05 Kasım 2024 Salı
İstanbul 11°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Sanatta Cadı Avına Son!’

Türkiye Sanatçılar Birliği, Batı’daki sanat kurumlarının sanatçılara yaptığı baskıyla ilgili bildiri yayınladı. Tuluyhan Uğurlu, bildiriyi desteklediğini belirterek medyadaki karanlığa dikkat çekti

‘Sanatta Cadı Avına Son!’
TSB, Cumhuriyet Kadınları Derneği'nin dün Ankara'da düzenlediği 'Yükselen Kadın Yükselen Türkiye' mitingine katıldı.
A+ A-
ALİ ULUSOY

Türkiye Sanatçılar birliği (TSB), “Sanatta cadı avına son!” başlıklı bir bildiri yayınladı. Rus sanatçılara dünyada uygulanan baskı ve boykot kararlarını eleştiren 4 Mart tarihli TSB bildirisinde, AB ve ABD merkezli Batı medeniyetinin “düşünce özgürlüğü”, “insan hakları”, “sanatın özerkliği” gibi konulardaki ikiyüzlü tutumu ortaya koyuldu.

Rusya’nın, NATO’nun doğuya doğru genişlemesini önlemek amacıyla Ukrayna’ya yaptığı operasyonun ardından birçok Avrupa ülkesi, Rusya’ya karşı yaptırım uyguladı. Medya organları ve sosyal medya hesaplarıyla siyasetçiler, sanatçılar, sporcular ve öğrenciler yaptırımlardan nasibini alırken önceki yüzyıllarda yaşamış dünyanın büyük edebiyatçıları ve bestecilerine, hatta Rus kedilerine kadar uzanan boykot kampanyası, akıl almaz boyutlara ulaştı.

Dünyaca ünlü Rus Orkestra Şefi Valery Gergiev’den Rusya’yı kınamasını isteyerek işten atan Avrupa’nın meşhur sanat kurumları, başka Rus sanatçılara da aynı baskıyı uygulamayı sürdürdü. Son olarak çeşitli film festivalleri, Rus filmlerine ve film yapımcılarına karşı harekete geçti. Stockholm Uluslararası Film Festivali ve Glasgow Film Festivali, Rus filmlerini göstermeyeceklerini belirtti.

TSB’nin yayınladığı bildiriyi sunuyoruz.

Sanatta cadı avına son!

Sanatın ve sanatçının özgürlüğü kavramları bugün insanlığın yarattığı ortak değerler içinde en hassas ve özen gösterilen konuların başında gelmektedir. Çünkü bu konu tek başına sanatçıyı ve sanat eserini değil, toplumların geldiği noktada onların tüm değer ve duygularının bir ifadesi olarak kabul görür. İnsanlık bu hassasiyete ulaşabilmek için pek çok zorlu sınavlardan geçerek bedeller ödedi. İleri ve çağdaş değerleri savunduğunu iddia eden Batı medeniyeti bugün Ukrayna’da yaşananlar nedeniyle öğrencilere, sporculara ve sanatçılara uyguladığı baskı ile zavallılığını kabul etmekten öteye geçememektedir.

Sanatçılara “Rusya’yı protesto ediyor musun, etmiyor musun?” sorusunu soranlar, tam bin yıl önce Cordoba, Granada, Sevilla ve Lizbon’un sokaklarında, sırf derisi biraz daha esmer olduğu için insanlara domuz pastırması verip “yer misin, yemez misin?” diye soruyorlardı. Bunun sonucunda ise İspanya’da ve Portekiz’de binlerce insan engizisyon tarafından öldürüldü.

Viyana, Münih Filarmoni Orkestraları, La Scala, Metropolitan Operaları ve Batı’daki diğer birçok sanat kurumunun, sadece Rus olmasından ve Rusya’yı lanetlemeyi isteyen soruya cevap vermemesinden dolayı, dünya’nın sayılı orkestra şeflerinden biri olan Valery Gergiev’i, Rus piyanist Denis Matsuev’i, Soprano Anna Netrebko’yu işten atmaları, bunun yanı sıra Bolşoy Balesi’nin çeşitli şehirlerdeki konserlerini iptal etmeleri, Rus sanatçıların uluslararası yarışmalara katılmalarının yasaklanması ve bunun gibi daha bir çok örnek sanatın bağımsızlığı, fikir özgürlüğü açısından kabul edilemez.

Bizler, yüzlerce yıl öncesinden "Yetmiş iki millete birlik ile bakmayan/Evliya bile olsalar hakikatte âsîdir" deyip ırkçılığı mahkûm eden Yunus Emre’nin torunlarıyız. Biz yine yüzlerce senedir, “Gel, kim olursan ol, gel” diyen Mevlana’nın neslindeniz.

Batının, Engizisyon Mahkemeleri’ni ve Hitler’in kararlarını andıran bu uygulamalarına karşı çıkıyoruz. Tüm bu uygulamalara maruz kalan sanatçıların yanında olduğumuzu bildiriyoruz. Onlar, insanlığın aydınlık birikiminin onurlu mirasında yerlerini aldılar.

Dünyada hümanizmin ve hoşgörünün beşiği olan bu toprakların Türk aydınları ve sanatçıları olarak, Ukrayna’da yaşananlar nedeniyle başlatılan “Cadı Avı”nın sona ermesi gerektiğini haykırıyoruz..!

‘Sanatta Cadı Avına Son!’ - Resim : 1

TULUYHAN UĞURLU: MEDYAYI İSTİLA ETMİŞLER

Piyanist ve besteci Tuluyhan Uğurlu, TSB’nin bildirisiyle ilgili Aydınlık’a değerlendirmede bulundu. Uğurlu şunları söyledi:

“Türkiye Sanatçılar Birliği’nin bildirisi, her medeni insanın sonuna kadar altına imza atabileceği son derece doğru ve yerli yerinde bir bildiri. Çok üzgünüm bu olanlardan dolayı. Batı klasiğinde bu var maalesef, kendinden olmayana bir tepeden bakma olayı. Benim yıllardan beri savunduğum bu fikirlerimi, ben bir türlü anlatamadım. Avrupa Birliği’nin matah bir şey olmadığını, NATO’ya girdiğimizden beri başımızın belâdan kurtulmadığını hep söylüyorum. Türkiye NATO’ya girmeden önce çok mutluydu. Öyle bir istila etmişler ki televizyon ekranlarını, her yerde NATO propagandası yapılıyor sanki. Olmadık adamları, önemli kişilermiş gibi makyajlıyorlar. Biraz da farklı fikirleri konuşan kişileri çıkarsınlar ekranlara. Bunlar mı yani her şeyi bilen? Biraz da başkalarını dinleyelim. Biri de desin ki ‘NATO’dan çıkalım. Avrupa Birliğine girmeyelim’ desin, ‘haysiyetli olun’ desin.”

‘Sanatta Cadı Avına Son!’ - Resim : 2
Tuluyhan Uğurlu

“Batı Batı dediğimiz şey aslında nedir biliyor musunuz? Avrupa’da bestecilerin yazmış olduğu eserlerin ilk seslendirilişinde, yuhalanmışlardır o insanlar. Sonradan kabul edilmiştir eserler. Mozart’ın, Mahler’in, Bruckner’in eserleri kaç defa yuhalandı. Öyle ‘sanattan anlarlar’ diye bir şey yok. Kimsenin bir şeyden anladığı filan yok. Yenilikçi düşünceye kapalılar bir kere. Avrupalı, bildiği şeyi duymak ister. Bildiği şeyi çalarsan, ‘aaa ne güzel, aferin…’ Ama yeni bir şey çalarsan, yıl olmadan anlayamaz, kapasitesi yok çünkü. Amerikalı seyircide o var mesela, hemen anlıyor. Ukraynalı seyirci de öyle, hemen anlıyor, hemen kucak açıyor. Çünkü bir Rus sanat derinliği var orada. Oradan kavrıyor meseleyi, yenilikçi nedir, devrimci ne demektir, yeni eser ne demektir? Ama Avrupalı anlamaz. Besteciler hep yuhalanmıştır gerçekten.”

Türkiye Sanatçılar Birliği ABD NATO TSB sanat Tuluyhan Uğurlu