Sanatçılara çağrı: LGBT figüranı olmayın
Büyük Aile Platfomu’nun yayınladığı bildiride sanat endüstrisinin, sosyal medyanın da etkisiyle küresel sermayaye boyun eğdirildiği belirtildi. Emperyalizm dayatması olan LGBT propagandasını yapan sanatçıların verdiği mesajların beğeni alma amaçlı olduğuna dikkat çekildi.
LGBT propagandasına karşı mücadele için bir araya gelen kitle örgütlerinden oluşan Büyük Aile Platfomu, sanat alanında yaşanan sorunlara dikkat çekti. “Sanatta dayatmaya sosyokültürel teröre dur diyoruz” başlığıyla yayımlanan bildiride sosyal medyanın sanat üzerinde yarattığı olumsuz algıya atıf yapıldı. ‘Eşitlik’, ‘özgürlük’ kavramlarının çarpıtıldığına vurgu yapılan bildiri yakında imzaya açılacak. Bildiride özetle şunlar kaydedildi:
“Emperyalizmin kültürel hegemonyasına boyun eğen ve küresel sermayeyle iç içe geçmiş sanat endüstrisi, sanatın özgür ruhunu tehdit ediyor. Bugün, ‘popüler’liğin ve ‘şöhret’in; sosyal medyanın algoritmaları ve uluslararası internet şirketlerinin topluluk kurallarından geçtiği bir dönemi yaşıyoruz. Emperyalizmin kültürel hegemonyasına boyun eğen ve küresel sermayeyle iç içe geçmiş sanat endüstrisi, sanatın özgür ruhunu tehdit ediyor. Tehdidin araçları; ödül kriterleri, algoritma ve topluluk kurallarından oluşuyor. Söz konusu tehdidin maksadı ise, sanatı kirli propaganda ve dayatmalara alet etmek. Kimin tarafından yazıldığı bilinmeyen, meşruiyeti kendinden menkul, kendisini devletlerin anayasa ve yasalarından üstün gören bu algoritma ve kurallar; insanlığın varoluşunu hedef alan sosyokültürel terörü sanat üzerinden yaymaya çalışıyor.
TOPLUMSAL BAĞLARI DARMADAĞIN EDİYOR
“Sanat endüstrisinin yeni paradigmasında, sosyal medyada var olamayan sanatçılar yok sayılıyor. Sosyal medyanın tahakkümü altındaki sanat dünyasında kayırılmanın ön koşulu bu sosyokültürel teröre alet olmak. ‘Eşitlik’, ‘özgürlük’ kavramlarının içini boşaltarak bireyselliği kutsayan söz konusu sosyokültürel terör; toplumsal bağları (kardeşliği) darmadağın ediyor, medeniyet farklılıklarını ‘popüler’ olana boyun eğmeye zorluyor.
BELEDİYELERİN DESTEKLERİ
“Sanatçılar, bu algoritmalara ve topluluk kurallarına takılmamak için inanmadıkları propagandaları yapmaya zorlanıyor. Şarkıcılar konserlerinde LGBT paçavraları sallıyor. Kimileri, ödül törenlerinde ellerine tutuşturulan metinleri okuyor ya da algoritma destekli beğeni (like) alacağını düşündüğü kelimeleri art arda kullanarak anlamsız mesajlar veriyor.
Dünyaca ünlü sanatçılar cinsiyetsiz olduklarını ilan etme yarışına giriyor, çocuklarının ‘cinsel tercihini seçme özgürlüğü’nü savunmasıyla bilinen ünlülerin sayısı her geçen gün artıyor. Başta İstanbul olmak üzere pek çok şehirde belediyeler LGBT propaganda ve dayatmasına alan açıyor, milli ve manevi değerlerimizle kavga eden sergiler bu belediyelerce destekleniyor.”
BARBİE’NİN ARDINDAN ‘OPERASYONLAR ARTTI’ İDDASI
Barbie filmiyle birlikte özellikle kadınlar arasında Barbie’ye benzemek adına estetik ameliyat taleplerinde de belirgin bir artış gözlemlendiği bildirildi.
Estetik International Sağlık Grubundan yapılan açıklamada Barbie olmak isteyenlerin en çok burun, meme, labioplasti ve kaburga aldırma ameliyatları talep ettiği kaydedildi. Barbie’ye benzemek için en az 10 ameliyat olmak gerektiği, bu ameliyatların toplam bedelinin ise 100 bin dolardan başladığı belirtildi. Açıklamada şöyle denildi:
“Dünyanın Barbie ile 1959 yılında tanışmasından bu yana hemen her yaştaki kadın için Barbie, adeta bir ikon olarak konumlanıyor. Dolayısıyla, Estetik International olarak uzun yıllardır bu tür operasyonel taleplerle karşılaşıyoruz. Estetik cerrahide en önemli ilke, doğal ve dengeli bir estetik anlayışıyla hastalarımızın özgünlüğünü koruyarak estetik iyileştirmeler yapmaktır.”