş filmler ve medyanın pompaladığı kısır edebiyat örnekleriyle değil, gerçek sanat eserleriyle, verimli tartışmalarla dolu, eleştirinin nesnel gücünü gösterebileceği bir yıl olması dileğiyle.” mesajını verdi.
Şair Nurduran Duman üretime dikkat çekti. Türk kültürünün yaratıcılıkla gelişmesini dileyen Duman yeni yıldan beklentisini şu sözlerle açıkladı:
“Dünyada iyilikli bilginin izinin sürüldüğü, ülkeleri aydınlanıştan yana lider kurullarının yönettiği, büyükten küçüğe tüm sistemleri liyakat sahibi zarif kişilerin yürüttüğü, iyilerin güçlü de olduğu bir yeni yıl olsun. Türkiyemiz, üretimin önemini iyice bilsin, sürekli ve nitelikli üretsin, sanatın edebiyatın da bir gıda üretimi olduğunu, yaratım emekçisinin de özlük haklarının tanımlanıp düzenlenmesi gerektiğini kavrasın.
"Bizler, anamız atamız imecesindeki gibi her an dayanışım paylaşım içinde olalım, uygarlığa katkı koymak üzere Mustafa Kemal Atatürk’ün yolunu sürdürelim. 2025’te kendim için ereğim ise: evrensel doğrularla etik yaşantı, erdemli seçimler yeğleyişler, bayrı Türk kültürünü öğrenmek için daha çok merak ile daha çok emek, aydınlığa hizmet etmenin yolu olan üretmeyi sürdürmek. Yeryüzündeki her varlık için kutlu bir yeni yıl dilerim.”
Yazar Gülşah Elikbank da popüler kültürün zincirlerinden kurtulmak gerektiğini söyledi. Özgün işlerin kıymet gördüğü bir yıl dileyen Elikbank, “Kültürün sadece popüler kültür ile sınırlı kalmadığı, özgün işlerin kıymet gördüğü, farklı düşünmenin tehdit olarak algılanmadığı bir yıl umuyorum. Ülke olarak sahip olduğumuz zengin kültürel mirasın ve ilham verici hikayelerin değerinin bilindiği ve sanatçıların ekonomik olarak daha ferah olabileceği bir sene olur dilerim 2025. Kendi adıma da uluslararası camiada Türk mitolojisini daha iyi temsil edebileceğim bir sanat yılı umuyorum.” ifadelerini kullandı.
SANATA VERDİĞİMİZ DESTEĞİ BÜYÜTELİM
Ressam Ebru Ceylan ise sanatın birleştirici gücüne vurgu yaptı. Sanatçıların geleceğe miras bıraktığını kaydeden Ceylan, şu ifadelere yer verdi:
“2025 yılına adım atarken, kültür ve sanatın ışığında birleşen tüm okurlara sevgi ve umut dolu bir yıl diliyorum. Sanatın birleştirici gücü, farklılıklarımızı kucaklayan en derin aynadır. Bugün, sanatın ve kültürün her dalında üreten, sorgulayan ve yaratan insanlar olarak, yalnızca geçmişi korumakla kalmıyor, geleceğe de bir miras bırakıyoruz.
“Yeni yılda, sanata verdiğimiz değeri büyüterek, edebiyattan resme, tiyatrodan sinemaya uzanan geniş bir yelpazede daha fazla yaratıcı sesi destekleyebileceğimize inanıyorum. Hayallerimizi ve düşlerimizi kelimelere, fırça darbelerine, sahnelere taşıyan herkes için, 2025'te de dayanışmanın ve üretimin yılı olsun.
“Aydınlık gazetesinin sanat ve kültür yolculuğuna kattığı anlam için teşekkür eder, hep birlikte daha güzel yarınlara yürümeyi dilerim. Sevgi ve sanatla”
TOPLUMUN KİRLENEN RUHU ANCAK SANAT VE EDEBİYATLA TEMİZLENEBİLİR
METİN TURAN
2024, ülkemiz için aklımızın sınırlarını zorlayan zorluklarla geçti.
Ülkeyi neredeyse bir çeyrek yüzyıldır yöneten partinin her eğitim bakanı ile birlikte değişen programı, en temel sorunlara bakış açımızın çarpıcı özetini oluşturuyor.
Eğitimde durum böyle olunca, kültür ve sanat politikalarına dair izlencelerde de belirsizlik gözden kaçmış değil.
Bu alanda işi ehli ile yapma, görevi doğru isme verme konusunda en iyi adım Devlet Opera ve Balesi ile Devlet Tiyatroları’na atamalarda gerçekleşmiş oldu. Atılan bu adım özellikle opera ve balede övünç verici etkinliklerin gerçekleşmesine kaynaklık etti.
Türkiye kültür, sanat bakımından her bakımdan zengin ve dinamik bir ülke. Devletin ayırdığı bütçenin sınırlı olmasına karşın, gönüllü kurum ve kişilerin gerçekleştirmiş olduğu ulusal ve uluslararası sanat çalışmaları övünç verici durumdadır.
Özellikle kimi Avrupa ülkelerinde tek bir festival için ayrılan bütçe ile onlarca etkinliğin yapılıyor olması, ülkemiz sanatçılarının özverilerinden kaynaklanmaktadır. Planlamayı gerçekçi yapan örneğin Nilüfer Belediyesi, Küçükçekmece Belediyesi, Kadirli Belediyesi gibi bazı yerel yönetimlerin, ulusal ve uluslararası alanda çok başarılı etkinlikler yaptığını da söylemek isterim.
2025 yılı, Türkiye ölçeğinde bir büyük kültür ve sanat atılımının yapılması en büyük düşlerimden birisidir. Bu ruhu kirlenmiş bir toplumu diriltmenin en sağlıklı ve en ekonomik yoludur. Toplum sanatla tanıştıkça, nitelikli müzik dinledikçe, tiyatro ve sergi salonları ile buluştukça, daha çok şiir, daha çok öykü, daha çok roman okudukça kirlenmiş ruhunu da sağaltacaktır.
Bu belki de bütün bir ülkenin antidepresan ilaçlara tek bir haftada harcadığı paradan çok daha az bütçeyle yapılabilecek bir iştir. Yeter ki en küçük birimdeki yöneticiden, ülkenin ulusal kültür politikasını belirleyen yetkililere kadar her kademedeki yetkilinin niyeti olsun.
İŞTE 2025 GELDİ
OKDAY KORUNAN
Yeni bir yıla giriyoruz. Binlerce yıldır insanlığın pek çok ortak dileğinin henüz gerçekleşmediğinin de şahidiyiz. Ömrümüz bu dileklerin gerçekleşeceğini göremeyecek kadar da kısa. Biliyoruz ki, yürünecek çok uzun bir yol var. Yol engellerle dolu...
İşte böyle günlerde insanın içinden şiir okumak gelir.
“Şiir ruhu inceltir, zamanı durdurur. Bir büyük isyana öncülük eder. Varoluşun ilk anında saklıdır şiir. Ona şahitlik eder. Bunu bilenler ondan korkuyor. Sansür, engel bu yüzden” (Nazım’ın Kedisi / Okday Korunan)
İşte tam da bu yüzden şiir okumalı insan. Yüksek sesle… Meydanlara çıkarak. Şiir umuttur. En kısa yazılmış oyundur. Müzik, dans, resim, heykel, edebiyat, mimari, sinema… Sanatın tüm disiplinleri içimizdeki çocuğun saf ve temiz paylaşımıdır. Güç verir, umut olur… Bahar olur… Bahar isyancıdır… Aşk olur. Antik Yunan’dan bir kavramla “Agape” olur. Tanrısal aşkta tutku, bağımlılık, cinsellik, dostluk biter. Aşk’ın kendi olunur. İnsandan geçip, insanlık adına bir yol bulunur… Erdemlerle yürünen yollara, emek ve umutla beslenen yarınlara ihtiyacımız var. Çeliğin gücünü, radyasyonun nesiller boyu süren acısını yaşadık. Ne kadar ders aldık?
- Gösterdim... gördü anlamına gelmez.
- Söyledim... duydu anlamına gelmez.
- Duydu... doğru anladı anlamına gelmez
- Anladı... hak verdi anlamına gelmez.
- Hak verdi... inandı anlamına gelmez.
- İnandı... uyguladı anlamına gelmez.
- Uyguladı... sürdürecek anlamına gelmez...
Paylaşmaya, çoğalmaya, çoğaltmaya, üretime, emeğe, umuda, insana ihtiyacımız var… Mustafa Kemal Atatürk’ün aydınlık çizgisini yol bilen, aydınlara ihtiyaç var. İnançlı, kararlı, azimli, sabırlı, bilimin ışığını yol seçenlerle yürünecek Bağımsız Türkiye idealimiz var. Bu ışığı taşımış ellere sözümüz var. Yürünecek yolumuz var. İdeallerimiz var. Yılmadık, asla yıkılmadık, sarsılmaz bir inancımız var. Her şey güzel olacak… Büyük şair Nazım Hikmet’in dizesindeki gibi, “… Güzel günler göreceğiz çocuklar güneşli günler…” umudumuz var.